Evrim Rızvanoğlu: 'Burası Mezopotamya’yı sulayan, koca bir ülkeyi besleyen topraklardı'

DEVA Parti'li Evrim Rızvanoğlu, "Burası Mezopotamya’yı sulayan, koca bir ülkeyi besleyen topraklardı. Ta ki siz, yerlilik ve millilik adı altında ülkemizi yabancı bir şirkete zehirletene kadar" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu, DEVA Partisi İliç İlçe Başkanı Burhan Demir ile birlikte Erzincan İliç’te yaşanan maden faciasını yerinde inceledi ve toprak altında kalan işçilerin ailelerini ziyaret etti.

Rızvanoğlu, “Köylüler,  ‘Hayvancılık yapamaz hale geldik. Meralar maden sahası oldu. Madende çalışıyoruz diye hayvancılığı bıraktık. Şimdi sattığımız hayvanın yerine yenisini koyamıyoruz. Bizi burada köleliğe mahkum ettiler. Madenden başka çalışacak çaremiz yoktu’ diyorlar” ifadelerini kullandı.

'BU FELAKET BAĞIRA BAĞIRA GELDİ'

İliç’teki Çöpler altın madeni tesisinde bilime aykırı davranıldığını belirten Rızvanoğlu, “Ancak bu felaket bağıra bağıra geldi. Uzmanlar konuştu. Akademisyenler anlattı. Meslek odaları ve barolar çağrıda bulundu. Anayasa Mahkemesi’ne ve Danıştay’a kadar giden davalar açıldı. Fay hattı üzerinde dediler. Fırat nehrine yakın dediler. Ama nafile. Deprem riski olan, fay hattı üzerinde bulunan ve su havzalarının içinde olan bir alanda, hoyratça maden arandı. İliç’te bugün, bu acıyı ve çevre felaketini yaşıyoruz çünkü bilime aykırı hareket edildi. Orada çalışan işçilerimiz de bizi doğruluyor. Kimle görüştüysek, yığın haddinden fazla yapıldı diyor” açıklamalarında bulundu.

'DÜN ATTIĞINIZ İMZAYI NE ÇABUK UNUTTUNUZ?'

Bakanlığın kirlilik tespit etmedik açıklamasını eleştiren Rızvanoğlu, “Dönemin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum şimdi 'ruhsatı biz vermedik' diyor. ÇED onaylarını ve 3 kat kapasite artışını siz vermediniz mi? Dün attığınız imzayı ne çabuk unuttunuz? 2022 yılında siyanür havuzu patladı, topraklarımız zehirlendi. Sizin izninizle bu tesis yeniden açılmadı mı? Bugün aynı Bakanlık, 39 çeşit kanserejon madde, 100 dönümden fazla alana yayılmasına rağmen, 'kirlilik tespit etmedik' diyor. Gözün gördüğü ortada. Bu zehir havaya mı uçtu? Neden laboratuvar sonuçlarını şeffaf olarak paylaşmıyorsunuz? Tüm bu gördüğümüz, geniş bir alana yayılan liç yığınını nasıl tasfiye etmeyi düşünüyorsunuz? Biz şeffaf veri istiyoruz” diye konuştu.

 'BURASI MEZOPOTAMYA’YI SULAYAN, KOCA BİR ÜLKEYİ BESLEYEN TOPRAKLARDI'

Fırat havzasının önemine vurgu yapan Rızvanoğlu, “Burası Fırat Nehri’ne 350 metre mesafede. Yani tam Fırat havzasında. Vatandaşlar suyun temizliğini anlamak için önce tavuğumuza içiriyoruz sonra kendimiz içiyoruz diyor. Olacak iş mi bu? Burası binlerce yıldır, Mezopotamya’yı sulayan, koca bir ülkeyi besleyen topraklardı. Ta ki siz, yerlilik ve millilik adı altında ülkemizi yabancı bir şirkete zehirletene kadar. Şimdi de dönemin Çevre Bakanı önlem amaçlı Fırat Nehri’ne ulaşan menfezin kapaklarını kapattık diyor. Peki ya yeraltı suları?” dedi.

'İNSAN CANI MADENDEN ÇIKAN TONLARCA ALTINLA ASLA MUKAYESE EDİLEMEZ'

DEVA Partisi’nin madenlere ilişkin tutumunu belirten Rızvanoğlu “DEVA Partisi olarak bizim için önce can. Vatandaşlarımızın canı ve sağlığı, o madenden çıkan tonlarca altınla asla mukayese edilemez. Bizim bu ülkenin ırmağına, toprağına, havasına olan sevgimiz sadece şarkılardan ibaret değil! Burada hiçbir vatandaşımız da yalnız değil. Biz, tam buradayız. İliç’teyiz” dedi.