600 bin Rohingyalı kamplarda çaresiz

Sınır Tanımayan Doktorlar Uluslararası Başkanı Liu Bangladeş'te yaşayan Rohingyaların durumu hakkında bilgi verdi: Liu'ya göre, yerleşim alanları, halk sağlığı açısından saatli bombadan farksız!

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Uluslararası tıbbi insani yardım kuruluşu Sınır Tanımayan Doktorlar'ın (MSF) Uluslararası Başkanı Dr. Joanne Liu, 23 Ekim Pazartesi günü Cenevre'de Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Ofisi, Uluslararası Göç Örgütü ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından düzenlenen, Avrupa Birliği ve Kuveyt'in destek verdiği Rohingya Mülteci Krizi Bağış Konferansı'nda bölgede yaşanan mülteci krizine dair izlenimlerini paylaştı.

Bangladeş'in Cox's Bazar bölgesini ziyaret eden Dr. Liu, geçtiğimiz iki ay içinde güvenlik arayışındaki yaklaşık 600 bin Rohingya mülteci Bangladeş'e sığındığını belirterek  bu büyük göç dalgasının yakın zamanda sona erecek gibi görünmediğini vurguladı.  Son 2 hafta içinde 40 bin kişinin daha Myanmar'dan Bangladeş'e geldiğini söyleyen Joanne Liu,  bu rakamların Rakhine'de şiddetin hala dinmediğine işaret etiğini söyledi.

Joanne Liu Rohingyaların mülteci durumuna düştüğü insani krize dair tanıklığını şu cümlelerle anlatıyor:

"Bunun ne denli büyük bir kriz olduğunu bizzat görmeden anlamak çok zor. Mültecilerin yerleştiği alanlarda yaşam şartları son derece kırılgan. Yeni gelenler, çamurdan ve naylon örtülerden yapılmış, bambularla bir arada tutturulan, ufak tepeler üstüne rastgele dağılmış derme-çatma barınaklara sığınmış durumdalar. Son göç dalgasından önce de binlerce Rohingya'nın kaldığı Kutupalong yerleşim alanının ana kapısından girdiğinizde ilk başta bir düzen varmış gibi görünüyor.

Ama yerleşim alanının içine doğru ilerledikçe, yol olmayan, ormanlık bir alana giriyorsunuz ve işte tam burada işler değişiyor: Neredeyse hiçbir imkan yok; yaşam şartları hiçbir yerde olmadığı kadar zor. Aileler, çamurun üstünde, sel tehlikesine açık bir zeminde naylon örtülerin altında yaşıyor. Yanlarında hayatlarını idame ettirecek çok az eşyaları var ve her an filler tarafından saldırıya uğrama tehlikesiyle karşı karşıyalar. Temiz su, tuvalet, yiyecek gibi imkanlara ve sağlık hizmetlerine hiçbir şekilde erişemiyorlar."

'MÜLTECİLER, YARINI DÜŞÜNEMİYOR'

Çok yakın zamanda Bangladeş'e göç etmiş insanların tek düşünebildiklerinin hayatta kalmak olduğunu vurgulayan Liu, bunun herkesin beden dilinden de açıkça okunabildiğinin, mültecilerin yarını düşünmeden yalnızca bugünü kurtarmaya çalıştığını ve hayatta kalmalarını sağlayacak en temel ihtiyaç maddelerini temin etmeye çalıştıklarını ifade etti.

Liu, bölgedeki insani yardım çalışmalarının ise halihazırda oldukça dağınık bir şekilde ilerlediğine ve naylon örtü dağıtımı bir yerde, pirinç ve su dağıtımının da başka yerde  yapıldığına dikkat çekti.

Joanne Liu, Snır Tanımayan Doktorlar kuruluşunun verdiği hizmetlerle ilgili de şu bilgileri verdi:

"Bu ölçekteki bir göç dalgasının ardından 2009'dan bu yana hizmet verdiğimiz kendi sağlık tesisimizde yatarak tedavi kapasitemizi 50 yataktan 70 yatağa çıkardık ve halihazırda günde 800 ila bin hasta görüyoruz. Ekiplerimiz normalde sık karşılaşılmayan tıbbi vakaları tedavi etmeye çalışıyor. Örneğin sulu ishal gibi basit bir rahatsızlıktan dolayı yetişkinler güçten düşebiliyor, hatta hayatını kaybedebiliyor.

Sağlık hizmetlerine yönelik katlanarak artan ihtiyaca cevap verebilmek için Cox's Bazar'ın başka yerlerinde de sağlık hizmetleri ile su ve sanitasyon çalışmalarına başladık. Fakat çabalarımız hala çok yetersiz; tıbbi ve insani yardım konusunda bölgede muazzam bir açık var. Bu yerleşim alanları, halk sağlığı açısından saatli bombadan farksız."

MYANMAR KRİZİ DEVAM EDİYOR

Rohingyaların yerinden edilme sebebinin Myanmar'da devam eden kriz olduğunu  hatırlatan Joanne Liu, "Bu insanlar bugün Bangladeş'teler. Çok önemli sebepler olmadığı takdirde kimse evini terk etmez. Rohingyalar hayatları tehlikede olduğu için, başka bir seçenekleri olmadığı için ülkelerini terk ediyorlar. Hala Myanmar'da olan, o dehşeti hala yaşayan yüz binlerce kişi var; üstelik artık insani yardım da alamıyorlar." dedi.

Bangladeş'in iki ay içinde yarım milyon insanı kabul ederek olağanüstü cömert bir tutum sergilediğini vurgulayan Liu,  "Fakat bu önemli adım çok büyük zorlukları da beraberinde getiriyor. Hiçbir ülke bu kadar büyük ihtiyaçların altından tek başına kalkamaz.

Bangladeş hükümetini sınırlarını açık tutmaya, uluslararası toplumu da bu cesurca harekete destek vermeye davet ediyoruz. Bir halk sağlığı faciasının önüne geçmek için gerekli yardımları ulaştırmak bağışçıların görevi ve sorumluluğudur. Ancak şiddet, tecavüz ve işkenceyi yaşamış bir nüfusun hayati ihtiyaçlarını karşılayarak bu facianın önüne geçebiliriz" dedi.

Joanne Liu bölgedeki tanıklığını anlattıktan sonra sahada daha fazla yardım kuruluşunun çalışmalara katılması gerektiğini belirterek şunları söyledi:

"Bölgede tuvalet ve su pompası temini, sağlık hizmeti ve gıda dağıtımı konusunda daha fazla kuruluşun harekete geçmesi lazım. Bunun gerçekleşebilmesi içinse, Bangladeş hükümetinin insani yardım kuruluşlarına kolaylık göstermesi ve bu kuruluşların ihtiyaç olan bölgelerde çalışma yürütmesine izin vermesi gerekiyor. Bu bağış konferansı, şu anda yolunda gitmeyen konuların farkına varıp gerekli adımları atmamız açısından büyük bir fırsat. Bağışçıları harekete geçirerek ikinci bir felaketi hep birlikte önleyebilir, zor durumdaki ihtiyaç sahibi nüfusun insanlık onurunun yeniden tesis edilmesini sağlayabiliriz."