Ekonomi Dünyası: Yunan Vasili de değişim istiyor

Yunan halkı da siyasette değişim istiyor. Syriza’da Çipras’ın yorulduğunu, değişmesi gerektiğini söylüyorlar. Miçotakis ise seçim kampanyasını ekonomideki başarılar üzerine kurdu ve karşılığını aldı.

Google Haberlere Abone ol

Kavala’dayız.

Sahilde bir restoranda... Pazartesi günüydü, akşam üzeri, hava çok güzel, hafif serinlik var.

Garson arkadaş bizimle epey ilgileniyor. Konuşuyoruz, havadan sudan, Kavala’dan, yemeklerden…

Yemeğin sonuna doğru masamıza geldi. Kırık bir Türkçe ile “Benim dedeler Konya Karaman’dan” dedi. İngilizce devam etti, “100 yıl önce Kavala’ya gelmişler. Annem Türkçe biliyor ama ben öğrenemedim.”

Sonra muhabbet derinleşti. “Türkleri çok seviyoruz. Benim annemin her gün iki Türk dizisi var. Seyrediyor sonra da ağlıyor.”

“Biz de Yunanları çok seviyoruz. Yıllardır gidip geliriz, kimse kötü davranmadı. Çok iyi anılarımız, arkadaşlıklarımız var” dedik.

O da, “Sorun bizde, sıradan insanlarda değil ki, tepedekilerde” dedi. Sonra da ilişkilerin iyi olmasını istemeyen Amerika’dan, kapitalizmden bahsetti. Biz de ona hak verdik.

YUNANLILAR TÜRKİYE’DEKİ GELİŞMELERİ YAKINDAN TAKİP EDİYOR

Yine Kavala’da ürün çeşitleri zengin ve ferah bir züccaciye dükkanındayız. Eşim bakınıyor, ben de kasaya yakın bir yerlerde gaz lambalarıyla ilgileniyorum. Yunanlılar gaz lambalarını seviyorlar. Birkaç çeşit var, geçmişte kalsa da hoş objeler.

Dükkana bakan arkadaş yanaştı, gaz lambaları hakkında bir şeyler konuştuk. Sonradan öğrendim, adı Vasili. Tabii bizim Türk olduğumuzu hemen anladı. Sevimli, konuşkan, 35-40 yaşlarında birisi…

Laf hızla döndü dolaştı, seçimlere geldi. Vasili, Türkiye’deki siyasi gelişmeleri çok iyi biliyor. Biz Yunan siyasetini o kadar iyi takip etmiyoruz.

“Kılıçdaroğlu yerine İmamoğlu aday olsaydı, muhalefet kazanırdı” diyor.

“Kılıçdaroğlu da çok iyi performans gösterdi. Programı gayet iyiydi, çok önemli konularda seçim vaatleri yaptı” diyoruz.

"Ama İmamoğlu çok genç. Mitinglerde performansı çok iyiydi. Hem de halktan her kesim onu seviyor. Batı dünyası da destekliyor."

Muhabbet iyiydi. Vasili, Türkiye’yi yakından izliyor. Hemen hemen tüm Yunanlar gibi… Televizyon kanallarında her zaman Türkiye ile ilgili haberler var.

'ÇİPRAS DA YORULDU, DEĞİŞİM GEREKİYOR'

Vasili ayrıca diyor ki:

"Doğru söylüyor. 21 Mayıs seçimlerinde ana muhalefet partisi sosyalist Syriza’nın oy oranı 11.5 puan azaldı ve yüzde 20’ye düştü. Bu aslında bir hezimet sayılır.

Gerçi sosyal demokrat ve sol partiler bütün Avrupa’da inişte… Yine de iktidardaki liberal muhafazakar Yeni Demokrasi Partisi’nin Syriza’ya 20 puanın üzerinde fark atacağını kimse tahmin etmiyordu.

ÇİPRAS, MERKEZDEN OY ALAYIM DERKEN, KENDİ SEÇMENİNİ DE KAYBETTİ

Syriza, seçimler öncesinde halkı sağdaki Yeni Demokrasi'ye bir alternatif olabileceğine ikna edebilecek kapsamlı bir program sunamadı. Hatta bazı uzmanlara göre, Syriza kimi zaman "kendi sol kimliğini" bile saklıyor gibi göründü. Liderleri Aleksis Çipras merkezden de oy almayı hedeflerken soldaki seçmen ile iyi iletişim kuramadı ve iki kesimi de kaybetti.

Yeni Demokrasi ve liderleri Başbakan Kiryakos Miçotakis ise, kampanyasını ağırlıklı olarak ekonomik başarılar üzerine odaklandırdı. Yunan halkı da ülkenin ekonomik refahı ve istikrarına öncelik vererek oy kullandı. Yıllar süren büyük ekonomik kriz ve durgunluğun ardından ilk kez ekonomik canlanma ve gelişme sağlandı.

İKİNCİ TUR 25 HAZİRAN’DA, MİÇOTAKİS EKONOMİDE BAŞARI KOZUNU KULLANIYOR

2019’dan beri iktidardaki Yeni Demokrasi, seçmen kitlesinin büyük bölümünden bu argümanlarla oy alabilirken, Syriza vatandaşların günlük sorunlarını ön plana çıkarmayı, toplumun gerçek ihtiyaçlarını kavramayı başaramadı ve bu sorunları gelecekte çözmek için gerçekçi bir plan getirmedi.

Yunanistan'da bu yıl ilk kez uygulanan seçim sistemine göre, hiçbir bir partinin tek başına iktidar olamaması ve koalisyon görüşmelerinde uzlaşmaya varılamaması nedeniyle, 25 Haziran'da seçmenler ikinci kez sandık başına gidecek.

İkinci tur seçimde birinci olan partiye en az yüzde 25 oy almak kaydıyla 300 sandalyelik parlamentoda, oy oranına bağlı olarak fazladan 20 ila 50 sandalye veriliyor. Bazı uzmanlar, ilk turdan yenilgiyle çıkan Syriza’nın ikinci turda daha fazla oy kaybına uğrayabileceğini savunuyor.

SYRİZA, BÜYÜK EKONOMİK KRİZDE AĞIR KOŞULLU KURTARMA PAKETİNE İMZA ATTI

Yunanistan, 2010'da başlayan Euro bölgesi borç krizinin merkez ülkesiydi. 2010 ve 2012'de Avrupa hükümetleri, Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) iki kurtarma paketi aldılar. Tabii bunlar; sert vergi artışları, harcama kesintileri ve ekonomik yasal düzenlemeler gibi cezalandırıcı koşullar karşılığında geldi. Sonuç, yüzde 25'lik bir ekonomik daralma oldu.

Çipras ise, Eylül 2015'te büyük umutlarla Başbakan oldu, bir erken seçimle birlikte Temmuz 2019'a kadar sürdürdü. Seçmenlere, bedava elektrikten, IMF ile daha iyi koşulları olan anlaşmalara kadar birçok vaatte bulundu. Ancak, yeni bir krizle üçüncü bir sert kurtarma paketine imza atınca eleştirilere maruz kaldı.

Miçotakis ise, 2019'da seçildikten sonra özel yatırımları teşvik edecek reformlarla ülkenin rotasını değiştirdi. En yüksek kurumlar vergisi oranını yüzde 29'dan 22'ye indirdi. Kişisel gelir vergisindeki en yüksek yüzde 44'lük oran Avrupa standartlarına göre bile yüksek olsa da, sermaye kazancı vergisi yüzde 15 ile yatırımı teşvik edecek seviyede düşük. Ekonomik büyüme, vergi reformu ve harcama kısıtlaması, IMF kurtarma kredilerini erken geri ödemesine olanak sağladı.

GEÇEN YIL TURİZMDE CANLANMA VE AB DESTEĞİYLE YÜZDE 5.9 BÜYÜME…

Yunan ekonomisi geçen yıl turizmdeki canlanma ve Avrupa Birliği (AB) fonlarının desteğiyle yüzde 5.9 büyüme gösterdi. Pandemi sonrasındaki canlanma devam ediyor. Pandemi yılı olan 2020’de yüzde 9 küçülen ekonomi, 2021’de de yüzde 8.4 büyümüştü. Özel tüketim harcamaları büyümenin itici gücü olmayı sürdürüyor. Yatırımlar ve ihracattaki artışın yanında devletin destek paketleri ve son on yılın reformları da ekonomide canlılığa ivme kazandırıyor.

Mütevazı faiz dışı bütçe fazlası, vergi tabanının genişletilmesi, kamu gelirlerinin arttırılması da başarı hanesine yazılabilecek gelişmeler. Ancak Ukrayna savaşı ve enerji fiyatlarındaki yükseliş bu yıl büyümenin fren yapmasına neden oldu.

FİYATLAR YİNE DE ÇOK ARTMADI

Enflasyon da geçen yıllık yüzde 12 seviyelerinden Mayıs ayında yüzde 2.8’e indi. Ancak çalışanların alım gücünün azaldığı ve ücretlerin eridiği de bir gerçek… Asgari ücret 1 Nisan’dan itibaren 713’ten 780 Euro’ya çıkarıldı. Kriz döneminde yüzde 30’a yaklaşan ve 2019’da Yeni Demokrasi iktidarı aldığında yüzde 17-18 olan işsizlik ise Nisan ayında yüzde 11.2 oldu.

Yunan ekonomisi ile ilgili bir gözlemim de şu: Evet, enflasyon var ama fiyatlar o kadar artmadı. Türkiye’deki gibi fahiş fiyat artışları asla burada yok. Yıllardır bu ülkeye gidip geliriz. Özellikle restoranlarda ve otellerde fiyatlar makul seviyelerde arttı. Şöyle diyeyim; iki kişilik bir akşam yemeği 35-40 Euro. Pandemi öncesine göre çok az artış var. Pahalılığı bizim paramızın değer kaybı nedeniyle alım gücümüzün düşük olmasından dolayı hissediyoruz.

YATIRIM YAPILABİLİR ÜLKE NOTU MİLLİ HEDEF HALİNE GELDİ

Devam edelim; Başbakan Kiryakos Miçotakis, birincil hedefinin Yunanistan'ın kredi notunu yatırım yapılabilir ülke konumuna ulaştırmak olduğunu vurguluyor. Yatırım yapılabilir notu neredeyse ülkenin “milli hedefi” haline geldi.

Standard&Poor’s’un halen Yunanistan’a kredi notu BB+ ve görünümü de pozitif, Moody’s’inki de Ba3, görünüm pozitif. Bir sonraki not olumlu not (S&P’de BBB) Yunanistan’ı yatırım yapılabilir ülkeler arasına sokacak.

Yunanistan yatırım yapılabilir ülke statüsünü Ocak 2011’de ekonomik krizin başında kaybetmişti. Yılsonuna doğru bu notu geri alması bekleniyor. Yani ülke 13 yıl sonra ilk kez yatırım yapılabilir kredi notunu almanın eşiğinde… 

Türkiye’nin notu ise S&P’de B, Moody’s’de B3 ve yüksek derecede spekülatif bir seviye. Türkiye’nin notu 2018’den bu yana düşüyor. Notu Türkiye gibi olan ülkeler arasında; Mısır, Bosna Hersek, Moğolistan, Togo ve Nikaragua var.

YENİ DEMOKRASİ İKİNCİ DÖNEMDE ŞU ŞEBEKELERİ, EĞİTİM VE SAĞLIKTA ÖZELLEŞTİRMEYE GİDEBİLİR

Ekonomide bir başarıdan söz edilse de Yeni Demokrasi’nin neo-liberal ekonomi politikaları izlediğini ve olası ikinci dönem iktidarında bunu sürdüreceğini vurgulamak gerekiyor. Yeni Demokrasi'nin olası ikinci döneminde su, sağlık ve eğitim alanlarında özelleştirmelere gitmesi bekleniyor.

Vergi sisteminin sabit gelirlilerin aleyhine, zenginlere avantaj sağlayacak şekilde düzenlenmesi de sırada... Ayrıca, devletin toplam gelirlerinin yüzde 60'ından fazlasını sağlayan ve ağırlıklı olarak çalışanları hedef alan dolaylı vergiler de dar gelirlilerin üzerinde yük olmayı sürdürecek.