Ödenek üstü harcama

Eskiden idari yöntemlerle ödenek üstü harcama, yeni bütçe kanunuyla yasalaştırıldı. 2015 yılı Bütçe Kanunu'nun 6. Maddesi ile Maliye Bakanı’na öyle bir yetki verildi ki, artık TBMM’nin 'bütçe hakkı' diye bir şeyden bahsetmek imkânsız.

Google Haberlere Abone ol

Hakan Özyıldız

Aslında bu bir yeni yıl yazısı olmalıydı. Birçok şeyin geçmişte kaldığını, gelecek yılın umut dolu olduğunu içermeliydi. Medyayı izleyebildiğim kadarıyla bahsettiğim yazılardan çok var. Bir önceki yazıda kaldığım yerden devam edeyim. Eskiyi çok aratmayan ama yeni yıla da yabancı olmayan bir konu: Ödenek üstü harcama.

Nedir?

İzninizle önce yabancısı olanlar için konuyu biraz açayım. Bildiğiniz gibi “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir”. Millet adına bu yetkiyi Türkiye Büyük Millet Meclisi kullanır. Milletten ne kadar vergi toplanacağını, diğer bir deyimle devletin milletin cebinden ne kadar para alacağına karar verir. Ardından toplanan vergilerin ve diğer gelirlerin nerelere ne kadar harcanacağını belirler. Demokratik parlamentolarda, yürütme organı olan hükümet, meclisten aldığı yetkinin dışında harcama yapamaz. 100 lira harcanacak denirse 101 lira harcanamaz.

2001 Reformlarının ve mali disiplinin önemli ayaklarından olan 5018 sayılı Kanunun 20. maddesine göre ; “Kamu idareleri, bütçelerinde yer alan ödeneklerin üzerinde harcama yapamaz”.

Eğer hükümet verilen yetkinin üstünde harcama yapılması gerekiyorsa, Meclis'e gidip ek yetki ister. Parlamentolar da uygun görürse, yeni vergi toplanarak ya da ek borçlanma yoluyla ek harcamalar yapılmasına izin verir. Böylelikle vatandaşların ceplerine giren elin ne kadar orada kalacağını önceden bilmeleri sağlanır.

Buna “Yasama organının bütçe hakkı” deniyor. Modern dünyada demokratik parlamentoların var oluş nedeni budur. Tam 800 yıl önce İngiltere’de krala karşı çıkarak vergi toplama ve harcama yetkilerini sınırlayanların koyduğu bu ilkeye sahip çıkmak, çağdaş demokrasilerin olmazsa olmazlarındandır.

Bizdeki uygulama

TBMM “bütçe hakkını” kullanmaktan vazgeçmiş gibi görünüyor. Bunu söyleyen ben değilim. Sayıştay’ın 2013 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi Genel Uygunluk Bildirimi bu konuya geniş yer vermiş.

Kısaca söylenen şu: Hükümet geçen yıl 9,3 milyar lira ödenek üstü harcama yapmış. Bu yeni bir uygulama değil. 2011 yılında ödenek üstü harcanan miktar 6,5 milyar lira, 2012 yılındaki ise 15,1 milyar liraymış.

Ödenek üstü harcama çok masum bir yöntemle yapılıyor. Gelirler ve/veya ihtiyaçlar beklenenden fazla olursa, örneğin Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bütçesindeki personel ödeneklerinden bir bölümü yedek ödenek kalemine aktarılıyor. Buradan da Maliye Bakanlığı istediği bakanlığın yatırım, sosyal yardım gibi harcama kalemlerine. Yılsonu gelince öğretmenleri maaşsız bırakmamak için MEB’na tamamlayıcı ödenek veriliyor ve TBMM’den alınan yetkiden fazlası harcanıyor.

Eskiden idari yöntemlerle yapılan bu işlem yeni bütçe kanunuyla yasalaştırıldı. 2015 yılı Bütçe Kanunun 6. Maddesi ile Maliye Bakanı’na öyle bir yetki verildi ki artık TBMM’nin “bütçe hakkı” diye bir şeyden bahsetmek imkânsız.

Belki bazı okurlarım “sen neredesin memleket nerede? Buna gelene kadar dünya kadar konu var” diyebilirler. İtirazım olmaz. Ben diğerlerinin önemsiz olduğuna yönelik bir şey yazmıyorum.

Sadece işin özüne dikkatinizi çekmek istiyorum. Diğer bir yaklaşımla, bazıları camlardan soğuk geldiğini evin yeteri kadar ısınmadığını söylüyor ben betonarme sisteminin sorunlu olduğunu bilmezinizi istiyorum. Bunlara rağmen hayat geleceği umut edebilmektir. Yeni yılınız kutlu, her şey gönlünüzce olsun.

Yazının tamamı Hakan Özyıldız'ın blogundan alınmıştır