MacKenzie Bezos aile servetinin yarısını hak ediyor

Bezos çifti büyük bir olasılıkla boşanma sürecini sakin bir biçimde yürütecek. Ama umarım MacKenzie, oluşumuna katkı sağladığı servetten hak ettiği payı almak için mücadele eder.

Google Haberlere Abone ol

Jill Filipovic

Geçen hafta, Amazon’un kurucusu Jeff Bezos ve eşi MacKenzie boşanacaklarını duyurdular. Bezos çiftinin her biri, Amazon'dan elde ettiği gelir sayesinde dünyanın en zengin insanları arasında gösteriliyor ve bu, boşanmalarını potansiyel olarak en karmaşık boşanmalardan biri haline getiriyor. Bunun böyle olması gerekmiyor: MacKenzie, servetin hak edilmiş yarısını alarak kendi yoluna gitmeli.

Bu, çiftin yaşadığı Washington eyaletindeki yasa gereği zaten böyle (başka ikametgâhları da mevcut ama Amazon şirketinin merkezi Seattle’da bulunuyor). Washington gibi “ortak mülkiyetin” yürürlükte olduğu eyaletlerde, evlilik esnasında edinilen varlıklar ortaktır ve evliliğin sona ermesi halinde yarı yarıya bölüşülür. Bezos ailesi, Jeff Bezos’un Amazon’u kurmasından önce aile servetinin büyük kısmını ortak biçimde edinen, yirmi beş yıldır evli bir çift.

Ancak, artık meselenin bu kadar basit olmayacağını ön görebiliriz.

KADINLAR HAYATINI AİLEYE ADARKEN KOCALAR SERVET EDİNİYOR

Buna benzer boşanmalar, birçok kadının, kocalarının servet edinmesini ve profesyonel yaşamlarında başarı kazanmasını sağlamak için sarf ettikleri, göze görünmeyen ve bir karşılığı olmayan emeklerine ne oranda değer verdiğimizi gösteriyor. Kapitalist bir ülkede yaşıyoruz ve bu nedenle ‘değeri’ dolarla ölçüyoruz. Bu ölçüye göre, Jeff Bezos, Bezos çiftinin en değerli üyesi ve aileye yaptığı milyarlarca dolarlık katkı daha değerli. Finansal açıdan, Jeff yüzde 50’den fazla pay almaya lâyık görünüyor.

Buna karşın, karısının emekleri olmaksızın istikrarlı, mutlu bir aileye sahip olabilir ve başarılı bir şirket kurabilir miydi? MacKenzie, Princeton Üniversitesi’nde Toni Morrison’dan eğitim almış bir yazar ve Morrison onun hakkında “yaratıcı-yazım derslerimde gelmiş geçmiş en iyi öğrencilerimden biriydi,” diyor. İşini doğru biçimde yaptı, bir roman yayınladı ve Amerikan Kitap Ödülü’ne lâyık görüldü. Fakat Vogue yazarı Rebecca Johnson’ın 2013 tarihli profil yazısında belirttiği üzere, MacKenzie’nin ilk kitabının tamamlanması on yıl sürdü; zira “o sırada başka şeylerle meşguldü; (kocasıyla birlikte) ülkeyi dolaşıyor, dört çocuk dünyaya getiriyor (üç erkek ve bir kız çocukları var ve yaşları 7 ilâ 12 arasında değişiyor), kocasının Amazon.com adında yeni bir şirket kurmasına yardım ediyordu.”

KARİYERİNDEN VAZGEÇMİŞTİ

Jeff’le tanıştıkları esnada, Manhattan’daki bir yatırım şirketinde komşu bürolarda çalışıyorlardı; bu, çoğunlukla varlıklı olan veya olmaya çalışan hırslı kişilerce yürütülen bir iş sahasıdır. MacKenzie henüz 23 yaşındayken tanışıp altı ay sonra da evlendiler ve kısa süre sonra Seattle’a taşındılar.

Başka bir ifadeyle söylersek, MacKenzie, Amazon’u işler hale getirmek için büyük fedakârlıklarda bulundu. Bezos’un dostu Danny Hills, Vogue’a, “Ailenin Jeff için büyük bir öneme sahip olduğunu ve bu istikrarlı aile yaşamını yaratması noktasında kesinlikle MacKenzie’ye güvendiğini,” ifade etmişti. Bu, MacKenzie’nin çocuklarını büyütmek için on yıl boyunca yazmaktan vazgeçtiği anlamına geliyor. Bir süreliğine evde eğitimini sürdürdü ve dört çocuk sahibi olduktan sonra, tam zamanlı bir iş haline gelen seyahat planlamalarını, dersleri, sosyal aktiviteleri ve çeşitli etkinlikleri koordine etti. Kocasının gelişimi için kendi kariyerini geri plana attı.

Bu durum, çoğunlukla kişisel bir tercih olarak görülür; fakat birçok heteroseksüel çift açısından, bu, kaçınılmaz olan bir sonuçtur. Erkekler arasında, hırslarını dizginleyen ve radikal bir tavırla maddi kazançlarını düşürerek çocuklarıyla evde kalma yönünde “tercihte” bulunan kişilere ender rastlanır; kadınların bu rolü üstlenmeleri çok daha olasıdır ve erkeklerin, eşlerinin tam olarak bunu yapmasını beklediğini de söyleyebiliriz.

ERKEKLER, KADINLAR SAYESİNDE İLERLİYOR

Bu durum, erkeklerin çabalarının neredeyse tamamını maddi kazanç üzerine odaklamalarına olanak sağlayan çekirdek aileyi ekonomik bir birim haline getiriyor. Hemen her konuda kaygılanan kişi kadınlar oluyor. Yani, bu, denklemdeki kocaların daha fazla kazanabileceği ve başarılı olabileceği anlamına geliyor. Akabinde bunu tüm başarıları kendi hanelerine yazmak için kullanıyorlar. Kadınlarsa, kocalarının doğru olanı yapacağına ve ailelerini destekleyeceğine güvenmek hususunda hemfikirler.

Şayet evlilik bir takım çalışmasıysa ve çiftler, ailenin sorunsuz biçimde yürümesini sağlamak noktasında kariyer seçimleri yapıyorlarsa, bu durumun boşanmada da geçerli olması gerekiyor. Ne var ki, bir kez boşanma belgeleri toplanmaya başladığında, eskiden “anne olmak dünyanın en önemli işidir” diyen neredeyse her erkeğin, birden bire kendi katkılarını daha kıymetli bulduğu görülüyor. Ve sadece yakında ‘eski koca’ olacak kişilerin ses tonu değişmiyor; gerçekte anneleri desteklemeksizin anneliği yücelten ve zorlu işlerde çalışan annelere karşı gayet katı olan bir kültürde yaşıyoruz. Bunun yanı sıra, boşanırken “kendilerinin kazanmadığı” aile servetinden hak talep eden kadınlara saldırma noktasında da çok hızlıyız. Yalnızca izleyin: MacKenzie Bezos aile servetinin yarısını talep etmesi halinde, büyük bir hızla ‘servet avcısı’ diye damgalanacak.

Bezos çifti, büyük bir olasılıkla boşanma sürecini sakin bir şekilde yürütecek. Umarım MacKenzie, çeyrek asırlık emeğine uygun biçimde, oluşumuna katkı verdiği servetten hak ettiği payı almak için mücadele eder ve umarım Jeff, eşinin katkılarının farkına varmak noktasında yeterince adil bir insandır; ve bu, çiftin sahip olduğu servetin yarısına tekabül ediyor.

* Yazının aslı The Guardian sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)