EŞİK, Meclis'ten seslendi: Devlet, kadınları güçsüzleştirecek adım atmamalı

Eşitlik İçin Kadın Platformu, Meclis kürsüsünden nafaka ve aile arabuluculuğu düzenlemesinden vazgeçilmesi çağrısında bulundu.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) gönüllüleri Serap Dalkılıç ve Aydan Barut, 6’ncı Yargı Paketi kapsamında AK Parti’nin boşanan kadınlara bağlanan yoksulluk nafakası dahil olmak üzere, Medeni Yasa’da yapmak istediği değişikliklere karşı siyasi parti ziyaretlerini sürdürüyor.

Daha önce Türkiye İşçi Partisi'ni (TİP) ziyaret eden EŞİK gönüllüleri, bu kez de CHP’yi ziyaret etti. TBMM’de yapılan ziyarette EŞİK gönüllüleri, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ve CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka ile görüştü. Ziyaretin ardından TBMM’de basın toplantısı düzenlendi.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, EŞİK Platformu üyelerinin, kadınların taleplerini duyurmak için Meclis’te olduklarının altını çizdi, “Biz duyduklarımızdan etkilendik, bildiklerimizden daha büyük risk olduğunu anladık” dedi.

‘MECLİS KÜRSÜSÜNDEN KONUŞANLARA TBMM’YE GİRİŞ YASAĞI KONULUYOR

CHP’nin basın toplantısına eşlik edip Meclis kürsüsünden konuşanların TBMM’ye girişlerinin engellendiğine dikkat çeken Özel, Meclis Başkanı Mustafa Şentop’a seslendi. “Meclis milletvekillerinin değildir, Meclis milletindir” diyen Özel, “Bu kürsüyü özgürleştirmek varken, bu kürsüyü yasaklamak, bu kürsüde konuşanlara Meclis’e giriş yasağı koymak 2022 yılında Türkiye’ye yaşatılabilecek büyük bir utanç, Meclis’i kuran iradeye meydan okumaktır. Bugünden itibaren kadın örgütleri buradan sözlerini söyleyecekler ve biz de takip edeceğiz. Bakalım Türkiye’deki kadın hareketinin temsilcilerine Meclis’e giriş yasağı koyma ayıbını Mustafa Şentop sürdürecek mi?” ifadelerine yer verdi.

‘AİLE ARABULUCULUĞU SÜRECİNDE KADINLARIN CAN GÜVENLİĞİ RİSK ALTINDA OLACAK’

EŞİK gönüllüsü Serap Dalkılıç ise “Bizler kadın hakları mücadelesi gönüllüleri olarak bu çatı altında ilk kez bulunmuyoruz” dedi ve ekledi:

“Burada olduğumuz için önemli kazanımlar elde ettik ama bugün bu kazanımları savunmak için buradayız. Geçtiğimiz 10 yıl zarfında dini nikahtan önce belediye nikahının yapılması zorunluluğunun fiilen kaldırılması, müftülük nikahının yasalaşması gibi adımlarla Medeni Kanunu’nun laiklik ilkesini ve kadın erkek eşitliğini garanti altına alan niteliği tek kelimeyle aşındırıldı. Nafaka hakkının gaspı da bunlardan birisi. Kamuoyunda yoksulluk nafakasının evlilik süresine bağlanması üzerinden konuşulan sözüm ona reform paketi, kadınlar açısından vahim iki başlık içeriyor. Bunlardan birisi aile arabuluculuğu, diğeri de boşanmanın kolaylaştırılması. Kadınlar bıçak kemiğe dayanmadan zaten boşanmıyorlar. Aile arabuluculuğu içinde şiddet olan evliliklere kadınları mahkum kılacak, erkek avantajlı olacak. Devlet kendi eliyle kadınları güçsüzleştirecek bir adım atmamalı. Arabuluculuk sürecinde kadınların can güvenliği büyük bir risk altında olacak. Aile arabuluculuğu kadın cinayetlerini artıracak.”

‘DÜZENLEMEDE NAFAKADA SÜRE SINIRININ ÇOCUKLAR İÇİN DE GEÇERLİ OLACAĞI SÖYLENİYOR’

Serap Dalkılıç, boşanmanın kolaylaştırılması yönünde yapılacak değişikliklerin de yine kadınları ev içi şiddete mahkum edeceğini kaydetti.

Bu süreçte de kadınların birçok kayıpları olacağını ifade eden Dalkılıç, “Boşanma davası süresince ödenen tedbir nafakası ise hepten buharlaşacak, yok olacak. Boşanma davalarının uzun sürmesinin nedeni erkeklerin ekonomik hakları vermek istememesinden kaynaklanıyor. Yani yargıyı meşgul eden kadınlar değil, erkekler. Çocuklar için ödenen iştirak nafakası sanki kadına ödenmiş gibi anlatılıyor. İktidarın hazırladığı taslakta nafakada süre sırının çocuklar için de geçerli olacağı söyleniyor. Şimdi açıkça görüyoruz ki; hükümet çocuklarına dahi nafaka ödemek istemeyen erkekleri koruyor. Erkekler çocuklarına nafaka ödemek istemiyorlar” ifadelerine yer verdi.

‘NAFAKA FONU KADINLARI KEYFİ 'GENEL AHLAK' KRİTERLERİ ALTINDA YAŞAMAYA ZORLAYACAK’

EŞİK Gönüllüsü Aydan Barut da kadın kazanımlarını savunmaya devam edeceklerini kaydetti. Araştırmaların ortaya koyduğu gibi Türkiye’de nafaka sorunu yaşayan kesimin kadınlar ve varsa çocuklar olduğunu belirten Barut, “Hak ettiği halde birçok kadına nafaka bağlanmamakta ya da şiddet tehdidi ile kadınlar bu haklarından vazgeçirilmektedir. Bağlanan nafaka miktarları da yetersizdir ve nafakaların tahsilinde sayısız sorunlar yaşanmaktadır. Kurulacak nafaka fonundan kadınlara nafaka bağlanması ihtimali kadınlar üzerinde muvazaalı boşanma baskısı yaratılmasına neden olabilecektir. Dul-yetim maaşında olduğu gibi, yapılacak muvazaa araştırmaları kadınların özel yaşamlarının sürekli gözetim altında tutulması, kadınların keyfi 'genel ahlak' kriterleri altında yaşamaya zorunlu bırakılması gibi sorunlar doğurabilecektir” dedi.

MUHALEFETE ÇAĞRI: KANUN MECLİS’E GELMEDEN ÇALIŞMAYA BAŞLAYIN

Muhalefet partilerinin nafaka ve Medeni Yasa konusundaki sessizliğinin ürkütücü olduğunu aktaran Barut, muhalefet partilerini nafaka düzenlemesi başta olmak üzere bu tür girişimlere karşı çıkmaya çağırdı.

Barut, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Milletvekillerini içlerinde açıkça Medeni Yasa’nın lağvedilmesi, dini hukukun uygulanmasını, çok hukukluluğu, erkeğin reis olduğu aile modelini, erkek çokeşliliğini, kadınlara 3 ay, çocuklara 9-12 yaşına kadar nafaka ödenmesi gerektiğini savunanların da olduğu marjinal bir erkek grubunun propaganda tuzaklarına düşmemeye çağırıyoruz. Tüm muhalefet partileri olarak tek tek ve hep birlikte, zaman yitirmeden, kanunun Meclis’e gelmesini beklemeden çalışmaya başlamaya davet ediyoruz. Milyonlarca kadını ve çocuğu ilgilendiren bu yaşamsal konuda kamuoyuna net açıklamalar yapmaya, kadın hareketinin yanında yer almaya çağırıyoruz.”

‘KAZANILMIŞ HAKLARIMIZDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ’

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka da “Biz kadınlar kazanılmış olan haklarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere bütün haklarımıza sahip çıkacağız. Hepimiz tok, hepimiz güvende, hepimiz eşit olana kadar mücadeleye devam edeceğiz” diye konuştu. (DUVAR)