Savaş Tanrısı: Rheinmetall!

Şu sıralar ünü kulaktan kulağa yayılan Babylon Berlin adlı diziyi izlediniz mi hiç? Oradaki Nysenn şirketi, Almanya ile son günlerde yaşadığımız tuhaf değişimin perde arkasını ele veriyor çünkü. Bir de Yuri Orlov ortaya çıksa keşke. Uğur Mumcu Sokak, numara 4'te oturanlarla ilgili kim bilir ne ilginç hikâyeler anlatırdı...

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Herkes hatırlayacaktır; Andrew Niccol'ün yönettiği, Nicolas Cage'in oynadığı Savaş Tanrısı filmini. Soğuk Savaş yıllarında sattığı silahlarla zenginleşen Yuri Orlov adındaki savaş simsarının hikâyesini anlatır. Filmin can alıcı sahnesi, Orlov'un yakalandığı esnada ABD Başkanı'nın resmini işaret ederek söylediği sözlerdir: "En büyük satıcı. Elini kirletmek istemediği yerde devreye ben girerim."

Şu sıralar sadece internette korsan sitelerden izlenebilen Babylon Berlin adlı dizinin ünü de kulaktan kulağa hızla yayılıyor. Ekonomik kriz içinde filizlenmeye başlayan faşizmi dizi; komiser Gereon Rath'ın çevresinde dönen uyuşturucu, seks, siyaset ve cinayet sarmalı içinde işliyor. Dizide Naziler'in yanında yükselen önemli bir figür var; silah şirketi Nyssen.

Nyssen adını aklınızda tutun, zira son günlerde Almanya ile yaşadığımız tuhaf değişimin merkezinde yer alıyor. Kurgudan gerçeğe dönelim şimdi ve bazı sıcak gelişmeleri kısaca hatırlayalım...

Malum; Başbakan Binali Yıldırım, daha bir yıl önce "Naziler" dediği Almanya için "Olanları unutalım gitsin" açıklamasını yaptıktan bir gün sonra gazeteci Deniz Yücel serbest bırakıldı. Hemen ardından Reuters, ilginç bir haberi abonelerine servis etti. Haberde, Alman hükümetinin 18 Aralık 2017 ile 24 Ocak 2018 tarihleri arasında Türkiye'ye yönelik silah ihracatına ilişkin 31 anlaşmaya onay verdiğinden bahsediliyordu.

Devletin en tepesinden fitili ateşle, yandaş medyayla ateşi harla, Tokat'taki esnafa Merkel resmini yaktır, gazeteci ve sivil toplum kuruluşu çalışanlarını Alman ajanı diye tutukla... Ve bu distopik süreci tek cümleyle aniden bitir. Mesele tarla sınırı anlaşmazlığından çıksaydı eğer, açıklamalara inanabilirdik belki. Lakin ortada ne tarla var ne de sınır.

Öyleyse Almanya'nın dest-i izdivacına neden yeniden talip olunduğunu bazı izleri takip ederek anlamaya çalışalım...

ORTADOĞU SİLAH PAZARINDA DEĞİŞİM

* Ortadoğu'nun bir silah cehennemi olduğuna kimsenin itirazı yoktur herhalde. Yıllardır da bu böyle zaten. Yeni olan şey ise silah pazarındaki dengelerin değişmeye başlaması. Nasıl mı? Mesela ordusu sadece 10 bin kişiyi bulan Katar'a ABD, Mart 2014'te 23 milyar dolarlık silah paketi sattı. Katar'ın silah pazarının yüzde 68'i ABD'nin elinde.

* 2017 Mayıs'ında aniden çıkan krizde Katar ile karşı karşıya gelen ülkelerden Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) silah alımları ise dehşet düzeyde. Suudi Arabistan'ın 2007–2011 dönemine kıyasla 2012–2016 arasında yaptığı alımlardaki artış yüzde 212. BAE içinse yüzde 63. ABD'yi İngiltere ve Fransa izliyor. ABD son krizden sonra Suudilere 350 milyar dolarlık silah daha sattı. İngiltere’nin satışı 41 milyar dolar. Rusya S-400'ler için geçen ekimde anlaştı. Ayrıca anlaşmaya AK-103 tipi piyade tüfeklerinin, AGS-30 otomatik bombaatarların ve Kornet EM tanksavar füzelerinin üretimi de dahil.

* Aynı dönemde Kuveyt'e satışlar da şöyle: İngiltere 28 adet Typhoon uçağı, ABD'de 10.1 milyar dolarlık 32 adet F/A-18E/F Super Hornet satacak. Fransa, daha önce sattığı uçakları yeni Rafale jetleri ile değiştirecek. Rusya'yı atlamayalım. Onlar da 10 adet SU-35 uçağı için anlaştı bile.

* Irak ve Mısır pazarında ise Rusya atakta. Her iki ülke onlarca T-90 tankı siparişi verdi. Mısır üstüne 50 adet MIG-29 savaş uçağı ve 46 adet Ka-52 saldırı helikopteri de istedi. ABD'yi kızdırmamak için olsa gerek, 46 tane AH-64 Apache helikopterini de ekmek alır gibi aldı.

PEKİ ALMANYA NEREDE?

Biraz uzattık çünkü, bu tabloda dikkati çeken bir şeyler var. O da Almanya'nın Ortadoğu'daki son anlaşmalarda adının pek geçmemesi. Nitekim Alman basınına göre, Ortadoğu konusunda iç kamuoyunda ciddi baskılar söz konusu. Merkel uzun süredir silah anlaşmalarının onayını bekletiyordu. O halde nasıl oluyorda Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) verilerine göre, 2016'da yüzde 4.7 olan pazar payı, 2017'de yüzde 5.6'ya çıkabiliyor? İşin sırrı Rheinmetall'da gizli.

Küresel Silah Pazarı 2017 raporuna bakılırsa Almanya'daki artışın nedeni, zırhlı araç üreticisi Krauss-Maffei Wegmann'ın yüzde 12.8'lik ve kara sistemleri üreticisi Rheinmetall'ın yüzde 13.3'lük satışları. Rheinmetall silahların çoğunu Afrika'ya ve biraz da Asya'ya sattı. CEO'su Norbert Schulze'ün geçen yılın sonunda yaptığı şu açıklama özellikle dikkat çekiciydi: "Afrika olmasa hiçbir yerde hiçbir şey satamazdık." Devamında da Alman hükümetinin iznine bağlı olduklarını vurgulayarak, Merkel'e inceden mesajı veriyordu. Yani demek istiyordu ki, "Millet Ortadoğu'da vurgunu vuruyor, sen anlaşmaları bekletiyorsun. Afrika olmasa aç kalırdık aç!"

Tabii ki bakmayın açlık edebiyatı yaptığına. Rheinmetall yılda yüzde 20 büyüyor. 3 milyar euro değerindeki şirketin hedefi 2020'de 4.5 milyar euroya ulaşmak. Bunu nasıl mı başaracak? Geldik işin Türkiye ayağına...

YILDIZ SARAYI'NDAKİ TUHAF FOTOĞRAF

Biraz geriye gidelim. 2015 yılında Yıldız Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Şansölye Merkel'i sultan koltuğunda ağırladığı o fotoğraf herkesin hatırındadır. Ama Alman Stern dergisinde yayınlanan bir diğer fotoğrafı ise Türkiye'de herkes hatırlamaz. Akşam yemeğinde çekilen fotoğrafta Erdoğan'ın yanına oturan Rheinmetall'in üç üst düzey yöneticisi ağız dolusu gülüyordu. Yemekte bir kişi daha vardı. O dönem sahibi olduğu Akşam gazetesinde Merkel’i Nazi üniformasında gösteren fotoşoplu bir fotoğraf yayınlayan, 2014'te TMSF'nin satışa çıkardığı BMC firmasını alan Ethem Sancak.

Yıldız Sarayı'ndaki yemekten bir yıl sonra, 2016'da, Ankara'nın Çankaya İlçesi Büyükesat Mahallesi Uğur Mumcu Sokak numara 4'te Rheinmetall BMC Defence Industry Inc. (RBSS) adlı bir şirket kuruldu. Ve kısa süre sonra da bu şirketin Alman Leopard 2 tanklarının modernizasyonu ile şu günlerde öve öve bitirilemeyen yerli ve milli Altay tanklarının üretimini yapacağı ortaya çıktı. İhalenin toplam tutarı tamı tamına 7 milyar euro. 2020'de 4.5 milyar euroluk değere sahip olmayı düşleyen Rheinmetall anlaşılan tek partide hedefine ulaşacak gibi. İşte Merkel'in onay verdiği 31 silah satış anlaşmasının içinde bu ihalenin de olduğu ileri sürülüyor.

İŞTE O NYSENN, BU RHEINMETALL'DİR!

Gelelim dizimizdeki Nyssen şirketine...

Dizide Versay Anlaşması sonrasında ağır silahları yasaklanan Almanya'da hafif silahları üretme yetkisi tarım aletleri ve çelik şirketi Nyssen'e verilir. Ancak Nyssen, bir süre sonra el altından yeni silahlar geliştirmeye, gizli ordu kurmaya ve siyasi komplolara girişir. Desteklediği Naziler sayesinde siyasi gücünü artırarak silah tekeline dönüşür.

Ne ilginçtir ki, dizideki kronoloji ve olaylar ile Rheinmetall'ın tarihi bire bir örtüşüyor. Versay Anlaşması sonrasında çelik ve tarım aletleri üreten Rheinmetall'a 1925'te hafif silah üretme izni verildi. 1930'lardan itibaren ise Savaşı Bakanlığı'nın tüm silah ve mühimmat işlerini aldı. İkinci Dünya Savaşı'nda ise şirket, yönetimindeki Nazi subaylarının öncülüğünde Almanya'nın en büyük silah tekeline dönüştü. Savaşın sonlarına doğru ABD ve İngiltere, Rheinmetall'in bütün fabrikalarını bombalayarak yok etti. 1950'ye kadar da herhangi bir şey üretmesi yasaklandı.

Keşke şimdi bir Yuri Orlov ortaya çıksa. Bize hangi fotoğrafı işaret edip, neler söylerdi kim bilir?