Okulların açılmasını zorlamaktan vazgeçin

Kendimizi kandırmayı bırakmanın zamanı geldi; zira çocuklarımız evde kalacak. Yapılan araştırmalar, kimi çocukların hiçbir belirti göstermezken bir yetişkinden onlarca kez daha bulaştırıcı olabileceğini gösteriyor. Bu durumda okulların açılmasını talep etmek, virüsün tüm evlere dağılmasını istemekle aynı şeydir.

Google Haberlere Abone ol

Adrienne LaFrance

Mart ayında, hepimiz 15 günlük dönemler içerisinde yaşıyorduk. Evden çalışmak ve uzaktan eğitim, bu gibi şeylere dair aşırı bir lükse sahip olanlar açısından gerçeküstü ama birkaç hafta sürecek geçici bir mesele olacaktır. Salgın eğrisini düzleştirmek için on beş gün, yayılmayı yavaşlatmak için on beş gün daha...

Bilim insanları, henüz başlangıçta, normale dönüşün daha uzun süreceği konusunda bizi uyarmıştı ama iç içe geçen zaman çizelgesinin belirgin bir çekiciliği de vardı. Yalnızca 15 gün sürecekse, neredeyse her şeye katlanabilirsiniz.

Doğru olanı yapmak için harekete geçmek çok önemliydi ama durumun artık geçici olmadığının farkındayız. Testlerde ve salgını kontrol altına almada, federal ve eyalet yönetimlerinde yaşanan başarısızlıkların felakete yol açan şekillerde bir araya geldiğini gördük. Ve salgınla geçirdiğimiz yaz uzadıkça, birçoğumuz, yaşadığımız dünyadan kalan deneyimlerimizi birer birer geride bırakıyoruz. Uykuyla geçen miskin günlere, canlı müziğe, uzaklara yapılan seyahatlere, gürültülü düğünlere ve genel olarak içimizden geldiği gibi yaşamaya veda ediyoruz. Artık yeni bir kavrayış biçimi doğuyor ve okulların yeniden açılmasına ilişkin tartışmalar hararetlenirken, şunu açıkça kabul etmeliyiz: Eski halimize dönmüyoruz. Ve bunu yapmamalıyız da.

ESKİ GÜNLER GERİDE KALDI

Çocuk doktoru, moleküler virolog ve Baylor Tıp Fakültesi’ne bağlı Ulusal Tropikal Tıp Okulu’nun Dekanı Peter Hotez, “Okulları açma çabasının fiyaskoya dönüşmesi tamamen garanti” diyor. Salgın boyunca Hotez’le ve birkaç epidemiyologla yazışmalar gerçekleştirdim ve son haftalarda görüşlerinde bir katılaşma olduğunu fark ettim. Hotez, bana, “Yoksul sınıflar için sosyal mesafeyle ve maske kullanımıyla ilgili beklentiler gerçekçi değil” dedi. “Bulaştırmanın yüksek düzeylerde olduğu toplumlarda, Covid-19’un okullara taşınılması kaçınılmazdır. Virüs bulaşmasının yüksek olduğu toplumlarda okulların açılmasından sonraki iki hafta içinde öğretmenler hastalanacak. Gereken tek şey bir öğretmenin Covid nedeniyle hastaneye yatırılması ve her şeyin kapanması.”

Hotez’in kötümser olmak için sağlam bir nedeni var. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’nden alınan verilere göre, dün (1 Ağustos/ç.n.) ABD’de 68 bin 605 yeni vaka tespit edildi. 13 Temmuz’dan bu yana, haftalık ortalama, günlük 60 bin yeni vakanın üzerinde kaldı. Anthony Fauci’nin ‘kıyamet’, yani en kötü durum uyarısı olarak dile getirdiği günlük 100 bin vakaya ulaşıldığını hayal etmek artık zor değil.

Gerçekten de, son günlerde epidemiyologlar ile yaptığım konuşmaların tamamı çarpıcı derecede karanlıktı. Ortak görüşleri, liderlerin, önümüzdeki haftalarda okulları muhtemelen en küçük çocuklar için bile yeniden açma riskini göze almaması gerektiğiydi. George Washington Üniversitesi Bulaşıcı Hastalıklar Bölümü Müdürü Gary Simon, “Her şey yolundaymış gibi davranamayız” diyor. “Eğer okul çağında bir çocuğum olsaydı, onu okula göndermeyi istemezdim.”

DURUM GİTTİKÇE KÖTÜLEŞİYOR

Kanıtlar her yerde. Georgia eyaletinde, yüzlerce çocuğun ve danışmanın -kampın neredeyse yarısının- yalnızca birkaç gün zaman geçirdikten sonra enfekte olduğu bir yaz kampı var. Ayrıca, Indiana eyaletinde, geçen hafta yeniden açıldıktan birkaç saat sonra, bir öğrencinin korona virüsü testinin pozitif çıktığı bir okul var. (Soruşturmayı yürüten Müfettiş, New York Times’a verdiği demeçte, “Bunun bir olasılık değil, zaman meselesi olduğunu biliyorduk,” dese de yetkililer “Birinci günde olduğu için şaşkına döndüler.”)

Ayrıca, bebeklerin ve küçük çocukların son derece yüksek düzeyde SARS-CoV-2 viral yükleri taşıyabileceğini gösteren Jama Pediatri’nin gerçekleştirdiği bir çalışma da mevcut. Araştırmanın yazarları, küçük çocukların boğazlarında ve solunum yollarında en azından enfekte yetişkinlerde olduğu kadar, bazen de yetişkinlerde bulunandan 100 kat daha fazla viral materyal olduğunu buldular. On yaşından büyük çocukların virüsü etkili bir şekilde yayabileceğini uzun zamandır biliyoruz; fakat bu yeni araştırma, küçük çocukların da tıpkı büyük çocuklar gibi hastalığı çevrelerindeki insanlara bulaştırma riski olduğunu gösteriyor.

Daha fazla şey öğrendikçe, çocukların hastalığı bulaştırma noktasında son derece etkili taşıyıcılar olma ihtimalinin arttığını görüyoruz. Bahar sömestrinin bitişi, virüs henüz ülkeyi işgal etmeden önce gerçekleşti. Şimdi sınıflara geri dönmek -en hassas önlemlerle bile- Covid-19’un bir topluluğu ne kadar hızlı yutabileceğini test etmek için kusursuz koşullar yaratacaktır. Mart ayında okullar, çocuklar, öğretmenler ve çalışanlar için güvenli görülmemişti. Şu anda salgın, Amerika Birleşik Devletleri’nde o zamankinden daha da kötü ve ülke çapındaki çok sayıda merkez üssü virüsten kavruluyor. O halde şimdi neden okullar tekrar açılacak?

HÜKÜMET VE KURUMLAR BAŞARISIZ OLDU

Etkili bir şekilde yürütülmesi halinde, ekim ayında ulusal çapta işletmelerin yeniden açılmasına izin verebilecek federal bir koruma planının gerekliliğini savunan Hotez, “Sorun şu ki, Beyaz Saray ve sağlık kurulu, federal bir yanıta öncülük etmek ve virüs bulaşma düzeyini kontrol edilebilir düzeye getirmek için kendilerini hiçbir şekilde organize edemedi,” diyor. “Bunun yerine, hepimizin bildiği gibi okulların önemli olduğunu ve öğretmenlerin ve müdürlerin bu sorunu çözmesi gerektiğini öne sürerek tembel ve pervasız bir yol seçtiler. Yaptıkları şey, kasten, öğretmenleri, personeli ve velileri başarısızlığa mahkûm etmektir. Bu, şimdiye kadar federal hükümetin yürütme organı tarafından teşvik edildiğini gördüğüm en pervasız, beceriksiz ve acımasız eylemlerden biri.”

Bu virüsün bizzat çocuklara ne yapabileceğini hakkında endişelenmek için başka bir neden daha var. Küçük çocuklarda ölüm oranı nispeten düşük olmasına rağmen, onlar Amerika’da en az test yapılan gruplar arasında yer alıyor.

Son haftalarda Fauci birçok kez çocuklar ve virüs hakkında görece az şey bildiğimizin altını çizdi. Mesela, çocukların hangi sıklıkta hastalığa yakalandığını ya da çocukların yüzde kaçının belirti gösterdiğini veya altta yatan koşulların enfeksiyonun şiddetini nasıl arttırabileceğini yahut hafifletebileceğini şimdilik bilmiyoruz. ABD’nin 11 şehrinden binlerce ailenin katıldığı altı aylık Ulusal Sağlık Enstitüleri çalışmasının sonuçlarının aralık ayında açıklanması bekleniyor.

Bununla birlikte Hotez, “Karar vermek için ek bilgiye ihtiyacımız olmadığı” konusunda ısrar ediyor. Şu anda okulların açılmaması gereken en az 40 eyalet olduğunu söylüyor. “Unutmayın, okullar hava geçirmez şekilde kapatılmamıştır... Önce gereken tedbirleri almalıyız. Bu kadar basit.”

YENİ BİR HAYATA ALIŞMA ZAMANI GELDİ

Bir pandemide yaşamaya dair en garip şeylerden biri, gidişatın ne kadar kötü olduğunu anlamadaki gecikmedir; bu, korona virüsü vakalarında görülen dalgalanmadan sonra düzenli biçimde yaşanan ölümlerdeki gecikmenin korkutucu bir yansımasıdır. Başından itibaren, bu felaket eş zamanlı olarak tamamen paylaşıldı ve tüm ayrıntıları tek tek incelendi, ortak bir trajedide görülen garip uyumsuzluklar, her bireyin ve her ailenin kendi karmaşık koşullarına özgü biçimde yönlendirilmesini gerektirdi. Son günlerde zirveye ulaşmış gibi görünen umutsuzluk, başka bir tür gecikmeyi -farkındalıkta yaşanan gecikmeyi- ve eylül ayında yaşamın nasıl olabileceğine dair iyimserliğin kaçınılmaz sonunu simgeliyor.

Joan Didion, ‘The Year of Magical Thinking’ adlı kitabında en derin ve kişisel kayıp türünü, yani kocasının ölümünü yazdı; sık sık kendimi, salgın bağlamında onun sözlerini düşünürken buluyorum: “Bizler, kusursuz olmaktan uzak, ölümlü varlıklarız, onu kendimizden uzak tutarken bile ölümlü olduğumuzun farkındayız, karmaşıklığımız yüzünden başarısız oluyoruz; o kadar bağlıyız ki, kayıplarımızın yasını tutarken, iyi ya da kötü, kendimiz için de yas tutuyoruz. Geçmişteki halimizin yasını tutuyoruz. Artık yaşayamayacağımız bir hayatın ve bir gün tamamen yok olacak olmamızın yasını…

Bu kayıplar salgın dönemi uzadıkça daha da şiddetli hissedilecek. Zamanın akışını okulun ilk gününde çekilen fotoğraflar, yeni spor ayakkabıları, yeni kompozisyon defterlerinden oluşan bir yığın gibi hoş ve sıradan faaliyetlerle hatırlamaya alışkınızdır. Şimdi, bunun yerine, geçen zamanı sayılarla işaretliyoruz. Artık 15 günlük artışlar yok; son kez bir araya gelişimizden bu yana 154 gün geçti. Şimdiye dek Amerika’da virüs yüzünden 152 bin 870 kişi öldü. Ne kadar uğraşsak da, temennilerimizle salgının yok olmasını sağlayamayız; biz kararlı bir duruş gösterene ve salgını kontrol altına almak için kaynakları bir araya getiren kadar devam edecek. Artık normalimiz budur. Sonsuza kadar değil ama çok uzun bir süre için böyle olacak.

Makalenin orijinali The Atlantic'te yayınlanmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)