Almanya'nın Kürt politikasızlığı

Türkiye'de Kürt sorunu daha da şiddetli bir çatışma sürecine girerse Almanya ne yapacak? Burada yaşayan Kürtleri gözden mi çıkaracak? Bu sorulara cevap verecek bir politik gündemi var mı Almanya'nın, bilinmiyor.

Google Haberlere Abone ol

KÖLN - Almanya'nın Hristiyan Demokratlar (CDU) partili İçişleri Bakanı Thomas de Maiziére, 2 Mart'ta tüm eyaletlerin güvenlik kurumlarına bir genelge göndererek, Abdullah Öcalan resimlerinin de arasında bulunduğu toplam 33 sembole yasak getirdi. Somut olarak yasak getirilen resim, Kürt halkının Avrupa'da eylemlerde her zaman kullandığı sarı zemin üzerindeki Öcalan resmi. Hubert Gude'nin 10 mart 2017 tarihli Spiegel Online'daki yazısında, Almanya İçişleri Bakanlığı'nın sembol yasağının, "önemli bir coşku etkisi" yaratması nedeniyle getirildiği bilgisini paylaşıyor.

ERDOĞAN'A JEST YAPILDI

1993'ten beri PKK, Almanya'da yasaklı ve bu yasak, PKK sembolleri için de geçerli. PKK yasağından bu yana, bu sembolleri kullanan sempatizanlara da muhtelif davalar açıldı. Bu davalara da mahkemeler standart kararlar vermiyorlar. Mart 2017'den itibaren de Öcalan portreli bayraklar, PYD, YPG,YPJ sembollü bayraklar da yasaklandı. Aslında Almanya bu sembollerin, PKK birliğini canlı tuttuğunu düşündüğünden bu motifleri yasaklıyor ve bu yasaklarla bu birliği kırmaya çalışıyor.

Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziére, Suriye'de IŞİD'e karşı savaşan ABD ve Rusya askerlerinin üniformalarının üzerinde YPG amblemlerini taşıdıkları bir dönemde, hem de Türkiye'deki referandum öncesi Türkiye ve Almanya arasındaki ilişkilerin gergin olduğu bir esnada, Kürtler'i kullanarak, Recep Tayyip Erdoğan'a jest yapmış oldu.

Bu yasak nedeniyle Kürtler, 2 Mart'tan bu yana, ya bu sembollerle yürütülmüyor ya da daha düne kadar özgürce taşıdıkları bu semboller nedeniyle fişlenip, haklarında dava açılıyor.

KÜRTLERE YÖNELİK DIŞ POLİTİKA BELİRLEME ZAMANI GELDİ

Almanya küreselleşmiş Kürt sorunu konusunda hiçbir zaman net bir pozisyon almadı. Türkiye ile arasındaki tarihsel ilişkiler ve ekonomik-politik sebeplere göre Kürtler'le ilişkilerini belirliyor. Kimse Almanya'nın "Irak'ta Kürtler bağımsızlık ilan ederse ve bu tanınırsa, nasıl bir politika olacak?" sorusunu yanıtlayamıyor. Türkiye'de Kürt sorunu daha da şiddetli bir çatışma sürecine girerse Almanya ne yapacak? Burada yaşayan Kürtleri gözden mi çıkaracak? Bu sorulara cevap verecek bir politik gündemi var mı Almanya'nın, bilinmiyor.

Almanya, Kürt sorununu şimdiye kadar, insan hakları ve eşitlik sorunu kapsamında değerlendirdi. Bu bağlamda da bu sorunları Kürtler'in yaşadıkları ülkelerde, o devletlerle ilişki kurarak eleştirdi; ama artık Orta Doğu'da dengeler değişti. Şimdiye kadar sürdürülen ve Almanya'nın da desteklediği klasik ulus devlet modeli birçok etnik grubu barındıran bu bölgenin sorunlarını çözmüyor. Bu sorunlar ister istemez Almanya'nın iç politikasına da yansıyor. Kürtlerin sorunlarına yönelik tutumunu, Kürtlerin yaşadıkları ülke otoritelerinin nabzına göre belirlemesi ve onlara jest olsun diye çözümsüzlüğü derinleştirecek yasaklar getirmesi, bu konuda değerli ve işe yarayan bir politika üretememesi dünyanın sayılı güçlerinden olan Almanya gibi bir ülkeyi Orta Doğu politikasında oldukça zayıf gösteriyor. Almanya'nın Kürtlerin sorunlarını ve politikalarını bizzat Kürtlerle görüşerek onlara yönelik bir dış politika belirlemesinin zamanı çoktan geldi ve bunu fark etmesi gerekiyor.

Almanya, Kürt bölgesine yönelik nasıl bir ekonomi politikası belirleyecek, bunu düşünmeli ve tartışmalıdır. YPG ve PYD sembollerini yasaklayan aynı Almanya, IŞİD ile savaşan bu oluşumlara daha düne kadar ekonomik destek vermişti. Almanya, bu ikircikli politikasını burada yaşayan ve aynı zamanda vatandaşı olan Kürtleri nasıl etkileyeceğini düşünüyor mu? Yasaklarla PKK'nin duygusal gücünü kırmak isterken, vatandaşların Almanya'dan duygusal kopuşlarının olacağını hiç hesaba katmıyorlar!

KÜRTLER KANDIRILDIKLARINI HİSSEDİYOR

Sembolü Almanya'da yasaklanan PYD, Suriye'de ABD ve partnerleriyle birlikte çalışıyor ve büyük ihtimalle Suriye savaşından sonra Kürt halkını, diğer azınlıkları temsil eden yasal parti olacaktır. PYD ile politik ilişki kurmaması Almanya'nın uzun vadede çıkarına olmayacaktır.

Kürtlerin çoğunlukta yaşadıkları bölge ülke toplumlarının yeniden şekillenmeleri ve bölgedeki güç dengelerinin değişmesinden dolayı, Almanya Orta Doğu politikasının yenilemesine ihtiyacı vardır. Bu Almanya'da sayısı bir milyonu aşan Kürtler nedeniyle iç politika için de kaçınılmazdır.

Ama bir paradigma değişikliğine Almanya belli ki kendi isteği ile gitmeyecek. Almanya'da yaşayan Kürtler'in oylarını almaya çalışan Yeşiller (Die Grünen/Bündnis 90), Sol Parti (Die Linke) Sosyal Demokratlar (SPD) gibi partiler ne yazık ki Almanya Federal hükümetinin getirdiği bu yasaklara karşı çıkmadığı gibi, son günlerde Türkiye'nin, Suriye'deki Kürtlere yönelik saldırı girişimlerini Almanya'da protesto etmek için sokağa çıkan Kürtlerin yasaklı sembollerle yürüyüşleri engellendiğinde, Kürt oyları almış hiçbir milletvekilinin, hiçbir partinin bu durumdan haberi olmuyor ki, orada bulunup oy aldığı halka sahip çıkmıyorlar.

Önümüzdeki günlerde Almanya'da eyalet seçimleri var ve Kürtler kimlere oy vermeleri gerektiğini düşünüyorlar. Zira şimdiye kadar oy verdikleri partiler tarafından kandırıldıklarını hissediyorlar. Belki de bu partilerin Kürt politikalarını gözden geçirmeleri için, Kürtler bu seçimlerde Almanya'da seçimlere giren küçük partilere oylarını vermeliler.