Rihanna: Okuyabildiğim için şanslıymışım

Dünya genelinde çeyrek milyar gencin maruz kaldığı çatışmalar, yoksulluk, cinsiyetçilik ve kötü politikalar nedeniyle eğitimlerinin aksamasına karşı mücadele etmeliyiz. Bu yolculuğun sonunda hepimiz kazanacağız.

Google Haberlere Abone ol

Rihanna * 

Eğitim, hayat boyu süren bir yolculuktur. Asla her şeyi bilemeyiz; öte yandan, toplumlarımız, sürekli değişen dünya ve kendimiz hakkında daha fazla bilgi edindikçe durmaksızın gelişiriz.

“Hâlâ öğreniyorum” demekten utanmıyorum. Örgün eğitimin yanı sıra, müzik sayesinde dünyayı gezerek edindiğim küresel eğitim yoluyla, bir birey olarak muazzam biçimde büyüdüm.

Dünyada genelindeki çocuklar açısından eğitime erişim eksikliği büyük bir sorun ama bu durum umutsuzluk ve teslimiyet içinde ellerimizi havaya kaldırmamız gerektiği anlamına gelmiyor. Bundansa, bir örnek yaratarak farkı görmeyi başarabileceğimiz biçimde, bu sorumlulukların büyük kısmını üstlenmemiz gerekiyor. Bu, yürüttüğüm yardım ve hak savunuculuğu çalışmaları kapsamında, beni küresel eğitime öncelik vermeye iten husustu. Milyonlarca çocuğun eğitim alma konusunda çaresiz olduğu ve kendilerine fırsat verilmediği düşüncesi, kabul edemeyeceğim bir şey.

ÇOĞU ZAMAN SEVMEDİĞİM OKUL ASLINDA BİR AYRICALIKMIŞ

Barbados’ta büyürken, çoğu zaman okulu sevemedim. Özellikle de şarkı söylemek, spor yapmak ya da ödev dışında herhangi bir şey yapmak istediğinizde, eğitimin bir eziyet olduğunu hissedebilirsiniz. Şimdiyse, düşündükçe, aslında okula gidebilmemin bile bir ayrıcalık olduğunu fark ediyorum. Eğitim fırsatı bir saniye içinde elinizden alınabilir. Son dönemlerde tanık olduğumuz üzere, Karayipler, binlerce çocuğu çaresiz bırakarak okulları yok eden görülmemiş ölçeklerdeki doğal afetlerle büyük bir yıkım yaşadı.

Dünyanın başka bölgelerinde savaş, yoksulluk, derinlerde kök salmış cinsiyetçilik ve yürürlükteki kötü kamu politikaları, bir milyar çocuk ve gencin dörtte birlik kısmını eğitim almaktan alıkoyuyor. Bu çocukların yaklaşık dörtte biri çatışma veya krizlerden doğrudan etkileniyor ve özellikle kızların bir okul bitirememe ihtimali diğerlerinden daha yüksek. Yine de bu, sorunun yalnızca yüzeysel kısmı.

Böyle olması gerekmiyor.

Devam edilen her bir ilköğretim yılı, bir kızın gelecekteki maddi gelirini yüzde 20’ye varan bir oranda artırıyor. Bu yıllar, gelişmekte olan birçok ülkede boşa harcanmıyor. Örneğin Etiyopya’yı ele aldığımızda, günümüzde kız çocuklarının eğitimine yönelik 15 yıllık toplumsal cinsiyet eşitliği programına iki kattan fazla katılım söz konusu. Etiyopyalı kızların yüzde 93’ünden fazlası ilkokula ve yüzde 96’sı ortaokula devam ediyor. Şu anda, okula kayıtlı olmayan ve ilköğretim çağında olan bir çocuğu eğitmenin uluslararası topluluğa maliyetinin, bir yıl için yalnızca 50 Dolar’ın biraz üzerinde olduğu tahmin ediliyor.

İşleyen bir çözüm sürecinin parçası olmak istiyorum.

GELİŞMİŞ ÜLKELER DAHA FAZLA KAYNAK AKTARMALI

Geçen yıl, Küresel Eğitim Ortaklığı’nın (GPE) büyükelçisi olarak Malawi’nin güzel topraklarını ziyaret ettim ve dünya genelindeki 87 ülkede çocukların eğitimini destekleyen GPE çalışmalarının yarattığı etkiye şahsen tanık oldum.

Bunun ardından, Senegal ve Fransız hükümetleri tarafından finanse edilen ve 2 Şubat’ta gerçekleşen GPE Finans Konferansı kapsamında, dünya liderleri Senegal’in başkenti Dakar’da bir araya geldi. Finansman Konferansı’nda, 2018-2020 arasında küresel eğitime yönelik 2.3 milyar Dolar’lık bağışta bulunuldu. 89 ülkede 870 milyon çocuğa eğitim sağlama hedefimize ulaşmak için hâlâ biraz yolumuz var.

Desteklerini ikiye katlayarak cömert bir katkı sunmasından dolayı AB ve Fransa’nın yanı sıra, Kanada ve İrlanda gibi ülkelere minnettarız. Almanya ve Japonya gibi daha da yüksek destek verebileceğini bildiğim ülkelerden ek katkılar görmeyi ve katkıda bulunmayanları da aramızda görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum. Hollanda, Finlandiya ve Yeni Zelanda, hedefimize ulaşmamıza yardım etmek için ek katkılarda bulunacaklar. Bu dünya liderlerinin birçoğuyla GPE Büyükelçisi sıfatıyla görüştüm ve eğitime para harcamanın ne denli zor olabileceğine de bizzat tanık oldum. Eğitime yapılan yatırım, sağlık hizmetleri gibi yatırımın daha hızlı bir geri dönüşü olan (mesela 1 Dolar değerinde hayati öneme sahip aşılar satın almak gibi) şeylerle kıyaslandığında, daha zor görünebilir. Yine de bu, daha az önem taşıdığı anlamına gelmiyor. Tanzanya’nın eski Cumhurbaşkanı Jakaya Kikwete ile konuşurken, ihtiyacın ne denli ağır olduğunu ve birbiriyle çelişen konumlarda olduğumuzu hissettim. Buna karşın, hepimiz birey olarak bu liderleri eğitime öncelik verme konusunda cesaretlendirmek amacıyla bir ses çıkarabiliriz. Umarım hepiniz, dünya liderlerini küresel eğitim sorununa yöneltme çabamda, sosyal medya üzerinden bana katılırsınız.

HER KATKININ BİR DEĞERİ VAR

2012 yılında Clara Lionel Vakfı’nı (CLF) kurdum; zira, her birimizin en az bir kişiye yardım etme şansına sahip olduğumuza inanıyorum. CLF çocuklara, özellikle de onların sağlık ve eğitim meselelerine olan tutkumdan ilham alıyor. Çocuklara ve içinde yaşadıkları toplumlara maddi destek sağlayarak eğitimin önündeki engelleri kaldıran programları finanse ediyoruz. Malavi’de geçirdiğimiz dönemin ardından, binlerce kıza ortaokula devam etme noktasında destek sağladığımızı ifade etmekten gurur duyuyorum.

Her sesin bir değeri vardır ve sınırlı bilgiye sahip olmak sessiz kalmak için bir neden değil. Hepimiz bu konuda bir pay sahibi olabiliriz. Eskiden başının çaresine bakmaya terk edilen milyonlarca çocuğa eğitim fırsatı sunulan bir dünya hayâl edin. Dünyanın en yoksul çocuklarına ve aynı zamanda içinde yaşadıkları topluluk ve toplumlara yardım etme melesine gelirsek; şimdilik öğrenme aşamasındayım ve bu yolculukta bana eşlik etmeleri ve seslerini sesime katmaları için başka insanlara ihtiyacım var.

Gelişmekte olan dünyadaki eğitim açığının üstesinden gelebilirsek, sonuçta herkes kazanır.

Yazının aslı The Guardian'da yayınlanmıştır (Çeviren: Tarkan Tufan)