Almanya'da vatandaşlık için 'Alman yaşam tarzına uyma' şartı

Almanya Federal Meclisi değişiklik yaptığı vatandaşlık yasasına "Alman yaşam tarzının benimsenmesi" gibi muğlak bir cümle ekledi. Nedir bu muğlak "Alman yaşam tarzı" ifadesi. Tekli evlilik mi, hırsızlık yapmamak, insan öldürmemek, yasalara saygı mı? Bira içmek mi? Bunlar bir tek yüksek ve öncü Alman kültürünün yaşam tarzına ait kurallar mı?

Google Haberlere Abone ol

KÖLN- Almanya'da 1993 yılına kadar Alman vatandaşlığına kabul edilmek daha çok bu işle yetkili memurun kişisel kararına terk edilmiş bir konuydu. Ancak memur ülke vatandaşlığına başvuran kişiyi kendi kriterleri içerisinde yeterli bulursa kişi Alman vatandaşlığına geçebiliyordu. 1993 yılında vatandaşlığa kabul için ilk yasal düzenleme yapıldı. Almanya'da ülkeyi tanıyacak kadar uzun yaşayan, sabıka kaydı olmayan, iyi Almanca bilen, düzenli geliri olan ve Alman anayasasının demokratik temel düzenine bağlı olduğunu ifade eden kişi Alman vatandaşlığına kabul edilecekti. Bu yasayla memurun keyfi karar vermesi ortadan kaldırılmış oldu.

Ancak geçtiğimiz Perşembe günü büyük koalisyon ortakları Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) yabancıların vatandaşlığa kabul edilmesine ilişkin kurallar koyan vatandaşlık yasasında muhalefetin karşı oy kullanmasına ve toplumsal tepkiye rağmen değişiklik yaptı.

Yeni yasaya "Alman öncü kültürü" (Leitkultur) tarifi eklendi. Almanya Federal Meclisi değişiklik yaptığı vatandaşlık yasasına "Alman yaşam tarzının benimsenmesi" gibi muğlak bir cümle ekledi. Alman vatandaşı olmak demek ayrıcalıklı olmak demek haline geliyor.

Almanya Federal Hükümeti yaptığı yeni düzenlemenin en önemli hedefinin Almanya'da doğmuş veya büyümüş birinin IŞİD'e katılmışsa eğer vatandaşlığını kaybetmesini sağlamak olduğunu savunuyor. Ancak yasa sadece ikinci bir vatandaşlığı olanlara uygulanabilecek. Sadece Alman vatandaşlığı olanlar yasaklı bir örgüte üye olsalar da Alman vatandaşlığından çıkarılmayacak.

Yasada en çok eleştirilen ve tartışmalı olan konu vatandaşlığa geçmenin ön şartı olarak "Alman yaşam tarzının benimsenmesi" cümlesinin yer alıyor olması. Bu ifadeyle, çoklu evliliği olan insanlar Alman vatandaşlığa geçmeleri engellenmiş olacak. Muhalefet çoklu evlilik içinde olan kadınlara bu düzenlemenin bir çözüm getirmediğinde hem fikir.

Şu ana çoklu evliliği olup da Alman vatandaşı olmak isteyen kaç kişinin olduğununa dair Almanya İçişleri Bakanlığı dahi bir sayı veremiyor, çünkü henüz böyle bir talep olmuş değil. der Spiegel köşe yazarlarından Ferda Ataman'ın yazdığına göre şimdiye kadar medyaya yansıyan sadece Bild gazetesinin bulduğu üç karısı olan ve bir gün Alman olmak isteyen bir mülteci örneği var.

Yeni düzenlemede ki bir diğer sorun da vatandaşlığa geçiş sırasında beyan edilen bilgilerin geriye dönük olarak inceleme süresinin 5 yıldan 10 yıla çıkarılmış olması. Yalan veya bilerek yanlış bilgiler ve belgelerle Alman vatandaşı oldukları saptanan kişiler eğer 10 yıldan önce vatandaşlığa geçmişlerse vatandaşlıktan çıkarılabilecek.

Birçok uzman yeni yapılan vatandaşlığa geçiş düzenlemesini sert bir şekilde eleştirmişti. Özellikle vatandaşlığa geçmekte karar verme yetkisi bulunanların yasada yer alan "Alman yaşam tarzının benimsenmesi" gibi bulanık bir formülasyonu keyfi olarak yorumlayacaklarını savunuyor. Yasadaki değişiklikler gerçekte sadece birkaç yüz kişiyi etkileyecek. Oysa sadece 2018 yılında 112 bin 300 kişi Alman vatandaşlığı için başvuruda bulundu. Yasada yapılan hem tüm göçmenlerin kolayca etiketlenerek aynı kefeye koyulmasına neden olacak hem de toplumsal barış iklimini ciddi şekilde bozacak diye endişe ediliyor. Uzmanlar, geri dönen İslamcıların güvenlik tehlikeleri oluşturdukları konusundaki meşru söylemin, tüm göçmenlerin tek bir başlık altında topladığını ve göçün öncelikli olarak bir güvenlik sorunu olarak gösterildiği bir duruma yol açtığını düşünüyorlar. Göç bu yasayla sadece bir güvenlik sorunu haline getiriliyor.

Hükümet ortaklarından CSU milletvekili Michael Kuffer ise yasadaki değişikliği "Alman vatandaşlığı almak isteyen herkes, değerlerimizi, devletimizin ve hepsinden önemlisi, sosyal düzenimizi olduğu gibi kabul etmek zorundadır" diyerek savundu.

Nedir bu muğlak "Alman yaşam tarzı" ifadesi. Tekli evlilik mi, hırsızlık yapmamak, insan öldürmemek, yasalara saygı mı? Bira içmek mi? Bunlar bir tek yüksek ve öncü Alman kültürünün yaşam tarzına ait kurallar mı? Bu tür yasalar yapılırken gerçekte bu yasalara ihtiyaç duyulan istatistiksel sayı nedir? Alman vatandaşı olmanın kurallarını yerine getiren bu hakkı elde eden öncü Alman kültürünün gerçekten bir parçası olmuş mudur?

On yıllardır Almanya'da yaşayan milyonlarca göçmen sırf vatandaş olmadığı için Almanya seçimlerine, yerel yönetim seçimlerine ve Avrupa Birliği seçimlerine katılamıyor. Demokratik düzene insanların ancak oy vererek iştirak edilebileceğini savunan politikacılar yıllardır milyonlarca insanın bu hakkını onlara teslim etmek yerine muğlak bir üst kültür yaratarak aradaki uçurumu derinleştirmeyi yeğliyor.