Andımız: Kemalistlerin beşiğini sallar iken

Andımız adımıyla Erdoğan kendi hukukuna karşı ana direniş odağı olan orta sınıfları rahatlatma eğilimine girdi. Böylece alıştıkları bir hayata, Andımızlı, Atatürk’ü Koruma Kanunlu bir geçmişe yeniden kavuşan orta sınıflar diğer sınıf ve gruplara ne yapıldığı ile hiç ilgilenmeyecekler. Zaten hiç ilgilenmediler...

Google Haberlere Abone ol

Orhan Gazi Ertekin*

Belli ki hükümet devlet aygıtları ve ekonomi karargahını yönetme karşılığı kültürel ve ideolojik merkezi ülkücü ulusalcı çevreye terk ediyor. Emanet ediyor tespiti belki daha doğru olanı. “Atatürk’e hakaret eden kadın”ın hukuk dışı biçimde tutuklanması ve ceza alması bunun işaretlerinden birisiyken Andımıza yeniden yol verilmesi devlet alanı içindeki İslamcı-ülkücü-sosyal demokrat ittifakını bir kez daha ifşa ediyor. Ki aynı zamanda ideolojik ve kültürel geçmişin ihyasının da simgesel ilanı olarak yükseliyor...

ANDIMIZ NEDİR?

Andımız, Türklüğün özgüven talebinin kolonyalist bir tahakküm dışında düşünülemeyeceğini, milli hiyerarşinin bir asayiş sorunu olarak ilk öğretim okullarına kadar götürülmesi gerektiğine dair en çarpıcı ayinlerden birisidir. Bu yolla farklı etnik kültürel var oluş halleri bile Türklük karşısında bir “rahatsızlık” bir “ihanet” ve bir “düşmanlık” olarak ve dahi “hazımsızlık” biçiminde normalleştirilir hale gelir. Türklüğün tarihsel inşası da bu ayrımı desteklemektedir. Zaten Türklük gerçek varlık haliyle üçlü bir tarihsel kompartıman içinde (Orta Asya, Ortadoğu ve Anadolu) coğrafyaları üzerinde kurulduğundan kaçınılmaz biçimde içinde “gerçek Türk” ile “sonradan Türk” arasındaki bir ayrımı belirginleştirir. Göç kategorisi de Türklüğün etnik tahayyülünün en önemli ve keskin referansıdır. Buradan bakıldığında “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü eylemli bir milli topluluk olma hali değil bir “tabiyet”e razı olma hali olarak okunabilir...

PEKİ ANDIMIZ NEDEN GELDİ?

Nedeni çok basit aslında ve bunu anlamak için hukuk konusunda birazcık da olsa tarihsel bir perspektife sahip olmak yeterlidir. Bütün toplumlarda hukukun temel meşruiyeti orta sınıfların rızasından gelir. Eğer orta sınıflar o hukuk düzenine rıza vermişse alt sınıfların her türlü hukuksuzluğa maruz bırakılmaları sadece bir “sapma” ve bir tür “anomi”olarak görülür. Ne zamanki orta sınıfların hukuk güvenliği tehlikeye girer o vakit hukuk düzeni çöker . Daha doğrusu çöktüğü ve sahteliği açıkça görünür hale gelir. Şimdi hükümet Andımız kararıyla işte o rızayı istiyor ve orta sınıflar büyük ölçüde bu rızayı verirler. Buradaki sorun şudur: Erdoğan’a yönelik asıl muhalefet hayat tarzlarının tehlikeye girdiği kaygısı taşıyan orta sınıflardı zaten ve hukuktaki bu kadar zemin kayması da en çok onlar tarafından görünür kılındı. Şimdi Andımız adımıyla Erdoğan kendi hukukuna karşı ana direniş odağı olan orta sınıfları rahatlatma eğilimine girdi. Böylece alıştıkları bir hayata, Andımızlı, Atatürk’ü Koruma Kanunlu bir geçmişe yeniden kavuşan orta sınıflar diğer sınıf ve gruplara ne yapıldığı ile hiç ilgilenmeyecekler. Zaten hiç ilgilenmediler...

Akıllıca ve makul bir plan bu...

Atatürk’e hakaret eden kadın öbür orta sınıflara verilen kurban olarak orada duruyor. Trajik olan hükümete karşı muhalefetin ana damarı; dili ve vurgularıyla esas olarak bir orta sınıf muhalefeti olması ve içindeki devrimci (sanılan) ögelerin bile ana damara, onun diline tabi olmalarıdır...

Evet Kemalistlerin beşiği sallanıyor ve onlar usulcacık uyuşarak kendilerinden geçiyorlar...

Bütün bunlar “Doğu Roma”nın hâlâ durulmadığını gösteriyor...

Hâlâ uzun ince bir yoldayız...

Hukuka daha var...

Hukukçular 'Öğrenci Andı' kararı için ne dedi?Hukukçular 'Öğrenci Andı' kararı için ne dedi?

*Hakim, Demokrat Yargı Eşbaşkanı