Finlandiya Büyükelçiliği'nden Türkiye’deki kadın hareketine destek

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla Finlandiya Büyükelçiliği etkinlik düzenledi. Etkinlikte, 2021'de Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na verilen IGEP Ödülü de gündemdeydi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Finlandiya Büyükelçiliği, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle gerçekleştirdiği kahvaltılı etkinlikte Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na ev sahipliği yaptı.

2021 yılında Uluslararası Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ödülü’nü (IGEP) 400’ün üzerindeki aday arasından kazanan Platform, önümüzdeki dönem için hak savunuculuğu hedeflerini ve sahadaki çalışmalarını, birçok büyükelçi ve sivil toplum kuruluşu temsilcisiyle paylaşma fırsatı buldu.

Geçtiğimiz sene kasım ayında Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Önal ve Genel Sekreteri Fidan Ataselim, ödülü Finlandiya Başbakanı Sanna Marin’den Finlandiya’nın Tampere kentinde almıştı. Platform, bir sene önce de PEN Duygu Asena Ödülü’nün (2020) sahibi olmuştu.

IGEP NEDİR?

2010 yılından beri aktif olan ve Kadın Meclisleri aracılığıyla Türkiye çapında örgütlenen Platform, kadın cinayetlerinin takibi, önlenmesi ve bu konudaki farkındalığın oluşturulması, şiddet mağduru kadınların gerekli yasal mekanizmalara erişiminin sağlanması, ceza indirimlerine karşı duruşları, İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye hükümetinin imzasını çekme sürecindeki itirazları ve bilgilendirme çalışmaları açısından sadece Türkiye’de değil uluslararası düzeyde de dikkat çekmişti.

IGEP ödülü, 300 bin Eurodan oluşuyor ve ödülü veren bağımsız seçici kurulda dünyanın farklı ülkelerinden karar alıcılar, akademisyenler ve uzmanlar yer alıyor. Ödül, Finlandiya hükümeti tarafından bu zamana değin üç kez verildi.

Amaç, dünya çapında toplumsal cinsiyet eşitliğini etkin eylemler ve kararlı çalışmalarla teşvik eden sivil toplum girişimlerine ve hak savunucularına destek olmak ve bu konudaki tartışmaları sürdürülebilir kalkınmanın bir bileşeni haline getirmek.

Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın ve kız çocuklarının haklarının korunması, Finlandiya’nın dış politika ve güvenlik politikasının önemli bir boyutunu oluşturuyor.

GURUR KAYNAĞI

Etkinlikte Gülsüm Önal, uluslararası topluluğun Türkiye’deki kadın hakları mücadelesine verdiği katkı ve önemin kendilerine daha fazla güç ve kararlılık verdiğini ve Finlandiya’dan aldıkları bu ödülün başlı başına bir gurur kaynağı olduğunu kaydetti. 

Etkinlikte konuşma yapan Önal, “Bu ödül önemli bir ihtiyaçtı. Dünyanın farklı noktalarından kadın haklarına dair deneyimlerin birleşmesinin, kadın düşmanlığının dünya çapında yükseldiği bir dönemde önemli bir ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz,” dedi.

“Pandeminin kadınlar için ‘gölge pandemi’ olarak adlandırılmasına neden olan şiddetin artması, pek çok toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin derinleşmesi şeklinde devam ediyor. Ekonomik krizin tehlikeleri ve kadınların daha fazla yoksullaşma tehlikesi de buna eklemleniyor. Mücadelemiz devam ederken şiddet de devam ediyor. Şimdi de savaş gündeminde olan ülkeler de var ve savaş devam ederken bile cinsiyetçi dil sürüyor,” diye ekledi Önal.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, özellikle önümüzdeki dönemde şüpheli kadın ölümleri, nafaka ve kadın yoksullaşması konusunda sahadaki çalışmalarını sürdüreceğini açıkladı.

DANIŞTAY KARARI VE SONRASI

Danıştay Cumhuriyet Başsavcılığı ise geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasına ilişkin kararın iptali istemiyle açılan davada mütalaasını Danıştay 10. Daire'ye vermiş, İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, sözleşmeden ancak TBMM'de kabul edilecek yeni bir yasayla çıkılabileceğini kaydetmişti.

Danıştay Başsavcılığı, "Kanun hükmünde sayılan ve usulüne göre yürürlüğe girmiş temel hak ve özgürlüklerle ilgili İstanbul Sözleşmesi korunmalıdır" diye belirtmişti.

Önal ise, “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı konusunda o kadar fazla mücadele verdik ki biz bunu bir yenilgi olarak kabul etmiyoruz. Biz bu mücadeleden hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz,” diyor.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre; 2021 yılında erkekler tarafından 280 kadın öldürüldü, 217 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. Bu yılın sadece ilk 2 ayında ise 49 kadın erkekler tarafından öldürüldü.

SİYASİ İRADE ŞART

Platformun Kadın Meclisleri Genel Sekreteri Ataselim, son dönemde artan kadın cinayetleri ve şüpheli ölümlerin ardında, bu konuyla mücadelede etkin ve tutarlı bir siyasi iradenin olmayışının da etkisi olduğunu belirtiyor ve İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin bu şiddet iklimiyle mücadele etmedeki iradeyi zayıflattığını ve bununla bağlantılı olarak da ilgili yasaların etkin uygulanamadığını düşünüyor ve ekliyor:

“Bizim yasalar konusunda bir eksiğimiz yok. Asıl sorun, var olan yasaların uygulanamaması.”

IGEP, daha önce Alman Şansölye Angela Merkel’e (2017) ve Equality Now (2019) isimli kâr amacı gütmeyen küresel bir kadın hakları örgütüne verilmişti.

Merkel, ödül kapsamında verilen parayı, Nijerya’da kadına karşı şiddeti durdurmak üzere çalışan bir örgüte bağışlamış, örgüt de bu para ile bir kadın sığınağı inşa etmişti.

DÜNYA EKONOMİK FORUMU ENDEKSİ’NDE FİNLANDİYA

Dünya Ekonomik Forumu’nun 2021 yılı endeksine göre cinsiyet eşitliğinde dünya çapında ikinci sırada gelen Finlandiya, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin tam üyesi olarak 2022-2024 dönemi için seçildi.

156 ülkenin kadın ve erkek nüfusu arasındaki cinsiyet eşitsizliğini inceleyen endekste, Türkiye 2019 yılına oranla 3 basamak gerileyerek 133. sıraya geriledi.

Finlandiya'nın Ankara Büyükelçisi Ari Maki, etkinlikte yaptığı konuşmada, Finlandiya’nın söz konusu konsey üyeliği çerçevesinde kadın-erkek eşitliğinin dünya çapında sağlanması ve desteklenmesi konusunda taahhüt verdiğini vurguladı ve katılımcılara Türk şair, eğitmen, aktivist, yazar Şükûfe Nihal Başar’ın bir kitabını armağan etti.

Finlandiya Büyükelçiliği, 8 Mart vesilesiyle, Başar’ın 1935 yılında yayımladığı Finlandiya gezi notlarının da daha fazla kişiye ulaşmasını arzu ediyor.

Türkiye Cumhuriyeti’nin erken dönemlerinde kadın hareketinin önde gelen isimlerinden olan Başar’ın kaleme aldığı kitap, Başar’ın 1932 yılında Finlandiya’ya yaptığı üç günlük ziyaretine dair gözlemlerini konu alıyor. Örneğin Finlandiya’da kadınların süslenmeye önem vermeyerek “daha değerli yükselişlerin anlamına ermişler” gibi tespitlerde bulunarak insanlığa ve kadının statüsüne dair çıkarımlarını derliyor.