Yeni sistemin doğum lekeleri

Özetle, 16 Nisan referandumu, serbest bir seçim değildi. Demokratik koşullarda yapılmadı. Anlaşılan o ki, bütün bunlara rağmen, yine de sandıktan “Evet” çıkmayınca, YSK eliyle, kanuna aykırı bir kararla, hileli bir süreç doruk noktasına vardırıldı.

Google Haberlere Abone ol

Alp Altınörs

16 Nisan referandumuna, YSK’nın seçim sandıkları kapandıktan sonra aldığı “mühürsüz oy pusulaları da geçerlidir” kararı damgasını vurdu. AKP temsilcisinin başvurusu üzerine alınan bu karar, hem seçim kanununa, hem YSK’nın bu referandum için hazırladığı genelgeye aykırıdır ve seçim hilesinin aleni ilanı anlamındadır. 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde Bitlis-Güroymak (Norşin) seçimlerini tek bir mühürsüz oy pusulasını gerekçe göstererek iptal eden (yenileyen) YSK, 16 Nisan referandumu için de aynı kararı almalıdır.

Ne var ki, bu referandumda hile, salt seçim anında, sadece oyların sayımında yapılmış değildir. 16 Nisan referandumu, baştan sonra hilelidir. Neden mi?

1) OHAL altında yapıldığı için hilelidir. İktidar OHAL yetkilerini (Örneğin YSK’nın televizyon yayınlarını denetimi KHK ile kaldırıldı, valilikler pek çok Hayır etkinliğini OHAL yetkisiyle yasakladı vb. ) Evet kampanyası lehine kullandığı için hilelidir.

2) Başkanlık referandumu, “Seni başkan yaptırmayacağız” diyen parti, eşbaşkanlarından mahalle temsilcilerine kadar hapse atılarak yapıldığı için hilelidir. Belediyelere kayyum atanarak halk iradesine el konduğu ve kayyumlu belediyeler Evet kampanyasında kullanıldığı için hilelidir. HDP’nin her kademesinden 11 bin insan gözaltına alındığı, 5 bini tutuklandığı için hilelidir.

3) Medya, OHAL zorlaması altında, Evet kampanyasının tekeline sokulduğu için, muhalif yayın organlarına KHK ile el konulduğu, 150 gazeteci hapse atıldığı için hilelidir.

4) Bütün devlet aygıtı Evet’e seferber ettiği, Cumhurbaşkanı anayasal tarafsızlığına aykırı olarak Evet kampanyasının sözcülüğünü üstlendiği için hilelidir. Valiler, kaymakamlar, muhtarlar, halkı türlü baskılarla Evet’e zorladığı için hilelidir – ki bu baskı, taşralarda “adam adama pres” düzeyindedir.

5) Daha kampanyanın ilk başından itiraz edebilecek akademisyenler KHK ile üniversitelerden atıldığı, Mülkiye susturulduğu, anayasa hukukçuları anayasa değişikliğini tartışmaktan böylece alıkonulduğu için hilelidir.

6) Köylerde, kasabalarda insanlar Evet demedikleri takdirde işlerinden, ekmeklerinden olmakla tehdit edildiği için hilelidir.

7) Örtülü ödenek Evet kampanyasına harcandığı, kamuya ait araçlar, uçaklar, Evet için kullanıldığı, Evet mitingleri “toplu açılış” adı altında devlet bütçesinden finanse edildiği için hilelidir.

8) Muhalefete kalan sınırlı alanlardan birisinde, yani sosyal medyada etkili Hayır çalışması yapan insanlar, uydurma gerekçelerle tutuklandığı için hilelidir.

Uzatmak istemiyorum. Özetle, 16 Nisan referandumu, serbest bir seçim değildi. Demokratik koşullarda yapılmadı. Anlaşılan o ki, bütün bunlara rağmen, yine de sandıktan “Evet” çıkmayınca, YSK eliyle, kanuna aykırı bir kararla, hileli bir süreç doruk noktasına vardırıldı. YSK sitesine dahi konulmayan “korsan” bir kararla, referandumun, zaten zayıf olan toplumsal meşruiyeti sıfırlandı.

YSK, 2014’te verdiği Güroymak kararı paralelinde, 16 Nisan referandumunun yenilenmesi kararı vermelidir. Yoksa Türkiye’de seçimlerin de, oy sayımının da manasızlaşacağı bir sürecin kapısını açmış olacaktır. Sayısı yüz binleri bulan mühürsüz pusulaların oy ver yerlerine dışarıdan getirilip getirilmediği asla bilinemeyecektir.

İktidar partisi de, kuracakları “yeni sistem”in daha başından böyle bir “doğum lekesi” taşımasını istemiyor ise, seçimin yenilenmesi talebini desteklemelidir. Aksi halde, bu (kanuna aykırı) talebin sahibi AKP temsilcisi olduğu için YSK’nın kararı, onları da sorumlu kılacaktır.

YARIN: Kürtler tek adam anayasasını reddetti


*HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı, 8 Eylül 2016’da gözaltına alındı, 16 Eylül 2016’da tutuklandı. 8 aydır cezaevinde. Tokat T Tipi Cezaevi A-1-4 Çamlıbel / Tokat