Arap dünyasında geçen hafta: 'Sanki Arap kadının tek eksiği erkeğin vereceği gül'

Arap basınında çıkan bazı yorumlara göre, Arap Baharı adı verilen süreçle beraber Ortadoğu’da kadının durumu daha da kötüye gitti. Özellikle Suriye, Irak, Libya ve Yemen gibi iç savaşın yaşandığı ülkelerde kadın toplumun en zarar gören kesimi oldu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Arap dünyasının gündeminde bu hafta, Cezayir’deki protesto gösterileri, IŞİD’le mücadelede gelinen son durum, Suriye’deki krizle bağlantılı gelişmeler ve 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vardı.

Arap dünyasında 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü tartışmaları her sene “Arap kadının durumunun ne olduğu ve Arap dünyasının bu konuda ne kadar yol aldığı” şeklinde geçiyor. Özellikle Körfez Arap ülkelerinin bu konudaki kötü sicili bütün “kazanım” söylemlerine rağmen halen çok kötü.

Geçtiğimiz iki senede kadına yönelik birçok sınırlı reformun hayata geçirildiği Suudi Arabistan’da son olarak ülkenin Washington Büyükelçiliği'ne bir kadının atanması dikkat çekti. Ancak muhalif aktivistlere göre bu tarz gelişmelerin hedefinde sadece Batı’nın gözünü boyamak var.

Arap basınında çıkan bazı yorumlara göre, Arap Baharı adı verilen süreçle beraber Ortadoğu’da kadının durumu daha da kötüye gitti. Özellikle Suriye, Irak, Libya ve Yemen gibi iç savaşın yaşandığı ülkelerde kadın toplumun en zarar gören kesimi oldu.

ARAP DÜNYASINDA KADININ DURUMU

“Ortadoğu’da kadının tek veya en büyük endişesi onun iş hayatına katılımı değil. Ortadoğu kadınının dünyadaki diğer kadınlara göre daha büyük ve daha derinlere kök salmış sorunları ve zorlukları mevcut. Bu da onun yükünü iki kat daha da arttırmaktadır. Birçok Arap ülkesi, kadını toplumun esaslarından biri olarak eşitliği sağlayacak kanunlardan yoksun.

Arap Baharı’ndan sonra özellikle Yemen, Suriye ve Irak gibi ülkelerde kadının koşulları daha da zorlaştı. Bu ülkelerde kadın toplumun en fazla zarar gören kesimi oldu. Arap Kadın Örgütü’nün verilerine göre Arap ülkelerinden yaşanan göçlerde kadının oranı yüzde 44’e ulaşmış durumda. Söz konusu göçler de kadının omuzlarındaki yükü daha da arttırdı.” (Meysa Jayousi / Mısır samanews)

'EKMEK VE GÜL'

“Başta Arap ülkeleri olmak üzere üçüncü dünya ülkelerinde Dünya Kadınlar Günü'nden bahsetmenin mizahi bir yönü var. Genel medyada ve sosyal medya üzerinde, erkeklerin bu güne özel kadını övmek için yazdığı şiirleri ve kasideleri duyan, bu günün dünya güzelleme günü olduğunu sanacak. Arap kadınının haklarının hepsi tam da, tek eksiği erkekten bu tarz dalkavukluk ve güzellemeleri dinlemek kalmış sanki. Sanki kendisine karşı sosyal zorbalık, sistematik şiddet yokmuş gibi. Sanki cinayetlere, siyasi ve toplumsal tacize maruz kalmıyormuş gibi. Kimse ona beğenmediği ve tercih etmediği giyim ve yaşam tarzı dayatmıyormuş gibi.

Sanki kadınlar savaşların, siyasetin ve ideolojilerin kurbanı olmuyorlarmış ve geleceği siyasi oyunlara alet edilmiyor, yaşam hakkı elinden alınmıyor, hem evde hem sokakta onuru ayaklar altına alınmıyor ve cinsel zorbalığa maruz kalmıyormuş gibi. Onu korumak ve dinin gerekliliklerin uygulanması bahanesiyle sosyal hayattan kısıtlanmıyormuş gibi, Arap kadınının kadınlar gününde tek eksiği bir erkeğin ona vereceği bir gül. Ancak her iki kolu da kesildikten ve ağzı kapatıldıktan sonra bu gülü nasıl alacağını da bilemiyor.” (Raşa Ümran / El Arabi El Cedid gazetesi)

'KADIN, HİZMETÇİ VEYA VÜCUT VEYA AYIP DEMEK DEĞİL'

“Yaraya dokunalım ki ikiyüzlü övgülerin dehlizlerinde boğulmayalım. Kadının ihtiyacı olan bahar aylarında bir veya iki özel gün değil. İhtiyacı olan, ona bu özel günlerde onun toplumun hizmetçisi olarak mutfaktaki yerini güçlendirecek bir tencere hediye edilmesi de değil. Toplum bu şekilde davranarak bu günü anlamından koparıyor ve büyüklüğüne gölge düşürüyor. Bu günün anlamı, kadının iş hayatındaki perişan durumuna başkaldırmasından geliyor. Dolayısıyla bu gün yapmamız gereken, özellikle Arap dünyasında ailevi, toplumsal, ekonomik, dini baskıların artması karşısında daha fazla adalet ve eşitlik talep etmektir.

Gelin bu özel günde annelere ve kadınlara onların toplumdaki yerini güçlendirecek ve yaşadığı şartlardan çıkmasını sağlayacak kanunlar hediye edelim. Çünkü kadın, hizmetçi, vücut, şehvet, ayıp veya herhangi bir mal değil.” (Liza İshak / Raİ Al Youm gazetesi)

'KADININ KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ'

“Kadının kadına yönelik şiddeti beni şoke edip durup düşünmemi sağlıyor. Ve bana göre bu şiddet tarzı ataerkil toplumun kadına yönelik şiddetinden daha tehlikeli ve korkutucudur. Bir anne daha önce ailesinin evinde onu kısıtlayan ve acı çekmesine neden olan, erkek kardeşleri karşısında negatif ayırımcılığa uğramasına ve onlara hizmet etmeye mecbur bırakan, sırf kadın olduğu için çoğu zaman miras hakkından mahrum bırakan anlayışı kendi kızı için de neden kabul eder?

Neden bazı anneler hâlâ kendi kızlarını kısıtlama konusunda ve kendi fikirlerini söyleme haklarından onları mahrum bırakma hususunda abartıya kaçabiliyor? Hem de onları toplumdan korumak adına ve toplumun ne olduğunu sorgulamadan.” (Hena Dekruri / Mısır El Ahram gazetesi)

ARAP KADINININ KAZANIMLARI GERÇEKÇİ Mİ?

“Arap kadınının geçtiğimiz yıl boyunca ‘elde ettiği bazı kazanımlar’ sürekli eleştirilerin odağında oldu. Bunun da başlıca nedeni bu kazanımların ‘siyasi amaçlı’ olarak görülmesinden geliyor.

Suudi Arabistan’da ‘Özgür Suudi Gençler’ adlı sosyal medya hesabına göre Suudi Prensesi Rima bint Bender bin Sultan bin Abdülaziz el Suud’un Washington’a büyükelçi olarak atanmasını, Suudi yönetiminin Batı'yı kadın haklarına saygılı oldukları konusunda ikna etmek için yapıldığını belirtti. Bu da bazı sivil toplum kuruluşlarının ülkeden kaçan Suudi genç kadınları gündemine alması ve reform talep eden kadın aktivistlere yönelik işkence haberlerinden sonra geldi.” (BBC Arapça)

'ERKEKLER KADIN HAKLARINI NEDEN TANIMIYOR?'

“Erkekler neden kadının haklarını tanımıyor? Özellikle de erkeğin kadın haklarını tanıması eğer daha güzel ve müreffeh bir dünya yaratacaksa ve bu dünyada sadece kadınlar değil aksine herkes daha iyi bir durumda olacaksa?

Ey erkekler, kadınlara olan minnettarlığınızı ifade etmek için bu tarz münasebetleri beklemeyin. Her gün davranışlarınızla teşekkür edin. Sadece lafla kalmayın. Zira bu durum kadının önemini ifade etmek azımsanmayacak ehemmiyete sahip.

Bana göre, dünya kadına saldıran herkesin yargılanması, cinsel tacizle ilgili her türlü kabahat ve gerekçenin reddedilmesi ve gelecek nesillerin kadın-erkek eşitliği konusunda cesaretlendirilmesiyle dünya daha güzel bir hal alacak.” (Yemina Hamdi / Al Arab gazetesi)