Engin Altay'dan Bekir Bozdağ'a: Sen kafayı mı yedin?

CHP'li Engin Altay, “Bekir Bozdağ da 'Kemal Kılıçdaroğlu yargıya müdahale ediyor' diyor. Sen kafayı mı yedin? Dünyanın neresinde muhalefetin yargıya müdahale ettiğini gördün?” dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM’de basın toplantısı düzenledi.

Gündemdeki konuları değerlendiren Engin Altay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirdi. Altay, “Model üstüne model icat ettikçe, hepsi hüsran. Beş tane model, beş tane fiyasko. Bunun çıraklık dönemi en iyi dönemiydi. Çıraklığını mumla arıyoruz” diye konuştu.

ANKA'nın haberine göre Altay, Erdoğan'ın açtığı tazminat davasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında “Bundan sonraki süreçte daha dikkatli olması yönünde ihtiyati tedbiren uyarılması” kararına tepki gösterdi.

“Bu bir hukuk skandalı, bu bir hukuk garabeti” diyen Altay, “Kılıçdaroğlu’nun diline tedbir koyuyor, düşüncesine, kanaatine tedbir koyuyor. Dünya hukuk tarihine geçecek bir karardır. Bunu okuyunca şok oldum” ifadelerini kullandı.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın Kılıçdaroğlu'yla ilgili “Karar öncesi nasıl karar verileceğine dair büyük büyük laflar yapılıyor. Bu tavsiyede, telkinde bulunmak değil mi?” açıklamasını hatırlatan Altay, “Sen kafayı mı yedin? Dünyanın neresinde muhalefetin yargıya müdahale ettiğini gördün? Yargıya baskı bu! Rahip Brunson meselesinde kim yargıya müdahale etti?” dedi.

Engin Altay’ın konuşmasından satır başları şöyle:

ÇIRAKLIĞINI MUMLA ARIYORUZ: Türkiye; kriz üstüne kriz, model üstüne model modeline geçti. Ama model üstüne model icat ettikçe, hepsi hüsran. Beş tane model, beş tane hüsran, beş tane fiyasko. Artık model işinden vazgeçsinler. 2018-2022 dört yıl, beş model, beş fiyasko. Büyük ustanın, büyük ustalık devrinde Türkiye, dünyada rekorlar kırıyor. Bunun çıraklık dönemi en iyi dönemiydi. Çıraklığını mumla arıyoruz. Büyük ustanın vaadi, Türkiye’nin dünyanın ilk 10 ülkesine koyacakken, Türkiye 1974’ten beri G20’deydi, şimdi ligden düştü. Enflasyonda dünya yedincisiyiz. Beyler de “bütün dünyada enflasyon var” diyor. Bütün dünyada var ama 50 ülkenin toplamı senin bir yıllık enflasyonundan az. Türkiye, 184 ülke içinde enflasyonda 7. sırada.

ENFLASYON TÜRKİYE’DE YÜZDE 61, UKRAYNA’DA YÜZDE 10: Daha vahim bir şey söyleyeyim. Burnumuzun dibinde iki ülke savaşıyor. Ukrayna’da enflasyon yüzde 10, Rusya’da yüzde 9,2. Erdoğan! Ukrayna 10, Rusya 9, Kıbrıs 6, İngiltere 6, Slovenya 5, Türkiye yüzde 61. Adam 6’yı çok buluyor, mücadele ediyor. Sen 61 ile yükseltiyorsun. Dahi ekonomist felsefesiyle 61’i 100’e dayama peşinde. Bunun bedelini beyefendi ödemiyor, bunun bedelini 84 milyon ödüyor.

GÜVEN ORTAMI DÜŞTÜ, TÜRKİYE’DEN KAÇIŞ VAR: En büyük sebep Erdoğan. Erdoğan sebep, enflasyon sonuç. Kur korumalı mevduat bunun sebeplerinden birisidir. Sözde faiz takıntısı bunun sebeplerinden biridir. Devlette israf bunun sebeplerinden biridir. Kamu özel iş birliği bunun sebeplerinden biridir. Güven ortamının olmaması bunun en büyük sebeplerinden biridir. 2018’de 120 milyar dolar sıcak para vardı. Bugün 48’e düştü. Güven ortamı düştü, Türkiye’den kaçış var, yatırım yok. Tansiyonu fırlamış bir hastaya limon vererek, hastayı öldürürsün. Türkiye ekonomisinin durumu bu. Adamın tansiyonu fırlamış. Limon vermen lazım, dayıyorsun tuzlu ayranı. Hasta ölür Erdoğan. Hastayı öldüreceksin. Hasta, Türkiye.

ÖLMEDİĞİMİZE Mİ ŞÜKREDELİM: Erdoğan, “Sabır” diyor. Heyhat Nebati de “Şükredin” diyor. Biri sabredin diyor, biri şükredin diyor. Sabır sıkıntıdır, şükür ferahlıktır. Erdoğan millette bir sıkıntı hali olduğunu sezmiş en azından, çok teşekkür ederiz, millete sabır telkininde bulunuyor. Hazine ve Maliye'yi emanet ettiği Nebati de “Çok şükür” diyor. Neye şükür? Ölmediğimize mi şükredelim ya? Millet yiyecek ekmek bulamayıp ölmüyor, henüz o noktada değiliz, halk ekmek büfelerinde kuyruğa girip, bayat ya da normal ekmek ucuz ekmek alıyor, üç saat bekleyerek de olsa; diye buna şükür mü edelim? Sen kusur işle, günah işle, milleti aç açık bırak, ‘şükret’ de. Milletle dalga geçmekten vazgeçmelerini şiddetle tavsiye ediyoruz.

BU KARAR DÜNYA HUKUK TARİHİNE GEÇECEK: Biraz önce elime mahkeme kararı ulaştı. Bu bir hukuk skandalı, bu bir hukuk garabeti. Recep Tayyip Erdoğan, hakime demiş ki “Bay Kemal benim hakkımda konuşmasın”. Hakim de “Söylemeyeceksin” demiş. Bir hakime, Anayasamızın 25 ve 26'ncı maddelerini hatırlatmaktan utanıyorum. Kemal Kılıçdaroğlu’nun diline tedbir koyuyor, düşüncesine, kanaatine tedbir koyuyor. Dünyada böyle bir karar bulamazsınız. Dünya hukuk tarihine geçecek bir karardır. Bunu okuyunca şok oldum. Üstelik bu kararı da dosya üzerinden veriyor. Peşinen “Bunları konuşma” diyor. Ayıp, ayıp, ayıp.

RAHİP BRUNSON MESELESİNDE YARGIYA KİM MÜDAHALE ETTİ: Bekir Bozdağ da “Kemal Kılıçdaroğlu yargıya müdahale ediyor” diyor. Sen kafayı mı yedin? Dünyanın neresinde muhalefetin yargıya müdahale ettiğini gördün? Yargıya baskı bu! Sezgin Baran Korkmaz hakkında malvarlığına tedbir kararı koydu, yurt dışına çıkış yasağı konulmuş idi. Başka hakimler kaldırdı. Süleyman Soylu, “Devlet operasyonudur bu” dedi. Bekir Bozdağ’a soruyorum. Sen bunun neresindesin. Rahip Brunson meselesinde kim yargıya müdahale etti? Ben mi ettim? Deniz Yücel meselesinde kim yargıya müdahale etti? Cemal Kaşıkçı dosyasının kapatılmasına Kemal Kılıçdaroğlu mu talimat verdi? Burada müdahale edenler beyler, saray şürekâsı.

SOYLU'NUN YAPTIĞI SİYASİ AHLAKSIZLIKTIR: Sayın Süleyman Soylu da kendini unutturmamak için şirinlik yapmaya devam ediyor. Sivil toplumla ilişkiler il müdürlerini toplamış, orada altılı masayı eleştiriyor. Ayıp, ayıp. İl müdürlerine, altı siyasi parti liderini hedef gösteriyor. Bir şey göstereceksen, ayda 10 bin dolar alan siyasetçiyi göster, görelim. İBB’ye laf yetiştireceğine 550 teröristin ismini göster, inanalım. Gazını alamamış, şirinlik yapmaya devam ediyor. Polis akademisi öğrencilerine konferans veriliyor. Muhalefet liderlerinin şehit istismarı yaptığını söyleyecek kadar alçalıyor. Ne diyelim şimdi? Sapkın bir anlayıştır. Buna en kibar olarak şunu söyleyebilirim, bu bir siyasi ahlaksızlıktır. Devlet memurlarına, muhalefeti hedef göstermek, Türkiye’de bir partinin diktatörlüğünü açıktan ilan etmektir.

BATINDAN GELİRKEN Mİ DAHA SAĞLIKLI DÜŞÜNÜYOR ANLAMADIM: Temmuzda, asgari ücret ile ilgili mutlaka bir güncellemeye ihtiyaç var. En düşük emekli maaşıyla ilgili de bir güncellemeye ihtiyaç var. Beyefendi Brüksel’den dönerken “Bakacağız” dedi. Özbekistan’dan dönerken “Aralıkta bakılır buna” dedi. Batıdan gelirken mi daha sağlıklı düşünüyor, anlamadım. “Bunun tarihi aralıktır” diyor ve “Olağanüstü bir şey olursa bakarız” diye yuvarlamış. Erdoğan, daha olağanüstü ne olabilir? Şu an asgari ücret açlık sınırından 500-600 lira daha aşağıda. (HABER MERKEZİ)