Korona virüsü salgınında ikinci dalga nasıl olacak?
Korona virüsüyle mücadele kapsamında alınan kısıtlayıcı önlemler kademeli olarak hafifletilirken, ikinci dalga endişesi de sürüyor. Kısıtlamaların kaldırılma sürecinde temel alınan R değeri neye göre değişim gösteriyor?
Adam Kelczkowski
Yeni korona virüsü 2020’nin şubat ve mart aylarında hızla yayılırken, birçok hükümet sıkı karantina tedbirlerini yürürlüğe koydu. Büyük bir kamusal çaba sayesinde, bu ülkeler küresel salgını yavaşlatmada başarılı oldular.
Çeşitli halk sağlığı yaklaşımlarını birleştiren Slovenya ve Yeni Zelanda gibi ülkeler virüsü kendi sınırları içinde yok ettiler. İngiltere dahil olmak üzere diğer ülkeler de hastalığın yayılmasını durdurmada gözle görülür bir ilerleme kaydetti. Buna karşın karantina, sıkı sosyal mesafe önlemlerinin uygulandığı ülkelerde büyük ölçüde ekonomik ve sosyal kayıplara yol açtı. Hem hükümetler hem de halklar, artık kısıtlamaları kaldırmaya başlamak ve normal hayata dönmek için çok istekli.
İKİNCİ DALGAYLA NASIL MÜCADELE EDİLEBİLİR?
Karantina kurallarının gevşetilmesiyle birlikte -‘ikinci dalga’ diye adlandırılan- Covid-19 vakalarında olası bir artışa ilişkin uyarılar işitiyoruz. 1918 ile 1920 arasında yaşanan İspanyol gribi salgınının ikinci dalgası, tıpkı 2009-2010 yıllarında yaşanan H1N1 salgınının ikinci dalgasında olduğu gibi, özellikle yıkıcıydı. Peki, ikinci bir Covid-19 dalgasını önlemek için neler yapılabilir?
Virüs, yayılmak için kolay etkilenen ve enfekte konaklara ve başarılı bir bulaşıcılık oranına ihtiyaç duyar. Bu faktörler, enfekte olmuş bir bireyin neden olduğu ortalama yeni vaka sayısını gösteren üreme sayısı ‘R’ aracılığıyla kolayca yakalanır. 1’in üzerindeki R değeri vaka sayısının artmakta, 1’in altındaki R değeri ise azalmakta olduğunu gösterir. Karantina öncesinde, korona virüsü için R değerinin 2 ila 4 arasında olduğu tahmin edilmekteydi.
Çin, Güney Kore, Yeni Zelanda, İngiltere gibi ülkeler ve çoğu Avrupa ülkesi şimdi bu değeri 1’in altına düşürdü. İsveç ya da Rusya gibi diğer ülkelerdeyse, R’nin değeri 1’in yakınında veya üstünde ve bu da vaka sayısındaki artışı yansıtır.
Nüfus davranışı ile R değeri arasındaki ilişki karmaşıktır; fakat ikinci dalganın nasıl görünebileceğini göstermek için bu kavramı hala kullanabiliriz.
Nüfus içerisinde kolay etkilenen ve enfekte insanlar olduğu sürece, virüs yayılabilir. Salgının ilk dalgasının ‘sürü bağışıklığı’ seviyelerinin çok altında, yalnızca sınırlı bir bağışıklık oranıyla sonuçlandığına dair kanıtlar çoğalmaya devam ediyor. Ayrıca, virüsün yalnızca hayatta kalmadığı, aynı zamanda yayılmaya devam ettiği nüfus grupları da mevcut. Bakım evlerinde yaşanan bulaşmalar, artık birçok ülkedeki vakaların büyük bir yüzdesini oluşturuyor.
TEDBİRLERİN GEVŞEMESİ BULAŞMAYI ARTIRIR
Karantina tedbirleri gevşedikçe, insanlar birbirleriyle daha fazla temas etmeye başlıyor. Bu, R değerlerinin tekrar artmasına neden olabilir. Buna karşın aşağıdaki diyagramda gösterildiği üzere, R değerinin 1’in altında ya da 1’de tutulması hayati önem taşır.
Bununla birlikte, R değerinde görülecek 1.2’ye oranla mütevazı bir değişim bile, ikinci dalgaya neden olan büyük bir salgınla sonuçlanacak ve kontrol önlemlerini doğru bir şekilde almanın ne kadar önemli olduğunu gösterecektir.
İkinci dalgaya verilecek tepki, aşağıda gösterildiği gibi, tekrarlayan karantina tedbirlerini gerektirir. Fakat toplum şu ana kadar kısıtlamalara gayet iyi uymuş olsa bile, karantinanın verdiği yorgunluk bu tür katı politikaları yeniden yürürlüğe koymayı zorlaştırabilir.
SONBAHAR VE KIŞ DÖNEMİ RİSKLİ OLABİLİR
Salgın, mevsimsel gribin yaygın olabileceği sonbahar ve kışa kadar devam edebilir. SARS-CoV-2 virüsünün hava koşullarından güçlü bir şekilde etkilenmediği görülürken, Covid-19 ve grip darbesi aynı anda gelirse sağlık sistemi için bunaltıcı olabilir.
Olumlu tarafa bakarsak; SARS-CoV-2 virüsüne yönelik önleyici tedbirler (maskeler ve el yıkama gibi) grip virüsünün yayılmasını azaltabilir.
Son olarak, virüs mutasyona uğrayarak daha bulaşıcı bir suşa (alt türe/ç.n.) dönüşebilir. Böyle bir mutasyon, İspanyol gribinin ikinci orta dalgasının özellikle şiddetli olmasına yol açmış olabilir. SARS-CoV - 2 virüsü için benzer bir şey olsaydı, ortaya çıkacak salgının yeni R değeri sadece 4 olsa bile, kabakulak için 10-12 veya kızamık için 12-18 olan oranla kıyaslandığında yine de çok küçük olurdu. Kabakulak ve kızamığın yaygın biçimde bulaşması sadece aşılama ile önlenebilir.
Yakın gelecekte, hükümetlerin ekonomik ve sosyal yaşamın ihtiyaçlarını ve virüsün yayılmasını baskılama hususunu hassas bir şekilde dengelemesi gerekecek. Test, takip, kontrol altında tutma ve bölgesel tepkiler belirleme, stratejinin temel unsurlarıdır. Epidemiyolojik (salgınla ilgili/ç.n.) modeller ve R değeri gibi kavramlar, hükümetlerin ikinci dalgayı önlemek için nerede, nasıl, ne zaman ve ne kadar süreyle müdahale etmesi gerektiğini tespit etmede yardımcı olabilir.
Yazının aslı The Conversation sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)