'Diyalog provası': Çavuşoğlu ve Dendias Yunan basınında 'buluştu'

Türkiye ile Yunanistan'ın NATO nezdinde diyalog başlatmasının öncesinde, iki ülkenin dışişleri bakanları Yunan gazetesi Kathimerini'ye yazdı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin ön koşulsuz diyalog istediğini vurgulayıp görüşmelerdeki temel hedeflerini sıraladı. Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ise Türkiye'yi 'emrivakilerle uluslararası hukuku ihlal etmekle' suçladı; diyaloğun başarılı olmasını umduğunu söyledi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Türkiye ile Yunanistan'ın NATO'daki kritik temasının bugün başlatılması beklenirken, iki ülkenin dışişleri bakanları Yunan gazetesi Kathimerini'nin İngilizce edisyonu için pozisyonlarını izah eden birer makale kaleme aldı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu makalesinde 'ön koşulsuz diyalog ve diplomasi' çağrısı yaptı. Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ise uluslararası meşruiyet vurgusunda bulundu. Kathimerini, iki bakanın makalelerini 'Atina ile Ankara diyalog provasında' başlığıyla haberleştirdi.

'TERCİHİMİZ ÖN KOŞULSUZ DİPLOMASİ'

Çavuşoğlu, 'Bizim tercihimiz ön koşulsuz diplomasiden yana' başlıklı makalesinde, Türkiye ile Yunanistan'ın her iki tarafa da zarar veren bir kilitlenme veya her iki taraf için de faydalı olacak bir kazan-kazan formulünden başka şansı olmadığını belirtti. "Daimi komşuluğun mantığı doğal olarak diğerinin haklarına karşılıklı saygıyı içerir" diyen Çavuşoğlu, Türkiye'nin son dönemde böyle bir durumu görmediğini ifade etti. Dışişleri Bakanı, karşılıklı saygının devam eden sorunların barışçıl yollar ve diyalog yoluyla çözülmesini gerektirdiğini belirterek, komşuların 'sorunları sahiden çözme amacıyla ve iyi niyetle diplomasi ve diyalog arayışında olması gerektiğini' vurguladı.

.

ATATÜRK'Ü HATIRLATTI

Son dönemde Fransa gibi ülkelerin sömürgeci geçmişlerini yansıtacak tavırlar sergilediğini belirten Çavuşoğlu, Cumurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Dünya beşten büyüktür" söylemini hatırlattı; Türkiye'nin dış politikasını Mustafa Kemal Atatürk'ün "Yurtta sulh, dünyada sulh" sözleri uyarınca cesur ve insani değerler uyarınca yürüttüğünü belirtti. Çavuşooğlu, Atatürk'ün Eleftherios Venizelos tarafından Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterildiğini de hatırlattı.

'ÜÇÜNCÜ TARAF' UYARISI

Çavuşoğlu, Türkiye'nin iki ülke arasındaki ikili mekanizmaların kurulması hedefiyle NATO ve Almanya tarafından yürütülen girişimleri desteklediğini belirtip, Ankara'nın 'doğrudan iki komşu arasında çözülmesi gereken meselelere başka tarafların müdahil olmasını' istemediğinin altını çizdi.

TÜRKİYE'NİN TEMEL HEDEFLERİNİ LİSTELEDİ

Dışişleri Bakanı, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki temel hedeflerini şöyle sıraladı: Deniz sınırlarının adil ve eşit bir biçimde çizilmesi; Türkiye'nin kıta sahanlığı haklarının maksimalist iddialara karşı korunması; Kıbrıs'taki enerji kaynaklarının paylaşımında Türklerin haklarının korunması; enerji konusunda Kıbrıslı Türkler dahil tüm tarafların katılımıyla bir işbirliği yapılması.

'MAKSİMALİST İDDİALARI REDDEDİYORUZ'

Çavuşoğlu, "Türkiye'ye, deniz sınırı konusunda hiçbir yetkisi olmayan AB üzerinden bir dizi maksimalist iddia dayatılamaz" diyerek şöyle devam etti: "Türkiye'den sadece 2 kilometre, Yunanistan ana karasından 580 kilometre uzakta bulunan Meis gibi küçük bir ada için 40 bin kilometre karelik kıta sahanlığı iddiasında bulunarak Türkiye'nin açık denizlerle veya kendi deniz sınırlarıyla bağlantısını kesemezsiniz. Bunun tersi bir argümanı hiçbir mantık haklı çıkaramaz."

Türkiye'nin bölgede en uzun deniz kıyısına sahip ülke olarak artan nüfusu, üretim kapasitesi ve artan enerji ihtiyacıyla bölgedeki zenginliklerden dışlanmasının 'gerçekçi olmadığını' belirten bakan, "Daha önce de söylediğimiz, bu gerçekleşmeyecek. Türkiye doğal olarak, temel çıkarlarına zarar verme girişimlerinin karşısında bulunacak" çıkışında bulundu.

'HER KRİZ FIRSAT DOĞURUR'

Dışişleri Bakanı, Türkiye'nin bölgedeki donanma varlığının bu bağlamda saldırı değil savunma amaçlı olduğunu belirterek" Atina'ya ön koşulsuz diyalog çağrısında bulundu: "Diyalog ve müzakereler gerçekten de, deniz sınırı meselelerini ele almak için uluslararası hukukun en önemli aracı. Dolayısıyla Yunanistan'ın, Türkiye'yle bütün diyalog kanallarını hiçbir ön koşul olmadan canlandırmasını bekliyoruz. Ön koşulları karşı ön koşullar doğurur (bana inanın, biz de kendi ön koşullarımızı öne süreriz) ve dolayısıyla, iki komşu arasında görüşme arayışında iyi bir yol değillerdir." "Her kriz bir fırsat doğurur ve barışçıl bir şekilde ilerlemek için bu fırsatı kullanmalıyız" diyen Çavuşoğlu, "Her müzakere sürecinin bir alışveriş içermesi gerektiği açık" ifadelerini kullandı.

DENDIAS: SÖZLER VE EYLEMLER AYNI DEĞİL

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ise 'Uluslararası meşruiyetin yolunu izleyeceğiz' başlıklı makalesinde, gelecek nesiller için barış, güvenlik, iyi niyet ve diyaloğun iki komşunun ortak hedefi olması gerektiğini vurguladı. Ancak Dendias Türkiye'yi bölgede yasadışı eylemlerde bulunarak emrivakiler yaratmaya çalışmakla suçladı.

Yunanistan Dışişleri Bakanı şu ifadeleri kullandı: "Yunanistan, komşularıyla tüm sorunlarını sürekli olarak barışçıl yollar, diyalog ve görüşmeler üzerinde çözen modern bir Avrupa ülkesi. Karşılıklı suçlamaların kolay çözüm olduğunu anlıyor. Ayrıca, karşılıklı saygı, sorunların barışçıl yollardan çözülmesi, iyi niyet ve diyalog gibi ifadeler hoş ve kolay. Buna kim karşı çıkabilir ki?

Peki eylemler sözlere karşı geldiğinde ne olur? Doğu Akdeniz veya Ege'deki egemenlik ve egemenlik hakları ihlalleri giderek artan biçimde binlerle sayıldığında ne olur? Yunan kıta sahanlığındaki -ki buradaki haklar uluslararası hukuka göre vardır ve bir deklarasyonla ortaya çıkmamıştır- yasadışı eylemler savaş gemiler eşliğinde tırmanırsa ne olur? Yunanistan, karasularını 12 mile çıkarma hakkını kullanması halinde Türkiye tarafından, BM Şartı'nın temel ilkelerini ihlal edecek şekilde savaşla tehdit edildiğinde ne olur?"

'EMRİVAKİLER YASAL SONUÇ ÜRETMEZ'

Dendias, Türkiye'nin 'yasadışı davranışlardaki ısrarının ve emrivaki politikasının bir hukuk yaratmadığını, yasal sonuçlar üretmediğini' belirterek, "Bunun yerine iki taraf arasındaki güvenin altını oyuyor" ifadelerini kullandı. "Yunanistan hiçbir zaman doğrudan veya dolaylı tehdit yönelten ülke olmadı" diyen Dendias, Türkiye'nin askeri gücünü kullanma tehdidiyle dayatmalarda bulunmak istediğini, uluslararası meşruiyeti ihlal ettiğini savundu.

'ADALAR HARİTADAN SİLİNEMEZ, EGEMENLİKLERİ MAKSİMALİST DEĞİLDİR'

"Deniz yetki alanlarındaki egemenlik hakları hukukun şahsi algılarının bir ürünü değildir veya devletlerin boyut ve güçlerinin karşılaştırmasına göre değişmez. Her devlet için deniz hukuku ile açık ve eşit şekilde belirlenmiştir. Beğenin ya da beğenmeyin" diyen Dendias, "BM ve AB ülkeleri birileri tarafından tanınmadıklarında haritadan silinmezler. Adalar, yasadışı adımlarla ve yapay yasadışı anlaşmalarla isteğe göre, durduk yere yeni durumlar yaratılması için haritadan kaybolmazlar. Ve tabii ki adaların uluslararası hukukta korunan yasal egemenlik hakları maksimalist bir iddia değildir" ifadelerini kullandı.

'HALKLARIMIZIN ÖĞRETECEĞİ ÇOK ŞEY VAR'

Makalesinin sonlarında Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunun sadece deniz sınırlarından kaynaklandığın belirten Dendias, "Bu sorunu çözmek için müzakarelerle sonuçlanacak bir diyaloğa girmeye ya da Lahey'e başvurmaya hazırız. Bir başka deyişle, benzer tartışmaları çözmek için diğer Akdeniz ülkelerinin de izlediği uluslararası meşruiyet yolundan gitmeye devam edeceğiz" dedi. Son dönemde İtalya ve Mısır'la Akdeniz'de yaptıkları anlaşmaları örnek gösteren Dendias, makalesine "Aynısını diğer komşularımızla da başarmak isteriz. Buna, birlikte var olmaya devam edeceğimiz Türkiye de dahil... Halklarımızın bize öğreteceği çok şey var. Ama bu mesele öncelikle Türkiye'ye bağlı" diyerek son verdi. (DIŞ HABERLER)