Suriye’nin kuzeyinde nüfuz dağılımı: Rusya, ABD üslerine konuyor

Türkiye’nin SDG’ye karşı Suriye’nin kuzeyinde başlattığı askeri operasyonun sahada yarattığı karmaşıklık ve ABD'nin bölgeden kısmî çekilişi, Suriye ordusunun bölgeye dönüşünü sağladı. Buna karşın Türkiye, Kuzey Suriye’de yeni bölgeler ele geçirirken, ABD’nin Suriye’nin sadece doğu bölgesiyle sınırlı varlığının kalıcı olmasına yol açtı.

Google Haberlere Abone ol

Eyhem Meri

Suriye'nin kuzeyinde mücadele sahasının karmaşıklığı, Suriye toprakları üzerindeki bölgesel ve uluslararası çatışmanın boyutunu göstermekte. Belki de saha dağılım haritasındaki en kritik nokta, Suriye ordusunun Rus desteğiyle Fırat'ın doğusunda konuşlandırılması yönünde atlan adımdır. Bu yayılma, bölgedeki her bir tarafın hakimiyet sınırlarını orta vadede belirlemeye büyük katkı sağlayacaktır. Ülkenin kuzeyini Türkiye’ye karşı korumak için harekete geçmeye karar verilmesinden bir ay sonra Suriye ordusu, Türkiye sınırıyla bitişik bölgelerde 300 km, diğer Kuzey bölgelerinde ise 700 kilometrenin üzerinde bir alanda hakimiyet sağlamış oldu.

MÜCADELE ALANINDA KRİTİK HAMLELER

Suriye ordusu dün, 55 kilometre boyunca sınır muhafızlarının konuşlandırılmasıyla Cudaya kırsalından Suriye-Irak-Türkiye sınır üçgeni üzerindeki Ayn Divar'a kadar olan bölgede son yedi yıldır ilk kez asker bulundurmuş oldu. Ordunun son konuşlandırması, sınıra ilişkin önemli bir sorun oluşturan bölge boyunca gerçekleşmesi nedeniyle stratejik bir öneme sahip. Bu durum, Irak sınırında ve ülkenin petrol ve gaz deposu olarak görülen diğer bölgelerinde ek bir konuşlanmanın önünü açıyor. Bu ise, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile yapacağı ve Şam’ın yeniden söz konusu bölgelerde idari kontrol kurmasını sağlayacak herhangi bir siyasi anlaşmanın gerçekleşmesi durumunda, Suriye devletine yeni fırsatlar sunuyor.

Ülkenin kuzeydoğusundaki Malikiye ve Rumeylan'ın kırsal bölgelerinde konuşlandırılmasıyla birlikte Suriye ordusu, kuzeydoğudaki Rasulayn’dan sınır üçgenindeki Ayn Divar bölgesine, oradan Uluslararası M4 karayolu boyunca, Haseke’nin kuzeybatısındaki Tel Tamer ve Ebu Rasin'e kadar konuşlanmasını tamamlamış oldu. Daha önce de ordu, 100 kilometredem daha uzun bir hat boyunca Tel Abyad'ın batı kırsalından, Türkiye sınırındaki Menbic'e kadar sınırda konuşlanmıştı. Hükümet güçleri, Kobani ve Sarrin’den geçen Ayn İsa’daki 93'üncü Tugay’a ulaşarak hakimiyet bölgesini 300 km'nin üzerine çıkarmış oldu.

Suriye ordusunun askerlerini kuzeyde ve Cezire bölgesinde askeri ve siyasi hakimiyeti sağlamak amacıyla konuşlandırması, bölgede varlığını tahkim eden geniş çaplı Rus askeri varlığıyla eş zamanlı gerçekleşti. Moskova, Türkiye sınırındaki bir Amerikan birliğinin yakınında bulunan Kamışlı Havaalanı’nı füze ve uçaklarla desteklenmiş bir Rus askeri üssüne dönüştürmek için fırsatı değerlendirmeye çalıştı. Bunu da kuzeydeki varlığını yeni ele geçirdiği bölgelerdeki mevzilerini güçlendirme yoluyla yaptı.

ABD VE RUSYA’NIN HAKİMİYET OYUNLARI

Ayrıca Rusya, askerî harekât koordinasyon üssünün yanı sıra kuzeydeki askeri varlığını koordine etmek için Menbic ve Haseke’nin tam ortasındaki Ayn İsa kasabasının coğrafi konumundan Suriye ordusuyla ortak bir harekât odası oluşturma noktasında da yararlandı. Rusya, ABD’yi daha önce bulunduğu bölgelerin yarısından daha fazla bir kısımdan çekilmeye zorlama politikasının başarısını sembolize etmesi bakımından, bölgedeki hava üsleri ile yeni askeri üs ve noktalar olarak Sarrin, Menbic ve Kobani'de eski ABD üslerini seçti. Bu üsleri artık Rusya’nın üsleri haline getirdi. Rusya, buralarda bölgesel nüfuzun Amerika’dan Rusya’ya geçtiğini göstermek için sembolik bazı küçük hava indirme operasyonları gerçekleştirdi.

ABD'ye gelince, nihayet bir ay süren karışıklık ve istikrarsızlıktan sonra, birliklerin orada kaldığı süre için net bir zaman çizelgesi olmadan Kürtlerin yeni bir ani çekilme kararıyla ilgili korkularının sürdüğü bir sırada, Suriye’deki el Cezire bölgesinde kalmaya karar verdi.

Kürtlerin endişelerinin bir ifadesi olarak, Kürt Demokratik Konseyi üyesi İlham Ahmet, medyaya verdiği bir demeçte, Amerikalıların çekilme kararından vazgeçtiklerini ve resmi olarak Suriye’nin kuzeyinde kalmaya karar verdiklerini ilettiklerini aktardı. Ancak ABD’nin, Türkiye’nin operasyonundan önce hakim oldukları bölgelerdeki varlıklarını yarı yarıya indireceklerini bildirdiklerini de duyurdu.

İlham, açıklamasının devamında, Amerikalıların bölgede bir ay mı bir sene mi kalacaklarını bilmediklerini de ifade ettiklerini, ayrıca Amerikalıların, IŞİD’e karşı mücadele ve petrol kuyularının güvenli olmayan birilerinin eline geçmesinin önlenmesi şeklinde yeni bir görev belirlediğini de açıkladı.

Son iki gündür ABD, ülkenin kuzeyi ve doğusunda asker bulundurmaktan vazgeçmeyi ve petrol sahaları ile Haseke’deki bazı bölgelerin yakınlarına yerleşmeyi düşünüyor. Geçtiğimiz Salı günü ABD silah, mühimmat, askeri, lojistik ve teknik aygıtla dolu 120'den fazla araçtan oluşan son konvoyunu Sarrin Havaalanı’ndan çıkardı ve havaalanındaki ekipman ve tahkimatı hava bombardımanıyla imha etti.

Böylece ABD'nin varlığı Haseke’deki yedi bölgeyle sınırlanmış oldu: Haseke kırsalının batısındaki Kasrek ve Lifestone bölgeleri ve yine Haseke’nin güneyindeki Cebse petrol sahası müdürlüğü ile Malikiyye, Rumeylan ve Kamışlı kırsalındaki Ude ve Hemo petrol sahaları. Washington ayrıca Deyru’z Zor kırsalındaki varlığını genişleterek tankları ve askeri araçları Cefre, Tenek, el-Ömer, Koniko ve el-Ezbe petrol sahalarına indirdi. Öte yandan ABD’nin kuzeydoğuda Deyru’z Zor kırsalındaki el-Basira kasabası yakınlarında büyük bir üs kurma hazırlığında olduğuna ilişkin bilgiler de gelmeye devam ediyor.

* Yazının aslı Al-Akhbar sitesinden alınmıştır. (Arapçadan Çeviren: İslam Özkan)