Ezhel: İfade özgürlüğü olduğu an hepimiz Türkiye’deyiz

Ezhel, Mülkiyeliler Birliği’nin düzenlediği söyleşiye konuk oldu. Ülke gündemini ve müzik dünyasındaki gelişmeleri değerlendiren Ezhel, “İfade özgürlüğü olduğu an Türkiye’deyiz” dedi.

Google Haberlere Abone ol

Ogün Akkaya

ANKARA - Mülkiyeliler Birliği Genel Merkezi tarafından düzenlenen ve moderatörlüğünü Şive Bora ile Canberk Gürer’in yaptığı Çarşamba Söyleşileri’ne bu hafta rap sanatçısı Ezhel konuk oldu.

Mülkiyeliler Birliği’nin Facebook hesabı üzerinden çevrimiçi olarak gerçekleştirilen “İs, Pas, Kir: Türkiye’de Müzik ve İfade Özgürlüğü” başlıklı söyleşide, Ezhel’in Almanya’da sürdürdüğü müzik çalışmalarının yanı sıra Türkiye’de sanat ve özgürlükler alanında yaşanan baskılar konuşuldu.

Ezhel, “Gurbette yaşamak ve göçmenlik hissine dair neler söyleyebilirsin?” sorusu üzerine “Hiç beklemiyordum Berlin’de yaşamayı. İlk olarak Londra’ya gittim. Berlin’e bir iki günlüğüne gelmiştim. Daha sonra Londra’ya döndüğümde ‘keşke Berlin’e gitsem’ dedim. Berlin’deki Türkiyeli göçüyle alakalı bağı hissettim. Sonradan Berlin’e gelmek daha mantıklı geldi. Berlin’e gelişimde ifade özgürlüğü ve müziğin de payı var ama geliş sebebim, kendimi geliştirme ve daha fazla alan bulmamla alakalı” dedi.

‘NE YAPARSAM YAPAYIM TÜRKİYE’NİN BİR PARÇASIYIM’

Ezhel’e ayrıca bir röportajında kullandığı “Her sabah uyandığımda Türkiye’deki haberlere bakıyorum. İki yıldır Türkiye’de gibi yaşıyorum” ifadeleri hatırlatılarak, Almanya’dan Türkiye’ye bakınca ne görüyorsun?” sorusu yöneltildi.

Ezhel bu soruya yanıt olarak, “Türkçe rapten, Tarkan’a, Sezen Aksu’dan, Pink Floyd’a süper bir gündem içerisindeyiz. Gurbeti biraz hafife almış olabilirim. Nereye gidersem gideyim ya da ne yaparsam yapayım bir şekilde Türkiye’nin bir parçasıyım, onu fark ettim. Kaçamıyorsun gündemden, ülkeden çıkmanın bir anlamı yok. Bir sanatçı olarak müziği Türkçe olarak Türkiye’ye yönelik yapıyorum. Benim için fark etmiyor. Beni Maldivler’e götürsen, Antartika'ya da götürsen bir bağım var. Anadolu’yu seviyorum. Gönül bağını hissettiysen koparamıyorsun” yanıtını verdi.

‘İKTİDAR BİR ŞEKİLDE SANATIN KENDİSİNE KARŞI’

Şarkıcı Gülşen’in sahnede giydiği kıyafeti ile hedef gösterilmesi, Sezen Aksu’nun şarkısı üzerinden maruz kaldığı linç ve Tarkan’ın son şarkısı “Geççek” de Türkiye’de müzik alanında yaşanan gelişmeler kapsamında söyleşide konuşuldu.

Ezhel müzik dünyasında yaşanan ve ülke gündemine oturan gelişmelerle ilgili şunları söyledi:

“Sanat insanın kendisini ifade etmesinin en temel yollarından biri. Sanata karşıtlığı bütün baskıcı rejimlerde görebiliyoruz. Pir Sultan Abdallardan bugüne kadar hep benzer süreçlerden geçmiş. Türkiye’deki iktidar, ne insan hakları ne de hukuku hiçbir şey gözetmediği için ve biraz ideolojik olarak sanatın kendisine karşı oldukları için belki başka ideolojik rejimler olsa, diğer bütün ideolojilerin kendine ait bir sanatı var. Türkiye’de iktidar kendilerine ait bir sanatı olmadığı için çok kıvrandı. Tarkan bütün ülkeye umut verdi. Türkiye’deki sanatçı son kertede bir şeyleri söyleyebiliyor. İktidar zaten sanatın bir şekilde kendisine karşı. Zamanında faşizm bile sanatı kullanabilmiş. İktidarın kendine ait bir sanat yaratamamış olması, onları ekstra rahatsız ediyor. Türkiye’deki sanatın bu denli özgürlükçü olması, insanların kendisine bir alan bulabilmesi, hem de sanatçı özelinde artık popüler müzik bile yapsa kayıtsız kalamaması çok büyük bir olay. Türkiye’de ifade özgürlüğü ve müzik kümesi altında hoş bir dönemdeyiz. Gümbür gümbür gelen bir dönemdeyiz.”

Başka bir ülkede sanat yapmaya dair konuşan Ezhel, “Sokakta yürürken GBT’ye girmemek bile bir özgürlük gibi geliyor. Türkiye’de hukuksuzluk öyle bir boyutta ki bahsetmek bile istemiyorum. Meşru görmüyorum. Yaşayan herkese sabır versin. Buradayken, bir şekilde insan olabiliyorum. Belki de Almancaya ya da Almanya’ya dair bir şey demediğim içindir. Ben hala Türkiye gerçeklerini Türkçe ifade ediyorum, özelinde yaşıyorum. Burada da birilerini rahatsız etsem aynı şeyi yaşarım. Güç her zaman yozlaştıran bir şey. Bütün dünyada böyle. İktidar ve devlet sorunu var” ifadelerini kullandı.

‘İKTİDAR 12.00’DEN SONRA MÜZİĞİ YASAKLAR AMA SANATI YASAKLAYAMAZ’

Sanatın ve sanatçıların maruz kaldığı baskılar üzerine konuşan Ezhel, sanatın çok büyük bir güç olduğunu belirterek, “Sanat, S-400’lerden dünya savaşlarından daha büyük güç. Sovyetler de cazdan korktu, Franko da cazdan korktu. Devletler her zaman sanata karşı yenilecek. Hangi iktidarı kurarsanız kurun sanat asla parmaklıklar ya da duvar ardına koyabileceğiniz bir şey değil. Sanatın sızamayacağı hiçbir duvar yok. Sanatın gücü önünde hiçbir demir, top, atom duramayacak. Bu yüzden baskı altında olması çok normal. Ancak iktidarlar bunu deneyebilirler. 12.00’den sonra müziğin çalınmasını yasaklar, sanatçının ülkeye girmesini yasaklar ama o sanatı yasaklayamaz. O müziğin dinlenmesinin önüne geçemez. Doğası gereği böyle. Polisin nasıl copu varsa müziğin de böyle gücü var. Çarpar ama hissedemezler bile” dedi.

‘RAP TÜRKİYE İÇİN İLAÇ GİBİ, ARANAN KAN GİBİ’

Rap müzikteki güncel tartışmaları da değerlendiren Ezhel, “Türkçe rapin geldiği durumdan çok mutluyum. Geçmişten gelen güzel bir aktarım var. Berlin’de Türkçe rapi inşa eden insanlarla tanışmaktan çok mutluyum. Rap doğası gereği bir ses çıkardığından Türkiye için ilaç gibi, aranan kan gibi bir şey. Bunu listelerden, rakamlardan görebiliyoruz. Benden önceki nesil için de çok minnettarım. Onların bize bıraktığı mirası, yeni kuşağa bırakabiliyoruz. Şu anki gençlerle övünç ve gurur duyuyorum.” diye konuştu.

‘İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ OLDUĞU AN HEPİMİZ TÜRKİYE’DEYİZ’

Ezhel, yeni albümünün ne zaman çıkacağına ve Türkiye’ye ne zaman döneceğine dair gelen sorulara ise şu yanıtı verdi:

“Baya şarkı yaptım. Çıkaramıyoruz. Eskiden müziğin başlarında hemen şarkı yapıyorduk, YouTube’ye atıyorduk. Şimdi özen göstermemiz lazım. Yaptığımız işlere, insanlara iyi bir şey sunmak istediğimiz için de. Çıkmamış onlarca şarkımız var. İnsanlara en iyi şekilde sunmak istiyoruz. Türkiye’ye gelme mevzusu çok karmaşık. Hepinizin tahmin edeceği üzere. Üzerimizde bir baskı olduğunu söyleyebilirim. Bir şekilde arandığımı söyleyebilirim. O yüzden gelsem muhtemelen tutuklanacağım. Gelmemin bir mantığı yok. Devlet istese Berlin’de de beni bulur. Çok istiyorum ülkeme şehrime gelmek. İnsanlarla buluşmak, onu kutlamak. Hep beraber kutlamak, geçtikten sonra. Her şey geçtikten sonra. O günlerin yakın olduğunu biliyorum. Herkesi çok özledim. Sözüm olsun Konur Sokak’ta bir oturmamız var. Çok isterim ben de. Kimseye bir şey diyemem bekliyoruz. Senin benim tweet atabileceğimiz gün Türkiye’ye gelirim. İfade özgürlüğü olduğu an hepimiz Türkiye’deyiz.”

‘TARKAN’LA DÜET YAPMAKTAN ONUR DUYARIM’

“Tarkan’la düet yapar mısın” sorusuna ise Ezhel, “Onur duyarım tabii ki de. Ne demek. Seve seve. Şöyle söyleyeyim. Ben sadece güzel sanat icra etmek istiyorum. Kimle olursa olsun, bizi tatmin ettikten insanları mutlu ettikten sonra onur duyarım. Benle müzik yapmak isteyen herkesle müzik yapmaktan onur duyarım” cevabını verdi.