Eraslan: Kadın cinayetleri tahammül sınırlarını aştı

Cihan Başakçıoğlu

İZMİR - Eşitlik İçin Kadın Platformu'nun (EŞİK), "Günde en az 3 kadın öldürülüyor, bu artık bir cinskırım" başlığıyla kampanya başlattı. Kadına şiddeti önlemek için Meclis’i göreve çağıran EŞİK Platformu, bu konuda sözü olan herkesin bu kampanyayı desteklemesini isterken, açıklamasında şu ifadelere yer verdi;  "Günde en az üç kadının öldürüldüğü, bir o kadar şüpheli ölüm ve yeterince soruşturulmayan intiharla kadınların yaşamdan koparıldığı bu şiddetin adı artık cinskırımdır. Gelin, cins kırımı birlikte durduralım. Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddetin önlenmesi için yetkilileri göreve çağıralım. Sesimize ses olun, hep birlikte sesimizi Meclis’e duyuralım ve cinskırımı durdurmak için harekete geçelim."

KAMPANYAYA VİDEOLU KATILIM

Platform kampanyaya katılmak isteyenlerin yapması gerekenleri ise web sitesinde yayınladı. 4 maddelik mesajları içeren videoların çekilerek [email protected] adresine e-posta yoluyla ulaştırılması istenirken, videoda yer alması istenen mesajlar ise şöyle;

*Günde en az üç kadın öldürülüyor, bu artık bir cinskırım.
* Meclis kadın cinayetlerini önlemek için özel gündemle toplansın, Meclis göreve.
* İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun etkin uygulansın.
* TBMM özel gündemle toplanarak cinskırım boyutuna varan kadın cinayetlerini önlesin.

ÜNLÜLERDEN KAMPANYAYA DESTEK

EŞİK, kampanyaya destek veren ünlülerin yer aldığı videoları da sosyal medya hesaplarından paylaştı. Videoda, oyuncu Zuhal Olcay, yazar Ahmet Ümit, oyuncu Hande Doğandemir, yönetmen Ercan Kesal ve oyuncu Meltem Cumbul, "İstanbul Sözleşmesi uygulansın, Meclis kadın cinayetlerini önlemek için özel gündemle toplansın, kadın cinayetlerine artık dur de" dedi.

'ZİHNİYETİN DE DEĞİŞMESİ GEREKİYOR'

Kampanya ile ilgili konuşan EŞİK Platformu Gönüllüsü Tülin Eraslan, "Günde ortalama üç kadın öldürülüyor" derken aslında bilinen rakamın üç olduğunu, ancak bir de faili meçhul ya da kayıtlara "kadın cinayeti" olarak geçmeyen bir çok kadının öldürüldüğünü belirtti.

Kadın cinayetlerinin tahammül sınırını fazlasıyla aştığını vurgulayan Eraslan, "Üç ortalamayla kadın cinayetleri artık tahammül sınırını fazlasıyla aştı. İstanbul Sözleşmesi bu anlamda kadını ev içi şiddet dahil her türlü şiddetten koruyan bir sözleşmedir. Ama İstanbul Sözleşmesi'nin uygulamasında çok ciddi sıkıntılar var. Uygulaması eğer aktif olsaydı, uygulansaydı zaten bu kadar kadın ölmezdi. Sadece İstanbul Sözleşmesi de değil mesele, zihniyetin de değişmesi gerekiyor. Çok erken yaşta toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimlerinin verilmesi gerekiyor. Aynı zamanda eşitlikçi kadın bakış açısıyla bir politika oluşturmak gerekiyor" diye konuştu.

'HUKUKU İŞLETMEZSENİZ KORUMAMIŞ OLUYORSUNUZ'

Oluşturulacak politikaların da ülkeyi yönetenlerden en alt merciye kadar uygulanması gerektiğinin altını çizen Eraslan, politikaları "eşitlik" bakış açısıyla kadını aşağılamayan söylemlerle desteklemek ve güçlendirmek gerektiğini kaydetti. Eşit temsiliyet, eşit istihdam, kadının güçlenmesi gibi bir çok parametrenin bir arada olması durumunda şiddetin zaten ortadan kalkacağını belirten Eraslan, en önemli faktörün de hukukun üstünlüğü ve uygulanması olduğunu vurguladı. Eraslan, "Kadın cinayetlerinde fail tutuksuz yargılanıyor. Kadın defalarca koruma istemiş. Bu taleplerine rağmen kolluk kuvvetleri yeterince dikkate almamış ve kadın bu ihmalden dolayı öldürülmüş. Öldürüldükten sonra da eğer siz hukuku işletmezseniz kadını korumamış oluyorsunuz. Kadını da bu anlamda güçlendirmeyince bu artan kadın cinayetleri sürpriz olmuyor" dedi.

'MECLİSTE ÖZEL GÜNDEMLE CİNS KIRIMINA 'DUR' DENMELİ'

Kadın cinayetlerinin artık "cinayet" kavramından çıktığını ve bir cinsin bir cins üzerinde kırımı olmaya başladığını söyleyen Eraslan, bu cinskırımına dur diyebilmek için bütün partilerin bir araya gelerek mecliste özel gündemle kadına yönelik şiddete dur demesi gerektiğini vurguladı. Bunu yaparken de kolektif çalışılması gerektiğinin ve bu konuda var olan çok deneyimli sivil toplum örgütlerinin de görüşü alınması gerektiğinin altını çizen Eraslan, "Hukukçularla beraber iyi bir çalışmayla birlikte çözülebileceğini düşünüyoruz. Bu noktada meclisi göreve davet ediyoruz" dedi.

'ARTIK YETER NOKTASINDAYIZ'

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 26 Ocak itibariyle açılması ile birlikte milletvekillerine ve kamuoyuna çağrıda bulunan Eraslan son olarak şunları belirtti;  "Bu kampanyayı biz meclis açılmadan önce planladık ve büyüttük. Sanatçılardan da çok büyük destek geldi. Halen daha bize destek vermeye çalışan birçok sanatçı var. Sanatçıların görünür olması, farkındalığı topluma yayması çok önemlidir. Bir çok takipçileri var. Onların söylemiyle daha çok görünür oluyor bu kadın cinayetleri için yapılan kampanyalar. Onun dışında sivil toplum örgütleri de kampanyaya destek olmaya başladılar. İş insanlarından da destek geliyor. Meclis 26 Ocak itibariyle açıldı. Şimdi tüm milletvekilleri ve siyasi parti liderlerine aynı çağrıyı yapıyoruz. Gelin özel gündem yapalım ve artık bu kadın cinayetlerini sonlandıralım. Artık kadın cinayetlerini unutturmayacağız. Artık yeter noktasındayız."