Geçen haftanın hak ihlalleri (4-11 Temmuz)

Akdeniz Üniversitesi’nin mezuniyet töreni sırasında OHAL’le birlikte artan hak ihlallerine ve gazeteci tutuklamalarına dikkat çekmek için pankart açan öğrenciler soruşturmalık oldu. Mezuniyet töreninde kortej geçişi sırasında “Silivri ne tarafta? Mezun olduk da” yazılı pankartı taşıyan gazetecilik bölümü öğrencilerine üniversite yönetimi tarafından soruşturma açıldı.

Google Haberlere Abone ol

Şenal Sarıhan

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara’dan İstanbul’a doğru başlattığı Adalet Yürüyüşü 25'inci günde sona erdi. 2 milyona yakın yurttaşın katılımıyla “hak, hukuk, adalet” talebiyle Maltepe’de düzenlenen mitingde 10 maddelik adalet manifestosu açıklandı.

Manifestoda, “Fetö’nün siyasi ayağının ortaya çıkarılması, hukuk düzeni ve yargı bağımsızlığının yeniden tesis edilmesi, OHAL mağduriyetlerinin giderilmesi, ifade özgürlüğü üzerindeki baskıların son bulması, tutuklu milletvekillerin serbest kalması, kadınlara yönelik ayrımcılığın son bulması” gibi talepler yer aldı.

SIRA HAK SAVUNUCULARINA GELDİ

İnsan hakları savunucuları, Büyükada’da bir otelde “İnsan Hakları Savunucularının Korunması” programı kapsamında toplantı yaparken topluca gözaltına alındı.

Aylar öncesinde katılımcılara duyurulan toplantı “gizli tanık” ifadesiyle, ihbar olduğu gerekçesiyle polisler tarafından basıldı. Terör örgütü üyeliği ile suçlanan aktivistlerin hangi örgüte “mensup” oldukları ise açıklanmadı. Öte taraftan sabah saatlerinde gerçekleştirilen baskına ilişkin gözaltı kararının ise 14:30 saatli olduğu ortaya çıktı. Gözaltı işlemi sırasında, insan hakları savunucularının tüm dijital materyallerine imajları alınmadan polis tarafından usulsüz bir şekilde el konuldu.

YANDAŞ MEDYA İŞ BAŞINDA

Düzenlenen baskın, Akşam gazetesinde “Tertip Komitesi Büyakada’da” manşeti ile verildi. Akşam gazetesi manşetinde, “Kılıçdaroğlu, İstanbul’a yaklaşırken sinsi plan deşifre oldu. Büyakada’da gözaltına alınan 11 kişinin yeni Gezi provokasyonuna hazırlandığı belirlendi” ifadeleri yer aldı.

HAK SAVUNUCULARININ “HANGİ ÖRGÜTE ÜYE OLDUĞU”NU ERDOĞAN AÇIKLADI

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Almanya'da G20 Zirvesi'nin ardından yaptığı açıklamada insan hakkı savunucuları için "Acaba Büyükada’daki bir otelde niçin toplanmışlardı? 15 Temmuz’un devamı niteliğinde bir toplantı için bir araya gelmişlerdi" sözlerini sarf etti.

Erdoğan’ın sözleri gizlilik kararı gerekçesiyle görülemeyen dosyada terör örgütü üyeliği ile suçlanan insan hakkı savunucularının hangi örgüte mensup olduğu sorusuna da yanıt oldu.

HUKUK KURALLARI ANIMSATILDI

Yurt dışında büyük tepki çeken gözaltılar için yapılan açıklamalarda Türkiye’ye, Avrupa İnsan Hakları Anlaşması standartları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları ve Türkiye’nin Avrupa Konseyi üyeliği hatırlatıldı.

HDP’LİLERİN YARGILANMASI

Bu hafta, dokunulmazlıkların kaldırılması ile tutuklanan HDP’li vekillerin yargılamaları devam etti.

YÜKSEKDAĞ, 83 YILLA YARGILANIYOR

4 Kasım 2016 tarihinde gözaltına alınarak tutuklanan ve milletvekilliği ile HDP üyeliği düşürülen Figen Yüksekdağ tutuklu bulunduğu davada ilk kez mahkemeye çıktı. Duruşma için Ankara Adliyesi'ne giden yollar kapatılırken, Yüksekdağ polis ablukası altındaki salona getirildi.

Savunmasında yargılamanın HDP’ye dönük “siyasi bir taarruz olduğunu” belirten Yüksekdağ, “100 yıl ceza isteniyor. Emin olun birkaç ömrüm daha olsa aynı şeyleri yeniden yaparım. Yeter ki bir asra değecek bir davamız olsun. Bizim bir asra değecek davamız var. O da barıştır” dedi.

1017 avukatın Yüksekdağ’ı savunmak için vekalet verdiği duruşmada savunma hakkında getirilen üç avukat sınırlamasına itiraz edildi.

“Örgüt üyesi olmak”, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet etmek”, “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” ve “Suç işlemeye tahrik etmek” iddialarıyla 30 yıldan 83 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan Yüksekdağ’ın duruşmasından tahliye çıkmadı. Bir sonraki duruşma 18 Eylül’e ertelendi.

DEMİRTAŞ, KELEPÇEYİ REDDETTİĞİ İÇİN DURUŞMAYA GETİRİLMEDİ

Cumhurbaşkanı tarafından” terörist” ilan edilen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş,, Ankara 35'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülecek duruşmaya getirilmedi. 245 günlük tutukluluğunun ardından ilk kez hakim karşısına çıkacak olan Demirtaş’ın kelepçe takmayı reddettiği için duruşmaya gelmeyi kabul etmediği belirtildi.

SEGBİS'le ifade vermeyi reddeden Demirtaş, avukatlarıyla ilettiği notta “Ben halen dokunulmazlığı devam eden görevde bir milletvekiliyim. Halkın iradesini temsil ediyorum. Adaletsizliğe karşı her halükarda direneceğiz ve temsil ettiğimiz halk iradesinin onurunu koruyacağız” dedi.

TUĞLUK DURUŞMASINDA İZLEYİCİ YASAĞI

Aynı saatlerde HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk da Ankara 17'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada hakim karşısına çıktı. Tuğluk’un duruşmasına izleyici alınması yasaklanırken, salona yalnız HDP’li kadın vekiller girebildi.

REYHANLI AİLELERİNİ DÖVEN POLİSLER: “SİZİ HDP'LİLER SANDIK” DEDİ

Görülemeyen Demirtaş duruşmasıyla aynı saatlerde görülen Reyhanlı katliamı Davası’ndaki mağdur aileler HDP’li zannedilme "talihsizliğini" yaşadılar. Ankara 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Reyhanlı katliamı davasından çıkan mağdur aileler, polis tarafından darp edildi. Patlamada annesini yitiren ve polis tarafından başı yarılan Ahmet adlı mağdurun yanına giden polisler, “Biz sizi Demirtaş duruşmasından çıkan HDP'liler zannettik, kusura bakmayın” diye savunma yaptı.

ANKARA KATLİAMI DURUŞMASI

Bu hafta görülen diğer bir duruşma da 10 Ekim Ankara katliamı oldu. 102 kişinin yaşamını yitirdiği, yüzlerce kişinin yaralandığı Ankara katliamı davasında, sanık Resul Demir’in avukatları tehdit etmesi ve su şişesi fırlatmasıyla salonda gerginlik yaşandı. Salonda yaşananlar bizzat takip ettiğim Sivas katliamı duruşmalarında sanıkların saldırgan tutumlarıyla örtüşüyordu.

Müştekiler terör saldırısının yaşandığı dönemde Başbakanlık görevini yürüten AKP Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu'ndan da şikâyetçi oldu.

KIZILAY’A OHAL ABLUKASI

Ankara Valiliği, Kızılay ve çevresinde toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının kullanımına yeniden yasak getirdi. Kızılay'da Atatürk Bulvarı, Ziya Gökalp Caddesi, Meşrutiyet Caddesi ve Mithatpaşa Caddesi'nin kesiştiği noktalar arasında kalan, Yüksel Caddesi'nin de içinde bulunduğu bölgede toplantı, basın açıklaması yapmak, yüksek sesle şarkı söylemek yasaklandı.

Ankara Valiliği Mayıs ayında da güneş battıktan sonra yüksek sesle şarkı, türkü, marş söyleyerek, slogan atmayı, basın açıklaması ve eylem yapmayı "kamu düzeni ve güvenliği" gerekçesiyle yasaklamıştı.

NURİYE VE SEMİH ÖLÜYOR

Tutuklu eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinde 125'inci güne girdi. Yoğun kas ve böbrek ağrıları çeken eğitimciler kendi doktorları tarafından muayene edilme taleplerini bir kez daha kamuoyuna duyurdular.

DESTEKÇİLERE DENETİMLİ SERBESTLİK

Öte taraftan Nuriye ve Semih için eylem yapanlara yönelik gözaltılar da sürdü. 6 Temmuz’da yapılan eylemde aralarında 48 gündür açlık grevinde olan Esra Özakça ve kalp piliyle yaşayan bir diğer KHK mağduru Acun Karadağ’ın da olduğu 26 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar çıkarıldıkları mahkeme tarafından, haftada iki gün adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

YÜRÜYÜŞÇÜYE EV HAPSİ

Nuriye ve Semih için İzmir’den Ankara’ya yürüyen ve Ankara’da gözaltına alınan Adem Kızılçay, üç gün sonra hakim karşısına çıkarıldı. Kızılçay’a ev hapsi cezası verildi.

IRKÇILIK - TECAVÜZ - CİNAYET VE YARGI

Siyasi rant malzemesi olarak Suriyelilere yönelik yapılan ırkçı saldırlar ve linç girişimlerinde çözüm olarak Suriyelileri oturdukları evlerden sürmek, tecavüzcülerin yargı eliyle korunması, iyi hâl indirimleri ile tahliye edilmeleri ve kadına yönelik şiddetin mazur görülmesinin sonucunu Sakarya’da yaşanan bir olay ortaya koydu.

Sakarya’da Suriyeli dokuz aylık hamile bir kadın evi basılarak kaçırıldı. Tecavüz edilen kadın başı taşla ezilerek, 10 aylık bebeği ise boğularak öldürüldü.

Ardından tecavüzcü katillerden Birol Karacal'ın 2009 yılında da engelli bir kıza tecavüzden yargılandığı ortaya çıktı. Karacal'ın tecavüzden 11 yıl ceza almasına rağmen bitmek bilmeyen Yargıtay sürecinden dolayı dışarıda olduğu da ortaya çıkan bir diğer bilgi oldu.

TECAVÜZ İÇİN YENİ GEREKÇE: GÜZELİK!

Medyada çıkan haberlerde ise kullanılan cinsiyetçi dil olayın vahametini bir kat daha artırdı. Doğan Haber Ajansı’nın konuya ilişkin haberinde tecavüzcü katillere yeni bir gerekçe icat edildi. Haberde "Suriyeli kadının güzelliğiyle dikkat çekici olduğu, komşunun olayı bu sebeple yapmış olabileceği" cümleleri sarf edildi.

GÜNDE ORTALAMA YEDİ KİŞİ SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARINDAN GÖZALTINA ALINIYOR

Diken’in İçişleri Bakanlığı, verilerinden yaptığı habere göre, son 10 haftada 511 kişi sosyal medya paylaşımları nedeniyle gözaltına alındı. Günde ise ortalama 7 kişi sosyal medya paylaşımları nedeniyle gözaltına alınıyor. Verilere göre, son 10 haftada 6 bin 146 sosyal medya hesabı incelendi, 2 bin 574 kişinin kimliği belirlendi, bunlardan 511’i gözaltına alındı.

2017'NİN İLK 6 AYINDA 906 İŞÇİ CİNAYETİ

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi 2017'nin ilk 6 aylık raporunu açıkladı. Rapora göre Haziran ayında en az 164, bu yılın ilk 6 ayında ise en az 906 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.

Bu hafta ise 10 emekçi yaşamını yitirirken, 73 emekçi de yaralandı.

SİLİVRİ’Yİ SORAN ÖĞRENCİLERE SORUŞTURMA

Akdeniz Üniversitesi’nin mezuniyet töreni sırasında OHAL’le birlikte artan hak ihlallerine ve gazeteci tutuklamalarına dikkat çekmek için pankart açan öğrenciler soruşturmalık oldu. Mezuniyet töreninde kortej geçişi sırasında “Silivri ne tarafta? Mezun olduk da” yazılı pankartı taşıyan gazetecilik bölümü öğrencilerine üniversite yönetimi tarafından soruşturma açıldı.

*CHP Ankara Milletvekili – TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkan Vekili