Gündelikçiye 2 TL’ye sigorta: Günü kurtaracak bir uygulama

Gündelik temizliğe gelen ev işçilerinin sigortalarının günlük 2 TL ödenerek ‘iş kazası ve meslek hastalığına karşı’ korunabileceği çağrıları sosyal medyada gündemde. 2015’ten bu yana yürürlükte olan düzenlemenin işvereni koruduğunu, ev içi emek veren işçilerin daha bütüncül yasa ve haklara ihtiyacının olduğunu belirten Ev İşçileri Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Gülhan Benli, “‘Biliyor musunuz 2 liraya bunu yapabilirsiniz’ deniyor. Elbette bunu 2 liraya yapıp işvereni koruyabilirsiniz. Bu işverenin işine yarar ama işçinin işine yaramıyor. Covid-19 sürecinde bunu net bir şekilde gördük” dedi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Ev hizmetlerinde sigortalı çalışmayı hedefleyen düzenleme 2015 yılından bu yana yürürlükte. Sosyal medyada gündeme gelen ve “Gündeliğe gelen kadınların sigortalarını E-Devlet üzerinden yaptırabilirsiniz” ifadeleriyle paylaşılan düzenlemeyle iş kazası ve meslek hastalığına karşı pirim yatırılabiliyor.

İşverenler, evlerinde ayda 10 günden az süreyle sigortalı çalıştırdığı kişiler için, çalıştıkları her bir güne karşılık asgari ücretin günlük tutarının yüzde 2’si oranında, yaklaşık 2 TL karşılığında iş kazası ve meslek hastalığı primi ödeyebiliyor.

E-Devlet’in yanı sıra SMS ile de başvurulan uygulamanın “insani olmadığını” savunan Ev İşçileri Dayanışma Sendikası (EVİD-SEN) Genel Başkanı Gülhan Benli, uygulamanın yaygın bir şekilde de kullanılmadığını ifade ederek, “Bu sadece işverenleri koruyan bir uygulama” dedi.

‘GÜNÜ KURATACAK BİR UYGULAMA’

Türkiye’de kayıt dışı çalışmanın en yaygın olduğu alanlardan olan gündelik temizlik işçilerine ilişkin günlük sigorta yapılması çağrıları sosyal medyada çok sayıda kullanıcı tarafından dile getirildi. Söz konusu uygulamaya ilişkin paylaşımları ciddiye almadığını belirten EVİD-SEN Genel Başkanı Gülhan Benli, “Bu gerçekten koruyan kollayan bir şey olsa herkesten önce bunu biz isteriz” dedi.

Uygulamanın ev içi emek veren işçileri korumak adına bir kapsamının olmadığını savunan Benli’ye göre düzenleme işvereni korumak adına yürürlükte bulunuyor:

“Bu düzenlemeyle, insanların yaptıkları işin karşılığında daha sonra emekli olabilme ya da herhangi bir sağlık sorunu yaşadığında sağlık hizmetinden yararlanabilme durumu söz konusu değil. Bu yaygınlaştırılan uygulamada meslek hastalığı ve işyeri kazasına yönelik ödenekten söz ediliyor. Bu, günü kurtaracak bir uygulama. Normal fabrikalarda bile insanlar meslek hastalığına yakalanıp doğru düzgün rapor alamazken gündelik çalışanın bunu ispatlayabilmesi o kadar basit değil. Bu hemen hemen hiç işe yaramayan bir şey. Uygulama işvereni koruyor. Çalışan orada iş kazası geçirdiğinde iş verenin başı belaya girmeyecek ama kişi geçirdiği kazadan dolayı gidip tedavisini belki olabilecek belki de olamayacak. Bunun ötesinde bir şey yok.”

‘İHTİYACIMIZ OLAN BÜTÜNCÜL VE KAPSAYICI POLİTİKALAR’

Düzenlemeye başvuran işveren sayısının düşük olduğunu belirten Benli, “Zaten kimse bunun bilincinde değil. Bilincinde olmadıkları için de yapmıyorlar. Yapanlar da yüz kişide 1 bile değildir. Normal sigortayı bile yüzde 1 olarak değerlendiremezken gündelik sigortayı kimse yapmıyor” dedi.

Ev işlerinde çalışan işçilerin gündelik pirim ödemesinin yerine daha koruyucu yasa ve haklara ihtiyacı olduğunu belirten Benli, “Devlet destekli her iki tarafı da hem teşvik eden hem de koruyan bir yasanın ortaya çıkması gerekiyor. Çalışan kadının bu emeğinin karşılığının ardından emekli olabilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı ve sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Biz bu alanda emek veren insanlarız. Bizim daha bütüncül, kapsayıcı politikalara ihtiyacımız var. Elimizi vicdanımıza koymak gerekiyor. Bu sözü edilen uygulama yapılacak ama bu kadın daha sonra ne olacak? Bu kadınların hayatları sönüyor. Covid-19 sürecinde biz biliyor musunuz kaç kadını intihardan döndürdük. İntiharı düşünmelerinin sebebi olanaksızlıklar, ekonomik sorunlar ve en temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor olmaları. Bunların gündeme gelip konuşulması gerekiyor. ‘Biliyor musunuz 2 liraya bunu yapabilirsiniz’ deniyor. Elbette bunu 2 liraya yapıp işvereni koruyabilirsiniz. Bu işverenin işine yarar ama işçinin işine yaramıyor. Covid-19 sürecinde bunu net bir şekilde gördük.”

‘KİMSEDE HİÇBİR KONUDA UMUT YOK’

Mevcut düzenlemeler ve yasaların yetersizliği nedeniyle ev işçilerinin geleceğe dair inançlarının ve umutlarının olmadığını belirten Benli, pandemi sürecinde hak kayıplarının daha da arttığını belirterek şunları kaydetti:

“Ev işçilerinin geleceğe dair inançları yok. Herkes günü kurtarmaya çalışıyor. Covid-19’la birlikte gündelik çalışanlar işlerinden oldu. Aylıklı ve yatılı çalışanlar ise izne çıkamayacakları bir şekilde 21. Yüzyılda kölelik koşullarını yaşıyorlar. İnsanlar evlerinde parti bile verebiliyor ama yanında çalışan iznini kullanamıyor. Bu süreçte bizim en çok yaşadığımız şeylerden birisi, ev işinde çalışanları en temel haklarına ulaşamıyor olmasıydı. Bununla ilgili devletin alması gereken önlemler var ve olmalı. Pandemide ev işçilerine destek sağlanması gerekiyordu ama bunu göremedik. İkinci dalga geldiğinde ne yaşayacağımızı bilmiyoruz. Kimsede hiçbir konuda umut yok çünkü burada umudu verecek olan yasal düzenlemeler ve ev işçilerinin koruma altına alınmasıdır. Ama maalesef böyle bir koruma var mı hala yok.“