Erdoğan: Sayın Zelenskiy ile de Sayın Putin ile de dostluğumuzu korumak durumundayız
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, görüşmelerinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
DUVAR - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile göreve başlamasının ardından ilk kez Türkiye'ye resmi ziyarette bulunan Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, baş başa ve heyetler arası görüşmesinin ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ortak basın toplantısı düzenledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasına, "Dost ve müttefik Almanya'nın Şansölyesi ülkemize ilk ziyaretini gerçekleştiriyor. Son derece dinamik ve güçlü olan Türk Alman ilişkilerinin boyutları ve yoğunluğu emsalsizdir. İkili görüşmemizin gerek, siyasi, ticari kültürel her yönde ele alma fırsatı bulduk. Bunun yanında da şu anda sadece bölgesel değil, dünya gündemini teşkil eden, Rusya-Ukrayna konusunu da ağırlıklı olarak değerlendirme fırsatı bulduk. Gelişmeler tabi ki dikkat çekici. NATO müttefiki 2 ülke olarak endişelere sahip olduğumuzu teyit ettik" sözleriyle başladı.
Erdoğan Rusya-Ukrayna krizine ilişkin "Kalıcı ateşkesin tesisi konusundaki çabalarımızı yılmadan sürdürmeye devam edeceğiz. Avrupa güvenliğine yönelik önlemleri alırken diğer yandan çözüme dönük diplomatik çabaların hızlandırılmasında mutabık kaldık" ifadelerini kullandı.
'ŞARTLAR NE GETİRİR NE GÖTÜRÜR GÖRMEK LAZIM'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Rusya'dan silah alacak mısınız? Bunun dışında Batı'nın yaptırımlarına katılacak mısınız?" sorusuna, "NATO'da iş birliği, aynı zamanda asgari dayanışmanın teşekkül ettiği bir kurumdur NATO. Burada ağır silahtan tutun da uçaklara varıncaya kadar her şeyi kullanırsınız. Şu an NATO'da Almanya'yla 2 ortağız, 2 önemli NATO ülkesiyiz. Dolayısıyla herhalde bunu aramızda değerlendirmek hele hele bu süreçte büyük önem arz etmektedir. İki NATO ülkesi olarak birlikte neler yapabiliriz ne gibi eksiklerimizi yine aynı şekilde gideririz bunun değerlendirmesini yaptık. Rusya'dan aldığımız silahlar noktasında bunun cevabını merak ettiğinizi görüyorum. Bugüne kadar tabii aldığımız silah veya silahlar var. Şu andaki şartlar içerisinde gelecek ne gösterir onu şu anda konuşmak herhalde erken olur. Ama şartlar ne getirir ne götürür bunu görmemiz lazım. Daha önce de yine basın mensuplarına ifade ettiğim gibi biz Sayın Zelenskiy ile de Sayın Putin'le de dostluğumuzu aynen korumak durumundayız. Yaptırımlara gelince Birleşmiş Milletler kuralları içerisinde ne gerekiyorsa biz şu ana kadar onu yaptık ve NATO üyesi ülkelerin yapmadıklarını biz Rusya'ya rağmen Ukrayna'ya yaptık o desteğimizi sürdürdük, insani yardımlarımızı da yine aynı şekilde, şu anda 50'ye aşkın TIR'ı Ukrayna'ya gönderdik" dedi.
Erdoğan ticari iki ülke arasındaki ticari ilişkilere yönelik ise "Almanya ile 2020'de 38 milyar dolar civarında olan ikili ticaret hacmimiz 2021'de 41 milyar doları aştı. Bu rakamı 50 milyar dolara taşımakta kararlıyız" dedi.
'İLAHİYAT FAKÜLTESİ KURULMASI TEKLİFİ'
Almanya'daki 3 milyonluk Türk toplumunun ülkeleri birbirine daha çok yaklaştıran ortak bir zenginlik olarak gördüklerini belirten Erdoğan, "Almanya'nın müreffeh bir ülke haline gelmesine önemli katkı sunan Türklerin emeklilerinin bir kez daha takdir edilmesi bakımından güzel bir fırsat teşkil etti. Covid-19 salgını ile mücadelede Özlem Türeci ve Uğur Şahin hem Almanya'nın hem Türkiye'nin gururu oldular. 14 Mart Tıp Bayramı vesilesiyle kendilerini bir kez daha tebrik ediyorum. Tabii bundan sonra da Avrupalı Türkleri her alanda teşvik etmeyi sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.
Almanya ile bölgesel konularda yakın işbirliği içerisinde çalışmayı önemsediklerini belirten Erdoğan, "Bölgemizdeki son gelişmeler, Türkiye'nin başta güvenlik ve enerji olmak üzere birçok alanda anahtar role sahip olduğunu ispatlamıştır. Almanya'nın Avrupa Birliği içinde lider konumdaki ülkelerden biri olduğu tartışmasızdır, şüphesizdir. Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin ilerletilmesinde Alman dostlarımızın yapıcı tutum ve desteğinin devam edeceğine inanıyorum. Tabii bütün bunlarla beraber özellikle de eğitim-öğretim alanında İstanbul'daki Türk-Alman Üniversitesi bizim için çok önemli, ciddi bir sıçrama tahtasıdır. Bunu da Sayın Şansölye ile özellikle görüştük. O da Türk-Alman Üniversitesi'nde bir ilahiyat fakültesi kurulması ama aynı şekilde Türk-Alman Üniversitesi'nin Almanya ayağının da tenzip edecekleri eyalet veya şehirde orada hemen süratle onun adımının da atılmasını ben kendilerine de teklif ettim. Bu adımı da atmak suretiyle bir an önce Almanya ayağında da bir Türk-Alman Üniversitesini kurmamız, oradaki özellikle ilahiyat konusunda da bir açığın giderilmesinde çok çok fayda sağlayacaktır" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülke arasında ilişkileri geliştirmek için Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Akif Çağatay Kılıç'ı görevlendirdiğini söyledi. Erdoğan, "Aynı şekilde Sayın Şansölye de görevlendireceği iki kişiyle şimdi yemekte de tanıştırmak suretiyle bu adımları atmış olacağız" diye konuştu.
SCHOLZ: ÜST DÜZEY DİYALOG FIORMATLARINI DEVREE SOKACAĞIZ
Almanya Şansölyesi Olaf Scholz ise konuşmasında, Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında üst düzey diyalog formatlarını devreye sokacaklarını söyledi.
Scholz, Türkiye-AB ilişkilerine dair, "Türkiye ve AB iş birliği içindeler. Gelecek için bazı planlarımız var. Örneğin üst düzey diyalog formatlarını yürürlüğe sokacağız. Gümrük Birliği konusunda da müzakerelerimiz sürecek" dedi.
Türkiye ve AB'nin, göç ve mülteciler konusundaki işbirliğinin de çok önemli olduğunu kaydeden Scholz, "Şu anda Ukrayna konusunda görüyoruz ki bu konular bitmiyor ve şiddet yaşandığı sürece maalesef hâlâ insanlar göç edecek, güvenli yerler arayacak" diye konuştu.
'ENERJİ İŞBİRLİĞİ ÇOK ÖNEMLİ'
Görüşmede Cumhurbaşkanı Erdoğan'la Türkiye ile Almanya arasında ekonomik işbirliğini de ele aldıklarını belirten Scholz, şöyle devam etti:
"Ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine Sayın Cumhurbaşkanı da değindi. Somut olarak görüşme formatları üzerinde karara vardık. İki tarafın da yararına olacaktır bu. Sadece Almanya ile Türkiye arasında değil, aynı zamanda AB ile Türkiye arasında elbette enerji alanında iş birliği çok önemli."
'HÜKÜMETİM SORUMLULUĞU ÜSTLENDİ'
Scholz, ikili ilişkilerin iyi olduğunu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinde ilişkilerinin geliştirilmesi konusunu ele aldıklarını ifade ederek, "İlişkilerimizdeki büyük potansiyeli daha iyi değerlendirmek istiyoruz. Benim hükümetim bunun sorumluluğunu üstlenmiş durumdadır" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a verimli görüş alışverişi için teşekkür eden Scholz, "Bundan sonraki iş birliğimiz de sürdürmekten çok mutlu olacağım" diye konuştu.
'UKRAYNA NEYİN DOĞRU OLDUĞUNA KENDİSİ KARAR VERMELİ'
Scholz, Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin önce ateşkes, daha sonra barışa ulaşmak için adım attıklarını belirterek, süreçte varılacak anlaşmanın Ukrayna'nın kabul edebileceği bir anlaşma olması gerektiğinin altını çizdi.
"Müzakereyi biz yapmayacağız" diyen Scholz, "Biz konuşurken Ukrayna'ya yardım etmek için konuşuyoruz. Fakat Ukrayna kendisi için neyin doğru olduğuna karar vermeli" dedi.
'ARTIK DURUN DİYORUZ'
Ukrayna'ya atılan her füzeyle Rusya'nın, uluslararası toplumun birliğinden ayrıldığının göz önünde bulundurulması gerektiğini vurgulayan Scholz, "Rus Devlet Başkanı'na çağrıda bulunuyoruz. Artık durun diyoruz. Ve 'sadece diplomatik bir çözüm olabilir' diyoruz" diye konuştu.
'TEŞEKKÜR BORÇLUYUZ'
Scholz, Almanya ve Türkiye'nin, kendisini savunmasını için Ukrayna'ya destek verdiğini hatırlatarak, "Özellikle Montrö Anlaşması uyarınca Boğazlar'ın savaş gemilerine kapatılmasının önemli bir katkı olduğunu düşünüyoruz. Bunun için teşekkür borçluyuz" ifadelerini kullandı.
'GÖRÜŞMELER SON DERECE ÖNEMLİ'
Ukrayna'da yaşanan gelişmeleri üzüntüyle karşıladıklarını belirten Scholz, "Sayın Cumhurbaşkanı ve ben, bu saldırı konusundaki endişelerimiz konusunda hemfikiriz. Ve en kısa zamanda bir ateşkese ulaşılması konusunda da bunun gerekliliği konusunda da güvenli siviller için güvenli koridorların sağlanması gerekir ki, tehlikeli bölgelerden çıkabilsinler" ifadesini kullandı.
Ukrayna'yla Rusya arasındaki görüşmelerin son derece önemli olduğuna dikkati çeken Scholz, "Türk müttefiklerimizin de diplomatik bir çözüme katkıda bulunmak istemelerini çok olumlu karşılıyoruz. Türkiye'de de iki ülkenin (Rusya ve Ukrayna) dışişleri bakanları arasında görüşmelerin yapılması çok yararlı olmuştur" dedi.
'EN KISA ZAMANDA SİLAHLAR SUSMALI'
Scholz, Ukrayna'dan kaçan milyonlarca insana destek olmak istediklerini belirterek, "Aynı zamanda biz destek olmaya çalışıyoruz. Şu anda 1,7 milyon mülteci, Polonya'ya geldi, Almanya'ya 100 binden fazla geldi. Ukrayna'dan çok sayıda üçüncü ülke vatandaşı da kaçıyor. Bu sorumluluk hepimiz de hepimiz bu konuda destek olmalıyız" ifadesini kullandı.
Ukrayna'da yaşananların uluslararası hukukun ihlali anlamına geldiğine işaret eden Scholz, şöyle devam etti:
"En kısa zamanda silahların susması gerekiyor. Bizim için önemli olan husus; Ukrayna'nın egemenliğinde toprak bütünlüğünün sağlanması, korunmasıdır. NATO nezdinde işbirliği içinde olmamız son derece önemli. Şu anda değişmiş bir güvenlik durumuyla karşı karşıyayız. Biz, NATO'nun doğu sınırındaki ülkelerde güçlerinin yoğunlaştırılacağı yönünde bilgi verdik. Burada hava polisi uygulaması da Almanya tarafından yürürlüğe konulacak."
Scholz, hukukun şiddetle ihlal edilmesinin kendilerinin de güçlü olması gerektiğini gözler önüne serdiğini vurgulayarak, "Bu nedenle federal ordumuz için 100 milyar avroluk bir ilave fon konusunda karar verdik ve böylece güvenliğimizi birlikte sağlamamız gerekiyor" dedi.
'KAYNAKLARI FARKLI ÜLKELERDEN SAĞLAMALIYIZ'
Almanya olarak bundan sonra elektriği yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamak istediklerini belirten Scholz, rüzgar enerjisinin de içinde olduğu farklı kaynakları devreye sokmak istediklerini belirtti.
Scholz, "Bu konuda başka ülkelerle de uzun vadeli işbirliği istiyoruz. Özellikle hidrojen konusunda ithalat yapmak durumundayız. Rusya'ya bağımlı olmamak için kaynakları farklı ülkelerden de sağlamalıyız. Böylece kendi kararlarımızı bağımsız verebiliriz" diye konuştu.
Türkiye'nin İsrail ve Yunanistan ile geliştirdiği ilişkileri memnuniyetle karşıladığını, bölgesel işbirliklerinin artık çok daha fazla önem kazandığını belirten Scholz, Türkiye'nin İsrail ve Yunanistan ile geliştirdiği ilişkileri memnuniyetle karşıladığını kaydetti.
Scholz, Almanya'da çok fazla Türk kökenli insanın yaşadığına dikkat çekerek, "Onlar artık bizim toplumumuzun önemli bir unsurudur. Federal hükümette ve mecliste çok fazla Türk kökenli temsilcilerimiz, vekillerimiz var. Onların Alman politikalarına yaptıkları katkılardan çok mutluyum." dedi.
'TÜRKİYE UKRAYNA'NIN EGEMENLİĞİNİ SAVUNDU'
Almanya’nın, Türkiye’nin Rusya’ya yönelik tarafsız kalıp kalmaması konusundaki tutumuna ilişkin Scholz, "Türkiye, bu saldırıya, savaşa karşı olduğunu açıkça ifade etti. Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini savundu, sadece insani yardım değil silah da gönderdi. Bu konuları tartıştığımızda bunları göz önünde bulundurmalıyız” ifadesini kullandı.
Scholz, AB ve ABD’nin Rusya’ya karşı aldığı yaptırım kararlarının beklediğinden çok daha dramatik sonuçlar getirdiğini belirterek, "Yaptırımların sonuçları, Rusya’da her yerde hissediliyor artık. Bunu tabii ki ilk önce ateşkese ulaşmak için, daha sonra barışa ulaşmak için yapıyoruz. Ulaşılacak bir anlaşma, Ukrayna’nın kabul edebileceği bir anlaşma olmalı” değerlendirmesinde bulundu.
'UKRAYNALILAR VATANLARINI SAVUNUYOR'
Ukrayna’nın bir millet olduğu gerçeğinin açıkça kabul edilmesi gerektiğini vurgulayan Scholz, “Hangi dili konuşurlarsa konuşsunlar vatanlarını savunuyorlar" dedi.
Scholz, Almanya’nın eski Şansölyesi Angela Merkel’in insan hakları konusunu görmezden geldiği eleştirilerine ilişkin "Sayın Merkel’e bence haksızlık ediyorsunuz. İnsan hakları söz konusu olduğunda hiçbir zaman gözünü kapatmamıştır, onu savunmalıyım. görüşünü dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Deutsche Welle (DW) kanalına lisans verilmesi konusunu da görüştüğünü aktaran Scholz, “(Deutsche Welle) Onların bağımsız bir şekilde yayın yapmamalarını istiyoruz. Bizim amacımız bunu sağlamak” dedi.
'YASALAR ÇERÇEVESİNDE HAREKET ETMEK ZORUNDAYIZ'
Scholz, Almanya'nın NATO müttefiki Türkiye'ye bazı askeri malzemelerin satışına getirdiği kısıtlamalara ilişkin soruya, "NATO'da çok yakın bir işbirliği halindeyiz" yanıtını verdi. Bu iş birliğinin gittikçe önem kazandığını vurgulayan Scholz, şöyle devam etti:
"Örneğin ileri güç konusunda NATO'nun batı cephesindeki güçlerimizi geliştirmek istiyoruz ve bunları daha da geliştireceğiz. Federal Ordu içinde NATO bütçesine 50 milyar avroluk bir katkı sağlıyoruz ve bütçemizde ek bir fon da ayırdık. Almanya'da keskin bir savunma ihracatı politikamız var. Bu kurallarımız son derece keskindir. Yasayla tespit edilen bir çerçeve içinde hareket etmek durumundayız."
Almanya'nın NATO eliyle Ukrayna'ya silah yardımını engellediği yönündeki eleştiriler hakkındaki soru üzerine Scholz, "Müttefiklerimiz ve Almanya olarak, Ukrayna'nın kendini savunması için maddi açıdan da destek olduk. 2014'ten bu yana Ukrayna'ya mali yardım yaptık savunma konusunda. Bunu gelecekte de sorumluluğumuz olarak görüyoruz. Savunma silahları gibi silahlarla destekte bulunduk" ifadesini kullandı. (HABER MERKEZİ)