Nagehan Alçı ile Turgut Özal’ın ruhunu çağırmak

Nagehan Alçı’nın müjdecisinin sınıfsal ve politik kimliğini iyice deşifre edersek aradığımız ruh bize adım adım yaklaşıyor… Nagehan Alçı, diğer bir sıfatı Liberal Demokrat Parti eski genel başkanı olmak olan Besim Tibuk’u bu titriyle tanıtmayı ne hikmetse unutmuş olması bir yana işin ilginç yanı Türkiye siyasetindeki asıl görünürlüğünü ona kazandıran Turgut Özal’ın danışmanlığını yapmış bir isim olmasına sözü hiç getirmemiş bile.

Google Haberlere Abone ol

Eylül Deniz Yaşar*

Nagehan Alçı, Muharrem İnce karşısındaki hezimetiyle iki gündür sosyal medyada trend olmuş durumda. Reklamın iyisi kötüsü olmaz efsanesi onu avutmaya ne kadar yeter bilemeyiz ama bu kötü reklam vesilesiyle uzun zamandır başlıklarını okumaktan bile imtina ettiğimiz yazılarına göz gezdirme şanssızlığına eriştik. Nagehan Alçı’nın henüz birkaç gün önce yazdığı 25 Mayıs 2018 tarihli köşe yazısını okumayla zuhur eden bu şanssızlık tek bir köşe yazısından yola çıkarak zamanda yolculuğa bizi davet ediyor ve bugünlerde hortlatılan kimi karanlık hayaletlerin izini sürerek geçmişteki kökleri aracılığı ile bugünkü gölgelerini yeniden karşımızda bulduğumuz gizil güçlerin güncel söylemlerinin ardındaki ruh çağırma ayinini deşifre etmemize olanak sağlıyor. Öyleyse bu seansa iştirak ediyoruz ve masada el ele tutuşarak kirli bir çıkar birliği yapan Nagehan Alçı ve Besim Tibuk varken Nagehan Alçı’nın gizli kapaklı yaptığı ruh çağırma seansını kendi yazımızda açıktan yaparak bize getireceği ruhun peşine düşüyoruz…

'DOLAR 4 TL'YE DÜŞECEK': MÜJDENİN İDEOLOJİSİ

25 Mayıs tarihli “Besim Tibuk: Dolar 4 TL’ye düşecek” (1) başlıklı köşe yazısında AKP’nin “sıkı bir muhalifi” olarak tanıttığı, oysaki sömürme potansiyeli deniz aşırı boyutlara ulaşmış bir multi-holding patronu olması dolayısı ile serbest ekonomi politikalarının canhıraş savunuculuğunu yapmak dışında bir siyasi bir niteliği ve bir dönem din ve oruç gibi konu başlıklarında garip siyasi çıkışları ve sehpalara yumruk vurması ile ün salmak dışında bir siyasi başarısı bulunmayan Besim Tibuk’u “iktisadi hayattaki öngörüleri büyük oranda isabetli çıkmış ve profesyonel hayatında büyük başarılara imza atmış, işadamı ve eski siyasetçi” olarak tarif ettiği röportajında Nagehan Alçı özü itibariyle “Sakin ol, benim elimde dolar olsa Türk Lirası’na çeviririm, dolar 4 TL’ye gerileyecek” müjdesini veriyor. Son günlerde doların ani yükselişini “tamamen spekülatif” olarak değerlendiren Besim Tibuk ile birlikte ekonomik krizi spekülasyona indirgeyerek normalleştirmeye çalıştıran Nagehan Alçı’nın yazısını okurken insan kendine ister istemez “şairin burada anlatmak istediği ne?” diye soruyor. Bu kadar bilim dışı bir ekonomi yorumunu bize müjdenin kehaneti olarak sunan Nagehan Alçı okurdan önce kendi aklına ihanet etmiş görünüyor.

Böylesi tarihsel süreçler bazı isimleri dile getirmeden anmanın perde arkasındaki ideolojik kodlar, “iktidarın ele geçireceği bir insan öznesini varsayan” (2) negatif bir iktidar okumasına bizi ister istemez sevk ediyor. Çünkü iktidarın bedeninde neredeyse büyük bir üst-ben tarzında açığa çıktığı Nagehan Alçı gibi isimlerin ele geçirilmiş, yok edilmiş, sindirilerek tamamen iktidarla özdeşleşmiş egosunun böylesi dönemlerde harekete geçmesi, korku filmlerinde ruhu şeytani güçler tarafından ele geçirilmiş bedenin ellerini arkaya atıp merdivenlerden gerisin geriye sırt üstü indiği sahnelerdeki histerik hareketlerdeki kontrol-dışılığı ve bedeni deforme eden eğilme ve bükülmelerin yarattığı anomaliyi anımsatıyor. Korku filmlerinin sırrı da burada: şeytan tarafından ele geçirilmiş küçük çocuğun masum yüzündeki kötücül ifade, şeytanın kendisini görmekten daha ürkütücü.

Ekonomi kötüye mi gidiyor? İdeoloji tıkır tıkır işlemeye başlıyor ve Nagehan Alçı vermesi gereken müjde için en uygun ismi her nasılsa eliyle koymuş gibi buluveriyor: Besim Tibuk! Nagehan Alçı’nın Muharrem İnce’nin Adnan Menderes Havalimanı'na indiğinde Adnan Menderes’i anmamasını çok içerlediği 28 Mayıs 2018 tarihli köşe yazısında, mensup olduğu kastın Menderes refleksine oynamaya çalışırken ne hissettiğini anlamak hiç zor olmadığı gibi kendisinin de Besim Tibuk gibi kilit bir burjuva zatın ismine yer verirken bu kilidin anahtarı olan Turgut Özal adını hiç değilse bir kere anmamış olmasının garipliğinin farkına varması gerekirdi. Kendisi Kıbrıs sahillerine açılımı çoktan yapmış olduğu için paçasını krizden kurtarmış burjuvazinin temsili olan Besim Tibuk’a ekonominin gidişatı konusunda sorduğu sorulara aldığı yanıtların satır başları olarak öne çıkan serbest piyasa, dünya piyasaları, uluslararası piyasalar, liberal ekonomi, “para Batı’da”, hatta “Doğulu zenginlerin parası da Batı’da” gibi vurgular ile Nagehan Alçı milli ve yerli burjuvazinin Özalcı ekonomi politikasını geri çağıran gizli haykırışını açık ediyor: İç pazar yetmez oldu, sermaye kendini boğar oldu, neredesin hey dünya pazarı, dertli burjuva neo-liberal ekonomiyi arar oldu! Nagehan Alçı temsil ettiği sınıfın ideolojisine destekle bundan daha uygun bir isimle röportaj yapamazdı. Ne de olsa eşitsiz zenginlik eşitsiz gücü destekler; bir adalet ya da refah vasıtası olarak kendini onaylaması imkânsız olan piyasanın savunuculuğunu yapma görevi düşen Nagehan Alçı’nın yardımına kârın azamileştirilmesi için rekabetin sınırsız hürriyeti konusunda her türden açık çağrıyı yapan bir burjuva yetişebilir.

ÖZALCI İKTİSADIN KISA TARİHÇESİ

Nagehan Alçı’nın müjdecisinin sınıfsal ve politik kimliğini iyice deşifre edersek aradığımız ruh bize adım adım yaklaşıyor… Nagehan Alçı, diğer bir sıfatı Liberal Demokrat Parti eski genel başkanı olmak olan Besim Tibuk’u bu titriyle tanıtmayı ne hikmetse unutmuş olması bir yana işin ilginç yanı Türkiye siyasetindeki asıl görünürlüğünü ona kazandıran Turgut Özal’ın danışmanlığını yapmış bir isim olmasına sözü hiç getirmemiş bile. Besim Tibuk’un ekonomi konusundaki müjdeci tahlilleri ile içimize su serpen Nagehan Alçı, Tibuk’un danışmanlığını yaptığı Turgut Özal dönemi ekonomi politikalarına ise hiç mi hiç değinmemiş ki verdiği müjdeye gölge düşmesin!

Alt-sınıfların çıkarlarını silme politikası gütmesi ve özellikle emekçi sendikalarına karşı "acımasızca" hareket etmesi ile bilinen nam-ı diğer “demir leydi” Thatcher'ın politikalarını Türkiye’ye ithal etmesiyle bilenen ve geride kalan her şeyi de zaten neredeyse ihraç ederek ihracat rekoru kıran Özal dönemi ekonomisinin belirgin bir özelliği Besim Tibuk gibi patronların temel bir karakteristiğini de bire bir yansıtır: Serbest dış ticaret iştahı, şizoik ihracat arzuları ve manik boyuta ulaşan dışa açılma atakları. Besim Tibuk ve Turgut Özal’ın adı ekonomide geçiyorsa bu isimlerin tarihi ile orantılı olarak kamu kurumlarının hızla özelleştirilmesi hatra gelir. “ABD'de IMF ve Dünya Bankası tarafından, dünyanın çeşitli ülkelerinden bürokratlara "ihracata dayalı büyüme" modelinin öğretildiği” (3) dönemlerden Thatcher’a kadar uzanan tarihsel bir neo-liberal saldırının hayata geçirilmesi anlamına gelen Özalcı ekonomi politikası, ihracat açığını kapamak ve bunun için ülkenin satın alma gücünü azaltmak üzere “24 Ocak Kararları” olarak bilinen istikrar programı çerçevesinde TL’nin devalüe edilmesi ile sonuçlanmıştı -ki Özal, 1970 devalüasyon kararlarına ilişkin bir değerlendirmesinde enflasyonla mücadele etmek için gereken stabilizasyon operasyonunun bir ayağı olarak ele aldığı devalüasyonu halkın yoksullaşmasının değil neredeyse halkın kurtuluşunun bir ayağı olarak gördüğünü açıklıyordu (4).-

Özal yaşamını yitirdikten sonra kendisine ANAP’ta yer bulamadığı için dükkân açar gibi parti açma yoluna giderek LDP’yi kurmuş çok ciddi (!) bir siyasi figür olarak Besim Tibuk’un tahlilleri içinden geçtiğimiz bu günlerde elbette ki büyük önem taşıyor! LDP’nin genel başkanlığından istifa ettikten sonra bir partinin onursal üyesi olma ünvanı ile siyasetle ayak bağını koparmamanın profesyonel yollarından birini keşfetmiş olan Besim Tibuk burjuva siyaseti ve burjuvazi arasındaki ilişkinin adeta bedene bürünmüş hali. Net Holding, Net Turizm, Net Mağaza A.Ş, Net Konaklama, Net Yapı, Netpark, Net Turizm Yayıncılık vb. adı saymakla bitmeyen şirketlerde hisse sahibi çok “Net” bir patron! 6 Nisan 2017 tarihinde yayınlanan bir röportajda “6 otelimiz var. 7'ncisi de inşaat halinde… Casino'dan ilave gelir olmasa bu oteller yapılamaz. Türkiye'de kumarhaneler kapatıldı. Islah etmek varken, kapatmak niye?”(5) diye yakınarak Kıbrıs’ta kazancının ne kadar iyi olduğunu anlata anlata bitiremeyen Besim Tibuk sermayenin gözü doymaz açlığını çok açık sözlerle ifade eden dürüst bir burjuva, kâr hırsını gizlemiyor, kazançtan aldığı zevki yadsımıyor. Yıllardır Kıbrıs’ta yaşamını sürdürdüğü için elbette ki Türkiye konusundaki fikirlerine en önce başvurulması gereken akil insanlardan da biri! Kıbrıs sahillerinde rantçılıkta sınır tanımayan bir beş yıldızlı oteller ve casinolar patronu olarak nam salmış Besim Tibuk’un sahibi olduğu Merit Otel’in muazzam icraatları, yakın zamanda linç girişimine uğrayan Kıbrıs’ın muhalif gazetesi Afrika gazetesinin 22 Ocak 2016 tarihli manşet haberinden okunabilir. (6)

NAGEHAN ALÇI'NIN SINIFINA KARŞI SINIF!

Çıktığı her yayında sürekli kendini yalanlayan söylemleri üzerine “Ayna ayna söyle bana, var mı benden daha çok özeleştiri veren bu dünyada?” psikozu ile bugün söylediğinin tam tersini yarın söylemesine özeleştiri altında kılıf hazırlamayı huy edinen Nagehan Alçı’nın bir sorusunu 28 Mayıs 2018 tarihli köşe yazısından alıntılayarak kendisine geri iade ediyoruz: “Bu millet “Değiştim” demekle değişilmediğini görmez mi sanıyorsunuz?” 21 Mayıs 2018’deki köşe yazısında da helalleşme değil hesaplaşma isteyenlere içerleyen Nagehan Alçı’nın Ahmet Hakan gibi isimlerle birlikte temsil ettiği sınıf çizgisi uhrevi işlerle konuyu bulandırarak üstünü kapatabilecekleri bir sır değil; bu dünyanın işi kimin kime edeceği helalde değil ancak hukuk önünde verilecek hesaptadır. Nagehan Alçı’nın temsil ettiği gazetecilik anlayış ise “Nasıl gazeteci olunmaz 101” başlığı ile ibretlik zorunlu ders diye okutulacaktır…

Hani insan, Nagehan Alçı’dan asgari de olsa politik vicdan bekleyemeyeceğini bilse de yine de Nagehan Alçı’nın, adı ve soyadı bir bütün olarak kamu iktisadi teşebbüslerinin birer birer özel sermayeye peşkeş çekilmesi ile özdeşleşmiş olan ve dizginlerinden boşalan dış ticaret ve yabancı sermaye yatırım teşvikleri ile uluslararası tekellerinin kâr transferlerine her türlü kapının aralanmasının aracısı olan Özalcı ekonomi stratejisinin yılmaz savunucusu olan Besim Tibuk gibi bir ismi hangi akla ve vicdana hizmetle, büyüyen kriz karşısından kan ağlayan emekçi halkı kandırmanın bir aracı olarak kullanmaya çalıştığını kemâl-i hayret ile karşılıyor. Tarihe bu kadar tarih, ekonomiye bu kadar sınıf bilincinden yoksun mu bakıyoruz ki Nagehan Alçı bu röportajı bize allayıp pullayıp “hadi size müjde!” diye servis edeceğini sanıyor? Nagehan Alçı nasıl ki kendi sınıf bilincine sahipse şükür ki onun yazısını okuyan karşıt sınıfından bizlerin de o kadar sınıf bilinci vardır ve artık tarihin ilerlemesinin önünde engel olarak durdukları için hem politik hem de sınıfsal olarak tarihin gerici güçlerini temsil eden Besim Tibuk gibi isimleri karşımıza çıkararak kaleminden zehirli mürekkep akıtan Nagehan Alçı gibilerine karşı bizler de kendi sınıfımızın, işçilerin ve emekçilerin çıkarına kalemimizi oynatmaya devam edeceğiz…

Kaynaklar:

1- Nagehan Alçı (25 Mayıs 2018). “Besim Tibuk: Dolar 4 TL’ye düşecek” Habertürk.

http://www.haberturk.com/yazarlar/nagehan-alci/1983556-besim-tibuk-dolar-4-tlye-dusecek

2-Foucault, M.(2012). İktidarın Gözü. (Çev.I. Ergüden). İstanbul: Ayrıntı. S.42

3- “Thatcher mı Özalcıydı, Özal mı Thatchercıydı?” 10 Nisan 2013. BBC Türkçe.

https://www.bbc.com/turkce/haberler/2013/04/130410_thatcher_ozal

4- Kenan Mortan (1978). “Turgut Özal'ın 1970 Devalüasyonu Açıklaması”. Turgut Özal ile 1970 devalüasyonu ve İMF ile yapılan görüşmeler hakkındaki röportajı. TRT Arşiv. http://www.trtarsiv.com/izle/107561/turgut-ozal-in-1970-devaluasyonu-aciklamasi

5- “Kıbrıs'a yerleşen eski LDP Başkanı: Türk halkı buraya gelip bağımsız yargı nedir görmeli; rüşvet de yok”. Rahmi Alçı’nın Besim Tibuk ile Sözcü Gazetesi için yaptığı röportaj. 6 Nisan 2017. T24.

http://t24.com.tr/haber/kibrisa-yerlesen-eski-ldp-baskani-turk-halki-buraya-gelip-bagimsiz-yargi-nedir-gormeli-rusvet-de-yok,397729

6- “Kıbrıs’ın kuzeyindeki yağma sınır tanımıyor”. 22 Ocak 2016. Afrika Gazetesi. http://www.afrikagazetesi.net/Afrika-Arsiv/Yil/Arsiv%202016/Ocak%202016/22%20OCAK%202016.pdf

*Video aktivisti