DİSK ve Türk-İş Başkanlarından ortak açıklama: Omuz omuza yürümek istiyoruz

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’ı ziyaret etti. Çerkezoğlu ile Atalay gazetecilerin ekonomik kriz ve üçüncü havalimanındaki çalışma koşullarına tepki gösterdikleri için tutuklanan işçilerin durumuna ilişkin sorulara yanıt verdiler.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) Genel Başkanı Ergün Atalay'ı Türk-İş Genel Merkezi'nde ziyaret etti. İkilinin görüşmesinde ortaklaşılan konular, yüksek enflasyona karşı asgari ücretin yıl sonu beklenmeden 2 bin TL'ye çıkarılması, İŞKUR'da biriken işsizlik fonunun işverenler tarafından kullanılmaması ve krizi fırsata çevirmek isteyen işverenlerin faturayı işçiye kesmesini engelleyecek kararların alınması oldu.

ÇERKEZOĞLU: OMUZ OMUZA YÜRÜMEK İSTİYORUZ

Yaklaşık bir saat süren görüşmenin ardından Atalay ve Çerkezoğlu ortak açıklama yaparak soruları yanıtladılar. Kriz ortamında işçilerin sorunlarını değerlendirmek üzere Türk-İş'i ziyaret ettiklerini belirten Çerkezoğlu, "Bu sorunların gerekçesinin yıllardır bu ülkede uygulanan ekonomik politikalar olduğunu biliyoruz. Bu tür kriz koşullarında işçileri krize karşı koruyacak bazı sosyal politikaların geliştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz" dedi.

Yapılan ikili görüşmede ortaklaşılan konulara dair ise Çerkezoğlu şunları söyledi: “Krizin ilk göstergesi yüksek orandaki enflasyon oldu. Yüksek enflasyon karşısında ücretlerin gerilediğini görüyoruz. Asgari ücret başta olmak üzere ücretlerin revize edilmesini talep ediyoruz. Taşerondan kamuya geçirilen arkadaşlarımızın 2020'ye kadar ücret artışları 4+4 olarak sabitlendi. Bu eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasını istiyoruz. Kriz dönemlerinde krizi fırsata çevirmeye çalışanlar olur ve işten çıkarmaların engellenmesine dönük bir düzenleme talep ediyoruz. İşsizlik sigortasında işçilere ait olan paranın kriz dönemlerinde işçiyi koruyacak şekilde değerlendirilmesi gerektiğini söylüyoruz. Adaletli vergi politikası ve en temel tüketim maddelerimiz olan doğal gaz, su gibi maddelere zam yapılmaması gibi taleplerimiz var. Sayın Başkanla bunları paylaştık. Sorunlarımız ortak, yaşadığımız sıkıntılar ortak. Sendikalı sendikasız bütün işçiler aynı sorunları yaşıyor. Ortak çerçevede tutum almak, temsil ettiğimiz kesimlerin taleplerini bütün toplum nezdinde ve ülkeyi yönetenler nezdinde görünür hale getirmek açısından da çeşitli ortak değerlendirmelerde bulunduk. Bundan sonraki süreçte omuz omuza yürüme isteğimizi ve dileğimizi bir kez daha ifade ediyorum."

'TÜRKİYE'DEKİ BÜTÜN İŞVERENLER Mİ BATTI?'

Aralık ayında yapılacak asgari ücret görüşmelerinde asgari ücretin iki bin TL üzerinden pazarlık yapılması gerektiğini ifade eden Türk-İş Başkanı Ergün Atalay ise şu açıklamayı yaptı: "6 milyona yakın insan bin 600 lirayla geçiniyor. Bir o kadar da emekli var. 12 milyon insan bin 600’ün altında geçiniyor. Üç gün mü geçiniyor, beş gün mü geçiniyor, geçinenlere sormak lazım. İşverenlerimiz imtina etmemeli. Türkiye'deki bütün işverenler mi battı, hepsi mi zarar ediyor? Baktığınız zaman lokantalarda yer yok, arabalardan geçilmiyor, bu nasıl kriz anlamakta zorlanıyorum. Bize de deniyor ki bin 600 lirayla geçinmeye devam edin. Bu ülke hepimizin. İŞKUR'da toplanan İşsizlik Fonu paralarının, alma şartlarını kolaylaştırmak, paranın miktarını arttırmak gerekiyor. Bu parayı da başka bir yerde kullanmamak lazım. Bu gibi krizleri fırsata çeviren işverenlerimiz var. İşçinin parasını istiyorlar. Bu düşüncelerden vazgeçmek lazım. Oradaki parayı karayollarına, demiryollarına nereye kullanıyorlar bilmiyoruz ama kullandıklarını biliyoruz. Bunu kullanmaktan vazgeçmek lazım. Bu para işsizlik fonu adı üstünde işçilerin kullanacağı paradır."

'İMKÂNI OLAN FEDAKÂRLIK YAPSIN'

İki başkan, bundan sonra ortak çalışmalarının devam edeceğini ifade ettiler. “Çalışma hayatına ilişkin üçlü danışma kurulu toplantısında size, kriz var fedakârlık yapmanız gerekiyor denirse tavrınız ne olacak?" sorusuna Türk-İş Başkanı Atalay, "Canımızı mı alacaklar? Ne yapacaklar artık! Bin 600 liranın neyinden fedakârlık olacak? Asgari ücret ortada neyden fedakârlığı yapacağız. İmkânı olan fedakârlık yapsın diyeceğiz. Bizim yapacak bir şeyimiz yok" yanıtını verdi.

'OLANLAR ÜÇÜNCÜ HAVALİMANINA YAKIŞMIYOR'

'İstanbul'da üçüncü havalimanı inşaatında yaşanan işçi eylemlerinin ardından çok sayıda işçi gözaltına alındı ve tutuklandı. İnşaatta hayatını kaybeden işçilerin sayısı konusunda dahi net bir bilgiye ulaşılamıyor. Türk-İş ve DİSK bu konuda neler yapıyor?' sorusuna Atalay, “Üçüncü havalimanında 30 bin kişi çalıyor, 7 bininde biz örgütlüyüz. 12 bin örgütsüz insan var. Çadırda insanların yemek yediğini, yaşam alanlarının çok kötü olduğunu biliyoruz. Bunları her ortamda dilimiz döndüğünce söylemeye gayret ediyoruz. Tutuklu arkadaşlarımız var. Şiddete bulaşmamış o arkadaşlarımızın içeride durmasının anlamı yok. Eylemle ilgili ne lazımsa yapmaya hazırız. Üçüncü havalimanına, görkemine, onun konumuna olanlar yakışmıyor. Çok cüzi bir parayla oradaki sorunlar çözülür" yanıtını verdi.

'BAŞKANININ GÖREVİ OLAN ŞEYLER SUÇ UNSURU OLARAK DEĞERLENDİRİLİYOR'

Havalimanındaki işçilerin her talebinde 'suç unsuru' görüldüğünü söyleyen Çerkezoğlu ise şunları kaydetti: “İşçiler açısından son derece insani olan, işverenin yasal olarak sorumluluğu olan bir takım konuları dile getirdiği, talep ettiği için bu işçi arkadaşlarımız tutuklandı. 35 işçi arkadaşımız tutuklu. Tutuklu arkadaşlara sorulan sorular, 'Sendikaya üye yaptınız mı? Toplantı yaptınız mı?' oldu. Bir sendika başkanının görevi olan şeyler suç unsuru olarak değerlendiriliyor. Tüm tutuklu arkadaşlarımızın serbest bırakılması gerektiğini ifade ediyoruz. İnşaatlardaki olumsuz çalışma koşullarını, talepleri dinleyerek çözmek mümkün. Bu tür talepleri baskıyla, gözaltıyla, tutuklamayla değil oturup konuşarak çözmek gerekiyor. Yaşananları yakından takip ediyoruz. DİSK olarak üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz."