ABD için Venezuela petrolü neden önemli?

ABD ile Venezuela arasındaki gerilim, ABD’nin Meclis Başkanı Guaido’yu Venezuela Devlet Başkanı olarak tanımasıyla beraber yeni bir boyuta ulaştı. ABD’nin Venezuela’ya bu darbe girişiminde merak edilen konuların başında iki ülke arasındaki petrol ilişkileri geliyor. Venezuela petrolünün ABD için önemli olmasında bu petrolün sahip olduğu nitelik etkili.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - ABD Yönetimi dün ani bir kararla 2017’den bu yana ambargo uyguladığı Venezuela’ya karşı yeni bir stratejiyi yürürlüğe koydu. Venezuela Ulusal Meclis Başkanı Juan Guaido, devlet başkanlığı yemini ederek ülkenin "geçici devlet başkanlığı" görevini üstlendiğini açıkladı. ABD’de Venezuela’nın yeni başkanı olarak Guaido’yu tanıdığını duyurdu. Bunun üzerine ülkenin resmi Devlet Başkanı Nicolas Maduro, ABD’li diplomatlara “ülkemizi terk edin” dedi. İki ülke arasındaki gerilim tırmanmaya devam ediyor. Washington-Karakas hattında izlenen konulardan biri de iki ülke arasındaki petrol ilişkisi. ABD için Venezuela petrolü sahip olduğu özellikleri nedeniyle hem iç tüketim hem de ihracat için çok önemli.

PETROLÜN ÇEŞİTLERİ VE SINIFLANDIRILMASI

Petrol piyasalarındaki en dikkat çeken hataların başında yorum ve analizleri hacim miktarlarına dayandırmaları gelir. Yani bir üreticinin ürettiği petrol miktarı kadar bunun hangi türe girdiği de bir o kadar önemli. Bu noktada petrolü sınıflandırmaya yarayan iki etmen söz konusu: Graviti yani yoğunluk ve sülfür oranı.

Graviti ölçümünde uluslararası anlaşmalar uyarınca American Petroleum Institute (API) standardı kullanılıyor. Graviti değeri ile petrolün yoğunluğu arasında ters orantı var. Petrol gravitisine göre üçe ayrılıyor: Hafif, orta ve ağır. Örneğin hafif petrolün gravitisi yüksek, yoğunluğu az olur. Graviti arttıkça petrolün değeri de artar.

Petrolün kalitesinde belirleyici olan diğer etmen sülfür oranıdır. Sülfür oranı düşük olan petrol yine en rağbet gören petrol türüdür. Sülfür, hem insan sağlığına hem de taşıma ekipmanları ve rafinerilerin operasyonel maliyetlerine etki edebiliyor. Özellikle yüksek sülfür oranlı bir petrol türü bir rafinerinin ömrünü kısaltabilir. Sülfür türüne göre de düşük ve yüksek sülfür oranlı petrol türleri vardır.

AĞIRDIR VENEZUELA PETROLÜ AĞIR

Venezuela, OPEC verilerine göre 302 milyar varil rezervle dünyadaki en fazla rezervi elinden tutuyor.

Hafif petrolü olmakla birlikte Venezuela petrolü büyük oranda ağır petrolden oluşuyor. Yani düşük gravitili. Son verilere göre Venezuela’nın petrol üretimi günlük 2 milyon varil dolayında.

Ağır petrol hem taşıma hem de rafinaj açısından getirisi yüksek bir petrol türü değil. Diğer bir ağır petrol üreticisi Kanada ve Venezuela söz konusu petrolü iki farklı yöntemle inceltiyor. Bunu yer altında yapıyor. Ancak son dönemde vadeli çalışmak istemeyen şirketler Venezuela’ya sadece peşin ödemeyle inceltici satıyor. Ekonomik sorunlar olduğu için ülkedeki üreticiler inceltici alamıyor. Ancak sorun sadece inceltici değil.

Venezuela, petrol fiyatları yüksekken Rusya ve Çin’den borç aldı. Özellikle Çin’den alınan 50 milyar doların bir an önce ödenmesi gerekiyor. İhracat gelirlerinin yüzde 98’i petrole dayanan Karakas’ın şöyle bir sorunu var: Ekonomik kriz nedeniyle kalifiye işgücü göç etti, Venezuela petrol şirketi, borçlarını ödemekte zorlandığı gibi yatırım da yapamıyor. Bu nedenle özellikle ağır petrolün olduğu pek çok sahada üretim durdu.

Ayrıca petrol fiyatlarının 2013’ten uzak bir düzeyde olması Venezuela’nın bitmeyen dertlerini katmerlendirdi. Karakas, Rusya ve Çin’e borçlanırken petrol üstünden ödeme yapacağını bildirmişti. Ancak anlaşma yapılırken sağlanacak petrolün varili o zaman 100 dolar civarındaydı. Şimdi ise yıllık bazda 60 dolar düzeyinde; yani Venezuela 2013’te Çin’den aldığı 50 milyar dolara karşılık, neredeyse o zamanki tahminin iki katı petrolü Çin’e teslim etmek zorunda. Çin açısından Venezuela petrolü önemli, çünkü hafif petrolle karıştırılan petrol, orta petrol olarak kullanılıyor. Peki ABD için Venezuela petrolü neden önemli?

SENSİZ OLMUYOR: ABD İÇİN VENEZUELA PETROLÜ

ABD piyasasına bakıldığında özellikle kayaç petrolü üretiminin büyük oranda hafif petrole dayandığı görülüyor. Hafif petrolden örneğin dizel üretmek çok zor. Bu noktada ABD, Kanada ve Venezuela’dan ağır petrol alıyor ve bunu hafif petrolle karıştırarak orta olarak kategorize edilen petrol türüne ulaşıyor. Akdeniz’de dizel ihraç etmek isteyen ABD için başvurulan bir strateji, yani ağır petrole ihtiyaç var. Bu nedenle 2017’deki son ambargoya kadar Venezuela’nın en büyük ihracat istikameti ABD’ydi.

Venezuela’nın yanında ABD, Kanada’dan da ağır petrol alıyor. Ancak bu yeterli olmuyor. Örneğin hafif petrol bolluğuna karşın ABD’li üreticilerin Meksika Körfezi’nde petrol aramaya hız vermelerinin nedeni orta petrole ulaşarak bunu ihraç etmek. Özellikle Asya piyasaları için orta petrol önemli. Dizel üretimi için de öyle. Hafif petrol kârı yüksek olmakla beraber orta ağırlık ve düşük sülfürlü petrol en makbulü. İran petrolünü cazip kılan faktörlerden biri de buydu.

Ülkemizden bir örnek vermek gerekirse, Türkiye ambargo sürecine kadar İran’dan bahsedilen nitelikte petrol alımı yapmaktaydı. Zira benzinin aksine Türkiye’de dizel üretimi daha yüksek. Ambargo sonrasında Türkiye’nin yeniden Kerkük petrolüne yeşil ışık yakmasının ardında da Kerkük petrolünün İran petrolüne en yakın nitelikte olması yatıyordu.

Elbette Chavez’in iktidara geldiği dönemde ülkeden kovduğu petrol şirketleri Venezuela’da yeniden yer almak ister, ancak ABD için elzem olan şirketlerin girip girmemesinden ziyade Venezuela ağır petrolünün ABD rafinerilerine ulaşması. ABD’nin Maduro’ya dönük darbe girişiminin pek çok nedeni var. Bunu yalnızca petrol üstünden ele almak eksik ve yanıltıcı olacaktır. Ancak petrolün neden ikili ilişkilerde önemli olduğunu bilmekte de fayda var.