YAZARLAR

Ermenistan’ın bitmeyen savaşı 

Ermenistan’da muhtıra darbeye dönüşürse eski Sovyet coğrafyasında askerler ile siyasi iktidar arasında mesafeyi koruyan gelenek bozulmuş olacak. Bu coğrafyada çok fazla sancılı değişimler oldu ama hiçbirinde iktidar askeri darbeyle gitmedi. Ermenistan çok zor zamanlardan geçiyor. Krizin toplumsal çatışmaya ya da muhtıranın darbeye dönüşmesini önlemenin yolu ülkeyi erken seçime götürmek olabilir. Belki Paşinyan, Batı’nın savaş sırasında gelmeyen desteğini demokrasi sınavında bekliyor olabilir.

Ermenistan’ın Karabağ yarası içeride kendi kendini bitiriyor. Dün Genelkurmay Başkanı Onik Gasparyan, yardımcıları ve kolordu komutanları dahil üst düzey 40 asker Başbakan Nikol Paşinyan’a muhtıra verdi. Çalkantılı siyaset hepten alabora oldu. Yönetme ve karar verme ehliyetini yitirdiği gerekçesiyle istifası istenen Paşinyan ciddi hatalar yapmak, sistematik olarak orduyu yıpratmak, dar görüşlü olmak, yıkıcı davranmak, kişisel ihtiraslarıyla hareket etmek ve ülkenin çıkarlarını gözetmemekle suçlandı.  

Görünüşte muhtırayı kışkırtan neden, Genelkurmay Birinci Başkan Yardımcısı Tiran Haçatryan’ın 24 Şubat’ta görevden alınması. Muhtıra metninde bu karar şiddetle reddedildi. Paşinyan istifa çağrısını ‘darbe girişimi’ olarak niteleyip Gasparyan’ı görevden aldı. Ama karar, ‘noter’ konumuna indirilmiş Cumhurbaşkanı Armen Sarkisyan tarafından imzalanmadığı için yürürlüğe giremedi. Askerler ikinci bir açıklamayla pozisyonlarını teyit etti. 30 üst düzey polis de orduya arka çıktı.

Bardağı taşıran son damla Haçatryan’ın kovulması olabilir ama gerilimin ana kaynağı Karabağ hezimeti. Muhtırada Rus parmağı arayanlar hemen öncesinde yaşanan bir tartışmayı hatırlatıyor. Paşinyan, Rusya’ya bel bağlamanın mantığını sorgularcasına İskender füzelerine kara çalınca Ruslar da kaşlarını çatmıştı. Eski Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan 16 Şubat’ta İskender füzelerinin Karabağ savaşında neden kullanılmadığını sormuştu. Paşinyan 23 Şubat’ta “Müsaade edelim kendileri İskender füzeleri neden patlamadı ya da neden sadece yüzde 10'u patladı sorusunu yanıtlasın" demişti. İki Rus vekil Paşinyan’ı kendi başarısızlığını gizlemek için İskender’e çamur atmakla eleştirdi.  

Paşinyan’ın açıklaması Haçatryan’a sorulduğunda uzunca bir kahkaha patlattıktan sonra biletinin kesilmesine yol açan şu tepkiyi verdiği aktarılıyor: “Elbette, imkânsız... Nasıl yani? İskender? Bir atış? Yüzde 10? Üzgünüm ama bu ciddi olamaz.” 

*** 

Karabağ savaşındaki yenilgiden sonra Paşinyan’ın koltuğunda kalabilmesi Ermenistan’ın siyasi koşulları bakımından çok beklenen bir durum değildi. Çaresizce Rusya lideri Vladimir Putin’in koşullarını kabul edip Azerbaycan’la ateşkes anlaşması imzalaması ve “Sorun yok komşu” kıvamına gelmesi belki Paşinyan’ın üzerinde durduğu halının çekilmesini geciktirdi. Belki askeri hezimette komuta kademesinin taşıdığı sorumluluk Paşinyan’a manevra alanı bıraktı. Ki Paşinyan ara sıra bazı komutanları ve eski Başbakan Vazgen Manukyan gibi onların siyasi müttefiklerini savaşı sabote etmekle suçluyor.  

Ancak Rusya ile güçlü bağlara sahip ordu, emekli askerler ve eski cumhurbaşkanlarının içinde bulunduğu elitler takımı yenilgiyi tescilleyen 10 Kasım ateşkesini içlerine sindiremedi. Kimsenin de bunun faturasını ödemeye yanaşmaması yaranın açık kalmasına neden oluyor.  

Paşinyan 2018’deki gibi megafonu kapıp sokağa inerek muhtıraya direniş gösterisinde bulundu. Fakat istifayı reddetmesi ordu etrafındaki kenetlenmeyi biraz daha büyüttü. Paşinyan destekçilerini Cumhuriyet Meydanı’nda toplarken muhalifler de Özgürlük Meydanı’na indi. Paşinyan müzakere isterken Ermenistan Devrimci Federasyonu, Vatan Kurtuluş Hareketi ve Müreffeh Ermenistan Partisi gibi muhalif yapılar istifadan başka seçenek tanımıyor. Sokağa çıkmasa da Aydınlık Ermenistan lideri Edmon Marukyan da muhtıranın ne darbe girişimi ne de anayasaya aykırı olduğunu savundu. Halktan askerlerin bildirisini desteklemelerini isteyen eski Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan, eski Genelkurmay Başkanı Yuri Haçaturov, polislere “Yasadışı emirlere itaat etmeyin” diye seslenen eski Emniyet Genel Müdürü Valeriy Osipyan, bütün güvenlik güçlerini ordunun çağrısına katılmaya davet eden eski Başbakan Vazgen Manukyan 40 imzaya güç veren isimler arasında.  

Paşinyan askerlerin çıkışını 2018’de iktidardan uzaklaştırılan ama silahlı kuvvetler üzerinde nüfuzunu koruyan eski yetkililerin etkisine bağlıyor. Ancak muhtıraya taraf askerlerin konum ve rütbeleri orduda Paşinyan’a karşı cephenin büyüklüğü hakkında fikir veriyor.  

*** 

Paşinyan’ın gitmesi halinde bundan Laçin koridorunun tahkimi ve Nahçıvan-Azerbaycan arasında ulaşım hatlarının açılması gibi kritik şartlar içeren 10 Kasım ateşkes anlaşmasının nasıl etkileneceği önemli bir soru olarak öne çıkıyor.  

Rusya açısından endişeye mahal yok. Son savaş Rusya’nın Ermenistan ve Azerbaycan üzerindeki vesayet kapasitesini artırdı; fiilen barış gücü olarak Karabağ’ın başçavuşu oluverdi. Rus askeri birlikleri Karabağ’da kalıp Laçin koridoruna vaziyet ettiği sürece hem Azerbaycan’ı frenleyen hem de Ermenistan’ın iç dengelerine hükmeden bir pozisyonda olacaktır. Erivan’daki restleşme hangi kapıya çıkarsa çıksın Rusya durumu idare edebilir. Ermeni-Rus Müşterek Kuvvetler Komutanı Tigran Parvanyan’ın muhtıracı generaller arasında olması acaba Moskova’nın yeşil ışığı var mı sorusunu elzem kılıyor. Fakat Paşinyan’ın Kremlin’e gönülsüz mahkumiyeti sürerken Rusya’nın fazla istifini bozması gerekmiyor. Ama olur da Rus yanlısı blok galebe çalarsa Putin açısından 2018’de Rus etkisine kafa tutan Kadife Devrim’in intikamı alınmış olur. O yüzden de Kremlin krizi Ermenistan’ın iç işi olarak niteleyip barışçıl çözüm diliyor.  

Paşinyan bu restleşmede Rusya’yı karşısına almamak için Moskova ile savunma alanındaki işbirliğini güçlendirmek istediklerini de söyledi. Paşinyan’ın bilgilendirdiği Putin de “düzen ve itidal” telkin etti. Bu mesajı iki taraf da kendine yontuyor. 

Ordunun ağırlığını hissettirdiği yeni bir iktidar, Kafkasya’da savaşı yeniden seçenek olarak gören bir eğilimi güçlendirebilir. Öfkeli blokun Azerbaycan’la anlaşmayı kadük bırakmak gibi bir hesabı varsa buna Rusya’nın ne diyeceği önemli ölçüde Türk-Rus ve Azerbaycan-Rus ilişkilerinin gidişatına bağlı. Rusya, Trans Kafkasya’daki çıkarlarına hizmet ettiği sürece bu anlaşmanın hayata geçirilmesi konusunda ciddiyet sergileyebilir. Aksi halde yeni statükoyu korumaya devam edebilir.  

Türkiye’nin darbe girişimini kınayan açıklaması Paşinyan’ın koltukta kalması ile anlaşmanın korunması arasında bağ kurduğunu gösteriyor. Kuşkusuz Türkiye’nin tepkisi Paşinyan’a destek olarak okunuyor ve meydanda “Türk’ün (Paşinyan) olmadığı Ermenistan” sloganıyla karşılık buluyor.  

Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev de anlaşmanın açığa düşürülme ihtimaline dikkat çeken bir açıklama yaptı: “Savaş sona erdi, her kim rövanşist fikirlerle yaşıyorsa (aha) bu yumruğu görecek. Ermenistan ordusu bitti, yoktur ve olmamalıdır.” 

***  

Ermenistan’da muhtıra darbeye dönüşürse eski Sovyet coğrafyasında askerler ile siyasi iktidar arasında mesafeyi koruyan gelenek bozulmuş olacaktır. Bu coğrafyada çok fazla sancılı değişimler oldu ama hiçbirinde iktidar askeri darbeyle gitmedi. Ermenistan çok zor zamanlardan geçiyor. Krizin toplumsal bir çatışmaya ya da muhtıranın bir askeri darbeye dönüşmesini önlemenin en çıkar yolu ülkeyi erken seçime götürmek olabilir. Belki Paşinyan, Batı’nın savaş sırasında gelmeyen desteğini demokrasi sınavında bekliyor olabilir. AB “barışçıl çözüm” diyerek topu ortaya attı; ABD ise orduya “Siyasete karışma” mesajı gönderdi. Joe Biden yönetiminden beklenen bir refleks. Belki bu restleşme Paşinyan’ın dağılan tabanında ve parlamentodaki destekçisi Adımım partisinde toparlanma etkisi yaratabilir ama Karabağ öylesine derin bir travma ki 2018’deki ivmenin bir benzerini yakalaması zor. Dün “2018 devriminin kadifesi (yumuşaklığı) bitti” diyen Paşinyan’ın sertliği eğer kendisine zaman kazandırıp muhtıracı cepheyi bölmeye yaramazsa bir kaya kütlesine ulaşmasını da hızlandırabilir.

 
 

Fehim Taştekin Kimdir?

İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. Gazeteciliğe 1994’te başladı. Yeni Şafak, Son Çağrı, Yeni Ufuk, Tercüman, Radikal ve Hürriyet gazetelerinde çalıştı. Muhabirlik, editörlük ve dış haberler müdürlüğü yaptı. Ajans Kafkas’ın kurucu yayın yönetmeni olarak Kafkasya üzerine çalışmalar yürüttü. Kapatılıncaya kadar İMC TV’de “Doğu Divanı”, “Dünya Hali” ve “Sınırsız” adlı programların yanı sıra MedyascopeTV ve +GerçekTV’de dış politika programları yaptı. BBC Türkçe’nin analiz yazarları arasında yer alıyor. Al Monitor ve Gazete Duvar’da köşe yazılarına devam ediyor. Kafkasya ve Orta Doğu üzerine saha çalışmaları yürüttü. “Suriye: Yıkıl Git, Diren Kal”, “Rojava: Kürtlerin Zamanı” ve “Karanlık Çöktüğünde” adlı kitaplara imza attı.