'Ekonomik kriz' bildirilerine ömür boyu hapis!

Cumhuriyet Savcılığı, EMEP’liler gözaltına alındığında alıkonulan binlerce bildirinin delil olarak saklanmasına karar vermiş. Böylelikle EMEP’liler serbest kalmışsa da bildiriler hakkında “ömür boyu hapis” kararı verilmiş.

Google Haberlere Abone ol

Tugay Bek*

Geçtiğimiz 19 Ekim tarihinde Adana Organize Sanayi Bölgesi’nde “Krizin faturasını ödemiyoruz, iş, ekmek, özgürlük istiyoruz” başlıklı bildirileri dağıtan Emek Partisi üyesi beş kişi polis tarafından gözaltına alınmış, ifadeleri alındıktan sonra aynı gün serbest bırakılmışlardı.

Cumhuriyet Savcılığı, bir ilke imza atarak, EMEP’lileri 6352 Sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 107/2 maddesini ihlal etmek suçundan gözaltına aldırmıştı. 107/2'de 'Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini  veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da bunları yayan ve bu suretle menfaat sağlayanlar iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile  cezalandırılırlar' diyor. Yani EMEP’liler sermaye araçları üzerinden spekülasyon yoluyla menfaat temin etmekle suçlanmaktaydı.

Elbette burada amaç ekonomi yönetiminde kontrolü kaybeden siyasal iktidara karşı emekçilerin demokratik bir muhalefeti oluşturma ihtimalinin önünü kesmektir. AKP’nin anlatmış olduğu “Batılılar bizi kıskanıyor. Türkiye büyüyor vs” palavralarının foyasını dökmek, ekonomik gerçeklerin halka ulaşmasının önüne geçmek istenmiştir. Ekonomik krize karşı gelişebilecek “Gezi” benzeri halk hareketlerine karşı gerekli müdahalenin yapılması talimatı alan emniyet ve Cumhuriyet Savcılığı, EMEP’lileri gözaltına almak için suç uydurmak durumunda kalmıştı.

Başından itibaren gayri ciddi olan bu soruşturmanın ömrü kısa sürdü. Cumhuriyet Savcılığı, lütfederek EMEP’lilerin bildiri dağıtımını “Düşünce ve ifade hürriyet kapsamında değerlendirilmesi gerektiği üzerinden kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Savcılık “Şüphelilerin Türkiye’deki sözde kriz ortamını vatandaşlara anlatmak, vatandaşları bilinçlendirmek için yaptıkları ve menfaat temin ettikleri yönünde delil bulunmadığından” bahsetmiş.

SÖZDE EKONOMİK KRİZ

Devlet ya da egemen olan adına söz söyleyenler için ne kadar kullanışlı bir sözcüktür “sözde”. Başına geldiği kelimeye, “Gerçekte öyle olmayıp öyle bilinen, öyle sanılan” anlamı katmak için kullanılır.  Hani meramını anlatırken bir şekilde karşıtına ait bir unsurdan, bir tezden istemeye istemeye, bahsetmek durumunda kalıyorsundur da bu esnada karşıtın düşüncesine katılıyor, ya da onu olumluyor izlenimi verme riskini bertaraf etmek gerekiyordur, işte bu hallerde işitiriz bu sözcüğü. Çok eskiden sadece Ermeni Soykırımından bahsederken duyardık onu. Zira cümleye “sözde” diye başlamamışsanız, maazallah Ermeni tezlerinden yanaymışsınız gibi anlaşılabilir, milli şuurunuzdan kuşku duyulabilirdi. Ya da filanca terör örgütünün bayrağından, yöneticisinden bahseden haber spikeri, “sözde” diye lafa başlamamışsa bu örgüte sempati duyduğu sonucu çıkabilirdi. İşte böylesi müşkül durumlarda “sözde” kelimesi yetişiverir imdada.

Adı konulmamış gayri resmi bir dil bilgisi kuralı gibidir. Ötekine sempati duyuyor veya yakınlık gösteriyor değilim demenin en kestirme ve banal ifadesidir “sözde”. Resmi ideolojiye, söyleme olan bağlılığı göstermenin bir yöntemidir. Öyle alakasız yerlerde, duyanları irrite edecek bir sıklıkla tekrar edilir ki insanın kimi zaman “Rahat ol kardeşim biz sizi tanıyoruz. Bu vurguya ne gerek var şimdi” diyesi gelir.

Tekçi anlayışın kalıpların baskısı arttıkça “sözde” sözcüğünü kullanım alanı da genişliyor. Zaten olmayan bir suçtan gözaltına alınan EMEP’liler takipsizlik kararı vermek zorunda olan Cumhuriyet Savcısı, ekonomik kriz sözünün başına “ sözde” ekleyerek, takipsizlik kararı vermiş olmakla, bildirinin içeriğine katılmadığını ifade etmiş oluyor kendince. Cumhuriyet Savcısı, böyle yapmakla ekonomik kriz hususunda iktidar partisinin söylemini benimsediğini gösterme ihtiyacı duymuş. (Sanki "Savcımız EMEP’e mi yakınlık duyuyor acaba" gibi bir kuşku varmış gibi.) Tabii ekonomik gerçekte ekonomik krizin olmadığı sonucuna Cumhuriyet Savcısı ne türden bir tahkikatın sonunca varmış takipsizlik kararından tam olarak anlaşılmıyor. Çarşıya, pazara çıkıp alışveriş yapıp enflasyon karşısında eriyen maaşına bakmak yerine sadece “sözde” bir haber kanalı izleyerek bu sonuca varmış olabilir.

Cumhuriyet Savcılığı, EMEP’liler gözaltına alındığında alıkonulan binlerce bildirinin de delil olarak saklanmasına karar vermiş. Böylelikle EMEP’liler serbest kalmışsa da bildiriler hakkında “ömür boyu hapis” kararı verilmiş. Gözaltılardan hemen sonra Emek Partisi ve gözaltına alınan partililer adına emniyet yetkilileri ve Cumhuriyet Savcılığı hakkında siyasal parti faaliyetini engellemek, suç uydurmak, kamu görevini kötüye kullanmak suçundan yapmış olduğumuz suç duyurusu hakkında ise henüz bir karar verilmiş değil. Ancak EMEP’lileri piyasa spekülasyonu gibi “sözde” bir suçla gözaltına aldırmanın da hukukta bir karşılığı olur elbet diye düşünüyoruz.

*Avukat