YAZARLAR

Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi 

Fenerbahçe Teknik Direktörü Erol Bulut, Beşiktaş maçında hangi akla hizmet, defansın merkezini gevşek ve sarkık tasarladı ve merkezin önünü açık bıraktı. Abubakar’ın iki golü de bu zaafın gediklerinden geldi. Bu maç Erol Bulut'un başarısız maçlarından biri olarak kayıtlara geçmelidir. 

Türkiye’de hiçbir takım, kanat atakları için çok katlı, üç boyutlu oyun örüntüleri planlamaz. Kanatlara taşınan bütün toplar defansın merkezine öylesine kesilir. Cepheden yapılan göbek hücumları da defansın merkezine doğru saldırı olarak gelişir. Böyle bir algıda, defansif yapılanmada merkez ve merkez önünü kapatmak, en stratejik oyun kararıdır. Erol Bulut, Beşiktaş maçında hangi akla hizmet, defansın merkezini gevşek ve sarkık tasarladı ve merkezin önünü açık bıraktı. Abubakar’ın iki golü de bu zaafın gediklerinden geldi. Sosa ve Gustavo’yu defans önünde görevlendirmek yerine her birini bir kanat koridorunda servisçi olarak görevlendirmek, maçın hangi talebiyle izah edilebilir? 

Sergen Yalçın plansız bir teknik direktör; dolayısıyla ya kanat ortaları yapacak ya da kazanılan toplar sonrası defansın merkezini kontra ile zorlayacaktı. Bu iki yöntem de oyunsuzluğun doğal sonucu olacaktı. Nitekim de öyle oldu. 

Aslında bu yaklaşım, Erol Bulut'u Caner’in ortalarına mahkum eder. Ve eğer Erol Bulut, Caner Erkin’in birinci bölgeden üçüncü bölgeye top gönderen ortalarına meyilli olursa, Fenerbahçe asla olgun bir oyuna kavuşamaz. Oysa Erol Bulut sezona doğru bir defansif oyunla başlamıştı. Birinci bölge ve ikinci bölgeyi tek blok haline getirip rakibi orada karşılamak ve kazanılan toplarla da gol aramaktı. Bu plan hücum organizasyonu henüz oluşmamış bir takım için ideal plandı. 

Derbinin etkisiyle aklın rafa kaldırıldığını varsaysak bile, bu maç Erol Bulut'un başarısız maçlarından biri olarak kayıtlara geçmelidir. 

Sergen Yalçın hiç plan yapmadan Erol Bulut'un açıklarını kolladı. Doğrusu bu anlayışını haklı çıkaran şeylerin başında Erol Bulut geliyordu ama söz konusu 'kes uzaktır' oyununu, ideale yakın şekilde oynayan bir oyuncu da vardı: Desoza. Beşiktaş’ın bundan önceki maçlarında kurtarıcı hep Atiba’ydı. Bu kez sahneye Desoza çıktı. Fenerbahçe’nin her atağının önünde Atatürk Barajı kadar büyük bir set oluşturdu. Larin’ de ciddi form tutmuş, ama kırmızı kart, onu oyunun dışına itti. 

Sergen Yalçın sahanın kenarında bir zamanlar Fatih Terim’in sıkça yaptığı gibi, sert ve agresif davranışlarıyla hem oyunun hem de hakemin kimyasıyla oynadı. Doğrusu bu gayri ahlaki ve gayri sportif tavır işe yaramadı diyemeyiz. 

Defansif yapılanmada merkez ve merkezin önünü en iyi kapatan takım Alanyaspor’dur. Abdullah Avcı’da bunu fark edip Trabzonspor’da ilk tamirat işi olarak, bu yapıyı çimentoyla güçlendirdi. Erol Bulut kaldığı yerden kendi oyununu sabırla örmeye devam etmelidir; yoksa, Fenerbahçe bildiğimiz kaotik Türk futboluna mahkum olur. 

Akli olarak izleyemediğim hiçbir maçtan keyif alamıyorum. Bu derbi de öyle bir maçtı. 


Ali Fikri Işık Kimdir?

Ali Fikri Işık, 1958 yılında Mardin’in Savur ilçesine bağlı Xeramemo köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Batman’da, liseyi ise Silvan’da okumuştur. 1978 yılında Batman'da “Sesleniş” Gazetesiyle yazın hayatına başlamış. 1985 yılında yazarlar kooperatifi olan Yazko’nun dergisi “Yazko Somut”ta, 1994 yılında “Zone News” gazetesinde, 1995 yılında haftalık dergi “Roj”da, 2010 yılında Taraf gazetesinde, 2016 yılında “BasNews ve Kurdistan24 Türkçe'de yazmıştır. Amedspor Kaos ve Direniş Amedspor kitaplarının yazarıdır.