Maduro'nun ABD'ye karşı kozu: Bolivarcı Milisler

ABD'nin kıskacındaki Venezuela'da, bir işgal ya da darbe senaryosunda hükümetin ciddi bir askeri kozu var: Vatanı ve Bolivarci Devrimi savunmak üzere eğitilmiş, sayıları 2 milyonu aşan halk milisleri. Silahlı kuvvetlerin bileşeni olan Bolivarcı Milisler mahalli olarak küçük gruplar halinde örgütleniyor, neyi, nerede, ne zaman, kiminle ve nasıl yapacağını biliyor.

Google Haberlere Abone ol

Mustafa Özdemir

CARACAS - Ocak ayında sağ muhalefetin çoğunlukta olduğu parlamentoda meclis başkanı seçilmesinin ardından kendini 'geçici' devlet başkanı ilan eden Juan Guaido, ilk günden bu yana gaspçı (1) dediği Nicolas Maduro’yu devirmek için Venezuela askerlerine taraf değiştirmeleri için çağrı yapıyor. Guaido eğer askeriyenin desteğini alamazsa, (geçici cumhurbaşkanı sıfatıyla) gerekirse uluslararası askeri destek isteyeceğini, hatta iç savaştan korkmadıklarını da açıkça ifade ediyor. Geçtiğimiz aylarda ABD, deniz ve hava kuvvetlerini olası Venezuela işgalinde kullanmak üzere Kolombiya ve Karayip Denizi’nde konuşlandırmış ve akabinde başkan Trump, Venezuelalı askerlere saf değiştirmedikleri takdirde, 'hayatları dahil her şeylerini kaybedeceklerini' söylemişti.

Hükümet, yürürlükteki bir darbe girişiminden bahsederken, Venezuela Silahlı Kuvvetleri (2) de seçilmiş Başkan Maduro’ya ve Bolivarcı Devrim’e bağlılıklarını her fırsatta yineliyor. Keza devrimin lideri Hugo Chavez'in 2000'li yıllarda yeniden dizayn ettiği ordu, sadece vatan toprağını değil, aynı zamanda devrimi savunmakla da mükellef. Bir nevi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (aynı zamanda) 'Cumhuriyet'in ve Atatürk ilkelerinin bekçisi' olarak dizayn edilmesi gibi. Aradaki en ciddi fark, Venezuela'da silahlanmış halkın da savunma sürecine katılması.

ASKER-SİVİL DEVRİMİ

Bolivarcı Devrim’in doğum sancılarının başladığı dönemlere, 30 yıl öncesine gidelim.  Hükümetin dış borçların finanse edilmesine karşılık IMF ile anlaşarak uyguladığı neoliberal paketler, o dönem Venezuelası'nda her 10 hanenin yaklaşık beşinde yoksullar için daha pahalı bir yaşamı fatura ediyordu. Halkın hoşnutsuzluğu, en son benzin ve ulaşım fiyatlarına yapılan zamlarla birlikte hükümet karşıtı gösterilere ve AVM işgallerine dönüşmüş, Guarenas şehrinde başlayan protestolar, kısa sürede Caracas’a ve diğer bölgelere sıçrayarak bir ayaklanmaya dönüşmüştü.

CARACOZA KATLİAMI POLİTİK ZEMİNİ HAZIRLADI

Takvimler 27 şubat 1989’u gösterirken, tüm dünya neoliberalizme karşı 'kendiliğinden' gelişen ilk halk ayaklanması’na tanıklık ediyordu. Caracazo Ayaklanması kanlı bastırıldı: 3 bin 500'den fazla kişi öldü...

Caracazo katliamı, halkın hükümete ve neoliberal paketlere kuşku ile bakmasına yol açmış, bu durum da sol hareketlere yeni bir politik zemin hazırlamıştı. İşte bu zemin, 1992 yılında, o zamanlar genç bir devrimci subay olan Chavez önderliğindeki başarısız darbe girişimi ile asker-sivil yakınlaşmasını sağlayacak ve zamanla Bolivarcı bir karakter kazanarak 1998 yılında Chavez’e cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazandıracaktı.

DARBE VE DEVRİM

Cumhurbaşkanlığının üçüncü yılında Chavez'in, (sosyal projeler için) petrol üzerindeki devlet kontrolünü artırma hamlesi üzerine, sağ muhalefet 11 Nisan 2002'de ABD destekli bir darbe ile Chavez’i tutuklayıp cezaevine göndermişti. Olayın duyulmasının ardından, gecekondulardan inerek Başkanlık Sarayı Miraflores’i kuşatan halk, Bolivarcı subayların da destek vermesi ile Chavez’i 48 saat içinde darbecilerin elinden alıp, yeniden görevinin başına getirmişti. 13 Nisan 2002’de (yani darbeden iki gün, El Caracazo’dan 13 yıl sonra) Caracas sokaklarında 21'inci yüzyılın ilk asker-sivil devrimi (!) yaşanıyordu: 'Bolivarcı Devrim'.

Vatansever askerlerle, yoksulları ve solu Bolivarcı Proje etrafında birleştirmeyi başaran Chavez, Bolivarcı Devrim'in savunmasını da bu ittifaka yükledi. Chavez'e göre devrim ve vatan savunması, sadece askerin sorumluluğuna verilebilecek bir konu değil, yediden yetmişe herkesin meselesiydi.

BİRLEŞİK SAVUNMA DOKTRİNİ

Bolivarcı Devrim’in askeri savunma stratejisi, halkla birlikte yapılması yönüyle birleşik, vur-kaç taktiği üzerine kurulu olmasıyla da asimetrik bir modele göre tasarlanmış. Bu asimetrik model, halkın oluşturduğu küçük ama etkili gruplarla, (nicelik ve nitelik olarak üstün olan) işgalci güçlere zarar vermek ve stratejik mevzileri korumak üzerine kurulu.

NE YAPACAKLARINI İYİ BİLİYORLAR

Bu savunma doktrininin en dikkat çekici bileşeni şüphesiz ki, Bolivarcı Milisler. Bugün sayıları 2 milyonu aşan milisler, eski askerlerden ve haftada bir savaş eğitimi alan halktan oluşuyor. Milisler mümkün mertebe devrimi destekleyen bireylerden seçiliyor ve görece 'sol ve anti-emperyalist' bir formasyona sahipler. Ayrıca 'uzun süreli halk savaşı' da eğitimlerinin parçası. Silahlı kuvvetlerin bir bileşeni olan Bolivarcı Milisler, mahalli olarak küçük gruplar halinde örgütleniyor ve olası durumlarda neyi, nerede, ne zaman, kiminle ve nasıl yapacağını biliyor.

Bir işgal ya da darbe senaryosunda hükümetin elindeki en ciddi askeri koz, Bolivarcı Devrimi ve (anayasal) ilkelerini savunacak olan Bolivarcı Milisler olacak gibi görünüyor. Sadece 20-30 bin gerillası olan FARC'ın Kolombiya’da iç savaşı 50 yıl sürdürdüğünü hatırladığımızda, silahlanmış milyonların ne kadar etkili bir faktör olabileceği daha iyi anlaşılabilir.

Geçtiğimiz aylarda Maduro, ABD emperyalizminin saldırıya cüret etmesi durumunda Venezuela’nın 21'inci yüzyılın Vietnam'ı (3) olacağını iddia etmişti. Vietnam'ın destansı direnişine benzer bir işi Bolivarcı Milisler yineleyebilir mi, bilinmez ama bilinebilir olan şey, Venezuela halkının büyük çoğunluğunun şiddet içeren her türden çözüme karşı olduğu.

'Neden karşısınız' diye sorduğunuzda, size birçok şeyden ama en çok da masum çocuklardan bahsetmeye başlıyorlar. İşte o noktadan sonra çevrilecek her cümle, şairin "Çocuklar öldürülmesin, şeker de yiyebilsinler" mısralarına çıkıyor ya da barışın evrensel diline...


(1) Maduro, Mayıs 2018’de 6.2 milyon oy alarak cumhurbaşkanı seçilmişti ancak üç ana muhalefet partisinin seçimi boykot etmesi ve seçime katılımın yüzde 50'nin altında kalması meşruiyet tartışmalarına neden olmuştu.

(2) Venezuela Silahlı Kuvvetleri kara, deniz, hava kuvvetlerinin yanında ulusal muhafızlardan ve milislerden oluşuyor.

(3) Vietnam 1973’te, Sovyetler Birliği ve komşusu Çin’in desteğiyle yürüttüğü gerilla savaşı ve aldığı uluslararası destek ile ABD’yi dize getirmeyi başarmıştı. Bugün de Venezuela, Rusya ve Çin’in desteğini alsa da güçlü bir sınır komşusunun desteğinden yoksun.