Eğitim Sen Diyarbakır şubelerinden eylem: Eğitimde eşitlik sağlansın

Diyarbakır'da yeni eğitim-öğretim yılı dolayısıyla Eğitim Sen şubeleri açıklama yaptı. Çok sayıda öğretmenin katıldığı açıklamada, eğitim-öğretimdeki sorunlar ve talepler dile getirildi.

Google Haberlere Abone ol

DİYARBAKIR - Diyarbakır'da yeni eğitim-öğretim yılının başlaması nedeniyle Eğitim Sen şubeleri basın açıklaması yaptı. Koşuyolu Parkı’nda yapılan açıklamayı Amed Eğitim Sen 2 Nolu Şube Örgütlenme Sekreteri Fesih Zirek okudu.

Zirek, Türkiye’de eğitim sisteminin uzun süredir ciddi sorunlarla karşı karşıya bırakıldığını, eğitimin temel sorunlarına yönelik çözümsüzlük politikalarının bizzat iktidar ve Milli Eğitim Bakanlığı eliyle yapılan yasal düzenlemeler ve fiili dayatmalar eşliğinde sürdürülmeye devam edildiğini söyledi.

'EĞİTİMDEKİ SORUNLAR HALKIN GÜNDEMİNİ OLUŞTURUYOR'

Siyasi iktidarın eğitim alanında, uzun süredir kendi siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda attığı adımların, çeşitli vakıf ve derneklerle iş birliği halinde hayata geçirilen ‘piyasacı’ ve ‘dini eğitim’ merkezli uygulamaların, başta öğrenciler olmak üzere, eğitim emekçileri ve velileri doğrudan etkilediğini belirten Zirek, şöyle devam etti:

"Eğitimde yaşanan ve yapısal hale gelen sorunlar her ne kadar görmezden gelinmeye çalışılsa da eğitim sorunu, ekonomide yaşanan gelişmelerin ardından halkın en önemli ve öncelikli gündemini oluşturmaktadır. Çocuklar eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanamamakta, çocuk yaşta evlenmenin önüne geçen adımlar atılmamaktadır. Bölgesel, cinsel, sınıfsal eşitsizlikler, anadilinde eğitim gibi en temel sorunlar iktidarın çözmek bir yana daha da derinleştirdiği sorunlar olarak varlığını sürdürmektedir."

'ANADİLİNDE EĞİTİM ALAMAYAN ÇOCUKLAR BİR ADIM GERİDE DURUYOR'

Çocukların anadilinde eğitim alamadığına dikkat çeken Zirek, şunları söyledi:

"Ülkemizde Türkçe dışında başka dillerde eğitimin olmaması eğitimdeki en başat sorun olarak durmaktadır. Bilindiği gibi ülkemizde Kürt, Çerkez, Laz, Arap ve daha birçok halk yaşamakta ve her halkın kendi anadili bulunmaktadır. Bu realite bizim zenginliğimizdir. Öznel olarak ilimizde yaşayan çocukların yüzde 90’ından fazlası Kürt çocukları olmasına rağmen bu çocuklar Kurmancî ya da Dimilî lehçelerinin hiçbirinde eğitim alamamaktadır. Bütün sosyal ve bilimsel araştırmalar net olarak ortaya koymaktadır ki kendi anadilinde eğitim alamayan çocuklar ruhsal, duygusal, sosyal sorunları had safhada yaşadığı gibi akademik olarak da her zaman bir adım geride durmaktadır. Yine insan hakları açısından da değerlendirildiğinde net olarak bir insan hakları ihlalidir."

'EĞİTİM SİSTEMİNDE KÖKEN, DİL, DİN AYRIMCILIĞI VAR'

Eğitim sisteminin toplumsal cinsiyet eşitliğinden oldukça uzakta ve giderek dinsel içerik kazanan egemen ideolojinin yoğun baskısı ve denetimi altında olduğunu belirten Zirek, toplumsal yaşamın her alanında görülen cinsiyetçilik ve cinsiyetçi uygulamaların en yoğun görüldüğü alanların başında eğitim alanı ve okulların geldiğini vurguladı.

"Eğitim sisteminin müfredat, ders kitapları ve uygulama alanları itibarıyla çocukların, etnik köken, dil, din ve inanç ayrımcılığı ile karşı karşıya olduğu bilinmektedir" diyen Zirek, şöyle konuştu:

"Ülkedeki etnik, dilsel, kültürel çeşitlilik ve inanç çeşitliliği, eğitim programlarında ve ders kitaplarında neredeyse hiç yansıtılmamaktadır. Eğitime erişimde, kız çocukları, mülteci çocuklar, anadili farklı olan çocuklar, engelli çocuklar ve geçici koruma altındaki çocukların dezavantajlarını ortadan kaldıracak adımlar atılmamıştır."

'DÜZENLEMEDE GÜVENCE YOK'

Bütün meslek kanunlarının, kamu özel ayrımı yapmaksızın ilgili mesleğe ilişkin ayrıntılı düzenlemeler içerdiğini dile getiren Zirek, “Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) sadece kamuda çalışan öğretmenlere yönelik olarak ve dar bir çerçevede düzenlenmiştir. Sosyal, demokratik, mesleki ve özlük haklarını güvenceye almayan bir düzenleme ile karşı karşıyayız” dedi.

'KARİYER SINAVINI KALDIRIN'

Öğretmenlerin haklarıyla da ilgili konuşan Zirek, "Eğitim emekçilerini kariyer basamakları üzerinden ayrıştırarak bölen ve ‘eşit işe eşit ücret’ ilkesine aykırı bir içerikte hazırlanan ÖMK ve yönetmelik düzenlemesinin eğitim emekçilerinin yaşadığı sorunları çözmek bir yana daha da karmaşık hale getirdiği açıktır. Yine güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması gibi maddelerle üniversite döneminden başlayarak özgür bir eğitimcinin yetiştirilmesine engel konulmuş olmaktadır. Sadece ekonomik olarak küçük kazanımlar kanuna yerleştirilerek diğer tüm olumsuzlukların üstü kapatılmak isteniyor. Biz bunu kabul etmiyoruz. Derhal ÖMK uygulaması olan kariyer sınavını kaldırarak öngörülen ekonomik kazanımları ayırımsız tüm eğitim emekçileri için hayata geçirin" ifadelerini kullandı.

'700 BİN ÖĞRETMEN ATAMA BEKLİYOR'

Siyasi iktidarın, yıllardır kamu istihdamında liyakat yerine, siyasal-ideolojik yakınlık, sadakat ve yandaşlık ilişkilerine göre istihdam uygulamalarını benimsediğini söyleyen Zirek, ülke tarihinde en yoğun siyasal kadrolaşmanın geçtiğimiz son 10 yıl içinde yaşandığına dikkat çekti.

Zirek, "Uygulandığı andan itibaren tartışılan ve çok sayıda mağduriyet yaşanmasına neden olan mülakat sınavı ile sözleşmeli öğretmen alımında yaşanan haksızlıklar ve adaletsizlikler artarak sürmektedir. Eğitim fakültelerinde mezun olan 700 bin öğretmen atama beklerken, lütuf gibi sunulan 20 bin öğretmen ataması ile atanan eğitim emekçileri, şimdi de güvenlik ve arşiv araştırmaları ile henüz göreve başlatılmadılar. Yaz aylarında yapılan ve usulsüzlük yapıldığı tespit edilen KPSS sınavı tartışmaları sürerken, daha önceki yıllarda yapılan sınavlar ve atamalara dair soru işaretleri ortada durmaktadır" dedi.

'ÇOCUKLAR DİNİ VAKIFLARA YÖNLENDİRİLİYOR'

Fesih Zirek, Diyarbakır’daki okullarda yaşanan sorunları şöyle sıraladı:

"Okulların fiziki altyapı ve donanım eksikliklerinin sürmesi, yardımcı ve hizmetli personel sorunu, kalabalık sınıflar sorunu, ikili öğretim, taşımalı eğitim, çocuk ve gençlerin dini cemaat ve vakıfların kreşlerine ve yurtlarına yönlendirilmesi, çocuklara yönelik taciz ve istismar vakalarının artması, tüm ülkede olduğu gibi ilimizde de sorun olmaya devam etmektedir. Kent özelinde baktığımızda başta merkez ilçeler olmak üzere herhangi bir alternatif yaratılmadan yeni bina yapılmak için yıkılan okullar, aynı binada birden fazla okulun dönüşümlü olarak eğitim yapması, ikili eğitimin beraberinde getirdiği gün doğmadan başlanan ve gece diyebileceğimiz saatlere kadar devam eden dersler, kimi okullarda 40-50’nin üzerinde hatta birçok ortaokulda sınıf mevcutları 50-60 kişiyi geçmektedir. Bir şirketin bile konut yapımında bu kadar ilerlediği şartlarda, kamu adına okul binalarının yapılmaması; koşulların olmamasından değil bilinçli bir kayıtsızlık, bilinçli bir duyarsızlık olarak görülmektedir. Yine normal ortaokul ve liselerde mevcut durum bu iken imam hatip okullarında mevcutların bu sayının üçte birine bile denk gelmemesi hatta bazı imam hatip okullarında birçok dersliğin kapalı durması eğitimde eşitsizliği ve çifte standardı beraberinde getirmektedir. Yine bazı köylerde tek ortaokul olmasına rağmen bu ortaokulun da imam hatibe dönüştürülmesi oradaki tüm çocukların tercih hakkının elinden alınması demektir. Ve maalesef bu durum birçok köyümüzde görülmektedir. Bu düzenlemeleri yapanlar suç işlediklerini bilmelidir."

'HEM ÖĞRENCİLER HEM ÖĞRETMENLER MAĞDUR'

Bu sorunların çözülememesinin Diyarbakır’da eğitimin kalitesinin yükselmesinin önünde ciddi engel teşkil ettiğini belirten Zirek, “Ayrıca ‘Etüt Diyarbakır Projesi’ olarak adlandırılan Destekleme ve Yetiştirme Kursları ile ilişkilendirilerek uygulanmaya çalışılan projenin, bu alanda sorunları daha da derinleştirdiği görülmektedir. Bu proje ile gerek öğrencilerin ulaşım sorunu, gerek öğretmen seçiminin hangi kriterlere göre yapılacağı, bazı kademe ve branşlarda mevzuata da uyulmayarak kurs talebinde bulunan okullarda kurslar açılmayarak hem öğrenciler hem de öğretmen arkadaşlarımız mağdur edilmiştir” dedi.

EĞİTİM SEN’İN TALEPLERİ

Zirek, Eğitim Sen olarak 2022-2023 eğitim-öğretim yılı başında taleplerini şöyle sıraladı:

✓ Ülkede yaşayan tüm çocukların anaokulundan üniversiteye kadar kendi anadilinde eğitimin hakkının sağlanmasını istiyoruz.

✓ Sınıf mevcutlarının tüm okul türlerinde OECD ülkeleri ortalamasına çekilmesini istiyoruz.

✓ Okul binası derslik yapım ve onarım planlamalarının eğitim öğretimi aksatmayacak şekilde yapılmasını istiyoruz.

✓ Eğitim emekçilerinin yaşanan ekonomik krizden daha az etkilenmeleri için promosyon sözleşmeleri güncellenmeli, eğitim öğretim hazırlık ödeneği memur, yardımcı hizmetli, şef ayırımı olmaksızın tüm eğitim emekçilerine yılda iki defa bir maaş tutarında ödenmelidir.

✓ Başta köylerde görev yapan eğitim emekçileri olmak üzere tüm eğitim emekçilerine beslenme ve ulaşım desteği verilmelidir.

✓ Bakanlık tarafından başlatılan “köy yaşam merkezi” projesinin sözde kalmayarak tüm köy okullarına kadrolu öğretmenlerin atanarak bina-materyal ihtiyaçlarını karşılanmasını istiyoruz.

✓ Ataması yapılmayan öğretmenler sorunun kalıcı olarak çözülmesi, ücretli ve sözleşmeli öğretmenliğin artık son bulmasını istiyoruz.

✓ Tüm okullara yeteri kadar yardımcı hizmetli personelin kadrolu olarak atanmasını istiyoruz. (DUVAR)