Kore’de anlaşmaya rağmen 'kılıç' sallanmaya devam ediyor!

İki lider arasındaki görüşmeler ve imzalanan bildiri, sadece nükleer silahlanma konusunda değil, pek çok alanda Seul ile Pyongyang arasındaki demir perdenin kaldırılması için harcanan çabanın göstergesi. Ancak masada 'barış ve işbirliği' olsa da yaptırımların kılıcı Kuzey Kore’nin üstünde sallanmaya devam edecek.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Kore yarımadasında Nisan 2018’den bu yana hız kazanan barış görüşmelerinin ikinci turu, 18-20 Eylül tarihleri arasında Kuzey Kore’nin başkenti Pyongyang’da gerçekleştirildi. Üç güne yayılan görüşmeler sonrasında pek çok konuda yakın temas içinde kalmayı taahhüt eden iki taraf, 20 Eylül’de Pyongyang Deklarasyonu’nu imzaladı. İki Kore açısından hayati olan bu adım, dünya başkentleri tarafından da yakından izleniyor. Deklarasyondan kısa süre sonra ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, atılan atımlardan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Kore barış sürecinde kat edilen yolu ve olası gelişmelere bakmak yerinde olacak.

NİSAN’DAN EYLÜL’E KORE YARIMADASINDA NELER OLDU?

Soğuk Savaş dönemindeki kamplaşmayı en basit biçimde ortaya koyan coğrafyaların başında Kore Yarımadası geliyor. 1950’de başlayan Kore Savaşı sonrasında Kore’yi iki devlete ayıran 38. enlem, Soğuk Savaş son bulsa da varlığını koruyor. Pyongyang ve Seul arasında birleşme isteği zaman zaman gündeme gelse de taraflar Güney Kore’de Moon Jae’in iktidara geldiği döneme kadar bu düzeyde ciddi adımlar atamamıştı.

Mayıs 2017’de “Kore yarımadasına barış” sloganıyla iktidara gelen Güney Kore lideri Moon, Kuzey Kore’de doğdu. Ailesi savaş sırasında Güney Kore’ye göç eden Moon’un milyonların ailelerinin kökenlerinin iki devlete serpiştirilmiş haline son vermek istiyor.

Öte yandan Kuzey Kore Lideri Kim’in nükleer başlıklı füzelerle bölgede tehdit oluşturması, sanki hiç barıştan yana bir tavrı yokmuş izlenimi uyandırsa da Kim aslında iki Kore’nin birleşmesi konusunda istekliliğini hiç gizlemedi.

Taraflar arasında açık ve gizli süren diplomasinin ilk adımı 2018 Kış Olimpiyatları’na Kore yarımadasını temsilen birlikte katılmalarıyla başladı. Olimpiyatlar boyunca süren müzakereler meyvesini 27 Nisan’da verdi. Tarihi bir an olarak ilk defa Kuzey Koreli bir lider basının önünde Kuzey’den Güney’e geçti.

PANMUNJOM DEKLARASYONU’NDAN PYONGYANG DEKLARASYONU’NA

27 Nisan 2018’de Güney Kore’de Moon ve Kim, Güney Kore’de askerden arındırılmış Panmunjom bölgesinde bir araya geldi. Görüşme sonunda imzalanan Panmunjom Deklarasyonu’yla Kore Yarımadası'nın nükleer silahlardan tamamen arındırılması ve mevcut ateşkesin kalıcı bir barış anlaşmasına dönüştürülmesi için görüşmelere başlama konusunda uzlaşıldı. Ayrıca kalıcı bir barışın sağlanması için iki Kore’nin yanında Çin ve ABD’nin de olduğu dörtlü görüşmelerin gerçekleştirilmesi konusunda taraflar mutabık kaldı. Aynı zirvede Eylül ayında Kuzey Kore’de ikili bir görüşmenin yapılması karara bağlandı. Alınan bu karar uyarınca Moon ve Kim Kuzey Kore’de bir araya geldi ve Pyongyang Deklarasyonu’nu imzaladı.

PYONGYANG DEKLARASYONU’NUN İÇERİĞİ

18-20 Eylül arasına yayılan ikili görüşmeler sonrasında taraflar, işbirliği taahhüt ettikleri Pyongyang Deklarasyonu’nu imzaladı. Bu yeni işbirliği manifestosunun içeriğinde neler var?

Pyngyang Deklarasyonu maddeleri dikkate alındığında geniş bir işbirliği zeminini öngörüyor. Basın önünde imzalanan anlaşmanın maddeleri şöyle:

- Kore yarımadasında nükleer silahlar başta olmak üzere silahlanma anlamında taraflar arasında tansiyonun düşürülmesi

- Karşılıklı işbirliğinin ekonomi ve ticareti de kapsayacak şekilde genişletilmesi ve ulusal ekonomilerin güçlenmesinin sağlanması (demiryolları ulaşımının karşılıklı olarak açılma hazırlığı, turizm ve sanayi alanında işbirliği, özel ekonomik bölgenin kurulması, çevre ve ekolojik denge konusunda ortak adımların atılması, bulaşıcı hastalıklar ve kamu sağlığı konusunda ortak önlemlerin alınması..v.b.)

- İnsani konularda yakın işbirliği yapılması (bölünmüş ailelerin bir araya getirilmesi için kalıcı bir birimin oluşturulması, ayrı kalmış aile üyeleri arasında video mesajları başta olmak üzere iletişime izin verilmesi)

- Ulusal ve uluslararası düzeyde kültürel, sportif, turizm alanında işbirliğinin pekiştirilmesi (2020 Yaz Olimpiyatlarına birlikte katılma ve Kore yarımadası olarak 2032 Yaz Olimpiyatları’na ev sahipliği yapmak için girişimde bulunma, 100. Bağımsızlık yılı için ortak kutlamaların yapılması)

- Kore yarımadasının bir barış merkezi olabilmesi için yarımadanın nükleer silahlardan arındırılması, nükleer tehditten uzak tutulması bu çerçevede Kuzey Kore’nin Dongchang-ri füze denemelerine son vermesi ve bunu için ilgili ülkelerden uzmanların gözetimini kabul etmesi; Kuzey Kore’nin 12 Haziran’da ABD ile yapılan Zirve’de gündeme gelen Yeongbyeon’da bulunan nükleer tesislerin kapılması konusunda vurguladığı işbirliği talebi

- Kuzey Kore Lideri Kim’in 2018 Güney Kore’den gelecek davet uyarınca Moon ile Güney Kore’de yeniden bir araya gelmesi

ABD’NİN TEPKİSİ VE YAPTIRIMLAR

İki liderin görüşmesi sonrasında imzalanan bildiriye ilk tepki ABD’den geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada Kuzey Kore’nin önemli ve denetlenebilir adımlar atılmasını” umut ettiklerini ifade etti. ABD Başkanı Donald Trump Twitter hesabından iki liderin uzlaşmasının “çok sürükleyici” olduğunu ve Kore yarımadasının 2032 Yaz Olimpiyatları’na ev sahipliği yapmak istediğini ifade etti.

İki lider arasındaki görüşmeler ve imzalanan bildiri, sadece nükleer silahlanma konusunda değil, pek çok alanda Seul ile Pyongyang arasındaki demir perdenin kaldırılması için çaba harcandığını gösteriyor. Yakın dönemde daha fazla alanda işbirliği yapılması da muhtemel. Ancak hem ABD hem de Güney Kore, Kuzey Kore’nin kat ettiği yolun BM ve ABD yaptırımlarıyla ilişkili olduğunu düşünüyor. Kuzey Kore, Ağustos 2017’de BM Güvenlik Konseyi’nin bir dizi yeni yaptırımlarına muhatap olmuş ve bu Pyongyang için ekonomik ve siyasi olarak izolasyonun artmasına neden olmuştu. İşte bu noktada hem Seul hem de Washington yaptırımların devam etmesinden yana. ABD ve Güney Kore’ye göre yaptırımlar erken kalkarsa Kuzey Kore yeniden nükleer faaliyetlere dönüp anlaşmaları iptal edebilir. Yani masada barış ve işbirliği olsa da yaptırımların kılıcı Kuzey Kore’nin üstünde sallanmaya devam edecek.