Süleyman Soylu Türkiye, Deniz Gezmiş teröristtir!

Yaman Cankan

Eski Fenerbahçeli futbolcu Rıdvan Dilmen geçtiğimiz günlerde cumhurbaşkanı Erdoğan’ı 'parkasız Deniz Gezmiş' olarak gördüğünü ifade etti.

(Bir parantez: Erdoğan’ın, Rıdvan benzeri lümpenler tarafından benzetilmediği kimse zaten pek yoktu. (Peygamber, Mustafa Kemal vb.) Ama Erdoğan için uydurulacak sıfat skalasının devrimcilere kadar genişlemiş olmasının ilginç bir tarafı var. Erdoğan’ın, rüştü sabit bir devrimciye benzetiliyor olmasının, bir yanıyla, halkların gözünde hızla irtifa kaybeden bir siyasetçinin ayakta tutulma çabası olduğunu unutmamak gerek.)

Rıdvan’ın bu benzetmesinin ardından her kesimden olumsuz çokça tepki geldi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AKP’lilerden bile önce davranarak Rıdvan’a ağzının payını verdi. Bir usta olarak bir çırağa sınırını gösteren Bahçeli, yaptığı açıklamada Rıdvan’a cevaben, “Türkiye Cumhurbaşkanı bir dönemin teröristi ile özdeş kabul edilemez” dedi.

Rıdvan’ın Deniz Gezmiş benzetmesine tam tersi yönden tepki gösterenler ise sosyal medyada #DenizGezmişTürkiye’dir başlığı açtılar ve cumhurbaşkanının Deniz Gezmiş’e benzetilmesini Deniz Gezmiş’e 'hakaret' saydılar.

Her iki çıkışta da bana göre yanlışlar var:

Birincisi Bahçeli’nin dediğinin aksine Deniz Gezmiş bir dönemin değil her dönemin teröristidir. Bugün olmuş iddianamelerde Deniz Gezmiş’i anmak, fotoğrafını paylaşmak kovuşturma konusu ediliyor, mahkemelerce kovuşturuluyor.

Ayrıca kararlılığı ve gözüpekliğiyle o, bugünün “teröristlerine” hâlâ ilham olmaya, rehberlik etmeye devam ediyor.

İkincisi (Deniz Gezmiş Türkiye’dir denilirken Türkiye halklarının kastedildiğini düşünürsek) Deniz Gezmiş Türkiye değildir. Deniz Gezmiş asla Türkiye olmamıştır. O, inandığı ve bildiği yoldan yürümüş; yoksulları, işçileri ve ezilen halkları temsil etmiştir. Asılırken ettiği “Yaşasın Marksizm Leninizmin yüce ideolojisi! Yaşasın Türk ve Kürt halklarının birlikte mücadelesi!” laflarının karşılığı 'Türkiye olmak' değildir. Bu laflar her yerde paylaşılır ama nedense pek üzerinde durulup düşünülmez. Deniz Gezmiş’in bu laflarını unutarak veya unutturarak, onu bu ülke halklarına mal etmek olmaz. Ne ifade ettiği belli olmayan, muğlâk teşbihlerle Deniz Gezmiş sahiplenilemez.

Deniz Gezmiş, onu yıllarca romantiklikle, 'kimseye zarar vermemiş olmak'la ananlarla değildir. Oturduğu yerden ortaya konuşanlarla, sürekli düzenden şikâyet edip kılını kıpırdatmayanlarla, seçim sandık bekleyenlerle hiç değildir. Deniz Gezmiş bir teröristtir, Türkiye değildir. O, emperyalizme karşı, Türkiye ona karşı savaşmıştır. Türkiye hep asmış, Deniz hep asılmıştır.

Deniz’i Türkiye’nin yahut Türkiye halklarının yerine koymak, onu Türkiye yahut Türkiye halkları olarak anmak iflah olmaz bir romantikliktir. Evet, Deniz Kürt’tür, Alevidir, Ermeni’dir, devrimcidir, komünisttir. Yani hep azdır, azınlıktadır. O herkes değildir. Bir sınıfa aittir ve sınıfı için ölmüştür. Deniz’i Gezmiş yapan budur.

Yok, Deniz halklardan bağımsız Türkiye’ye benzetiliyorsa bu romantiklikle de açıklanamaz artık. Bu düpedüz riyakârlıktır.

Bir ülke bir kişiye benzetilecekse ve bu ülke Türkiye olacaksa, benzetilecek kişi asla devrimci olamaz. Olmamalı. Türkiye ezelden sağcıdır bir kere. Çoğunlukçudur, Türk’tür, Sünni’dir. Süleyman Soylu’dur.

Süleyman Soylu Türkiye’dir. Şüphesiz. Her dönemin Türkiye’sidir üstelik. Öyle bir dönemin falan da değil. Her dönem çıkarına uygun olarak yol çizen ve çizdiği her yolu ateşli bir biçimde savunarak sürekli kendini yalanlayan, lafta sürekli asan kesen ama icraata gelince boşa çıkan Süleyman Soylu Türkiye’dir. Emperyalizmle her dönem işbirliği yapan, halklarını sömüren, aldatan, sefalete sürükleyen, yetmez üstüne öldüren Türkiye Süleyman Soylu’dur.

Avukat