Yabancı yatırımcı: Erdoğan işi bitince telefon açsın

İngiliz gazetesi Financial Times'a konuşan üst düzey bir yatırımcı, Türkiye'den istikrar beklediklerini söyledi. Yatırımcı başkanlık tartışmaları hakkında, "Kaotik bir geçiş görüyoruz. Müşterilerim 'İşinizi bitirin, olmak istediğiniz şey olduğunuzda bize telefonla haber verin' demek istiyor" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Financial Times gazetesi, Türkiye'deki ekonomik gelişmelerle ilgili bir makale yayımladı. 'Türkiye'nin büyümesindeki çatlaklar kendini göstermeye başladı' başlıklı makalede, başkanlık sistemine geçiş döneminin Türkiye'de istikrarsızlık yarattığı tezi işlendi; üst düzey bir İngiliz finansçının  "Kaotik bir geçiş görüyoruz. İtme, çekme, ilerleme, geri çekilme - müşterilerim bunu sevmiyor. 'İşinizi bitirin, olmak istediğiniz şey olduğunuzda bize telefonla haber verin' demek istiyor" sözlerine yer verildi.

Makalenin ilgili bölümün tercümesi özetle şöyle:

"Finansçı, yatırımcıların Erdoğan'ın otokratik veya çoğunlukçu, hatta bir diktatör bile olup olmadığıyla ilgilenmediklerini söylüyor. İlgilendikleri şey, istikrar. İsmini vermek istemeyen yatırımcı, "Kaotik bir geçiş görüyoruz. İtme, çekme, ilerleme, geri çekilme - müşterilerim bunu sevmiyor. 'İşinizi bitirin, olmak istediğiniz şey olduğunuzda bize telefonla haber verin' demek istiyor" dedi.

Karmakarışık bir geçiş yaşanıyor. Başarısız darbe girişiminden sonra Erdoğan bir hafta içinde OHAL yetkileri edindi, kalıcı olarak istediği rolün bir denemesi olarak, sorgulanmayan bir yetkiye sahip oldu. Teoride, aciz bırakılmış bir anayasa mahkemesinin bulunduğu, onu eleştirecek bağımsız bir medyanın neredeyse hiç kalmadığı ve çok az muhalefet liderinin ona meydan okumaya cesaret ettiği bir ortamda, Erdoğan'ın güçlü başkanlık sistemine geçişinin kolay olması beklenirdi.

Bunun yerine, ülkeyi referanduma hazırlarken cumhurbaşkanı başka cephelerde de savaşıyor: Teröristlere öncülük etmekle suçladığı Kürt siyasetçilerin yolundan kaldırılması, Gülen'e bağlı olduklarından şüphelenilen kişilerin sürülmesi, kovulması ve hapse atılması, parlamento onayını garantilemek için desteklerine ihtiyaç duyduğu milliyetçi bir muhalefeti baştan çıkarmak.

Bu adımlar, Türk lirasını tarihinin en düşük değerine düşürdü." (Dış Haberler)