Türkiye Soğuk Savaş'ın Avrupa'sı olur mu?
Yeni dengede Türkiye Soğuk Savaş'ın Avrupa'sı gibi olacak. Yani dengedeki en önemli nokta. Tahterevalli misali. Ne yöne kayarsa o taraf rakibine karşı üstünlük elde edecek. Lakin bu plana karşı çıkanlar var tahmin edebileceğiniz gibi. Çin ve Avrupa. Son seçimle derin ABD'nin gücünü eline iyice alan İngiltere, Avrupa'ya açıkça resti çekti. Avrupacılık oynamaya son verdi. Ama majestenin Avrupa liderliğine oynadığı şu sıralarda bu yarıştan çekilmediğini de bir kenara not edelim.
Ali Özhan *
NATO-Rusya gerilimi tırmanıyor. ABD Avrupa'ya eğitim amaçlı F-35'ler gönderiyor. Polonya'ya asker yığılıyor. Amaç ne? Savaş mı?
En son ABD'nin Suriye saldırısı gerilimi artırmıştı. Yeni bir Soğuk Savaş dönemine mi giriyoruz? Dünya yine diken üstünde mi duracak?
Hem "evet" hem "hayır" diye cevap verebiliriz bu sorulara. En başta amaç asla savaş değil. NATO-Rusya savaşmaz, savaşamaz. Amaç bu değil. Amaç başka.
İki kutuplu dünyada yani Soğuk Savaş'ta, ABD ve Rusya'nın birbirlerine karşı izledikleri politikalar bu iki süper gücün savaşmasını önlemişti. Neydi bu politikalar?
ABD ve Sovyetler İkinci Dünya Savaşı'nın galip devletleri olarak yükselişe geçmişler, dünyayı da peşlerinden sürüklüyorlardı. İki dünya savaşıyla iyice yıpranan dünya, üçüncü bir savaşı kaldıramazdı. İkili arasındaki rekabet dünyayı titretiyordu. Ama her ne kadar titrense de korkulan olmadı, savaşmadılar.
Bu buz dağının görünen yüzü. Ya görünmeyeni?
ABD ve Rusya en baştan birbirleriyle savaşmayacaklardı zaten. Plan buydu. Eğer Soğuk Savaş dönemi olmasaydı Avrupa'yı şu an büyük bir güç olarak görebilirdik. Bir devlet, bir imparatorluk.
İkinci Dünya Savaşı sonrası bunu gören iki güçlü devlet üçüncü bir kutup olmaması için bu yola başvurdu. Denge...
Oturdular, anlaştılar. Sen benim bölgeme karışmayacaksın, ben senin bölgene karışmayacağım. Dengenin bozulması dünyayı infiale sürüklerdi. Bunu ikisi de biliyordu, denge bozulmadı.
Peki şimdi? Yeni bir denge üç gücün önünü kapatır. Avrupa, Türkiye, Çin. ABD-Rusya anlaştı. Dengeyi kuruyorlar. Yeni dengede Türkiye Soğuk Savaş'ın Avrupa'sı gibi olacak. Yani dengedeki en önemli nokta. Tahterevalli misali. Ne yöne kayarsa o taraf rakibine karşı üstünlük elde edecek.
Lakin bu plana karşı çıkanlar var tahmin edebileceğiniz gibi. Çin ve Avrupa. Son seçimle derin ABD'nin gücünü eline iyice alan İngiltere, Avrupa'ya açıkça resti çekti. Avrupacılık oynamaya son verdi. Ama majestenin Avrupa liderliğine oynadığı şu sıralarda bu yarıştan çekilmediğini de bir kenara not edelim. Zira Türkiye'nin AB'ye girişindeki engeli kaldırarak tuzağı hazırladı. Ne Roma ne Viyana ne de Madrid, Fransa ve Almanya'nın Rus-Çin ikilisine yakınlaşmalarına sıcak bakıyor. AB içindeki bu kutuplaşma yeni dengenin saflarını da belirliyor bir yerde.
Soğuk Savaş'ın başlangıcı, bilindiği gibi İkinci Dünya Savaşı'nın bir sonucu. Çünkü bu gibi toplumsal düzenlerin geneli bir kaosun içinden çıkmıştır. Yeni düzenin kıvılcımını elbette bir dünya savaşı olarak niteleyemeyiz. Ama ben bu başlangıcı İran'ın Türk eliyle defedileceği yeni Ortadoğu düzeni olarak görüyorum. İran sıranın kendisine geldiğinin farkında. Ve ardında bir yangın bırakmaya çalışıyor hiç değilse.
Neo Selçuklu modeliyle kutup olamasa da bir ağırlık belirtebileceğini düşündüğümüz Türkiye ise bu düzeni benimser mi? Benimsemeli mi?
Bana sorarsanız hayır. İngiliz dengesine katılmak yerine Alman-İngiliz rekabetini kullanarak bu rekabeti Suriye üzerinden (Rus, Çin)-(Amerika, Suud) boyutuna taşırsak kendi dengemizi kurabileceğimizi düşünüyorum. Aksi halde bu dengenin hayata geçirilmesi halinde Türkiye ve İran'la ilgili aklıma eski bir atasözü geliyor. Atalar "İki testi çarpışırsa biri kırılır diğeri çatlar!" diyorlar.
Bu kanlı coğrafyada güzel testimin çatlamaması dileğiyle...
*1993-1997 İngiltere Maslahatgüzarı, 1997-2001 Polonya Askeri Ataşesi, 2001-2005 İngiltere Askeri Ataşesi, emekli, yazar