Ekonomistler 6 aylık enflasyonu yüzde 20 olarak hesapladı

Akademisyenlerin ve ekonomistlerin oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), enflasyonun şubatta aylık bazda 1,84, son 6 ayda ise yüzde 19,98 arttığını hesapladı. 2020'de gerçek enflasyonun yüzde 36,72 olduğunu belirten ENAG "Yılın ilk iki ayında fiyatların artış hızında yani enflasyon oranında birikimsel olarak bir yavaşlama ya da düşüş olmadığını söylemek mümkündür. Bu ise enflasyonun kalıcı ve yapışkan özelliğini koruduğunu göstermektedir" değerlendirmesinde bulundu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - TÜİK'in açıkladığı enflasyon verileri çarşı pazardaki gerçek rakamları yansıtmaktan uzak kalırken, ENAG Tüketici Fiyat Endeksi (E-TÜFE) Şubat 2021 verileri açıklandı. Enflasyonu sadece kendi başına değerlendirmenin bilgi kaybına neden olabildiğine işaret eden ENAG "Enflasyonun yanında işsizlik ve ekonomik büyüme verilerinin de eş-anlı değerlendirilmesi zorunlu hale gelmektedir" değerlendirmesinde bulundu.

ENAG bünyesindeki akademisyenlerin yaptığı hesaplamalara Şubat 2021 döneminde aylık enflasyon yüzde 1,84 (TÜİK'in değiştirdiği bir önceki enflasyon sepetine göre ise yüzde 1,93) olarak gerçekleşti. Eylül 2020 ile Şubat 2021 arasındaki 6 aylık enflasyon oranı ise yüzde 19,98 olarak hesaplandı.
TÜİK ise şubat enflasyonunu yüzde 0,91, yıllık enflasyonu da yüzde 15,61 olarak açıkladı.

ENAG-özellikli ürün grubu enflasyon hesaplamasına göre şubat ayında en fazla düşüş yaşanan grup yüzde 6.30 ile meyve-sebze, en fazla yükseliş görülen grup ise yüzde 22.04 ile kırtasiye ürün grubunda oldu.

TÜİK VERİLERİ GERÇEK ENFLASYONDAN UZAK

ENAG'ın aylık ekonomik analiz bülteninde, enflasyona ilişkin şu analize yer verildi:

"2020 yılının yüzde 36,72 oranındaki enflasyonu göz önüne alındığında, yılın ilk iki ayında fiyatların artış hızında yani enflasyon oranında birikimsel olarak bir yavaşlama ya da düşüş olmadığını söylemek mümkündür. Bu ise enflasyonun kalıcı ve yapışkan özelliğini koruduğunu
göstermektedir.
Doğal olarak, enflasyonu sadece kendi başına değerlendirmek bilgi kaybına neden
olabilmektedir. Enflasyonun yanında, işsizlik ve ekonomik büyüme verilerinin de eş-anlı
değerlendirilmesi zorunlu hale gelmektedir.

İSTİHDAM VE GELİR KAYBI SÜRÜYOR

Mart ayının ilk haftasında açıklanan ekonomik büyüme oranı da bu kapsamda düşünülmelidir.
Bu veriye göre, 2020 yılını yüzde 1.8’lik bir büyüme oranı ile kapatan Türkiye ekonomisinde, istihdam kaybı, gayrisafi yatırımlardaki sürekli azalma ve sermaye stokundaki zayıflığa eklenen söz konusu yüksek enflasyon oranı, açıklanan büyüme olgusunun refah yaratıp yaratmadığını sorgulatmaktadır.

FİYATLARI ETKİLEYEN GELİŞMELER

Şubat döneminde, Türkiye ekonomisinde fiyatlar genel seviyesini etkileyen gelişmeler şu
şekilde özetlenebilir:

1. Döviz kurlarında lira lehine ekonomi içi ve dışı bir kaç faktörlü gelişme oldu. Bunlar:
a. Merkez bankasının faizin kısa dönemde düşürülmesinin planlama dahilinde olmadığını
beyan etmesi
b. Döviz kurunun beklentiler ve dış ekonomik faktörlerden dolayı lira lehine gevşemesi ve
Şubat ayı sonuna doğru, ABD 10-yıllık hazine bono faizlerinin ABD’deki enflasyonist baskı
nedeniyle yükselişe geçmesi sonucu tekrar liranın değer kaybetmesi,
c. TÜİK bünyesinde enflasyon alanında çalışma grubu kurulmasının yanında, emek
(işgücü) piyasası bilim kurulunun oluşturulması ve derlenen verilerin daha şeffaf ve
denetime tabi olarak elde edilmesi ve sunulmasının amaçlanması,
d. Son 1 ay içinde TÜİK bünyesinde 2 defa üst yönetim değişikliğine gidilmesi,
e. Şubat ayında açıklanan Ocak-2021 dönemi enflasyonunda ilk defa “pandemi sepeti”
ayarlaması sonucunda, madde (ürün) ağırlıklarında yaşanan değişimin enflasyon
oranına etkisinin tartışılır hale gelmesi,
f. Pandemi sepet ağırlıklarının ayarlamasının özellikle fiyatların zaten tavan yaptığı bir
dönemde uygulanması ve bunun enflasyonu baskılayıcı özellikte olması.

Öztrak: Milletin hissettiği enflasyon, tabeladaki enflasyonun çok üzerinde

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak da enflasyon rakamlarıyla ilgili sosyal medyadan paylaşımlar yaptı. Öztrak grafiklerle yaptığı paylaşımlarda şunları söyledi:

"Enflasyon cephesinde değişen bir şey yok! Enflasyon kararlı bir şekilde artmaya devam ediyor. Şubat ayında tüketici enflasyonu yüzde 0,91 oldu. Bu, mevcut seride, en yüksek 4. Şubat ayı enflasyonu.

Şubat ayında 12 aylık tüketici enflasyonu ise yüzde 15,61 oldu. Bu da, 2019 Temmuz ayından bu yana gerçekleşen en yüksek yıllık tüketici enflasyonu. 

Şubat ayında 12 aylık çekirdek enflasyon göstergeleri de, manşet tüketici enflasyonunun üzerinde. B ve C çekirdek fiyat göstergelerindeki yıllık artış sırasıyla yüzde 16,92 ve yüzde 16,21. Yine Şubat ayında üretici fiyatlarındaki yıllık artış ise yüzde 27,1.

  

Ana sanayi grupları itibariyle yurtiçi üretici fiyatlarının seyri de parlak değil. Ana sanayi gruplarında son bir yıldaki fiyat artışları: Ara Malı yüzde 33,8, Dayanıklı Tüketim Malı yüzde 29,3, Dayanıksız Tüketim Malı yüzde 22,8, Sermaye Malı yüzde 26,5. Enflasyon harlanmaya devam ediyor.

Hem çekirdek hem de üretici fiyat göstergeleri tüketici enflasyonun artmaya devam edeceğini gösteriyor. Enflasyonunun yayılımı da hâlâ çok yüksek. 402 ürünün 371’inin fiyatı son 12 ayda artarken, bunun 207’si manşet enflasyonun (yüzde 15,61) üzerinde artış gösterdi.

Mutfaklarda en çok kullanılan bazı ürünlerin son bir yıldaki fiyat artışları ise şöyle: Ayçiçek Yağı yüzde 55,3, Mısırözü Yağı yüzde 54,3, Portakal yüzde 53,9, Yumurta yüzde 50,2, Mercimek yüzde 50.

Yani milletin hissettiği enflasyon, tabeladaki enflasyonun çok üzerinde. Bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu'nun (ENAGrup) hesaplarına göre, Şubat ayında tüketici enflasyonu TÜİK'in iki katı. ENAGrup'a göre Şubat ayında tüketici enflasyonu yüzde 1,84.

Sonuç olarak 'bal bal diyerek ağız tatlanmıyor' Sadece faizi artırarak ve enflasyonu düşüreceğiz diyerek enflasyon düşmüyor. Dört başı mamur güven verecek bir 'ekonomik programa' ve bunları kararlılıkla uygulayacak 'ekonomik kadrolara' ihtiyaç var.

Türkiye ancak '3 Yeni' ile düzlüğe çıkabilir. Yeni kadrolar, Yeni kurallar, Yeni kurumlar. Bunların yokluğunun cezasını milletimiz çekiyor. Milletimizin yükünü daha fazla ağırlaştırmayın. Artık bir an evvel sandığı milletin önüne getirin." (EKONOMİ SERVİSİ)