Fanteziden fiyaskoya Bitcoin-2: Harcanamayan bir 'para'

Günün sonunda Bitcoin ne yarattı? Ek finansal aracılar ve katmerli işlem maliyetleri. Malum fıkrada geçtiği gibi, o zaman biz bu "Bitcoin"u (çamurdan pastayı) niye yedik?

Google Haberlere Abone ol

Emrah Irzık*

Bitcoin'un özü itibariyle dijital altın olmadığı gibi, arz örüntüsünün bile altına benzetilememiş olduğunu ortaya koyduğum bir önceki yazıyı bitirirken, bir sonraki adımda Bitcoin’un "nakit gibi işleyecek kaydî bir para" olma vaadini ne derece gerçekleştirebildiğini inceleyeceğimi ifade etmiştim. Biliyoruz ki bir şeyin para olabilmesi için altın veya benzeri bir meta olması şart değil. Bugün kullandığımız lira, dolar gibi paralar da sonuçta içkin değere sahip metalar değil. Bu paralar altın standardı sona erdiğinden beri (ulusal ölçekte 1930'lar, uluslararası ölçekte 1971) (1) doğrudan değerli bir maden vb. karşılığı da olmayan itibarî paralar. Tüketim yoluyla bir ihtiyacı karşılamadıkları, yani içkin bir değere sahip olmadıklarına göre bu tarz paralara talep oluşması için farklı bir sebep olmalı.

İtibarî paralar için bu sebebi devletler kanun yoluyla yaratıyorlar. Öncelikle bu paraları yasal ödeme aracı olarak kutsuyorlar. Devlet, para biriminin keyfî şekilde çoğaltılmasını, yani kalpazanlığı yasaklıyor, kendi merkez bankasına ve darphanesine banknot ve madeni baz para üretiminde tekel gücü veriyor. Yine devletin yasal düzenlemelerine tâbi bankalar (ister kamu ister özel olsun) ise kısmî rezerv bankacılığı sistemi altında, uygun gördükleri yatırımcı ve tüketicilere kredi sunarak bu baz para miktarını ciddi şekilde genişletiyorlar ve ekonomideki toplam paranın büyük çoğunluğunu kaydî para şeklinde yaratmış oluyorlar. İtibarî paralar için hayatî olan, devletin, kanun zoruyla toplayacağı vergi, alacak ve ceza ödemelerinin kendi ulusal para birimi cinsinden yapılmasını zorunlu tutması. Yani devlet bu yolla söz konusu itibarî para birimine ekonomisinin büyüklüğü ve vergi oranı dolayımlı bir talebi garantilemiş oluyor. Ulusal para, doğrudan bir değerli maden veya meta karşılığı olmadığı halde (yani bir banknot merkez bankasına götürüldüğünde karşılığı olan altın vb.'nin ödeneceği garanti edilmediği halde), ulusal para cinsinden vergi yükümlülüğü altındaki ekonominin tamamı dolayımıyla pratikte karşılık buluyor.

Bitcoin altın benzeri bir meta olmadığı gibi, ulusal itibarî paralar için geçerli olan vergi mekanizması da Bitcoin için şu ana kadar söz konusu değil.(2) Fakat burada bir parantez açmak gerekiyor: Bitcoin, kriminal da olsa, zoraki olması açısından vergiye benzeyen bir çeşit talebe sahip: Bu talep "ransomware" (fidye yazılımı) denilen kötü amaçlı yazılımların kurbanlarından geliyor. Kurbanlar, fidye yazılımları tarafından şifrelenen dosyalarına tekrar erişebilmelerini sağlayacak anahtarları alabilmek veya hassas dosyalarının kamuya ifşa edilmesini engellemek için, yazılımın gösterdiği Bitcoin hesabına fidye ödemesi yapmak zorunda bırakılıyor. Kripto paraların sağladığı kimlik gizleme imkanları sayesinde altın çağını yaşayan bu inovatif suç mekanizması, 2020 yılında asgari 406 milyon dolar fidye ödemesinin yapıldığı bir boyuta ulaştı. (3)

Fidye yazılımı adreslerine yapılan kriptopara ödemeleri, dolar cinsinden (Kaynak: chainalysis.com) 


Bu suç mekanizması işlediği sürece, nasıl ki vergiler itibarî ulusal paraların kullanıldıkları ulusal ekonomileri bu paraların karşılığı haline getiriyorsa, Bitcoin'un fidye ödemelerinde kullanılması da "fidye ekonomisi"ni Bitcoin'un bir oranda karşılığı haline getirmeye devam edecek. Öte yandan, fidye yazılımı ekonomisi, tırmanışa geçmiş bir problem olsa da, Bitcoin'un bir günde milyarlarca doları bulabilen toplam ticaret hacmi içinde yüzde 1'den düşük bir miktara sahip.(4) Yani bu mekanizma, Bitcoin'un fiyatına bir taban teşkil etse de, bu tabanın on binlerce dolarlık Bitcoin fiyat seviyesini izah etmesi söz konusu değil. Bitcoin talebi, ulusal paralardan farklı olarak ezici oranda gönüllü kullanıma dayanıyor. Bu gönüllü kullanımın da neredeyse tamamı Bitcoin ile mal ve hizmet satın almaktan değil, normal paralarla Bitcoin alıp satmaktan, yani spekülasyondan oluşuyor.(5) Nitekim, kriptoparalara ilişkin reklamlarda bize kriptopara ile alışveriş yapmanın ne kadar pratik olduğu değil, kriptopara alıp satarak havadan para kazanmanın ne kadar kolay olduğu gösteriliyor (elbette bir kişinin kazanması için diğer bir kişinin kaybetmesi gerektiğine değinilmeden).

Bitcoin'u vergi ödemelerinde zorunlu kılan herhangi bir kanun olmadığından (6) ve kanun dışı bazı durumlarda ortaya çıkan zoraki talep küçük kaldığından, Bitcoin’un para olarak kullanılabilmesi, ancak tamamen işlevsel açıdan üstün avantajlarını kanıtlaması yoluyla mümkün olabilir(di). Paranın işlevleri ödeme aracı, değer deposu ve hesap birimi olmaktır. Yani Bitcoin, bu işlevleri o kadar başarılı şekilde yerine getirebilmeli ki, içkin değere sahip olmamasına, vergi benzeri zoraki talep mekanizması da göz ardı edilebilir olmasına rağmen, saadet zinciri düzeyinde eşitsiz dağıtım, envaiçeşit suçu kolaylaştırma ve ülkelerle yarışan düzeyde yüksek enerji tüketimi gibi çeşitli olumsuzlukları kabullenilsin ve insanlar onu kullanmayı gönüllü olarak benimsesin.

Oysa Bitcoin ile blokzincir üzerinde yapılan alışverişlerin işlem hızı ve maliyeti (bu ikisi birbiriyle ilişkili) gündelik kullanımı birkaç dar uygulama alanı ile sınırlandıracak kadar yavaş ve pahalı. Bunun çözülememiş ve çözülmeleri mümkün gözükmediği için "Blockchain trilemma" (Blokzincir üçlemi) olarak anılan teknik nedenleri var.(7) Bitcoin blokzinciri, kabaca her 10 dakikada bir, 2 bin-2 bin 500 kadar işlem bilgisi içerebilen yeni bir blok eklenerek güncelleniyor.(8) Yani saniyede 3-4 civarı işlemin üzerine hiç çıkılmadı! Kapasitenin bu kadar kısıtlı olması (teorik olarak azami 7 deniyor), vaatlerinin aksine Bitcoin'un ödeme aracı olmaya elverişli olmadığını bariz şekilde gösteriyor. Kıyas için, VISA'nın saniyede 2 bin işlem gerçekleştirdiğini, 65 bin işleme kadar da kapasitesi olduğunu belirteyim (2018 itibariyle) (9). Arada dünyalar kadar fark var.

Bitcoin ağında yapılan her işlem, en iyi ihtimalle bir sonraki bloka eklenerek veritabanına geçebileceğinden bu da işlemin onaylanması için ideal durumda ortalama 5 dakika beklemek demek. Yani Bitcoin ağı, güncellemelerin milisaniyelik gecikmelerle aktığı internetten ziyade, trafikte 10 dakikada bir kalkan bir otobüs gibi işliyor. Üstelik bu da ideal teorik senaryo. Pratikte durum daha kötü. Bunun iki sebebi var. Birincisi; çok sayıda işlem yapıldığı dönemlerde trafiğin sıkışması, yani işlem kuyruğu oluşması. Beklediğiniz otobüs dolu geliyor, yani sizin işleminiz ilk eklenen blokta yer bulamıyor. Bu durumda ya bir sonraki otobüsü (bloku) bekleyeceksiniz ya da işlem talebinizi yaparken seçeceğiniz miktarda bir işlem bedeli ödeyerek ("miner fee" olarak geçen bu bedel, kayıtları güncelleyen madencilere gidiyor) işlem sırasında öne geçmeye çalışacaksınız. Doğal olarak, öne geçmek istiyorsanız ödeyeceğiniz işlem bedelinin rekabetçi, yani aynı durumdaki başkalarından yüksek bir miktar olması gerekiyor.

Bitcoin ortanca işlem bedeli, dolar cinsinden (Kaynak: blockchair.com)

Bu amaçla ödenen ortanca işlem bedeli, kullanımın az olduğu dönemlerde 1 doların altında kalsa da 2017 veya 2021 gibi Bitcoin'un balonladığı dönemlerde 20-30 dolara kadar çıktı. 20-30 dolarlık işlem bedelleri, Bitcoin gerçekten ödeme aracı olarak yaygın şekilde kullanılacak olsa karşılaşacağımız duruma dair sadece bir fragman sunuyor; burada bir üst sınır yok. Yine kıyaslarsak, VISA, işlemlerden yaklaşık yüzde 2 komisyon alıyor, yani çoğu durumda daha ucuz.(10) İşlem hızı açısından ise VISA'da saniyeler söz konusuyken Bitcoin'da işlem bedeli rekabeti sonucu, pratikte işlemlerin blokzincire girebilmesi için gerekli ortanca süre ideal durumdaki 5 dakikadan ziyade 10 dakika olmuş, 2017 veya 2021 gibi yoğun dönemlerde ise 15 dakikayı aşmış. Yani Bitcoin blokzinciri, çok az kullanılırken yavaş ama ucuz, esas vaadi olan çok kullanım gerçekleştiğinde hem çok yavaş hem pahalı.

Bir işlemin blokzincire girebilmesi için gereken ortanca süre (Kaynak: blockchain.com)

Dahası var; eğer işinizi sağlam tutmak istiyorsanız, işlemin sistemde geriye çevrilemeyeceğine dair güvenin sağlam bir eşiğe ulaşması için birden çok blok eklenmesini beklemeniz gerekiyor. Bitcoin teknik dokümanının 8. sayfasında teorik bir aktörün sahip olduğu madencilik kapasitesine göre çeşitli senaryolar ve güvenlik eşikleri sunulmuş. Örneğin, madencilik kapasitesinin yüzde 10'unu elinde tutan en az bir aktörün varlığında (yıllardır bu durum geçerlidir), işleminizin yüzde 99 oranında güvenli olması (geri döndürülememesi) için Bitcoin blokzincirine 3 meşru blok eklenmesini beklemelisiniz. Bu da sakin zamanlarda ortalama 30 dakika (yoğun zamanlarda 45 dakikaya kadar çıktı ve bunun da bir üst sınırı yok) beklemek demek. Burada kesin bir kural olmadığı için, iş konvansiyona kalıyor; işlemde Bitcoin'u alan, yani mal veya hizmeti satan taraf ne kadar temkinli olacağına karar vermek durumunda. Bu konvansiyon pratikte işlemin büyüklüğüne göre genelde 1 ila 6 blok arasında, yani sakin dönemlerde 10 ila 60 dakika; yoğun dönemlerde 15 ila 90 dakika arasında değişecek şekilde oluşmuş.(11)

Şimdi, bütün bu işlem hızı ve maliyeti bilgileri ışığında düşünelim; Bitcoin hangi ödemelerde tercih edilebilir? Minimum 10-15 dakikadan 60-90 dakikaya kadar uzanan ve daha yoğun kullanılsa daha da uzayacak olan bekleme süreleri dükkân, market, restoran, kapıda ödeme vb. gündelik perakende alışverişleri pratik olmaktan çıkarıyor (Neden başlangıçtaki nakit para rolü iddiasının yerine sonradan ayaküstü bir şekilde "dijital altın" iddiasının konduğunu buradan görüyoruz). Yoğun dönemlerdeki 20-30 dolarlık işlem bedelleri -ki Bitcoin gerçek bir para olacaksa bu dönemleri temel alıp en iyi ihtimalle bu bedelleri alt sınır olarak görmeliyiz- VISA'nın yüzde 2'lik bedeli ile kıyaslandığında, ancak 1000-1.500 dolar tutan işlemler ile rekabet edebiliyor. 2018'de ABD'de kredi kartları ile yapılan işlemlerin büyüklüğü ortalama 89 dolar, banka kartları ile yapılan işlemlerin büyüklüğü ortalama 32 dolar olmuş.(12) Bitcoin bu alandaki ihtiyaca cevap vermiyor. Bir tüketici olarak zamanın sorun olmadığı, 1.000-1.500 dolar üzeri alışverişleriniz neler olabilir? Online sipariş edebileceğiniz bazı dayanıklı mallar, uluslararası uçak biletleri vb. bu kategoriye girebilir, bu da hiç yoktan iyi denilebilir. Fakat burada da karşımıza diğer bir engel çıkıyor: Fiyat oynaklığı.

Bir önceki yazımda belirttiğim gibi Bitcoin kuru propaganda sonucu "dijital altın" olarak yutturuluyor ve pratikte al-sat yapılarak spekülatif kazanç aranan bir varlık muamelesi görüyor. Bu uygulamada bir kişinin kâr edebilmesi için zorunlu olarak diğer bir kişinin zarar etmesi, zamanlama kumarının oynanabilmesi için de fiyatın dalgalı olması gerekiyor. İçkin değeri olmadığı için, Bitcoin ve benzeri kriptoparalarda bu dalgalanma muazzam. Senelik değişimi bir kenara bırakın, bir günde yüzde 20, yüzde 30 veya yüzde 40'lık fiyat oynamaları Bitcoin için sıradan. Temelinde dijital altın masalının yer aldığı bu oynaklık, değişim aracı olma vaadi ile sert bir çelişki içinde.

Kendinizi herhangi bir mal veya hizmet satıcısının yerine koyun. Size maliyeti 100 dolar olan bir mal veya hizmeti sabah yüzde 10 kâr marjı ile satıyorsunuz ve elinize 110 dolar karşılığı Bitcoin geçiyor. Akşam paydos ettiğinizde görüyorsunuz ki elinize geçen Bitcoin, o günkü spekülasyon kısmeti sonucu 140 dolar veya 80 dolar eder olmuş. Oynaklık kâr marjınızın o kadar üstünde ki, esas ekonomik faaliyetiniz bir anda tâli konuma düşmüş, pratikte işiniz Bitcoin spekülatörlüğüne dönüşmüş. Haliyle hiçbir satıcı böyle bir şeyi istemiyor. Dolayısıyla da saman alevi gibi parlayıp sönen, reklam kokan bazı hareketleri bir yana bırakırsak, yasadışı mal ve hizmetlerin satışı veya vergi kaçırma motivasyonu ile hareket edenler dışında neredeyse hiçbir satıcı Bitcoin kabul etmiyor.

Dahası, hiçbir satıcı mallarını Bitcoin cinsinden fiyatlandırmıyor, yani Bitcoin'u bir hesap birimi olarak kullanmıyor. Bitcoin kabul eden satıcılar bile gerçek fiyatları dolar, lira gibi paralar cinsinden belirliyor ve anlık olarak Bitcoin fiyatına tercüme ediyor. Yani Bitcoin kabul eden bir bilgisayar satıcısı buldunuz diyelim; dükkanındaki bir dizüstü bilgisayarı 0,1 Bitcoin (diyelim ki 6 bin dolar) olarak listelemiş. Ertesi hafta Bitcoin yüzde 50 düşmüşse fiyatın 0,2 Bitcoin olduğunu veya yüzde 100 yükseldiyse 0,05 Bitcoin olduğunu görürsünüz. Çünkü fiyat gerçekte hiçbir zaman "0,1 Bitcoin" olarak belirlenmemişti, 6 bin dolar olarak belirlenmişti ve yeni günde kaç Bitcoin 6 bin dolara eşit ise listedeki fiyat Bitcoin cinsinden o oldu.

Okuyucular içinde bu noktada, "Bitcoin kabul eden dükkanlar, siteler görüyorum, hattâ kullanıyorum" diyenleriniz olabilir. Haklısınız, ama Bitcoin hesap birimi olarak kullanılamayacak kadar oynak olduğu için, o gördüğünüz ve belki kullandığınız "Bitcoin kabul eden" satıcıların ezici çoğunluğu gerçekte doğrudan Bitcoin kabul etmiyor. Arka planda BitPay vb. bir aracı ile anlaşmalılar ve işlem bu aracı üzerinde gerçekleşiyor. Siz satıcıya Bitcoin ile ödeme yaptığınızı sanıyor iken aslında BitPay'e Bitcoin ödüyorsunuz. Bitcoin madencilerine giden işlem bedelinin üzerine BitPay hem yüzde 1 hizmet bedeli ekliyor (13) hem de işlem süresince üstlendiği Bitcoin fiyat oynaklığı riskini, kullandığı Bitcoin-dolar kurunun içine ek bir bedel olarak gömüyor.(14) Satıcının eline hiçbir zaman Bitcoin geçmiyor, sizden çıkan Bitcoin, BitPay tarafından kriptopara borsalarında anında dolar veya liraya çevriliyor ve satıcının hesabına yatırılıyor.

Gerçek dünyada tipik Bitcoin ödemeleri (Kaynak: Bitpay.com)

Şimdi hatırlayalım, Bitcoin teknik dokümanında Bitcoin'un varlık sebebi olarak ne söylenmişti? Mevcut sistemde finansal aracıların yüksek işlem maliyetlerine yol açması ve bunun küçük gündelik işlemlerin yapılabilmesine mâni olması... Günün sonunda Bitcoin ne yarattı? Ek finansal aracılar ve katmerli işlem maliyetleri. Malum fıkrada geçtiği gibi, o zaman biz bu "Bitcoin"u (çamurdan pastayı) niye yedik? İşin aslı, yemiyoruz, yani kullanmıyoruz. Bu açıdan Türkiye'de bir süre önce devreye giren ödemelerde kriptopara kullanımı yasağı da kadük, çünkü zaten ödemelerde kullanan yok. Bitcoin pratikte bir para değil; değeri olmayan, dijital altın olduğu ve bir gün dünya parası haline geleceği gibi çok sayıda çürük iddia ve fanteziye dayalı bir sözde varlık ("pseudo-asset"). Bu alandaki dizginsiz spekülasyona karşı ciddi bir adım atılmak isteniyorsa yakın zamanda Çin'de yapıldığı gibi bankaların kriptopara borsalarına hizmet vermesi veya toptan kriptopara borsaları yasaklanmalı.

Bir sonraki yazıda Bitcoin'un "hiç kimsenin kontrolünde olmayan" ve "merkeziyetsiz" bir sistem olup olmadığı konusuyla devam edeceğim.

*Sosyolog

1- https://en.wikipedia.org/wiki/Gold_standard#Abandonment_of_the_gold_standard 
2- El Salvador'da Bitcoin'un ABD Doları'na ek olarak resmî para birimi ilan edilmesi bu durumun tek bir ülke için ve kısmen değişme ihtimaline işaret ediyor.
3- https://blog.chainalysis.com/reports/ransomware-update-may-2021 
4- https://blog.chainalysis.com/reports/2021-crypto-crime-report-intro-ransomware-scams-darknet-markets 
5- Igor Makarov ve Antoinette Schoar, 2021. "Blockchain Analysis of the Bitcoin Market", sf. 11-12.
6- El Salvador Bitcoin'u yasal para haline getirdiyse de ABD doları da ülkede yasal para olmayı sürdürüyor.
7- Bkz. https://en.wikipedia.org/wiki/Bitcoin_scalability_problem 
8- https://www.blockchain.com/charts/n-transactions-per-block 
9- VISA Fact Sheet 2017
10- https://usa.visa.com/content/dam/VCOM/download/merchants/visa-usa-interchange-reimbursement-fees.pdf 
11- https://bitcoin.org/en/you-need-to-know#instant 
12- https://www.federalreserve.gov/paymentsystems/2019-December-The-Federal-Reserve-Payments-Study.htm 
13- https://support.bitpay.com/hc/en-us/articles/115002990803-What-is-the-Network-Cost-fee-on-BitPay-invoices-and-why-is-BitPay-charging-it- 
14- https://bitpay.com/exchange-rates/#rateInfo