Kürdler kendi elleriyle dillerini yok ediyor

Maalesef Kuzey Kürdistan’da Kürdçe yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Sadece çocuklar değil, yetişkinler, meslek sahipleri de Kürdçe bilmiyor. Bazıları Kürdçe konuşmaya utanıyor. Bu ayıp olduğu kadar suçtur da. Bu, kendi elimizle dilimizi yok etmemiz anlamına geliyor. Kuzey Kürdistan’da Kürdçe yaşatılmaz ve geliştirilmezse, gelecek nesiller bizi asla affetmeyecek.

Google Haberlere Abone ol

Beşar Ezîz* - [email protected]

Kürd direniş, ayaklanma ve devrimlerinin temel amacı, dillerini, onur ve kültürlerini korumak olmuştur. Devrimler sona ermiş olsa veya olmasa da, dört parça Kürdistan’daki her bir Kürd bu amaçlara bağlı kalmalı.

Önceki dönemler, silahlı devrim süreçleri olsa da, şimdi dil devrimini, kültür ve onur devrimini gerçekleştirmek zorundayız. Asla Kürd dilinden vazgeçemeyiz. Hep birlikte dilimizi diğer dillerin seviyesine ulaştırabilir, bir dünya diline dönüştürebiliriz.

Her ne kadar bir standartlaşma olmasa da, Güney Kürdistan’da Sorani ve Kurmanci lehçeleri belli bir oranda korunmuş ve ilerleme sağlamıştır. Doğru, Güney’deki imkanlar dil konusunda diğer parçalardan daha fazla. Ancak Doğu Kürdistan’daki Kürdler her türlü baskı ve zora rağmen dillerini korumuş ve ilerletmişlerdir. Rojava Kürdistan’ında da durumu olumlu olarak değerlendirebiliriz. Oradaki halkımız da her türlü baskıya rağmen dillerinin Arapça karşısında yok olmasına izin vermediler. Benim eleştirim Kürdistan’ın büyük parçası olarak, Kuzey Kürdistan’a. Maalesef Kürdçe Kuzey’de büyük bir tehlike altında. Yeni nesil Kürdçe öğrenmeden büyüyor.

Kuzey Kürdistan’daki uygulamaları görmezden gelemeyiz ki on yıllarca Kürdçe yok edilmeye çalışıldı, yerine Türkçe konulmak istendi. Ancak burada zulmü kabul etmek değil direnmek, dik durmak önemlidir. Kuzey Kürdistan’a çok kere gittim, konuştum, sohbetler ettim. Üzülerek belirtmeliyim ki, Kürdçe aile içinde, toplum içinde çok az konuşuluyor. Çoğunluk Türkçe konuşuyor. Bu, siyasi partiler içinde de oluyor. Basın açıklamaları, medya dili, konuşmalar çoğunlukla Türkçe oluyor. Eğer açıklamalarda amaç hükümete mesaj vermekse o zaman Türkçe olabilir ama halka, özellikle de Kürd halkına yönelik mesajlarda yine Türkçeyi kullanmak, hele hele tek bir Türk televizyonunun, mikrofonunun olmadığı yerlerde, açıklamayı Türkçe yapmak bana hiç doğru gelmiyor. Bu açıklamalar Kürdçe olmalı, hem de düzgün bir Kürdçe ile.

Kuzey Kürdistan’da bütün partilerin katılımı ile Kürd Dil Platformu’nun kurulmasını heyecanla karşıladım ve çok önemli bir adım olarak görüyorum. Bu platformun halkın duyarlılığının gelişmesinde etkili olacağını düşünüyorum. Kürdçeyi geliştirmek kadar bütün kesimlerin Kürdçe kullanmalarını teşvik etmeli. Özellikle çocuklarla Türkçe değil Kürdçe konuşmalarını sağlamalı. Bu aynı zamanda bütün dernek ve kurumların da önündeki görev olmalı ki topluma da bir yansıması olsun.

Maalesef, Kuzey Kürdistan’da Kürdçe yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Sadece çocuklar değil, yetişkinler, meslek sahipleri de Kürdçe bilmiyor. Bazıları Kürdçe konuşmaya utanıyor. Bu ayıp olduğu kadar suçtur da. Bu, kendi elimizle dilimizi yok etmemiz anlamına geliyor. Kuzey Kürdistan’da Kürdçe yaşatılmaz ve geliştirilmezse, gelecek nesiller bizi asla affetmeyecek.

Kuzey Kürdistan’ın bir Kürdçe dil devrimine ihtiyaç var. Bundan dolayı, hepimiz Kürdçe yaşamalı, Kürdçe konuşmalı û dilimizi yaşamın bütün alanlarına dahil etmeliyiz ki topluma da yayılabilsin. Bireylerle de ilişkiler geliştirilmeli, Kürdçe bilmeyen kendinden utanmalı ki en kısa zamanda giderebilsin. Biz bununla dilimizin, şeref, kültür ve ülkemizin koruyucuları olabiliriz.

*Gazeteci, avukat

Etiketler türkçe dil kürdçe