Türkiye'nin çete geleneğiyle Almanya'nın imtihanı

2 binden fazla üyesi bulunan Osmanen Germania'nın sadece üst düzey temsilcileri mahkemeye çıkarıldı. Geri kalan bölge yöneticileri ve üyelerinin büyük ihtimalle daha da yer altına çekilmiş olması, öncekinden daha da tehlikeli olabilecekleri anlamına geliyor.

Google Haberlere Abone ol

KÖLN - Almanya'da geçtiğimiz hafta boks kulübü adı altında faaliyet gösteren "Osmanen Germania" (Almanyalı Osmanlılar) çetesinin hüküm giymiş liderinin, Türkiye'ye sınır dışı edilmesi istendiği kamuoyuna yansıdı.

Politikacılardan gelen açıklamalara bakıldığında yasaklandıktan sonra da Osmanen Germania'nın faaliyetlerinin hâlâ devam ettiğinden kaygılı oldukları anlaşılıyor. İstihbarat teşkilatının kontrolü için kurulan meclis komisyonunun başkanı CDU'lu Armin Schuster, konuyu meclise taşıyacağını açıkladı. Schuster, bu konunun Avrupa çapında öneme sahip olduğunu ifade ediyor.

Şimdilerde Berlin ve Ankara arasında ilişkilerde bir yumuşama başlamışken Almanyalı politikacılar ironik bir biçimde Erdoğan'dan bu çete oluşumunun tamamen ortadan kalkması için aktif şekilde gerekli desteği vermesini bekliyorlar.

Elbette çetenin yasaklanmasıyla tüm faaliyetlerinin bir anda ortadan kalkacağını beklemek saflıktan başka bir şey olmazdı. Getirilen yasak bu çetenin içerisindeki suç işleme enerjisini yok ettiği anlamına gelmiyor. 2 binden fazla üyesi bulunan çete örgütlenmesinin sadece üst düzeyinden isimler mahkemeye çıkarıldı. Geri kalan bölge yöneticileri ve üyeleri büyük ihtimalle daha da yer altına çekildi. Bu da elbette öncekinden daha da tehlikeli olabilecekleri anlamına geliyor. Hâlâ kendi aralarında bilgi ağı olduğunu ve bunun da hâlâ tehlike barındırdığını düşünmek yanlış olmaz. Var olan yasak, yeniden örgütlenmeye giderlerse bu örgütlenme için de devam etmeli. Bu konuda da hemen hemen tüm siyasi partiler hemfikirler.

Geçtiğimiz hafta Baden-Württemberg eyaletinin iç istihbarat biriminin başkanı Ralf Michelfelder, söz konusu kişinin cezasını tamamladıktan sonra, Türkiye'ye geri gönderilmesini de belki çete yeniden örgütlenme fırsatını bulamasın diye talep etti.

Yeşiller Partisi Milletvekili ve eski Eş Başkanı Cem Özdemir, "Osmanlılar örgütlenmesi içerisinde derin biçimde yer alan bir kişinin ilerde rehabilite olup da iyi bir komşu olacağını düşünmüyorum" diyor. Osmanen Germania çetesi, İslamcı ve ırkçı gruplar yanında şu anda Almanya'nın "en tehlikeli örgütlenmesi" olarak görülüyor.

Baden-Württemberg Eyalet Meclisi'nden liberallerin grup başkanı Hans-Ulrich Rülke, çete liderlerinin Almanya'da tutuklanıp, cezalarını doldurmalarının önemine vurgu yapıyor. Almanya'da cezalandırılmadan Türkiye'ye gönderilirlerse "Cumhurbaşkanı Erdoğan, paramiliter donanıma sahip silahlı haydutlara kucağını açacak, onları cömert hediyelerle karşılayacaktır" şeklinde yorumluyor. Bu yüzden de "tutuklanana ve cezalarını çekene kadar kadar sınır dışı edilmemeliler" diyor.

Ortada hâlâ tamamen bitmeyen bir tehlike olduğu için bu çeteyle gerçekten mücadele edilmek isteniyorsa tüm kurumların çok duyarlı ve detaylı çalışması gerekiyor. Osmanlı Germania ile mücadele etmenin en önemli ayağını Ankara'da bu çeteye bilgi ve maddi destek sağlayan isimlerin saf dışı bırakılması oluşturuyor. Ancak Almanya iç istihbaratının tespit ettiği net isimler ve bunlara karşı kullanılabilecek kanıtlar olduğu halde hükümetin bu konuda Ankara'ya cesurca baskı yapmamasına kimse bir anlam veremiyor. Bu baskı yapılmadığından bu konuda da gerçek ve sağlıklı bir ilerleme kaydedilemiyor.

Osmanen Germania çetesi ile AK Parti’nin Avrupa’daki lobi örgütü olan Avrupa-Türk Demokratları Birliği (UETD) arasında tespit edilen bağlantı hakkında hâlâ Almanya hükümeti net bir tavır almadı. Bu da hem Almanyalı Osmanlıların tamamen dağılmamasını sağlarken hem de bu tarz çete siyaset ilişkili yeni milliyetçi örgütlenmelerin oluşmasını cesaretlendiriyor. Üstelik bu örgütlenme ağı sadece Almanya içinde de kalmayıp Avrupa'nın diğer ülkelerine de yayılabilir.

Geçen haftaki yazımda Almanyalı Osmanlılarla arasında organik ilişkisi olan AK Parti'li eski milletvekili Metin Külünk ile SADAT'ın kurucusu Tanrıverdi'nin, Avrupa'da Erdoğan'ın silahlı kolu olacak bir milis gücü kurmak istedikleri iddialarını yazmıştım. Bu milis gücünü büyük ihtimalle milliyetçi gruplardan, Osmanen Germania gibi çetelerden karşılayacaklar. Almanya hükümeti mutlaka hem bu çetelerin faaliyetlerini çok daha dikkatli incelemek hem de buna destek olan siyasetten isimleri engellemek zorunda. Engellenemezlerse çok az bir süre sonra hem Türkiyeli muhaliflerini hem de Türkiye politikalarını eleştiren Almanları ve de toplumsal barışı büyük bir tehlike bekliyor.