Asya Pasifik ülkeleri ABD'nin İran yaptırımlarına uyacak mı?

İran, 2015’teki Nükleer Anlaşma sonrası BM yaptırımlarının kalkmasıyla, Asya Pasifik'te etkili bir aktör haline geldi. Peki ABD'nin İran yaptırımlarının Asya Pasifik’e etkisi ne olacak? Rusya ve Çin nerede duruyor? Güney Kore, Japonya, Hindistan, Pakistan, Singapur ve Çin, Ortadoğu’daki ABD siyaseti sebebiyle İran ile ilişkilerini askıya alacak mı?

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - ABD'nin İran yaptırımlarının birinci ayağı 7 Ağustos’ta devreye girdi. İran’ı Ortadoğu’da 'terörist gruplara destek vermekle ve bölgeyi istikrarsızlaştırmakla' suçlayan Trump yönetimi, İran’la konvansiyonel faaliyetlerini de gözeten yeni bir müzakere süreci talep ediyor. BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi (P5) ile AB adına Almanya’nın İran ile imzaladığı Nükleer Anlaşma’dan 8 Mayıs’ta çekilen Washington, bununla yetinmedi ve yaptırım politikasını devreye soktu.

İLK YAPTIRIMLAR HANGİ ALANLARI KAPSIYOR?

7 Ağustos 2018’de (dün) yürürlüğe giren yaptırımların ilk ayağında dolarla ticaret, altın, değerli metaller, İran halılarının ihracı gibi alanlarda Tahran’a ambargo konuldu. ABD yaptırımlarının küresel etkileri anlaşmanın tarafları başta olmak üzere büyük bir yankı uyandırdı. Yeteri kadar destek bulamadığını düşünen ABD, müttefikleri ve diğer devletlerden İran yaptırımları konusunda kendisinin yanında yer almasını istiyor. Bu istek bir ricadan öte, 7 Ağustos’ta ABD Başkanı Donald Trump’ın Twitter'dan ifade ettiği gibi “Ya bizden yanasınız ya da İran’dan” noktasına çekildi. Trump, tweetinde “İran ile iş yapacak olanlar, ABD ile çalışamayacak” dedi.

Trump’ın bu yaklaşımı tüm dünyada dikkatle izleniyor. ABD müttefiklerinin önemli bir kısmı yaptırımlar konusunda ya itiraz ediyor ya sessiz kalmayı tercih ediyor. İran yaptırımlarının etki etmesi beklenen bir merkezlerden biri Asya Pasifik. İran, 2015’teki Nükleer Anlaşma sonrasında BM yaptırımlarının kalkmasıyla, savunmadan, enerjiye bu bölgede etkili bir aktör haline geldi. Peki İran yaptırımlarının Asya Pasifik’e etkisi ne olacak? Rusya ve Çin nerede duruyor?

ASYA PASİFİK ENERJİ DENKLEMİNDE İRAN ETKİSİ

BP 2018 Enerji Görünümü Raporu’na göre İran, dünyadaki en büyük dördüncü kanıtlanmış petrol rezervi ve dünya doğalgaz rezervinin yüzde 18'ini (33.5 trilyon metreküp) elinde tutan en büyük doğal gaz rezervine sahip. Üretim verileri dikkate alındığında, Tahran petrol üretiminde dünyada ilk 10’da, doğalgazda ilk beşte yer alıyor. 2017 üretim verileri incelendiğinde İran günlük 4.7 milyon varil petrol ve 203 milyar metreküp doğalgaz üretti. Üretilen doğalgazın 13.8 milyon metreküpü günlük olarak ihraç edildi.

Tahran’ın elinde bulundurduğu petrol ve doğalgaz yatakları ülkenin enerji ihtiyacı içinde olan ekonomilerle hızla ilişkiye geçmesini sağladı. İran petrol ve doğalgaz ihracının durakları incelendiğinde Asya Pasifik’in aslan payını aldığı görülüyor. Asya Pasifik bölgesi 2017’de İran’ın ürettiği petrolün yüzde 61’ini aldı. Çin, ithalatta yüzde 24 ile ilk sıradayken onu yüzde 18 ile Hindistan takip ediyor. Türkiye’nin de dahil olduğu Avrupa piyasası yüzde 21 ile İran petrolünün ikinci en önemli petrol bölgesi. Doğalgaz alanındaysa İran açısından durum daha karamsar. Hali hazırda İran’dan resmi olarak gaz alan tek ülke Türkiye. Peki İran bununla sınırlı mı kalacak?

Kaynak : US Energy Information Administration (ABD Enerji Bilgi Dairesi)/2017

İran Ulusal Petrol Şirketi yetkileri ülkenin doğalgaz ihracını artırmak için büyük bir gayret içinde olduklarını ifade ediyor. İran bu çabayla paralel biçimde, Çin, Pakistan ve Hindistan ile doğal gaz tedariki için görüşmeler yapıyor. 1995’ten bu yana görüşmeleri devam eden İran-Pakistan-Hindistan Doğalgaz Hattı’nın İran ayağı 2014’te tamamladı. Pakistan ve Hindistan ile görüşmelerini hızlandıran İran, hattın Pakistan ayağının inşası için Çin’den tam destek alıyor. Çin, hattın en büyük finansörlerinden birisi.

Asya Pasifik ülkelerinin geneli, ABD’nin başına buyruk politikalarından memnun değil. Çin’in hızlı yükselişi ve tehdit oluşturan toprak iddialarına rağmen hiçbir bölge ülkesi ABD üzerinden doğrudan Çin ile karşı karşıya gelmek istemiyor. Bölgede ekonomik çarkların dönmesinde hayati rol üstlenen enerji girdisi için hemen hemen tüm ülkelerle görüşmeler yapılıyor. Özellikle Güney Kore, Japonya, Hindistan, Pakistan, Singapur ve Çin kendilerini doğrudan ilgilendirmeyen Ortadoğu’daki ABD siyaseti sebebiyle İran ile ilişkilerini askıya almak istemiyor. Özetle ABD’nin tek yanlı İran yaptırımları bölgede sessizlikle karşılansa da, başta Hindistan ve Pakistan olmak üzere pek çok ülke İran’dan petrol ve doğalgaz almak için görüşmelere devam ediyor.

ÇİN ENERJİ ŞİRKETLERİ İRAN’DA

İran’a dönük BM yaptırımlarının kalkmasının ardından dünyanın pek çok bölgesinden enerji şirketi İran’ın kanıtlanmış rezervlerini işletmek için ülkeye akın etti. Dünyanın en büyük doğalgaz sahası The South Pars/North Dome Katar ile İran’ın kontrolünde bulunuyor. Güney Pars sahası İran’a ait. Bunun 11. Ayağının işletilmesi için yapılan anlaşmada Fransa’dan Total yüzde 50, Çin’in ulusal petrol şirketi CNPC yüzde 30 ve İran ulusal şirketi Petropars yüzde 20 hisseye sahipti. ABD’nin yaptırım kararının ardından kendisine uygulanan baskı sonucunda Total İran doğalgaz sahasından çekileceğini ilan etti. Total’den doğan bu boşluğu Çin’in CNPC’si doldurması bekleniyor. Bu durumda Çin’in projedeki payı yüzde 80’e çıkmış olacak.

Çin yalnızca doğal gaz üretiminde değil, aynı zamanda İran-Pakistan-Hindistan Hattı’na finans sağlayarak İran doğal gaz piyasasındaki en önemli ülke konumuna gelecek. Çin’in ABD’nin yaptırımlarına tepkisinde bu faktör de etkili.

RUSYA’NIN GÖZÜ İRAN ENERJİ PİYASASINDA

Enerji denildiğinde akla gelen diğer önemli merkezlerin başında Rusya geliyor. Rusya, gerek petrol gerek doğal gaz üretim ve ihracatıyla dünyadaki sayılı enerji üreticileri arasında yer alıyor. Moskova, enerji piyasasındaki gücünü, yalnızca kendi sahalarında üretimle değil, şirketleri aracılığıyla yatırımlar yaparak artırmak istiyor. İşte bu nokta İran pazarı Rusya açısından hem ekonomik hem de jeopolitik açıdan en önemli duraklardan birisi. 13 Temmuz’da İranlı yetkililer Rusya’nın İran enerji piyasasında 50 milyar dolarlık yatırım yapmaya hazır olduklarını iletti. Rusya cephesinde adları ön plana çıkan şirketlerse Gazprom, Lukoil ve Rosneft. Tıpkı Çin gibi Rusya’nın da Güney Pars sahasında aktif bir rol üstlenmek istediği sır değil.

Rusya ile Çin İran Nükleer Anlaşması’nın iki tarafı ve ilk günden anlaşmanın hâlâ geçerli olduğunu savundular. 7 Ağustos’ta Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’nin İran yaptırımlarını kınaması bu durumun diğer bir örneği.

Rusya ve Çin de tıpkı diğer Asya-Pasifik ülkeleri gibi İran ile ekonomi ve enerji odaklı ilişkilerini sürdürmekten yana. Onları diğer bölge ülkelerinden ayıransa İran’ı sadece tedarikçi olarak değil, ekonomik ve jeopolitik hesaplara dayanan Ortadoğu siyasetinde önemli bir halka olarak görmeleri.