Çocuk Yasası neden gerekli?

Çocuklar toplumun en savunmasız ve güçsüz kesimidir; deneyimsizdir, bilgisi azdır. Bu nedenle korunmaları zorunludur. Bizde özel bir “Çocuk Yasası” yoktur. Çocuklarla ilgili düzenlemeler Türk Medeni Kanunu, Ceza Kanunu, İş Kanunu gibi birden çok yasada dağınık şekilde yer almaktadır. Bu bakımdan çocuk haklarının özel bir yasada düzenlenmesinde yarar vardır.

Google Haberlere Abone ol

İzzet Doğan 

“Öyle bir aç kalsam, öyle bir aç

kalsam çocuklar, size hiç açlık

kalmasa...”

Aziz Nesin

BM tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin kabul edilmesinden bu yana her 20 Kasım’da bütün dünyada kutlanan “Dünya Çocuk Hakları Günü” için tüm çocukları kutluyoruz.

Tüm çocuklar hem ailelerinin ve hem de toplumun geleceğidir, umududur. Dünyanın neresinde olursa olsun sosyal, ekonomik ve siyasal buhranlardan en çok mağdur olanlar, acı çekenler çocuklardır. Onlar kendilerini belki yeteri kadar ifade edemez, sorunlarını yeteri kadar dile getiremezler ve kendilerini yeteri kadar savunamazlar.

Halen hem dünyada ve hem de Türkiye'de çocukların içinde bulunduğu durum içimize sinecek kadar iyi değildir. Çünkü çocuklar öncelikle cinsel ve ekonomik yönden sömürülmekte ve istismar edilmektedirler. Kadına karşı insanlık suçu olan cinayet ve şiddet olaylarında olduğu gibi çocuklara yönelik cinsel suçlar davalarında küçük kız çocuklarıyla imam nikahı ile evlendirilen ya da evlenen ve bu yüzden ceza alanlar için önceki dönemlerde çıkarılan af niteliğinde bir düzenlemeden kaçınılması, kamu vicdanının rahatsız edilmemesi, toplumun huzur ve barışının gözetilmesi zorunludur. Bu ve benzeri düzenlemeler yeteri kadar değerlendirilmeden oldubittiye getirilmemeli, istismar edene cesaret verici ve özendirici, kötü örnek oluşacak bir tavırdan uzak durulmalı, kamuoyunun duyarlığı unutulmamalıdır. Ayrıca “çocuk gelinler” kavramının sözlü ve yazılı basında kullanılması yanlıştır. Bu sözcüklerin yerine “erken yaşta evlendirenler” veya "çocuk yaşta evlendirilenler" demek daha doğrudur.

KORKUTUCU RAKAMLAR

Birleşmiş Milletler (BM) 2017 yılında 15 yaş altı yaklaşık 6.3 milyon çocuğun birçoğunun önlenebilir nedenler ya da hastalıklar yüzünden yaşamlarını yitirdiklerini duyurdu. BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Dünya Sağlık Örgütü, BM Nüfus Birimi ve Dünya Bankası, ortak raporunda 2017 yılında her beş saniyede 15 yaş altı bir çocuğun önlenebilir hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirdiğini belirledi.

2017’de Türkiye’de bebek ölüm hızı binde 6.8, beş yaş altı ölüm hızı binde 8.6, anne ölüm oranı yüz binde 14,6 olarak belirlenirken cinsel istismar rakamları korkutucudur;

"- Adalet Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de çocuk istismarıyla ilgili dava sayısı, son 10 yılda yaklaşık üç kat arttı.

- Adli sicil kayıtlarına göre son beş yılda çocuk istismarı dava sayısında yüzde 50 oranında artış var.

- Çocuğun cinsel istismarında Türkiye dünya listesinde 3’üncü sırada. Her altı erkek çocuktan biri cinsel istismara uğruyor. Uğrayanların yüzde 70’i 18 yaş altı. 11 yaşından küçüklerin oranı, yüzde 70.

- TÜİK verilerine göre, 2015 yılında Türkiye’de işlenen suçların yüzde 46’sı çocuklara karşı işlenirken çocuğa şiddet ve cinsel istismar öne çıkıyor. Cinsel suça maruz kalan çocuk verilerine göre, 2015 yılında İstanbul bin 324 ile birinci, İzmir 736 ile ikinci, Adana ise 528 ile üçüncü sırada.

- İzmir’de 2015 yılında çocuğa şiddet ve cinsel istismar başvurusu 715 iken, 2016 Nisan ile 2017 Nisan aylarında başvuru sayısı 3 bin 100’e çıktı.

- TÜİK 2015 verileri suç mağduru çocuk sayısının yılda 122 bini geçtiği, bunların yüzde 10 oranında cinsel suçlar olduğunu gösteriyor.

- Adalet Bakanlığı’nın 2015 verilerine göre de yılda ortalama 17 bin istismar davası açılıyor, bu davaların yüzde 45’i mahkumiyetle sonuçlanmıyor!

- Adalet verileri, yılda ortalama 8 bin çocuğun cinsel olarak istismar edildiğini ortaya koyuyor.

- Saldırganların yüzde 60’ı ise çocukların tanıdıkları biri."

SAVAŞLAR VE ÇOCUKLAR

Özellikle komşu ülkelerde acımasızca sürüp giden savaşların ortasında kalan çocuklar hayatlarından olmakta, sağlıklarını veya ailelerini kaybetmekte, erkek olanlar silahlandırılıp savaşa zorlanmakta, kendi ülke ve yuvalarından ayrılmakta, özellikle kız çocukları da cinsel ve ekonomik yönden sömürülmektedirler. Çocuklar toplumun en savunmasız ve güçsüz kesimidir; deneyimsizdir, bilgisi azdır. Bu nedenle korunmaları zorunludur.

Bizde özel bir “Çocuk Yasası” yoktur. Çocuklarla ilgili düzenlemeler Türk Medeni Kanunu, Ceza Kanunu, İş Kanunu gibi birden çok yasada dağınık şekilde yer almaktadır. Bu bakımdan çocuk haklarının özel bir yasada düzenlenmesinde yarar vardır.

Ülkemizde de çocuklara karşı inanılmayacak ve yüreğimizi acıtacak birçok olayın yaşandığını ve gittikçe artığını görmekteyiz. Çocuklara tecavüz edilmekte, çocuklar sokağa atılmakta, dilendirilmekte, uygun olmayan işlerde çalıştırılmakta, eşlerin boşanmasında da alet gibi kullanılmaktadırlar.

Oysa Anayasamız ve taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler çocuğun korunması ve gelişiminin sağlanmasını öngörmektedir.

ÇOCUKLARI DA DİNLEYELİM

Çocuklarla ilgili her şeye büyük sıfatı ile bizim karar vermemiz çok doğru değildir. Çocukları ilgilendiren önemli konularda onların olgunlukları derecesinde görüşlerini almak hem bizim Medeni Kanunumuzun ve hem de uluslararası sözleşmelerin bir gereğidir. Dolayısı ile çocukları dinleyelim, onların görüşlerine baş vuralım, olurlarını alalım ve katılımcı olmalarının yollarını açalım. Bu yöntem onların kişiliklerinin gelişmesi için de zorunlu olduğu gibi toplumda demokrasi kültürünün gelişmesine de yardımcı olur.

*Avukat