Evlenirken 'evinde otur' boşanınca 'iş bul' olur mu?

Yasadaki adı “yoksulluk nafakası” olan bu nafaka sözcüğünün önüne, özgürlüğü bağlayıcı cezalar için kullanılan müebbet sözcüğünü getirerek adını "müebbet nafaka" olarak kamu önüne sunmak doğru değildir. Yoksulluk nafakası en çok “evliliğin bir gün” bile sürmesi halinde ömür boyu nafaka ödeneceği iddia edilerek eleştirilmektedir.

Google Haberlere Abone ol

İzzet Doğan*

Yoksulların nafakası için feryat figan etmeden önce yoksul kalan mağdurlara haksızlık etmemek gerekir. Yoksulluğun tanımı yasada yapılmamıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 07.10.1998/656-688 sayılı kararında;” Yoksulluk ekonomik ve sosyal koşullarla doğrudan ilgilidir. O nedenle bunu ülkenin ekonomik ve sosyal koşulları altında belirlemek gerekir. Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama, maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkına sahiptir. (Anayasa 17/1, 55). Şu hâlde, bu temel hakkın tabii sonucu yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek yerinde olur” tanımı yapılmıştır.

Öncelikle yasadaki adı “yoksulluk nafakası” olan bu nafaka sözcüğünün önüne özgürlüğü bağlayıcı cezalar için kullanılan müebbet sözcüğünü getirerek adını "müebbet nafaka" olarak kamu önüne sunmak doğru değildir.

Yoksulluk nafakası en çok “evliliğin bir gün” bile sürmesi halinde ömür boyu nafaka ödeneceği iddia edilerek eleştirilmektedir.

Bu iddia tümüyle doğru olmayıp kısmen doğrudur. Çünkü Türk Medeni Kanunu’nun 176'ncı maddesine göre yoksulluk nafakası: “Nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi, evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararı ile kaldırılır”.

Ayrıca evliliğin bir gün bile sürmesi halinde daha ağır kusurlu olan eşin nafaka ödeyeceği belirtilirken evliliğini 10 yıl, 15 yıl veya daha uzun süre sürdüren ve belki de boşanmada hiç kusurları olmayan kadınların beş kuruşsuz sokağa bırakılmalarından örnek vermemek ve söz etmemek adil bir eleştiri ve çözüm arama yöntemi değildir.

Yine bir kimsenin evladına bile ömür boyu nafaka ödeme yükümlüğünün olmadığı iddiası da doğru değildir. Çünkü TMK 364 md ne göre "Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür". Bu yükümlülük koşulları varsa ömür boyudur.

'SÜRESİZ OLARAK' İBARESİNİN ANAYASAYA AYKIRILIĞI İDDİASI

Bu iddiayı inceleyen Anayasa Mahkememiz 2011/136 esas, 2012/72 sayılı kararı ile "Süresiz olarak ibaresine yer vermesinin amacı, boşanmadan dolayı yoksulluğa düşecek olan eşin diğer eş tarafından, şartları bulunduğu sürece ekonomik yönden desteklenmesi ve asgari yaşam gereksinimlerinin karşılanmasıdır… Yoksulluk nafakasının özünde, ahlaki değerler ve sosyal dayanışma düşüncesi yer almaktadır… Yoksulluk nafakasıyla, boşanma sonunda yoksulluk içine düşen eşin asgari yaşam gereksinimlerinin karşılanması düşünülmüştür” denilmekte ve ayrıca bu yükümlülüğün "sosyal hukuk devleti ilkesinin gereği olarak" getirildiği vurgulanmaktadır. Sonuç olarak da yoksulluk nafakasının koşulları oluştuğunda süresiz olmasının anayasaya aykırı olduğu iddiası reddedilmektedir.

Yoksulluk nafakası konusu yeniden tartışıldığında ana başlıklar arasında boşanan eşlerin kusur durumları, nafakanın süresinin evlilik süresi ile uyumlu olması, yoksulluk nafakası alan eşin çalışma ve iş bulma imkânı olup olmadığı ve ayrıca nafaka yerine sosyal yardım yapılması da ele alınıp değerlendirilecektir.

Bu kriterlere göre eğitimini bitirmeden, bir meslek sahibi olmadan erken evlendirilen ve boşanmakla yoksulluğa düşecek kadına daha önce "üç çocuk doğur, evinde otur, sokakta görünme" deyip bu kez boşanınca "bir iş bul çalış demek" de haklılık payı var mı dır? Daha dün Sağlık Bakanlığı'nda temizlik görevlisi olarak 1500 kişinin alınacağının açıklandığını bu iş için 6 bini üniversite, 8 bini de yüksek okul mezunu olmak üzere 107 bin kişinin başvurduğu haberi medyada yer aldı.

Yoksulluk nafakası hakkında hakkında düşünülen yeni düzenlemenin kadın için yeni mağduriyetlere neden olmamasını umuyor ve diliyoruz.

*Emekli İstanbul Hâkimi