Arap basınında geçen hafta: Erdoğan'ın El Bab'tan çekilmeye niyeti yok

Arap basınında getiğimiz hafta TSK ve ÖSO'lu silahlı grupların El Bab'ta kontrolü sağlaması geniş yer aldı. Rai Al Youm gazetesi, "Erdoğan, zorlanmadığı takdirde El Bab’tan çekilmeye ve kenti Suriye’nin egemenliğine terk etme niyetinde değil" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Türkiye’nin Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında El Bab kent merkezine girmesi ve kenti kontrol altına alması bu hafta Arap basının en önemli gündem maddelerinden biri oldu. Rai Al Youm gazetesinin Türk ordusunun El Bab’a girmesini, geçmişteki Hatay sorununa benzetmesi dikkat çekti.

Suriye krizine siyasi çözüm bulmak için Cenevre’de 4’sü gerçekleştirilen görüşmeler de Arap basının bu haftaki odak konularından birisiydi. Irak ordusunun batı Musul harekatı ve Fransa’nın aşırı sağcı lideri Le Pen’in tartışmalı Lübnan ziyareti gündemin diğer önemli başlıkları oldu.

EL BAB’TA 'İSKENDERUN' VURGUSU

Londra merkezli Rai Al Youm gazetesi, Fırat Kalkanı güçlerinin El Bab’a girmesiyle ilgili başyazısında dikkat çekici ifadeler yer aldı. Yazıda, Türkiye’nin El Bab’a kalıcı olarak gittiği iddia edilerek, bu durum geçmişteki İskenderun (Burada kastedilen Hatay konusudur) mevzusuna benzetildi:

“Birkaç haftadır devam eden operasyonlar sonucunda Fırat Kalkanı Harekatı güçleri, El Bab kent merkezine girmeyi ve orayı kontrol altına almayı başardı. Bu durum şüphesiz, Erdoğan’ın bahsettiği 5 kilometrekarelik güvenli bölgenin tam olarak oluşturulmasına katkıda bulunacak.

El Bab’ın siyasi çözüm yollarıyla Suriye’nin egemenliğine geri dönmesi uzak bir ihtimal olabilir. Çünkü geçmişte İskenderun ve Musul kentinin yakınlarındaki Başika kampındaki Türk askeri varlığı gibi deneyimler gösterdi ki Türkiye güçleri oraya kalıcı olmak için ve farklı isimler altında bir emrivaki yapmak üzere girdi.

Güvenli bölge projesi için ABD’nin yeni başkanından güçlü bir destek alan Erdoğan, zorlanmadığı takdirde El Bab’tan çekilmeye ve kenti Suriye’nin egemenliğine terk etme niyetinde değil.

Türkiye – Suriye çatışması hızla yaklaşıyor. İran dışişleri bakanının Türkiye’nin tutumları karşısında ‘sabrın sınırı var’ açıklamasıyla şaka yapmadığını düşünüyoruz. Yine Suriye hükümetinin kuzeyde İskenderun deneyiminin tekrar etmesine izi vermeyecektir.”

(Not: Bazı Araplar halen Hatay’a İskenderun sancağı demektedir.)

'TÜRKİYE AĞIR FATURA ÖDEDİ'

Katar El Arab gazetesi , Türkiye’nin Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında ve özellikle de El Bab operasyonunda çok ağır bir fatura ödediğini yazdı:

“Türkiye Suriye’ye girdiği geçtiğimiz Ağustos ayından beri çok acı kayıplar verdi. Bu kayıpların arasında operasyona katılan yüzlerce Suriyeli ve çoğunluğu El Bab’ta olmak üzere onlarca Türk askeri var.

Gözlemcilere göre Türkiye’nin askeri operasyonu hedeflerine ulaşma açısından önemli yol katetti ancak gelecek daha da zor görünüyor. Çünkü şu an gözünü Menbic’e çevirmiş durumda. Kuşkusuz burada PYD’nin ciddi bir direnişiyle karşı karşıya kalacak.”

EL BAB: KÜRT RÜYASI’NIN SONU

Lübnan Annahar gazetesi, Türkiye’nin kuzey Suriye’de yürüttüğü operasyon kapsamında El Bab kent merkezine girmesinin, Suriyeli Kürtlerin kuzeyde kurdukları hayali sona erdirdiğini kaydetti.

Gazetenin konuyla ilgili görüşlerine yer verdiği uzmanlara göre; ‘Fırat Kalkanı Harekatı’nın en önemli hedefi kuzeyde oluşturulan kantonların birleşmesiyle oluşacak bir Kürt varlığının engellenmesiydi ve Türkiye’nin bu hayali gerçekleşti. Bu durumda Kuzeyde Kürt ağırlıklı bir federasyon hayali de son buldu.’

CENEVRE GÖRÜŞMELERİNDE YİNE UMUT YOK

Suriye krizinin çözümü için yürütülen diplomatik çabalar çerçevesinde Cenevre’de 4’ sü başlayan Suriye toplantıları, Arap Dünyası’nın bu haftaki ana gündem maddelerinden biriydi. Toplantının başlamasından önce BM Suriye özel temsilcisi De Mistura’nın, görüşmelerden “mucize beklenmemesi gerektiği” yönündeki açıklamaları tepki çekti.

Londra merkezli Suudi El Hayat gazetesinden Velid El Şakiyr, De Mistura’nın “ABD’nin Cenvere’yle ilgili tutumu konusunda netlik olmadığı” sonucuna vardığını yazdı. Yazar, Suriye konusunda Rusya ve ABD arasında karşılıklı uzlaşının olmayışına ağlamanın, ‘görüşmelerden önce gündemi değiştirmek için kağıtları tekrar karmak’ anlamına geldiğini ifade etti.

Katar El Raya gazetesi ise, De Mistura’nın özellikle muhalefete yaptığı uyarıların, kabul edilemez olduğunu ve kendi yetkileri dışında olduğunu yazdı. Gazeteye göre, De Mistura’dan beklenen, Cenevre 1 ışığında uzlaşı görüşmelerinin sonuçlandırılmasıyla ilgilenmesi.

'BM ESAD’IN LEHİNE BASKI UYGULUYOR'

Al Kuds Al Arabi gazetesi ise BM’nin Esad’a meşruiyet kazandırmak için baskı uyguladığını iddia etti:

“BM yetkililerinin çoğunun farklı şekillerde takındıkları tutumlar, Suriye’de Beşar Esad rejimine yarıyor. Birleşmiş Milletler artık, meşruiyetinin bütün unsurlarını kaybetmiş olan Esad rejiminin devam etmesi suçuna açıkçası ortak olan bir kuruma dönüştü.”

'GÖRÜŞMELER OLUMLU HAVADAN UZAK'

Suriye El Savra gazetesinden Muhriz El Ali, görüşmelerin olumlu sonuçlanacak bir havadan uzak olduğunu belirtti:

“Cenevre görüşmeleri, Suriye’de devam eden krizi siyasi açıdan sonuçlandıracak olumlu bir havadan uzak bir şekilde başladı. BM’nin Suriye özel temsilcisi De Mistura da, krizin çözümü için bir aracı olarak görevini tam olarak yerine getiremiyor.

Görüşmelerde umutların azalmasının nedeni, görüşmelere ket vuran uluslararası baskılar, muhalefetin parçalanmış olması ve muhalif grupların ortak bir görüş ve stratejiye sahip olmamasıdır. Suriye Cumhuriyeti’nin heyeti ise aksine, dış müdahalelerden uzak ülkeyi terör cehenneminden kurtaracak stratejiye ve siyasi görüşe sahip.”

LE PEN VE BAŞÖRTÜSÜ TARTIŞMASI

Fransa’nın aşırı sağcı cumhurbaşkanı adayı ve Ulusal Partisi’nin lideri olan Marine Le Pen’in Lübnan’da Beyrut müftülüğünü ziyareti sırasında yaşanan başörtüsü krizi bu hafta dikkat çeken konulardan biri oldu. Lübnan cumhurbaşkanı başta olmak üzere Lübnan’da çeşitli temaslarda buluna Le Pen, Lübnan müftüsünü ziyareti sırasında “protokol” gereği başörtüsü takmayı reddedince görüşme gerçekleşmedi.

14 Mart hareketinin yayın organlarından Al Mustakbal gazetesi, Le Pen ve müftülük arasında yaşanan bu olayın Lübnan’da tartışmalara neden olduğunu yazdı.

Lübnan Addiyar gazetesi ise kaynaklara dayandırdığı haberinde, Le Pen’in bu hareketi kasıtlı olarak gerçekleştirdiğini ve başörtüsü takmayı reddetmekle yeni tartışmalar açmayı istediğini yazdı. Haberde, Le Pen’in bu davranışının yankılarının Fransa’daki seçmenler için bir yatırım olduğu savunuldu.

Middle East Online haber sitesinde Muhammed Kavvas imzasıyla yayınlanan makalede ise Le Pen’in Lübnan ziyaretinin hedefinde “Lübnanlı hristyanlara Esad’ın yönetimde kalmasının terörizmin pan zehiri olduğu” mesajının verilmesi olduğu iddia edildi.

MUSUL OPERASYONU’NDA 3. DALGA

Irak başbakanı Haydar İbadi’nin Musul operasyonun’da yeni bir aşamaya geçildiğini açıklamasıyla, aylardır devam eden operasyon tekrar gündeme damgasını vurdu.

İbadi, aylardır devam eden operasyon kapsamında, kentin batısını Işid’ten geri almak için yeni bir harekat başlatıldığını duyurdu.

Irak El Sabah gazetesi, yeni harekatı, “kentin özgürleştirilmesi için güneşin doğuşu” şeklinde verdi. Gazete, operasyonun IŞİD mevzilerinin aldığı hezimetler ışığında başladığını ifade etti.

Ürdün El Rai gazetesi ise operasyonda gelinen yeni aşamayla beraber kentteki sivillerin durumunun daha da zorlaştığına dikkat çekti.

Gazeteye göre, Irak hükümetinin daha önce kent halkına ‘evden çıkmama’ şeklindeki çağrının başarılı olduğunu, ancak şimdi durumun daha da zor olduğunu kaydetti ve halkın kentten kaçmak ile orada kalmak gibi zor seçeneklerin arasına sıkıştığını vurguladı.