Özgürlük için yazıyoruz

"Basın ele geçirildi", "televizyon kanalları susturuldu", "internet sansürlü", "gazeteciler cezaevinde" deniliyor ve sadece bir avuç demokrat, insan hakları savunucusu ağır sonuçları da göze alarak her şeye rağmen sokağa çıkıyor belki. Ama “bir yol bulsak da ses çıkarsak” diyenlerin sayısı da az değil. Durum böyleyken bir 'ÖZGÜRLÜK' tartışması yapabilir miyiz? Neden olmasın?

Google Haberlere Abone ol

Veli Saçılık

Her geçen gün özgürlüklerimiz yok ediliyor. Sokağa çıkmak, toplantı yapmak, söz söylemek, 'muhalefet' sayılabilecek her şey baskı görmemiz için bir sebebe dönüştü. Gözaltına alma, tutuklama haberleri bitmiyor. Hınca hınç dolu hapishanelerin yenilerinin yapılacağı haberleri de öyle... OHAL KHK’leri ile örgütlerimiz, haklarımız ortadan kaldırılıyor. Daha çoğu da söylenebilir ama gerek yok, hep beraber yaşıyoruz... Ve herkes cılız seslerle gazetecilere, tiyatroya, öğrencilere, emekçilere, milletvekillerine… ÖZGÜRLÜK! diyor.

Peki nedir özgürlük? Dün özgür müydük, iktidar değişirse özgür olacak mıyız? Özgürlük bulup bulup kaybettiğimiz bir oyuncak mı? Ya da göze girmek isteyen kimi 'ünlü'lerin dediği gibi “aşırı özgür” müyüz? Kaya Çilingiroğlu’nun dediği gibi “içkisini yudumlayan, bikinisini giyen” özgür mü?

“İkinci Meşrutiyet ilan edilmiştir, halk kalabalıklar halinde İstiklal’de toplanmıştır. O curcunada, Hasan Vasfi bir arkadaşına tesadüf eder, arkadaşı aceleyle Tünel’e doğru koşmaktadır. "Nereye gidiyorsun?" diye sorar Hasan Vasfi; arkadaşı "Hürriyet gelecekmiş Sirkeci’de onu karşılayacağız…" Hasan Vasfi "Hürriyet bir adam mı ki, Sirkeci’de karşılıyorsunuz?" der. Arkadaşı şöyle yanıt verir: "Adam değilse neden çok yaşa diye bağırıyorlar?”

Bu kıssanın hissesi belki de, onun üzerine konuşmadan, harekete geçmeden ve onu tarif etmeden, özgürlük için yeni bir yol açmanın mümkün olmadığıdır.

"Basın ele geçirildi", "televizyon kanalları susturuldu", "internet sansürlü", "gazeteciler cezaevinde" deniliyor ve sadece bir avuç demokrat, insan hakları savunucusu ağır sonuçları da göze alarak her şeye rağmen sokağa çıkıyor belki. Ama “bir yol bulsak da ses çıkarsak” diyenlerin sayısı da az değil. Durum böyleyken bir 'ÖZGÜRLÜK' tartışması yapabilir miyiz? Neden olmasın?

Gazete Duvar bize sayfalarını açarak ÖZGÜRLÜK üzerine tartışmalarımızı yürütmemize olanak tanıdı. Önümüzdeki günlerde, belli aralıklarla 'özgürlüğü' farklı açılardan ele alan makaleler yayınlanacak. “Özgürlük sen neredeysen orada” diyen olursa onların da katkılarını bekliyoruz. Bu yazılarla özgürlük kavramının her alanda ele alınmasını sağlamayı amaç edinmenin yanında güncel olay ve etkinliklere katkı vermeyi de amaçlıyoruz.

Söylemi güçlü olmayan eylemin de güçsüz olduğunu deneyimlerimizle öğrendik. 'Çekip gitmek' yerine fikren ve fiilen 'kalmak' iklimi değiştirmenin başlangıcı olabilir.

Hadi birlikte kralların tacına ÖZGÜRLÜK yazalım...