Basel Üniversitesi, AB sınırlarındaki göçmenlerin durumunu mercek altına aldı

Basel Üniversitesi’nde Siyaset Sosyolojisi Profesörü olarak görev yapan Prof. Dr. Bilgin Ayata liderliğinde ve farklı disiplinlerden bilim insanlarını içeren bir ekip, 2015 yılında Avrupa Birliği’nin sınır bölgelerinde faaliyete geçirilen ‘Hotspot’ uygulaması, mültecilerin aktüel durumu ve mültecileri kayıt altına almak ya da tecrit altında tutmak için kullanılan tesislerin altyapılarıyla ilgili ayrıntılı bir proje yürütüyor. Proje kapsamında, Akdeniz sınır hattında kurulan altyapının niteliklerinin kayıt altına alınması planlanıyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Şubat ayının son haftasında Türkiye ile Avrupa Birliği arasında tansiyonu yükselten bir açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin mevcut mülteci krizinin ağırlığını taşımakta zorlandığını, uluslar arası kamuoyunun Suriye’nin İdlib bölgesinde yaşanan çatışmalara müdahale etmemesi halinde Avrupa ülkeleriyle olan sınırları açarak mülteci geçişlerine izin vereceğini ilan etmişti.

2015 yılında yaşanan büyük mülteci akını sonrasında ortak bir göç politikası geliştirmekte zorlanan AB ise bu yeni kararı protesto ederek Türkiye’ye komşu ülkelerin sınır hatlarına AB’nin güvenlik gücü olan Frontex’e bağlı yeni birlikler konuşlandırdı. Virüs salgını nedeniyle sınır geçişleri tekrar askıya alındı; ancak dünya genelindeki mültecilerin ve barınmak zorunda bırakıldıkları kampların kötü koşulları, yeni tartışmaları da beraberinde getirdi.

İTALYA VE YUNANİSTAN’IN BÜYÜK GÖÇ SORUNU

AB'nin Akdeniz bölgesindeki sınır hatlarını oluşturan İtalya ve Yunanistan, şimdi bu tartışmanın odağına taşınmış durumda. Sokağa çıkma yasaklarının ve evde kalma çağrılarının sürekli biçimde tekrarlandığı bu günlerde, her türlü sağlık, barınma ve insanca yaşam koşulundan mahrum haldeki mülteciler, Basel Üniversitesi’nde Siyaset Sosyolojisi Profesörü olan Prof. Dr. Bilgin Ayata öncülüğündeki bir araştırma grubu tarafından ayrıntılı bir araştırmanın konusu oldu.

2015 yılında AB tarafından uygulamaya konan ve AB sınırlarına giren mültecilerin parmak izi ve kimlik bilgileri gibi verilerini kayıt altına alarak bu kişileri AB genelindeki kamplara yönlendirme amacıyla kurulan ‘Hotspot’ları (Sıcak Noktalar) ve mülteci kamplarını ayrıntılı biçimde mercek altına alan araştırma, ‘Altyapı Alanı ve Göç Yönetiminin Geleceği: Akdeniz Sınır Alanındaki AB Sıcak Noktaları Örneği’ adını taşıyor. İsviçre Uluslar arası Çalışmalar Ağı tarafından finanse edilen araştırma dahilinde, farklı alanlarda çalışmalar yürüten bilim insanları işbirliği yapıyor.

Projenin koordinatörlüğünü Prof. Dr. Bilgin Ayata yürütürken, Mimarlık ve Şehircilik Tarihi ve Teorisi alanında doçent olan Kenny Cuper, Ayata’yla birlikte Proje Eş Koordinatörü olarak görev alıyor. İkilinin dışında, ekipte, İtalya’daki Pavia Üniversitesi’nde Siyasal ve Sosyal Bilimler Bölümü’nde doktora sonrası araştırmacı olan Chiara Pagano ve Basel Üniversitesi’nde Kentsel Çalışmalar Bölümü’nde doktora öğrencisi olan Alaa Dia gibi isimler yer alıyor.

Ekibin yürüttüğü projenin amacı “Akdeniz sınır bölgesinde bulunan beş ülkede (Yunanistan, İtalya, Libya, Tunus, Türkiye) göç yönetimi altyapısının karşılaştırmalı, disiplinler arası ve çok bölgeli bir araştırmasını sunmak. Siyaset bilimciler, mimarlar ve sosyologlardan oluşan çok disiplinli bir araştırma ekibinden oluşan proje, AB’nin yeni Hotspot yaklaşımının altyapısını hem Yunanistan hem de İtalya’daki operasyonel Hotspot tesislerinde, hem de Türkiye, Tunus ve Libya’daki tamamlayıcı uzantılarında inceleyecek ve karşılaştıracaktır” diye özetlenmiş.

PROJE, DURUMUN AYRINTILI BİR FOTOĞRAFINI ÇEKİYOR

Araştırma kapsamında, Akdeniz sınır hattında kurulan altyapının niteliklerini ortaya çıkarmak amacıyla görsel bir haritalamanın yanı sıra detaylı bilgilerin kayıt altına alınması hedefleniyor. Bu bağlamda, kullanılan parmak izi cihazları, bu noktaların etrafında kullanılan çitlerin yapısı, uygulanan güvenlik prosedürlerinin ayrıntıları, sunulan insani ve tıbbi hizmetler de projenin üzerine odaklandığı konular arasında bulunuyor.

Projenin bir diğer hedefi, AB’nin uygulamakta olduğu göç yönetiminde kullanılan altyapının ayrıntılı bir resmini çizerken, göçten etkilenen bölgelerdeki etnik, sosyolojik ve politik yapı üzerinde yarattığı etkileri açığa çıkarmak ve bu etkiler hakkında bir bilgi birikimi oluşturarak göç politikalarının geleceğine ilişkin tartışmalar için bilimsel verilere dayalı bir zemin hazırlamak.

AB üyesi ülkeler arasında göç nedeniyle yaşanan gerilime de atıfta bulunan proje, dengeli ve sağlıklı bir çözüme ulaşması için bilimsel ve objektif verilerin gerekliliğinin altını çiziyor: “Avrupa ülkelerinin tamamı göç sorunlarıyla aynı ölçekte karşı karşıya değil. Coğrafyaları nedeniyle, AB dış sınırında bulunan ülkeler daha fazla göçmen baskısıyla karşı karşıya kalıyorlar. Bu nedenle bazı Avrupa kurumları, sınırda bulunan AB üye ülkeleriyle zemin üzerinde çalışmaya başladı, bu uygulamalar ‘Hotspot yaklaşımı’ haline geldi. Proje, bu yaklaşımla oluşturulan yeni altyapıyı ve önceki altyapıyla nasıl karşılaştırıldığını araştırıyor. Amaç, göç yönetiminde altyapının analizi için yeni bir çerçeve geliştirmektir.”

Projenin detaylarına ulaşmak için: https://soziologie.philhist.unibas.ch/de/forschung/forschungsprojekte/the-power-of-infrastructure/

‘Ulusal tehdit'ten unutuluşa: İtalya'da sığınmacıların durumu‘Ulusal tehdit'ten unutuluşa: İtalya'da sığınmacıların durumu

Mülteciler salgında kasten feda ediliyorMülteciler salgında kasten feda ediliyor