Dünya Forum... Papa II. Urban: Dünya tarihine damgasını vuran rahip

Papa II. Urban, 1088’den 1099’a kadar Roma Katolik Kilisesi’ni yönetti. 1096 yılında, Kutsal toprakları Müslüman hükümdarların elinden almak için Hıristiyanlara çağrıda bulundu. Günahların affedileceğini ve Kutsal toprakların zenginliğinin kendilerine verileceğini vaat eden Papa, Avrupa'nın dört bir yanından gelen Hıristiyan şövalyeleri kutsal topraklara gitmeye ikna etti. Böylece, iki yüzyıl sürecek çatışmaların yanı sıra Avrupa ve Orta Doğu tarihini kökten değiştirecek olayların da başlatmış oldu.

Google Haberlere Abone ol

Fransa’nın Lagery kentinde dünyaya gelen ve asıl adı Lagery’li Odo olan II. Urban, 159'uncu Papa olarak seçildikten sonra Katolik tarihinde önemli olaylara imza attı. Avrupa çapındaki Hıristiyanların birleşmesinde önemli bir rol oynadı ve kutsal toprakları ele geçirmek için başlattığı Haçlı Seferleri’yle tarihin akışını değiştiren bir olaylar dizisi başlatmış oldu.

Papa II. Urban, 1042 yılında Fransa’nın Lagery kentinde doğdu. Fransa Krallığı’nda Chatillon-sur-Marne yakınlarında yaşayan soylu bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Odo, çocukluğundan itibaren kilisede, katı bir dini eğitim alarak büyüdü. Katolik Kilisesi tarafından eğitildi ve bir yetişkin olduktan sonra tarihsel yolculuğuna hızlı biçimde başladı. Gençlik döneminde Kölnlü Bruno tarafından Fransa’nın Rheims kentinde eğitildi. Eğitim sürecinin sonundaysa rahipliğe atandı.

Başlangıçta, Lagery’li Odo, Rheims’teki bir papazın yardımcısıydı. Ancak, Rahip Bruno’nun ısrarıyla, 1070 yılında, daha 30 yaşına gelmeden emekli oldu. Bunun ardından Cluny kentine giderek bir manastıra yerleşti ve nihayetinde manastırın yöneticisi oldu.

İlerleyen dönemde Papa VII. Gregory’nin isteği üzerine Aziz Hugh tarafından Roma’ya gönderildi. Bir keşiş olarak, kilise reformları üzerinde çalışan Papa VII. Gregory’e yardımcı oldu. Daha sonra, 1078 yılında Papa’nın baş danışmanı ve Ostia bölgesinin Kardinal Piskoposu oldu. Sonraki 10 yıl boyunca, Odo, Fransa ve Almanya genelinde Papa’nın temsilcisi olarak görev yaptı.

Odo, Papa VII. Gregory tarafından haleflerinden biri olarak aday gösterilmişti; ne var ki, akıl hocasının ölümünden sonra hemen papalığa getirilmedi. Bununla birlikte, Papa III. Victor’un kısa süren görev döneminden sonra oy birliğiyle papalığa seçildi.

PAPALIK DÖNEMİ VE HAÇLI SEFERİ ÇAĞRISI

Lagery’li Odo, 12 Mart 1088 tarihinde resmi olarak Papa ilan edildi. Daha sonra II. Urban adını aldı. Papa II. Urban’ın yönetim süreci, Avrupa’nın egemenliği için yaşanan bir mücadele yüzünden, zor bir döneme denk gelmişti. Papa III. Clement ve Kutsal Roma İmparatoru olan Cermen Kralı IV. Henry arasında büyük bir gerginlik yaşanıyordu. IV. Henry, Kutsal Roma İmparatoru sıfatıyla, papalığın otoritesini kendi iktidarından aşağıda görmekteydi.

O dönemde krallar ve imparatorlar Avrupa topraklarında sürekli olarak birbirleriyle savaşıyor ve genel olarak papalığın otoritesini umursamıyorlardı. Papa II. Urban, işte bu ortamda iktidarını pekiştirmeye, Hıristiyanları yeniden bir araya getirmeye ve yüksek düzeyde bir otorite inşa etmeye çalıştı. Selefi VII. Gregory uğraşlarına devam ederken, monarşiler üzerinde üstünlük kurmak için de çabalamıştı.

Başlangıçta, Odo, güç için verdiği bu mücadele çok az destek aldı. Zaman geçtikçe, Avrupa çapındaki hanedanlar Papa tarafından tanınma karşılığında kiliseyle ittifaklar kurmaya başladılar. Bu sayede II. Urban arzuladığı güce kavuşacak ve tarihteki ilk Haçlı Seferi’nin yapılmasını sağlayacaktı.

İlk Haçlı Seferi Kudüs’ü yeniden Hıristiyan idaresi altına almak ve Doğu ve Batı’da yaşayan Hıristiyanları birleştirmek için gerçekleştirilen bir girişimdi. Bu kutsal savaşların asıl hedefi Müslümanlardı. Papa II. Urban, ilk Haçlı Seferi için Avrupalı krallardan destek almayı başardı ve büyük ordular onun için savaşmayı kabul ettiler. Papa tarafından açık biçimde şiddet teşvik ediliyor olsa da şövalyeleri kan dökmelerinin haklı olduğuna ikna etti. Müslümanların, Hıristiyanların kurtuluşunun dışında olduğunu ve Tanrı’nın yaşanacak katliamlar karşısında herhangi bir cezalandırmaya gitmeyeceğini öne sürdü.

1095 yılında Papa II. Urban, Clermont Konseyi’nde piskoposlara ve soylu insanlara tarihi bir konuşma yaptı. Bu ünlü konuşma adeta bir mitinge dönüşmüştü ve neticede Papa, piskoposları ve soyluları ilk Haçlı Seferi’nin düzenlenmesi için ikna etti.

Haçlı Seferleri, Orta Çağ boyunca Avrupa’dan yola çıkan Hıristiyan Haçlılar tarafından yürütülen bir dizi din savaşıydı. 1095 yılında başlayan Haçlı Seferleri, Avrupalı şövalyelerin ve soyluların, önceki yüzyıllar boyunca bölgeyi kontrol eden Müslümanlardan kutsal toprakları geri almak için girişeceği mücadelenin başlangıcı olacaktı.

İLK HAÇLI SEFERİ VE KUDÜS’ÜN ELE GEÇİRİLİŞİ

27 Kasım 1095 günü Papa II. Urban, Papalık tarihinin en etkili konuşmalarından birini yaptı. Doğu Avrupa ve Kudüs’ün kontrolünü elinde tutan Müslüman yöneticilere yanıt olarak, Kudüs’ü geri almak için Hıristiyanların ‘kutsal Haçlı Seferi’nde’ bir araya gelmesini istedi.

II. Urban, Müslüman Selçuklu Türkleri'ne karşı yardım isteyen Bizans İmparatoru I. Aleksios Komnenos’un içinde bulunduğu durumdan etkilenmişti; ancak Haçlı Seferi çağrısı beklenenden çok daha ileri gidecekti. Papa, sefere katılan herkesin günahlarının Tanrı tarafından affedileceğini ve doğrudan cennete gideceklerini beyan etti. Kutsal toprakları Hıristiyan hacılar için güvenli hale getirmenin Hıristiyanların ahlâki görevi olduğunu savundu. Ayrıca, kutsal toprakların Batı Avrupa’nın kalabalık ülkelerinden daha zengin olduğunu ve bu zenginliğin Avrupa’ya taşınması gerektiğini de ifade etti.

“Ben, ya da daha doğrusu Rab, Mesih’in müjdecileri olarak bunu her yerde yaymanız ve tüm insanları, fakir ya da zengin, rütbeli ya da rütbesiz askerleri ve şövalyeleri, bu Hıristiyanlara derhal yardım etmeye ve bu aşağılık ırkı kardeşlerimizin topraklarından silip atmaya ikna etmeniz için sizlere yalvarıyorum. Dahası, Mesih de bize bunu emrediyor. (…) Karada, denizde veya putperestlere karşı savaş alanında ölenlerin günahları derhal affedilecektir.”

Konuşmanın etkisi muazzamdı. Dinleyenler, Papa’ya büyük bir coşkuyla yanıt verdiler. II. Urban’ın Müslümanlara karşı savaş çağrısı Avrupa çapında destek bulacak, tüm ruhbanları ve hanedanları seferber edecekti. 60 bin ilâ 100 bin kişilik bir ordu II. Urban’ın Kudüs’e yürüme çağrısına olumlu yanıt verdi. Sefere katılanların tamamı bunu dindarlıktan dolayı yapmıyordu. Avrupalı soylular, fetihten elde edilecek ayrıcalıkların ve zenginliklerin hayaliyle yanıp tutuşuyordu.

Bu soylular, hem kutsal topraklara giderken yol üzerinde hem de kutsal topraklarda binlerce masumun ölümünden sorumluydular; ayrıca kendilerine muhalif olan kişilerin zenginliklerine ve mülklerine de el koyuyorlardı. Savaş meydanlarında verilen muazzam kayıplar, Müslümanların eğitimli ve profesyonel ordularına karşı Hıristiyan köylülerin deneyimsiz olmasından kaynaklanıyordu. Seferin başlarında Hıristiyanlar ağır kayıplar verdiler ve defalarca başarısızlığa uğradılar.

Kudüs şehri Haçlı Seferleri mücadelesinin ana hedefiydi; zira kent, Akdeniz ve Ölü Deniz arasındaki kutsal topraklarda merkezi bir konuma sahipti. Kentin tarihi çok eskilere dayanırken, bölgenin üç ana dine temel teşkil eden önemi, Haçlı Seferleri için de büyük bir motivasyon kaynağı teşkil ediyordu. Hıristiyanlar için Kudüs, İsa Mesih’in çarmıha gerilmesi ve dirilişinin gerçekleştiği yerdi. Bu nedenle, şehir İsa’nın öğretilerini ve tarihini anlamak için hayati önem taşıyordu.

Müslümanlar açısından, şehir İbrahim ve Muhammed peygamberlerin Allah’la karşılaşmak üzere cennete yükseldiği yerdi. Yahudi halkı için Kudüs önemliydi; çünkü İbrahim peygamber tarafından kendilerine vaat edilmiş topraklardı. Her üç dinin de tapınaklarla birlikte şehirde önemli dini alanları mevcuttu. Sonuç olarak, her üç din de zaman içinde çatışmalara ve anlaşmazlıklara yol açan şehre sahip olmak istiyordu.

Yaşanan başarısızlık ve yenilgilere rağmen, Haçlılar büyük sayılardaki askeri güçlerinin yardımıyla Kudüs’e girmeyi başardılar. Haçlı ordusu Kudüs’e girişinin ardından neredeyse kentte kalan herkesi kılıçtan geçirdi.

II. Urban, Kudüs’ün ele geçirilmesinden yalnızca iki hafta sonra, 29 Temmuz 1099 günü öldü. Papa, Hıristiyanların büyük zaferinin haberi Avrupa’ya ulaşmadan önce ölmüştü. Onun başlattığı Haçlı Seferleri, sonraki iki yüzyıl boyunca yaşanan yedi (kimi kaynaklara göre dokuz) büyük askeri seferin ilki olmuştu. Günümüzde de Orta Doğu’da sürmekte olan kanlı olayların fitilini yakan ilk olay, belki de bu askeri seferdi.

Haçlı Seferleri sırasında milyonlarca insan, Hıristiyan olan ve olmayan askerler ve sıradan insanlar hayatını kaybetti. Büyük can kaybına ek olarak, Orta Doğu’ya yapılan çoklu seferler yüzünden ortaya çıkan borç ve diğer ekonomik maliyetler, ailelerden ve köylerden tomurcuklanarak devletlere varana kadar toplumun tüm seviyelerini yoksullaştırdı. Savaşlar yüzlerce şehir ve kasabanın yeryüzünden silinmesine de yol açtı.

Bu acı dolu savaşlar, ayrıca, Hıristiyanlığın yarattığı ideallerin, çoğunlukla savaşın yarattığı zulüm ve ahlaki çürüme tarafından yozlaştırılmasına yol açtı. Yaklaşık bin yıl sonra bile, Hıristiyan ve Müslüman dünyası arasında varlığını sürdüren medeniyet çatışması, II. Urban’ın yaktığı ateşin etkilerini dünyanın dört bir yanına yaymaya devam etti. Böylece, Haçlı Seferleri, Avrupa ve Orta Doğu kültürü ve siyaseti üzerinde kalıcı ve yıkıcı bir etki yarattı.

Kaynaklar:

https://www.biographyonline.net/people/pope-urban-ii-biography.html

popehistory.com/popes/pope-urban-ii/

https://dcc.newberry.org/collections/the-crusades-motivations-administration-and-cultural-influence

https://www.historycrunch.com/crusades-overview.html#/