IŞİD’in ardından Musul

Irak'ta Musul IŞİD'in elinden kurtarıldı. Şehirdeki insani krizi çözmek ise oldukça uzun sürecek.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Musul'u IŞİD'in elinden kurtarmak için verilmiş olan dokuz aylık savaşın ardından çatışmalar bitmiş olsa da kentte yaşayan insanlar büyük bir insani felaketle karşı karşıya. Dokuz aylık süreçteki ölü sayısına yönelik tahminler binlerden on binlere kadar geniş bir aralıkta değişirken; bir milyondan fazla kişi Ekim ayında başlayan çatışmalar nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kaldı. Musul'da çok sayıda mahalle tamamen yıkılmış durumda ve  bugün bile enkaz altında çıkarılmayı bekleyen cesetler var. Kentin sokakları patlamamış mühimmatlar, mayınlar ve bubi tuzaklarıyla dolu.

BM'nin ilk uydu analizi 10 binden fazla binanın ciddi bir şekilde hasar aldığını veya tamamen yıkıldığını gösterse de gerçek hasarın daha büyük olduğu düşünülüyor.

Binaların uydu görüntülerinde gözükmeyen bina katları da dikkate alındığında, BM son hesaplamasında hasar alan binaların sayısının ilk tahminlerinden 3 kat fazla, 32 bin civarında olduğunu tahmin ediyor.

BM'nin Irak'taki insani koordinatörü Lise Grande, etkilenen bölgelerin normale dönmesinin yıllar süreceğini söylüyor.

Grande, kenti yeniden inşa etmek ve sivillerin evlerine dönmesini sağlamak "aşırı derece zor" olacak ve yaklaşık 1 milyar dolara mal olacak.

Kaynak: BM İnsan Yerleşimleri Programı Verileri, Uydu Görüntüleri Kaynak: BM İnsan Yerleşimleri Programı Verileri, Uydu Görüntüleri

KONUTLARIN YÜZDE 98'İ HASAR GÖRDÜ

Koalisyon güçlerinin başlattığı operasyondan önce halihazırda aralarında  Musul Havalimanı, Musul Üniversitesi ve Gazlani Askeri Kampı gibi tesislerin de çok sayıda olduğu çok sayıda kamu binası hasar görmüştü.  Operasyonun ilk aşamasında yollar ve fabrikalar gibi stratejik hedefler vuruldu. Koalisyonun hava saldırıları cihatçıların kentin batısından doğusuna takviye güç kaydırmasını engellemek amacıyla, Dicle Nehri üzerinden kentin iki yakasını birleştiren 5 köprünün tamamını yıktı. . Hasar gören 1240 binanın yüzde 47'si sivil konuttu. Bu oran  sekizinci ayda yüzde 70'e dokuzuncu ayda ise yüzde 85'e çıktı. Sekizinci ayda 4 bin 356, dokuzuncu ayda  9 bin 519 bina hasar görmüştü.

Savaşın son haftalarında Eski Kent'te yüzde 98'i konut olan 5 binden fazla bina hasar gördü. Eski Kent'in önemli tarihi eserlerinden biri olan  El Nuri Camii de yıkıldı.

BM'nin uydu analizine göre konutların büyük kısmı hasar aldı, en az 8 bin 500 konut ağır hasarlı veya tamamen yıkılmış durumda. Bunların çoğu Eski Kent'te yer alıyor.

Sahada kapsamlı hasar tespiti yapılmasının ardından bu sayının artacağına kesin gözüyle bakılıyor.

Musul'da, 130 kilometrelik yol altyapısı da hasar gördü. Bunların 100 kilometresi kentin batısında bulunuyor.

Kentin havalimanı, tren istasyonu ve hastaneleri de harabeye döndü. Iraklı yetkililer Musul'un sağlık tesislerinin yüzde 80'inin yok edildiğini tahmin ediyor. Çok sayıda hastane, laboratuvar ve bir tıp okulunun bulunduğu bölge, Ninova'nın en büyük sağlık merkeziydi. Uydu görüntülerine göre Eski Kent'te neredeyse her 3 evden biri, yani 16 bin evden 5 bin 500'ü yıkıldı veya kullanılamayacak kadar hasar gördü.

musul44

KAÇ KİŞİNİN ÖLDÜĞÜ BİLİNMİYOR

BM'nin Ocak ayındaki tahmini 2 bin 463 idi fakat Uluslararası Af Örgütü yalnızca o tarihten sonra 5 bin 805 kişinin sadece hava saldırıları sonucu yaşamını yitirdiğini söylüyor.

İngiliz Independent gazetesinin ortaya çıkardığı bir Kürt istihbarat raporu ise 40 bin kişinin öldüğünü belirtiyor.

Cesetler hâlâ enkaz altında beklerken gerçek ölü sayısının tespit edilmesi uzun bir süre alabilir.

Buna ek olarak BM tahminlerine göre Ekim'de başlayan operasyonun ardından bir milyon sivil de kenti terk etmek zorunda kaldı. Bu, Musul'un savaş öncesi nüfusunun neredeyse yarısı.

Bunların yarısı çocuk ve 700 bini savaşın en fazla etkilediği kentin batı kısmında yaşıyordu. Uluslararası Göç Örgütü Ağustos başında 800 bin kişinin yerinden edilmiş durumda olduğunu ve bunların yarısından fazlasının kamplarda ve geçici merkezlerde barındığını açıkladı.

Bazıları ise kente geri döndü, evleri yıkılmış olsa da başka ev kiraladı veya savaştan etkilenen binalarda yaşayan arkadaşları ve akrabalarının yanına yerleşti.

Kentten göçün çoğu, operasyonun son aylarında gerçekleşti. Uluslararası Göç Örgütü'ne göre Ekim ortasından Temmuz'a kadar geçen sürede 7 binden fazla aile Musul'daki evlerini terk etti.

Sonraki ayda 125 bin aile göç etti. Bugün bu sayının 140 bine ulaştığı tahmin ediliyor.

Ancak bu artışın büyük kısmı, Musul'a girmek güvenli bir hâle geldikten sonra Uluslararası Göç Örgütü'nün elindeki sayıları yerel örgütlerin elindeki sayılarla birleştirmesinden kaynaklanıyor.

Çok sayıda kişi Musul'un sınırlarından ayrılmış olsa da evleri yıkılan kişilerin çoğu kenti terk etmedi. Evlerinden olan 100 binden fazla aile hâlâ Musul içinde barınıyor. BM'nin ortaklık yaptığı örgütlere göre kamplara gitmektense akrabalarının yanına taşınmayı tercih eden Batı Musullular nedeniyle Doğu Musul'un nüfusu ikiye katlandı.

BATI BÖLGESİNİN YENİDEN İNŞASI ÇOK ZOR

Musul IŞİD'den geri alındı ama özellikle batı bölgesinde Irak hükümeti ve müttefiklerinin işi çok zor. Yeniden inşa dönemi uzun yıllara ve milyarlarca dolara mâl olacak olsa da öncelikli olarak kenti Musulluların geri dönmesini sağlayacak kadar güvenli hale getirilmesi hedefleniyor.

Bunun içinde sokaklardaki cesetlerin toplanması, uyuyan IŞİD hücrelerinin yanı sıra çetelerin ve diğer gruplara bağlı militanların ortadan kaldırılması gerekiyor. Temel ihtiyaçların yeniden sağlanması ve kent geneline yayılmış patlayıcıların etkisiz hale getirilmesi zorunluluğu da görülüyor.

Aylar süren ağır çatışmalar ve hava saldırıları şehrin her yerinde patlamamış mühimmatların kalmasına neden oldu. Patlamamış top mermileri ve el bombaları her yerde. Kentin büyük bölümünde tuzaklanmış patlayıcılar bulunduğu da düşünülüyor.

Birleşmiş Milletler'in Mayın Eylem Servisi'nin aktardığı verilere göre, geçtiğimiz yılın Ekim ayında patlayıcıları temizleme çalışmalarının başlamasından bu yana 1700 kişi hayatını kaybetti.

İngiltere merkezli yardım kuruluşu Mayın Danışma Grubu'nun (MAG) Irak Direktörü Nina Seecharan, Temmuz ayında yaptığı bir açıklamada son 20 yıldır mayınların bu kadar yoğun kullanıldığı başka bir çatışma alanı görmediklerini söylemişti. MAG, geçtiğimiz üç hafta içerisinde sadece Musul'un doğusundaki bir köyde 250 tuzaklanmış patlayıcı etkisiz hale getirdiklerini söylüyor. Bu patlayıcıların pek çoğu bir arabayı havaya uçurabilecek kadar güçlü ancak bir çocuğun üstüne basmasıyla tetiklenebilecek kadar da hassastı.

Birleşmiş Milletler'e bağlı Uluslararası Göç Örgütü (IOM) Musul'un büyük hastane kampüslerinde dahi tuzaklanmış patlayıcıların her yerde olduğunu söylüyor.

Hastanelerin önünde park halindeki bazı araçlarda patlamamış bomba düzeneklerinin hâlâ durduğu da ifade ediliyor.

Ancak tek sorun Musul'un altyapısı da değil. Kent nüfusunun büyük kısmı Sünni. Bu yüzden Bağdat'taki Şii ağırlıklı hükümetle Musullular arasında bir güvensizlik oluşacağı düşünülüyor.

Bölgedeki yardım kuruluşları, özellikle Şii kesimden gelebilecek intikam eylemleri endişelerinin, Musulluların evlerine ve hayatlarına geri dönmesini engellediğini anlatıyor.

Geçtiğimiz ay Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne hitap eden BM Özel Temsilcisi Jan Kubis de, bölgede anlamlı bir siyasi diyaloğun bulunmamasının yeni bir şiddet sarmalına yol açabileceği uyarısını yapmıştı.

Kubis, "Askeri zaferin kazanımlarını istikrar, güvenlik, adalet ve kalkınmaya dönüştürmek için hükümet elinden geleni yapmalıdır. Hükümet ,nsanlara hayatlarını, toplumlarını ve itibarlarını geri vermelidir" demişti.

Musulluların bir araya gelerek kenti yeniden ayağa kaldırmak için çabaladığına dair sinyaller de var.

BM Kalkınma Programı destekli projeler, okulları ve hastaneleri hızla işler hale getirmek için Musulluların yardımını alıyor. Mahallelerde yaşayanlar binaları tekrar açılmaya hazır hale getirmek için temizliyor.

El Zuhur mahallesindeki bir kavşağın temizlenmesine yardımcı olan İbrahim Mustafa, şehrin ancak bu şekilde kurtulabileceğini söylerek şunları diyor:

"Musul'da her şeyi kaybettik. İşlerimizi, evlerimizi, hayatlarımızı... Ama hala bir ruhumuz var. Komşularımız birbirlerine yardım eli uzatıyor. Kenti yeniden inşa etmek de yaraları sarmanın bir parçası." (BBC Türkçe)