Londra'nın kaosu AB'nin fırtınası

İngiltere'nin AB'den ayrılması ağır bir darbe. Maddi olarak her iki tarafa da ağır yükler getirecek. Her ne kadar Brexit yanlıları bu durumu "özgürlük" olarak nitelendirseler de İngiltere için uzun bir süre kaos yaratacağı muhakkak. Herkesi tatmin edecek bir uzlaşma sağlanamazsa iki tarafı da kavgalı bir süreç bekliyor.

Google Haberlere Abone ol

KÖLN - İngiltere'nin Avrupalı ortakları, Brexit'in uzun, sancılı bir süreç olacağını biliyorlardı. Ancak İngiltere kabinesi AB'den çıkış planının taslağını kabul ettiğinde çıkışın olabilecek en sağlıklı biçimde gerçekleşeceğini düşündüler. Ancak birkaç gündür Londra'da Theresa May'in kabinesinden üst üste istifa haberleri geldikçe İngiltere'nin 2019'un Mart ayında AB'yi bir sözleşme olmaksızın terk etme tehlikesi gittikçe büyüyor.

Başlangıcından itibaren İngiltere'nin AB'den ayrılma görüşmelerinin oldukça karmaşık bir konu olacağı ve Brexit kampanyası sırasında verilen bazı sözlerin gerçekle örtüşmeyeceği belliydi. İngiltere'nin AB'den ayrılması ağır bir darbe. Maddi olarak her iki tarafa da ağır yükler getirecek. Her ne kadar Brexit yanlıları bu durumu "özgürlük" olarak nitelendirseler de İngiltere için uzun bir süre kaos yaratacağı muhakkak. Herkesi tatmin edecek bir uzlaşma sağlanamazsa iki tarafı da kavgalı bir süreç bekliyor. Londra ve Brüksel arasında yapılan, üzerinde mutabakat sağlanan ayrılma taslak metnine çok şiddetli karşı çıkanlar var. Brüksel'in sunduğu anlaşmaya İngiliz siyasetinin büyük bölümü kızgın. Perşembe günü Çalışma ve Emeklilik Bakanı Esther McVey ardından da Brexit Bakanı Dominic Raab istifa etti. Cuma günü de dört bakan yardımcısı istifa edince durum daha da belirsiz oldu. Brüksel'de yapılan 585 sayfalık AB'den çıkış sözleşmesi İngilizleri memnun etmekten çok uzak görünüyor.

İRLANDA TEMEL SORUN

Birleşik Krallık'la AB arasında Brexit sonrasında tek sınır, Birleşik Krallık'ta yer alan Kuzey İrlanda ile Avrupa Birliği içinde yer alan İrlanda Cumhuriyeti arasındaki kara sınırı olacak. Birleşik Krallık'ın parçası olan Kuzey İrlanda'yı AB'nin de facto-ticaret politikasının parçası haline getirecek ilk çözüm Londra'yı kıtanın geri kalanıyla yakın bir ilişkiye zorluyor. Kuzey İrlanda ve İrlanda arasındaki yeşil sınır Gümrük Birliği'nde kalmayı gerektiriyor. Bu da ekonomik anlamda mantıklı ancak İngiltere bu biçimde AB'ye çok yakın kalırsa, Brexit hiçbir anlam ifade etmeyecek. Çünkü İngiltere, yükümlülüklerin çoğunu taşımak zorunda kalacak, fakat siyasi bir söz hakkı olmayacak. Kuzey İrlanda'nın, uluslararası hukuka aykırı olacak özel statüsü, İngiltere'nin AB'den ayrılmasını kalıcı olarak engelleyecek gibi görünüyor. İstifasını veren Brexit Bakanı Raab "Kuzey İrlanda için önerilen yönetim anlayışını İngiltere'nin bütünlüğü için ciddi bir tehdit" olarak değerlendirdi. Bu sorun ancak İrlanda'nın yeniden birleşmesi durumunda çözülebilir ki bu da bu süreçte mümkün değil. Bir başka sorun İngiltere için İskoçya'nın durumu. Tüm bu gelişmelerin İskoçya'daki bağımsızlık hareketini körükleyebileceğinden de korkuluyor.

Bu sebeplerden dolayı hem muhalefet hem de hükümet partisinde çoğunluk, üzerinde anlaşılan anlaşma metninden rahatsız ve metnin geri çekilmesini istiyorlar. Bir taraftan Theresa May için yeniden güven oylaması yapılması için imza toplanıyorken diğer taraftan da ikinci bir referandum yapılsın çağrıları yükseliyor. Ancak May Brexit anlaşmasını sonuna kadar savunuyor ve şimdilik bu filmin yalnız kahramanı. May devrilirse ve İngiltere bir anlaşma olmadan AB'den çıkarsa gerçek bir kaos olacak.

AB 25 Kasım Pazar günü Brexit gündemiyle olağanüstü toplanacağını açıkladı. O zamana kadar güven oylaması yapılmazsa veya May'e karşı çoğunluk sağlanamazsa planlanan bu zirvede May'in metni imzalaması bekleniyor.

BREXIT VE TÜRKİYE

Brexit taslak metninde Türkiye'ye de yer verildi. İngiltere, anlaşmanın yürürlüğe girme tarihine kadar göçmenlerle konusunda Türkiye ile yapılan mülteci anlaşması kapsamında mali yardımlara yönelik taahhütlerini yerine getirecek. AB, bu anlaşma kapsamında Türkiye'ye iki dilim halinde 3 milyar euro olmak üzere, toplamda 6 milyar euro yardım yapmayı kabul etmişti. Ayrıca anlaşma kapsamında Avrupa'da ortak mülteci merkezlerinin kurulması ve birlik içinde göçmenlerin hareketinin kısıtlanması gibi konular da kararlaştırılmıştı. İngiltere'ye AB'nin Türkiye ile yapılan göç anlaşmasıyla ilgili kurulacak birimlerine katılma hakkı da verildi.

Brexit'in Türkiye açısından belirsiz hale getirdiği bir konu Türkiye vatandaşlarının Birleşik Krallık'ta iş kurmasına izin veren Ankara Anlaşması. İngiltere, Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) arasında 1963 yılında imzalanan Ankara Anlaşması'nın hizmetlerin serbest dolaşımına ilişkin düzenlemesini uygulayan tek AB üye ülkesi.

Brexit sürecinin tamamlanmasının ardından Ankara Anlaşması ile tanınan iş vizesi uygulamasının devamı için Türkiye ile İngiltere arasında ayrı bir anlaşma yapması gerekecek.

Şimdilik Brexit konusunda Brüksel ipleri elinde tutuyor görünüyor. Eğer muhafazakar partili Başbakan May bu süreci atlatmayı başarır ve anlaşma imzalanırsa her iki taraf içinde kayıp-kayıp olarak görülen bu süreç az bir hasarla atlatılacak. İngiltere bir uzlaşıya varmadan 2019 Mayıs ayında sözleşmesiz şekilde AB'den çıkacak olursa bu, tüm Avrupa'nın siyasetini sert biçimde sarsacaktır.