Şeker İş Alpullu Şube Başkanı: Stoklarımızdaki şeker neden piyasaya sürülmüyor?

Şeker İş Alpullu Şube Başkanı Orhan Saltık ile şeker üretimini ve fabrikalarının durumunu konuştuk. Saltık, stoklardaki mevcut şekerin piyasaya sürülmediğini belirterek, "Merdivenaltı nişasta bazlı şeker üretiliyor" diyor.

Google Haberlere Abone ol

BABAESKİ - Türkiye Şeker Fabrikaları’na ait 14 şeker işletmesini özelleştirme kararı gündemdeki yerini koruyor. Fabrikalarla ilgili ihale süreci başlarken birçok çevreden "cumhuriyet kazanımlarının yok edileceği", "şeker fabrikalarının özelleştirilmesinden sonra bu fabrikaların kapatılacağı" ve "insanların nişasta bazlı şekere mecbur kalınacağı" gerekçesiyle tepkiler de sürüyor.

Çorum, Bor, Kırşehir, Yozgat, Erzincan, Erzurum, Ilgın, Kastamonu, Turhal, Afyon, Alpullu, Burdur, Elbistan ve Muş'taki şeker fabrikaları neden özelleştiriliyor? Bu fabrikalar gerçekten zarar mı ediyor? Özelleştirmelerle birlikte nişasta bazlı şekere mahkum mu olacağız? Bu soruları yönelttiğimiz Şeker İş Alpullu Şube Başkanı Orhan Saltık'ın yanıtlarına geçmeden önce onun bir sorusunu da bu sorulara ekleyelim: Fabrikalarımızda, ambarlarımızda stokta şekerlerimiz var. Bu niye iç piyasaya veya dış piyasaya sürülmüyor?

'FABRİKALARI ALAN KİŞİ NASIL KÂR EDECEK?'

Her özelleştirme öncesi söylenen ünlü bir cümle var: Zarar ediyor. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesini savunanlardan yine aynı açıklamayı duyuyoruz. Şeker fabrikaları gerçekten zarar mı ediyor?

Kesinlikle böyle bir şey yok. Şeker fabrikaları zarar etmiyor, bir şekilde zarar ettiriliyor. Örneğin bizim Alpullu Şeker Fabrikası 92 yıldan beri bu bölgede istihdam sağlayan ilk şeker fabrikalarından. 26 Kasım 1926'da ilk şekeri üreten fabrika... Bunca yıldır zarar etmiyordu da şimdi mi zarar etmeye başladı? Şunu sormak istiyorum. Diyelim ki bu fabrikalar zarar ettiği için özelleştiriliyor. Peki bu fabrikaları alan kişi nasıl kâr edecek? Alacak olan bunu ticaret amacıyla satın alır. Hükümet 'bu fabrikalar zarar ediyor' derse tüccar bunu neden alacak, alıp da nasıl kâr edecek?

Bor ve Kırşehir şeker fabrikalarının ihaleleri yapıldıBor ve Kırşehir şeker fabrikalarının ihaleleri yapıldı

Peki sizinki dışında zarar eden şeker fabrikası yok mu?

Zarar eden fabrikalarımız var. Ama zaten kamu yararı gözetilerek, istihdam yaratmak ve öğretim amaçlı kuruldu bu fabrikalar. Bazıları kâr eder, bazıları zarar. Zarar eden fabrikalar zaten o bölgedeki insanın kalkınması, esnafı, çiftçisi istihdam edilmesi için kurulmuş. Kâr amaçlı fabrikalarla zarar eden şeker fabrikalarını kıyasladığımız zaman zarar kesinlikle ortadan kalkar. Örneğin Ilgın Şeker Fabrikası 33 trilyon kâr eden bir fabrika ve bu fabrikaya plaket verildi. Sormak istiyorum: Kâr eden fabrika neden satılıyor?

Alpullu Şeker Fabrikası İşçileri: Türkiye toplumunu zehirleyecekler!Alpullu Şeker Fabrikası İşçileri: Türkiye toplumunu zehirleyecekler!

'AMBARLARDA, FABRİKALARDA ŞEKERİMİZ BEKLETİLİYOR'

Peki çiftçi şu an ne durumda, kota kısıtlaması çiftçiyi nasıl etkiledi, şeker pancarı ekebiliyor mu?

Çiftçimiz hava koşullarından dolayı pancar ekmek için biraz gecikti. Ama zaten dört yıldan beri burada pancar ekim oranımız düştü. Zamanında fabrikalara kota getirildi. Cezalar nedeniyle çiftçiler küstürüldü. 4 yıl boyunca Alpullu fabrikamız üretim yapamadı. 18 bin tonlara kadar üretimimiz düştü ama Trakya'daki sivil toplum örgütleri, pancar kooperatifi, ziraat odaları ve fabrika yönetimiyle köy köy gezdik. Pancar çiftçisinin sıkıntılarını dinleyerek pancara teşvik için insanlarla konuşup çözüm önerileri geliştirdik. Sonuçta bu fabrika tekrar açıldı. 18 bin ton olan üretimimiz 136 bin ton pancara çıktı bu sene de 210 bin tona çıktı. Çiftçilerimiz şu an çok istekli. Tarım ürünlerinde kota her zaman uygulanır. Şeker pancarında da kota uygulaması lazım ama her bölgenin bir kotası var. Daha önce burada 700 bin ton pancar işlendi. 30 yıl önce nüfusumuz 50 milyon iken 2 buçuk milyon ton şeker üretiliyordu. Şu an nüfusumuz 81 milyon ama şu an şeker kotası 2 milyon 300 bin ton. 30 milyon kişi arttığı ve şeker kotası artmadığı halde fabrikalarımızda, ambarlarımızda stokta şekerlerimiz var. Bu niye iç veya dış piyasaya sürülmüyor? Bu tamamen nişasta bazlı şekerin önünü açmak için yapılıyor. Stokta, ambarlarda şekerimiz bekletiliyor. İşte zarar ediyor denen fabrikalarımız da aslında bu şekilde zarar ettiriliyor.

.

'MESELE MEMLEKET MESELESİ...'

Şeker pancarı yöredeki halk için ne anlama geliyor?

Pancar çiftçinin sigortasıdır. Şu anda ülkemizdeki tarımda en iyi geliri sağlayan pancardır. Pancar sadece fabrikada çalışanlara istihdam amaçlı değil. Şu an özelleştirmeye karşı yaptığımız çalışmalar, sadece işçiler için değil, biz bu ülke için 'nişasta bazlı şekere teslim olmayalım' diye 'organik şekerimizi kaybetmeyelim' diye çalışıyoruz. Bu mesele işçi meselesi değil memleket meselesi.

'ÖZELLEŞTİRMENİN ARDINDAN BU FABRİKALAR KAPATILACAK'

Alpullu Şeker Fabrikası 1926'da Mustafa Kemal Atatürk'ün kurdurduğu ilk dört şeker fabrikasından biri... Sıkça duyduğumuz 'yerli ve milli' tanımlarını belki de en çok hak eden işletmeler bunlar değil mi?

Cumhurbaşkanımız her konuşmasında 'yerli ve milli'likten bahsediyor. Ülkemizde en yerli ve en milli olan işletmeler şeker fabrikalarıdır. Şeker fabrikaları hem bulundukları bölgeler ve hem de ülkemiz için birer kale. Bu fabrikalarımızın hangi şartlarda kurulduğunu biz tarihçesinde okuduk. Alpullu Şeker Fabrikası kurulurken 500 ton üretim kapasitesi vardı ve halktan yumurtalar toplanıp iki tane öküzü olan dedelerimizin bir öküzünü satmasıyla destek verildi. Böyle zor şartlarda kurulmuş fabrikalar şimdi böyle kolayca gözden çıkartılıyor. Özelleştirmenin ardından bu fabrikalardan en fazla 4'ü 5'i çalışır.

Yani özelleştirildikten sonra küçük ölçekli fabrikaların büyük ölçekli fabrikalarla yarışamayacağını mı söylüyorsunuz? Öyle bir durumda küçük ölçekli fabrikalar kapatılırsa piyasa nasıl etkilenecek?

Evet. Küçük ölçekli fabrikalar kapanacak. En fazla bir yıl... Çünkü özelleştirilmek istenen 14 fabrikanın 9 tanesi küçük ölçekli. Günlük kapasiteleri 3 bin 500 ton. Diğer fabrikaların günlük kapasiteleri ise 7 bin veya 8 bin ton. Büyükler aynı iş gücüyle günlük 7 bin ton pancar işlerken diğer fabrikalar 3 bin 500 ton üretim yapacak. Küçük kapasiteli fabrikalar büyük kapasiteli fabrikalarla yarışamaz. Böylece bu fabrikalar bir yıl bile çalıştırılmadan kapatılacak. Bunlar kapatıldıktan sonra da kesinlikle nişasta bazlı şekere teslim olacağız. Avrupa ülkelerinde nişasta bazlı şekerin kotası yüzde 1, yüzde 2 iken, yanıbaşımızdaki Bulgaristan'da sıfır nişasta bazlı şeker kullanılırken bizim ülkemizde Bakanlar Kurulu'nun açıkladığı nişasta bazlı şekerin kotası (merdivenaltı üretilenlerle birlikte) yüzde 36.

.

'MERDİVENALTINDA NİŞASTA BAZLI ŞEKER ÜRETİLİYOR'

Nişasta bazlı şekerde merdivenaltı üretim nasıl oluyor?

Kaçak yollarla nişasta bazlı şeker üretiliyor. İsmini vermeden bir nişasta fabrikasından bahsedeyim. Burada çalışanlardan bilgisini aldık. Sürekli kaçak üretim yapılıyor. Denetleme olduğu zaman bunlara önceden bilgi veriliyor. Ona göre önlemlerini alıyorlar. Nişasta bazlı şekerin halk sağlığını nasıl etkilediğini artık herkes biliyor. Biz buna nişasta bazlı şeker demiyoruz. Genetiği değiştirilmiş, mısırdan üretilen ve laboratuvarda üretilen nişasta şurubu diyoruz. Doğal yetişen şeker pancarı ile bu eş değer olabilir mi? Kimyasal maddelerden üretilen bir nişasta şurubundan bahsediyoruz. Şeker İş olarak 10 yıldan beri bunun mücadelesini veriyoruz. Yabancı sermaye zamanında Çanakkale'de yapamadığını şimdi bu şekilde yaparak bizi yok edecek. Sağlıklı bir toplum yetişmeyecek artık.

'KENDİ YAĞINDA KAVRULAN BİR KURUM'

Özelleştirmeye karşı ne yapacaksınız?

2002 yılından beri devlet bütçesinden şeker fabrikalarına bir kuruş para aktarılmadı. Şeker fabrikaları kendi yağıyla kavrulan bir kurum. Devlete bunun ne zararı var? Şu an kampanyalarımız neticesinde yaklaşık 2 milyon imza toplandı. Türkiye'nin dört bir köşesinden bu tepkileri duyuyoruz. Şeker pancarımızın yok edilmesine ve nişasta bazlı şekere teslim olmayacağız.